Evine ilk kez gitmiştim. Bir erkeğin evine ilk gidişimdi, tedirgindim. Sabahtan akşama kadar gönüllü çalıştığımdan aynı zamanda yorgundum.
Yemeğimizi yedik, filmimizi izledik sonra film izlerken ayaklarımızı uzattığımız armut koltuğa sırtımızı dayayıp konuştuk. Ne kadar konuştuk ben hatırlamıyorum. Benim için öylesine huzur dolu bir andı ki uyuyakalmışım. Beni yatağına yatırırken uyandım, bana "sen uyumaya devam et." dedi.
Yatağı tek kişilik idi. Ben uyumaya devam ettim ve sabah uyandığımda farkettim ki kanepede yatmak yerine armut koltuğu yatağın yanına çekmiş ve kocaman cüssesi ile ona sığmaya çalışmış. Yataktan sarkan elimi tutmuş bütün gece öyle uyumuş.
Hayatımın en mutlu doğum günü sabahından bir anı.
Akşamüstü balkonda oturuyordum. Karşıya bir çocuk geldi elinde çiçeklerle. Bekledi bekledi bekledi bekledi. Ben bir ara içeri gittim geri çıktım baktım bir saati geçmiş hâlâ bekliyor.
Ben bile sinirlendim. Ben olsam bu kızla bir daha görüşmezdim. Arıyor açmıyor, gelmiyor. Ayıp ya. Ne erkek ne kız, ne sevgili, ne arkadaş...
Bir saatten fazla bekletmek çok yanlış.
Ama yine de bu insanlar elde çiçekle bekleniyor bak. Ben ne bir çiçek gördüm ne beklettim birini. Böyleleri hora geçiyor. Yine sinirlendim püh