bir kısmını kendimiz yaratsak da büyük kısmını
hayatı iyi yaşama yolunda toplumuz bize empoze ettiği şeylerdir.
doğduktan sonra yaşayacağımız hayatta bizden belki de daha doğmadan beklentiler vardır. belki erkek belki kız olmamız.
doğarız ne zaman yürüyeceğimiz, ilk ne diyeceğimiz tartışma konusu olur.
biraz gelişiriz neye inanacağımız, neyi ideoloji edineceğimiz konusunda herkes beklentiye girer.
bu sırada okula veriliriz. okulda da bizden beklenenler vardır. sonra çevreden bir ilişki için baskı gelir.
bunları atlatırsan evlen denir. kendi başının çaresine bak denir. işte bunların alayı alayı içimizde kendimizden beklentiye girmemize neden olur.
''iyi bir müslüman olmalıyım, ailemin istediği gibi biri olmalıyım, askere gitmeli vatan korumalıyım, bir sevgili bulmam lazım, evlenmem lazım, okuyup adam olmam lazım, iş bulmalıyım, artık ölmem lazım...''
yani birçoğumuzun kendi içimizde insanlardan beklentilerimiz olabilir gerek aşk gerek dostluk manasında. ama asıl beklentilerimiz bizi beklemeye mecbur ettikleri şeylerdir.
toplum baskısından kurtulunmalı, kendi
tecrübelerimizi kendimizce edinmeli ve bunlar sonucunda
hissizleşmek hatasına düşmeden kendi
beklentilerimizi oluşturmalıyız.
asıl ulaşabileceğimiz ve ulaşmamızın kendi elimizde olduğu beklentiler bunlardır.