intikam

insanı yer bitirir. (bkz: intikam soğuk yenen bir yemektir)

intikam insanın rahatlamak amaç yapılan bir davranışıdır.su günlerde plalarım öyle işliyorki arkadaslar dua edin intikamlar uğruna sherlock holmes i geçtim ama zevkli oluyor intikamımı alınca yatakta rahat yatıyorum kafamı vurduğum gibi uyuyorum kim ne derse desin intikam güzel birşey.

arkadaslar biraz uzun olabilir ama okumanizi ve dusuncelerinizi almak istiyorum. bundan 3 bucuk 4 yil once sevgilim vardi ve gercekten ben cok sevmistim cok guzeldi her şey her ani ozeldi bir sure sonra araya birileri girdikce kotulestik falan ama kendi hatalarimizda vardi neyse biz bununla cikip cikip ayrilmaya basladik ne birlikte ne de ayri yapabiliyorduk cok farkli bir durum olmaya basladi onun kizlarla muhattap olusu farkli boyutlari onlari daha cok onemsemesi o oyle yaptikca bende ondan uzaklasip birileriyle konusup rahatlama istegi acti ilk aramizi sonra biz baristik ve ayni hatalari yapmiyoruz uzun da surdu anneme falan anlatmaya basladim cunku hersey iyiydi daha sonra yine bozulduk bana yanlis yapmasiyla sinir edici hareketleriyle takmayisiyla herseyi dalgaya almasi aslinda bu onun kisiligi gibi birsey ben bunu bi kizla da yakaladim ayrica cikarken beni kullandigida oldu o anlamlarda degil iyi niyetimi falan diyelim sonra biz tamamen bittik ve uzun zamandir ugrasiyordum amacima ulasmak icin hayatima sicti bende onun hayatina edicem diye basardim da arkadaslariyla yakin arkadas oldum zaten ortak arkadasimiz vardi falan surekli onlarla birlikteydim o olmuyirdu bir kac kere geldi takmiyordum ama konusuyoruz daha sonra ben bunun arkadaslariyla benim arkadaslarimla bulustuk ve arkadasi bana imalarda bulundu benimle onun ozel hayati bu benim zoruma gitti adam degilmis dedim bugunde hakli oldugum bir sebebten dolayi yakin iki arkadasiyla aralari bozuldu amacim bunun gibi biseydi ama uzuldum pisman da oldum bilmiyorum durumu duzeltsem mi yoksa boyle biraksam mi o da anlasa mi birseyleri tam olarak yazip anlatamadim ama sorun soylerim akil verin

cidden intikam soguk yenen bir yemekmis sadece sabret gun geliyor ve degerlendirmesini bilirsen canini yakan kisinin canini yakabiliyormussun

bir vakitler gözlerimi intikam arzusu bürümüş, bu arzu uğruna ölmeyi, öldürmeyi, içeride yatmayı ve gaddar bir insan olmayı dahi göze almıştım. bu konuda da başarılı olacaktım eğer hatalı bir karar verip o bileti alsaydım. şimdi dönüp bakıyorum da intikam için değmezmiş, kendi güzel hayatımı piç etmek olurmuş. beni seven, benim için uğraşan insanlarlara haksızlık edermişim. intikamın vereceği, size katacağı ne olacak bunu bir düşündünüz mü? sizin egonuz mastürbasyon yapacak diye hayatınıza yazık etmeyin.

geciktirmem hemen alırım

zannimca bu dunyada insana her seyi yaptirabilecek cok ama cok az his, cok az duygu var. nefretten buyuk ask, asktan da buyuk tek bir his var: intikam arzusu. nefret ofkenin olmemesi ve derin bir sekilde vuku bulmasiyla meydana gelir, intikam ise nefretin. adam oldurmek ve yaralamak, iftira, yillar sonra hak edenin hayatini mahvetmek intikam arzusu besleyenler icin cok siradan seyler olabilir. oyle bir sey ki bu yillarca olmez insanin icinde. bir hikaye var ama uzatmanin alemi yok, adam kirk yil firsatini arar ve kirk yilin sonunda soyle der: ben yine de erken aldim intikamimi.. nice omurler feda edildi ugrunda bu istegin. kisa tanim icin: takintili ofke ve nefret.

ne yazık ki bir önceki entrimde haklı cıktım. ne yazık ki intikam arzusu aşktan güçlü.-belki de sevgimiz yeterince güçlü değil- intikam niye alınır, bununla uğraşanın şuuru yerinde midir? intikam alınınca ne elde edilir, elde edilen kaybedilenlerden değerli midir?

kısasa kısas şeklinde yapılan bence gayet makuldür bu dünyaya bir defa geliyoruz diye milletten sürekli sille yiyecek halimiz yok.

kesinlikle insani duyguları körelten bir olaydır intikam. iyi bir şeyin intikamı olmaz neticede. söz konusu intikam alınmak istenen kişinin açığı, yanlışı kollanır. yapmazsa belki bir şekilde kumpasa getirilir. nihayetide kötü bir durumda kalabileceği her ihtimal, her hareketi değerlendirilir. yapmadı mı? daha öncesinde yapmış olduğu bir şeyler deşilir vesaire.. olumlu değil yani, olumsuz, yüz kızartıcı, hayattan soğutucu, rencide edici bir şey olması gerekmektedir. olay bu ya, intikam ya hani.. size yapılmış olan bir yanlışı tekrar etmeniz, bunu doğru yapmaz. siz de yanlış yapmış olursunuz. ne pahasına? kin, nefret, insani acizlik kısacası. ee sonra ne oluyor? rahatladım, karşılığını buldu.. yok öyle işte, ruhunu parçaladın olay bu. bir insanı bile isteye kötü bir duruma ittin, köstek oldun, belki zaten düşecekti işini kolaylaştırdın. gurur, onur, haysiyet, karakter ? hiç birini umursamadın, ve en kötüsü buna üzülmedin. zor durumda kalmış olan birisine üzülmedin, sevindin. herhangi bir vicdan, merhamet ya da insani bir erdem görmüyorum bu saydıklarımda. saçma sapan bir düzende yaşıyoruz zaten, kimsenin hayatı kolay değil. bir şekilde zor, insanlar arası iletişim, ekmek kavgası, hayat telaşesi.. böylesi pamuk ipliğine bağlı yaşantılarımız varken, işi daha da zorlaştırmak basitliktir, size yapılan bir testtir, karşılığında vicdanınızı kaybetmiş olursunuz. ben böyle düşünüyorum en azından. ve hiç bir tokat, affetmek kadar büyük ve acılı olamaz. size yapılan bir kötülüğe karşılık vermemeniz büyüklüktür, tene değen kor demir gibi, öylesine yakar. her zaman şu diken gibi batar asla çıkmaz " ben ona böyle böyle yaptım, bir kez olsun kötülüğünü görmedim.." olay bu.. diğer türlü, zaten çamuruz intikam alalım derken, hepten bataklık oluruz, sinekler uçuşur üzerimizde.. vesselam.

hayatta kazık yediğim herkesten intikam alma fırsatım oldu ama yapmadım, yapamadım be sözlük. biraz gamsız olabilseydim hayatlarını avucumun içine alabilir bir cümlem ile silip atabilirdim arada düşünüyorum seni hiç acımadan delip geçenlere neden bu merhamet diye sonra farkına varıyorum bu merhamet değil bu onlardan farkım olduğunu gösteren tek şey. intikam duygusunun esiri olmayın, onlar gibi olmayın onlar kötü.

üzgün değilim.intikam duygusuyla doluyum ve sonuna kadar alacağım intikamımı. nefret doluyum. kin besliyorum

mükemmel birşey yahu

kimsenin bana yaptıklarını unutmadım unutmam da. beklerim sonuna kadar beklerim hemde, öyle olmadık zamanda öyle birşey yaparım ki neye uğradıklarını şaşırırlar. hepsinin sırası var doğru zamanı bekliyorum sadece. kinci bir insan değilim yapılanların bedelini ödetmek hoşuma gidiyor sadece.

merhametimin izin vermediği olay

her ne olursa olsun, hırsınızın kurbanı olmayın. sabır ve sukunet her zaman sizi doğruya götürecek. intikam yalnız ve yalnız korkakların işidir. !

asla sahip olamadığım duygu. birine sinirim bile en fazla 5 dakika sürüyor. bu iyi mi kötü mü bilmiyorum ama intikam alamıyorum hiçbir türlü.

Zaman zaman insanın içine düşüyor böyle şeyler. Kinci bir adam olamadım hayatım boyunca. Garip bir yapım var. Ama size anlatacağım bir intikam hikayem var. Lise dönemine daha evvel bir entry de bir ufak değinmiştim. Fazla hızlıydım. Fazla kızla takıldım. Aslında bunun sebebi başında olan bir kızdı. Ama konumuz bu kız değil. Şuan anlatacağım kişi aslında beni ilk düşündüren kişi... İsim olarak Gizem diye bilin siz şimdilik... Genel olarak çevrem tarafından tanınıyordum. Yaptığımız muhabbet geyik sohbet hoşuna giderdi insanların. Bu durumun getirisi olarak bir çok arkadaş ortamında seviliyordum. Lisede sevdiğim kız tarafından terk edilişimin ardından atıldığım hovardalık günleri fena gitmiyordu. O zamanlar aşk sevgi gibi kavramları ergenlikten dolayı meme, popo, kuku gibi sevimli kelimelere devşirmiştim. Bir gün ilk okulda çirkin olduğundan yüzüne bakmadığımız kız arkadaşlarımızın güzelleştiğini ve eski günleri yâd etmenin gerektiğine karar vermiştik. Genelde organizasyonları ben yapardım. Çok kolay beğenen biri olmadığımdan kendi beğendiğim yeri seçerdim. Öyle salak saçma pop müzik çalan yerlerde oturmayı sevmiyordum. Güzel blues çalan mekan ayarladım. İlkokuldaki arkadaşlarımız ile beraber mekanda buluştuk. Orada herkes kendi sınıfında olanları yaşadıkları anıları anlatırken biz manyaktık havaları oluşmuştu. Aynı karikatürdeki gibi Karikatür. Tabii bir süre sonra Aysu bir arkadaşıyla sonra buluşacağını ve buluşacağı arkadaşı yakında olduğunu söyledi. Gelebilmesi için rica etti. Güzel kızların güzel arkadaşları olur denir. Bu toplum tarafından kabul edildiğini de düşünürsek ve nezaket gereği buna hayır dememiz imkansızdı. Ama hayatımı değiştirecek insanın oradan içeri girmesini beklemiyordum. Bir kız girdi içeriye. Gizem... Ben böyle bir göz görmedim. Bu kadar büyük nasıl bir insanın gözü olabilir. Garip hisler oluştu bende. Kız geldikten sonra tabii espri ve konuşma oranım arttı. Bir ara konu tiyatroya geldi. Önümüzde olacak olan tiyatro oyunundan bahsediliyor. Bilet kalmadı diye üzülüyor. Ben dedim direk "bende bilet var 2 tane. Arkadaşım gelecekti işi varmış biletim boşta. Gelmek istersen sana vereyim." Ortada bilet falan yok evet derse sıçtım dedim kendi kendime. Korkulan oldu ve evet dedi. Karaborsa millete yalvar yakar yanyana olan 2 bilet almak zorunda kaldım. İyi girmişti. Bu süre içerisinde kendimi güzel bir aşk hikayesinde mutlu biri falan olarak hayal ederken bir gece oturup kendime lanet ettim. Yani çevremde bu kadar kız var ve ben bir çok kızla takılıyorum. Evimde başka bir kızın çamaşırı var ama ben aşık oldum falan diyorum. Ben hak ediyor muyum triplerine girerken bu kız arkadaşları çevremden tek tek silmeye başladım. Mesaj atanlara siktir çekiyorum. Gaza geldim. Doğru insan olacaktım. Daha düzgün bir profil yaratmayı deneyecektim. Bunun sebebi karşımdakini kandırmak değil. İlk defa bu kadar yoğun duygu hissediyordum. Bunu kaybetmekten çok korkuyordum. Gözlerine bakarken arkada sanki Gary Moore çalıyordu. Etrafımdaki herkese bu kızı anlatır olmuştum. Aynı İsmail abi gibi arkadaşlarıma “kocaman gözleri var” diyip geziyordum. Tabii bir yandan da kendi başıma gelin güvey olmadığımı düşünüyorum tiyatrodan sonra kızla bayağı samimileştik gezip tozuyoruz yiyip içiyoruz. Bildiğin mutluyum ya. Bir süre sonra artık buna açılmayı düşündüğüm tarihler geldi. O sırada Mor ve Ötesi konseri vardı. Bana dedi ki arkadaş grubu olarak gitsek nasıl olur. Dedim gel fiyakan olsun arkadaşlarına söyle tüm biletlerde benden diye hava yaptım. O gün arkadaşlarının yanında ona sürpriz yapıp açılıcam işte işi bağlıcaz güzel bir şarkı esnasında. Kafamdaki plan buydu. Ama benim bilmediğim bir durum vardı. Gizem o gün geldiğinde yanında biri vardı. Adı Burak. Elini tutuyordu. Bunca zamandır konuşmalarımız falan hiç önemi yok o kadar sahilde yürüyüşlerimiz falan hep boşa. Süreci hızlandırarak anlatıyorum aslında bir çok detay var atladığım. Ama beni anlayın diye belli başlı şeyleri anlatmam gerekiyor. Neyse o gün çocuk biletleri sorduğunda ben aldım hepsini diye cevap vermişti. Eyşan'dan hallice bir Gizem vardı ortada kısaca. Konserde şarkılarla beraber bende çöktüm. Ama bu Gizem ile Burak'ın arasında da bir bozuklukta vardı. Buradan sonrası ağır salaklık içermektedir okurken buna hazırlıklı olun arkadaşlar. Bunlar kavga etti konserde. Çocuğu dövmeye kalktım ben. Serseri orospu çocuğunun tekiymiş aslında elemanda. Neyse ben o gece kızı mutlu edicem diye şebeklikler yapıyorum ama içim kan ağlıyor. Kız ağlıyor bir yandan bir yandan ben güldürmeye çalışıyorum falan. Kız geldi bana sarıldı başladı çocuk için ağlamaya. Ya kimse böyle bir şey yaşamasın bu nasıl bir acı amına koyim... Neyse kızı güldürdüm falan gecenin sonunda evine güler halde bıraktım. Sonra gecenin ilerleyen saatlerinde yerde kaldırımda uzanmış bir şekilde yatarken güneş doğduğunu farkettim. Uzun süre hareketsiz kalmışım. Sanki 10 dakika durdum gibi. Bir süre sonra tabii benim aklım başıma geldi. Kızın aslında bana neler yaptığını idrak etmeye başladım. Kız beni bildiğin kullanmış. Ben hediyeler yemekler konserler tiyatrolar takılırken abla aslında vakit geçiriyormuş. O günlerimi hep plan yapmaya ayırdım. Bir şeyler yapmalıydım. Ama ne? Ergenliğin verdiği alkol özentiliği geldi aklıma. Bir süre arayla Gizemler evlerinde arkadaşlarıyla toplanıyordu. Erkek kız karışık. Davet ettirdim kendimi zorla. Alkolleri aldırdım bunlara yemek yapıcam diyerek. Güzel yemek yapan biri olduğumdan mutfaktan kızları def edip bu arkadaşlara güzel hamburgerler hazırladım. Yavaş yavaş içip eğlenirken herkes o kafayla yanındaki kız arkadaşı ile takılmaya başlamıştı. Çift olarak gelmişlerdi. Tabii bizde boşta kalanlar olarak alkolün bize verdiği yetkiye dayanarak bir şeyler yaşamaya başlamıştık. O sırada alkolü yenilemeye gittim. Gizliden çarptığım telefon ile Burak’a mesaj attım. Anahtarı paspasın oraya sakladığımı söyledim. Sonra babasına yarım saat sonra kargo geleceğini söyledim. Babasının iş yeri evin altındaydı. Çocuğunda takıldığı kafe evin dibindeydi. Yani yarım saatte olaylar alevlenip evden tüymüş olmam gerekti. Mesajları sildim ve içeri geçtim. Döndüğümde ev seks partisine dönmüştü resmen. Herkes birbirinin yaptığı abuk sabuk hareket ile güç almaya başlamış garip şeyler dönmeye başlamıştı. Ve beklenen an geldi. Burak paşa içeri girdi. Evin her köşesinde olay var. Tabii biz arka odaya geçmiştik. İçeri tekme ile girdi. Ben bu duruma hazır olduğumdan ilk önce içimdeki o hınç hissini ortaya koymam gerekti. Çocuğa bir tane patlattım girmesiyle. Çocuk bu savrulmayla etrafın içine de sıçtı tabii. Herkes yavaşça ayılmaya başladı adrenalin artınca. Bende kıza başladım yaptıklarını anlatmaya. Ona duygusal şok yaratmaya çalıştım. “Ulan bu kadar da olur mu be” diyerek damardan girdim. O kadar derbeder girdim ki o suratına yumruk yiyen gavat demin kız arkadaşına çakmıyormuşum gibi bana gelip kardeşim falan demeye başladı babacan tavırlarla. Sonra tabii uzun tutmadım ki olayı çakmasın bunlar, evden giyinip çıktım. Ben binadan çıkarken selam verdim bir amcaya. Bu amca Gizem’in babasıydı. Artık selalar Gizem için okunuyordu. İçeride ne olduğunu bilmiyorum ama Gizem’i uzun yıllar göremedim. Sanırım taşındılar. “Bu mesajları kim attı ulan” diye düşünmüşler midir o hengamede kimin aklına gelir bilmiyorum. Ama bununla ilgili bana en ufak bir dönüş bile olmadı. Burak orospu çocuğunu geçen sanayide yaptığımız bir robot için gittiğimde gördüm. Şu sanayide paspas yapan orospu çocuğu için değdi mi be çektiklerin...

"unutmazsan senin, affetmezsen onun canı acıyacaktır. unutma, affetmek ve unutmak sadece iyi insanların intikamıdır." seneca

nefret ve sevgiyle beraber en güçlü duygu diyebilirim.

soğuk yenen bir yemektir

sana diken atana sen gül at demiş hz. muhammed

" intikam yolculuğuna çıkarsan kendin için de mezar kaz. " demiş konfüçyüs. ayrıca 2013-14 yılları arasında yayınlanmış bir dizi. beren saat'in en iyi dizisi bana göre.

bugün aldığım bişey:) kuzenimin nişanlısı olan kız, yani bana laf sokup duran densize çoook güzel bir gelinlik kitledim:)) yani 2009-2010 yılında giyseydi gayet moda bir parça olabilirdi :) pişman değilim yine olsa yine yaparım:)

hayvani duygularımızın en büyüğü intikamdır. bu duygu insanı her şekle dönüştürebilir. intikam bazen insanı hayata bağlar, bazende insanın hayatını karartabilir.

anonim itiraf sayfalarında allı pullu kumpas hikayeleri ile güzel bir şeymiş gibi lanse edilen aksine pislik habis bir duygu. insanlığı köreltir. kin, öfke, nefret aşiretinden.

hayatımıza girip düzenimizi alt üst ettikten sonra hiçbir şey olmadan defolup gidenlerden intikam alınmalı bence. onlara hayatlarının dersini vermelisiniz.

t: öc, hesaplaşma. ingi: 'revenge'

intikam uğruna damardan kan bile çekerim allahima

soğuk yenen bir yemektir ehhehe

şansını çok zorlaması lazım diğer türlü çok da takmam ama fena laf sokarım sözlerle döverim affetmem o konuda

''i̇ntikam hissi, insanları ele geçirmeyi çok iyi bilir.'' (bkz: the forbidden kingdom)

intikam konusunda en iyi on film.

var mı güzel tavsiiyeleriniz

''birisinden intikam aldığınızda, aslında ona en büyük iltifatı ediyorsunuzdur. sanki şey demek gibi "hayatımın amına öyle bir koydun ki, karşılık vermem gerek." intikam yollanabilecek en büyük tebrik kartı olsa gerek. evet, klişe ama gerçek "intikam güzeldir''." yine de olabilecek en güçlü duygulardan birisidir. benim için hayatımın çoğu döneminde ilk beşte bulunmuştur bu duygu.

intikamın verdiği tat kadar tatlı bir his daha yaşamadım ben. belki kötü bişey belki iyi çok da önemli değil. biri bana "bir" yapmışsa ben ona "on" yaparım.

"intikam gecikebilir ama asla yaşlanmaz." (bkz: dördüncü murat)

uzunca anlatacağım ki çarın benim için kıymetini anlayın. yıl 2008-2009 4. sınıfa gidiyorum. öğrencilik hayatımı mahveden oyun olan metin2'ye başlayalı 2 yıl olmuş. oynadığım server samarra. kadın bedensel çarla oynuyorum. 44-45 levelim. +9 dolunay kılıcı var elimde ama efsane bir şey. çarın itemler(eşyaları; zırh silah kask vb) döneme göre mükemmel iyi. sabaha kadar metin keserek dizmişim her şeyi. 55levelleri falan kesiyorum. bir gün mahalleden çok yakın bir arkadaş "çarın şifreyi ver de abimle kasalım 70-80 level yaparız" dedi. arkadaşın abisi 25-30 yaşlarında, çılgın gibi metin2 oynayan, oyuna para yatıran ve daha önce 85level çarı olan bir abi. 70-80 levelden bahsediyoruz o güne kadar hayranlıkla baktığım insanların leveli 70-80 :d yaşım 10-11 balıklama atladım hemen. verdim şifreyi. evet arkadaşlar hikayenin devamı için kanalıma abone olmayı unutşfşamncndlxş neyse aradan 1-2 hafta geçti bir baktım çara giremiyorum şifre yanlış diyor (o zamanlar şifre değiştirmek için e-posta istemiyordu yanlış hatırlamıyorsam). hemen aklıma arkadaşım geliyor. ulan diyorum acaba? ama yok konduramıyorum da 5-6 yaşından beri arkadaşım. msn'den yazıyorum çara giremiyorum şifreyi sen mi değiştirdin diye. ben yapmadım diye yeminler havada uçuyor. içten içe biliyorum onun yaptığını ama yapmadığına inanmak işime geliyor çünkü ertesi gün yine sokağa çıkıp saatlerce maç yapacağız. bakın ben akşama kadar sokakta oynadıktan sonra sabaha kadar bilgisayar başında durarak yapmıştım bu çarı. inanmış gibi yapsam da içim içimi kemiriyor. kavga etmeye meyilliyim ona zıt gidiyorum hep. bir gün maç yaparken eften püften bir sebepten kavga çıkartıyor. bakın ben değil o çıkartıyor. i̇tiş kakışın ardından bana 1 yumruk sallıyor. ben yine vurmuyorum çünkü acıyorum bir şey olacak diye. sonra bir yumruk daha atıyor benim gözlük uçuyor tabi havaya hahdhahs ben sinirleniyorum bir tane yumruğu çakıyorum buna sonra ayırıyorlar. bu kamilin attığı yumruk gözlüğüme geldiği için eli şişiyor benim yumruğu attığım yer de mosmor olmuş. babası noldu falan diye soruyor ediyor gerçeği söylüyor bu. tabi elinin gözlüğe vurduğu için olduğu kısmı söylememiş ben yapmışım gibi algılanıyor. annesi beni çok sever. hala yolda görünce oğlum nasılsın falan sohbet ederiz öyle. gelip bizi barıştırıyor. bak siz kardeşsiniz ben senin için binadakilerle kavga ettim falan diyor annesi (ki onların binadaki kadın bana sinir olurdu annesi de beni koruyup o kadına laf atardı.). biz barışıyoruz eski günlere dönüyoruz. bunun üstünden aylar geçiyor. bunun sınıfından birisi var. benle arkadaşımsı bir şey. gelip bana diyor senin çarın şifreyi değiştiren oydu kavga ettikten sonra da sildi çarını. benim gözüm doluyor. o kadar emek verdiğim, çok sevdiğim çarım bir ibine tarafından harcanıyor. peki ben dururmuyum? fırsat kolluyorum hep. bunun üstünden de aylar geçiyor. bunun abisi 80-81 level çar alıyor. çar da ne çar. hayranlıkla bakıyorum dediğim çarlar gibi bir şey. çar muazzam. rüyamda görememişim o derece. abisi biraz oynadıktan sonra çarı tamamen buna teslim ediyor. bu da gidip mahalleden bir başka yakın arkadaşımız olan birine şifreyi falan veriyor. ben bunu öğreniyorum. şifreyi verdiği arkadaşı bizim eve çağırıyorum. gelmeden de bilgisayara klavyede yazılan her şeyi kaydeden programı kuruyorum. arkadaş gittikten sonra çarın şifresi elime geçiyor. gün intikam günü. çarın tüm itemlerini alıyorum. bunun götü tutuşuyor. benim yaptığımı düşünüyor ama nasıl yapabilirim ki? aklı bir türlü bunu algılayamıyor. ben de itemlere çöktüğümle kalıyorum. oynadığımız serverler farklı olduğu için itemleri de bir güzel yere atıyorum başkaları alıyor. böylelikle intikamımı alıyorum. bu da böyle bir anımdır. (bkz: intikam soğuk yenen bir yemektir)

asla uğraşmıyorum boyle seylerle ilahi adalete inanıyorum, mutlaka buluyor yerini

benim için intikam, sinirlendiğin şeyi yutup unutmak, sonrasında yeri geldiğinde lafı ile karşıdakini sarsmaktır. emek harcamazsın, söyleyeceklerin içerde pişer pişer belki de sadece tek bir kelimeyle intikamını alır, içinin alevinden kurtulursun.

aga işyerinde mümkün olduğunca kasiyerler olarak bir arada yeriz yemeği. 2-3 gün önce çıktık yemek molasına. ben diğerlerinden 1-2 dk önce çıktığım için yanımdaki birkaç yeri arkadaşlar için tuttum. bizimkiler gelene kadar 2 tane reyon çalışanı geldi. abi ora dolu ama dedim gayet nazik bir şekilde. bu dingil geldi bana napalım yapcak bir şey yok dedi. yani baktığın zaman bir şey deme hakkım olmasa da bir sürü boş yer vardı. boş yer olmasa eyvallah gelsin otursun ama yer değiştirmesi 10 saniye sürerdi. ben aşırı sinirlendim bu dingillere. ertesi gün bu hırbolar benim kasaya geldi, 1 tane bisküvi almışlar. fiyatına baktım 1.50 yazıyor. o an beynimde ampül yandı. öç alma vaktiydi. boyu kısa olan bu insan kişisine nerden vuracağımı bulmuştum. yüzümü döndüm, kafamı kaldırdım ve hafif gülümsemeyle "bir elli" dedim. normalde olsa bir buçuk derdim. kolay kolay kimsenin boyuyla dalga geçmem ama bu hödük hak etmişti. sinirlendi ama yapabileceği bir şey olmadığı için tıpış tıpış gitti. bu da böyle bir anımdı.

"merhamet, her zaman intikamdan daha asildir"

i̇ntikam yolcuğuna çıkarsan kendin için de mezar kaz denmiş de bu kadar büyütmeye gerek yok çok değil bundan 2 yıl önce çok ama çok zor günlerden geçtim en büyük nedenlerimden biri de bi arkadaşımın attığı kazıktı. o köprünün altından çok sular aktı olayı atlattım şimdi ne bi nefret var ne bi his ona karşı ama gözlemliyorum günün birinde elime bi fırsat geçerse gözünün yaşına bakmam hayatı ona cehennem ederim ben o olayı atlatacak kadar güçlü biriyim ama affedecek kadar güçlü değilim ve doğru intikam soğuk yenir

dozu iyi ayarlanması gerekendir. size yapılan kötülükten daha az bir kötülükle karşılık verirseniz gülünç duruma düşersiniz. size yapılan kötülüğün aynı şiddetiyle karşılık verirseniz, o geçici haz anı geçtikten sonra yine içinizin ferahlamadığını hissedersiniz. çünkü geçen zaman uzadıkça yaptığınız kısas değer kaybına uğrar. size yapılan kötülükten fazlasıyla karşılık verirseniz zalim olursunuz. monte kristo kontu’nun filminde peder ölürken edmond’a şöyle bir nasihat verir: --- spoiler --- şu anda cezasını çektiğin suç için gerçekten suç işleme --- spoiler --- intikam almaya çok niyetliyseniz, en büyük kazığı kendi kişiliğinize atacağınızı bilerek yola koyulun.

t: maziye tüpsüz dalış yaptıran sansar salvo'nun nefis şarkısı. "arkamdan küfretme, haddimi bildir." intikam --- spoiler --- verse 1: akmasa da akar bak evimin damı. bakmasına bakarlar, ekin'i tanı. bir imzaya bir yürek mi, ebenin amı. inzivaya çekildik mi, tabi ki hayır. yetişecek hangi çocuk yerimi alır? gerçekten korkum yok, ölüme varım. gabriel de geldiğinde dünyayı tanır. arkanızı kollarken önüme bakıp, ilerlerim sessiz ve piyanolar hisli. yolculuğun dişsizse yolların kavisli. benim cezam böyle, özgürken hapistir. ve bu hapishane benimdir pislik. ne yapmam gerektiğini söylemeyin şimdi. biraz da yarım akıllı, böyle beyin bildim. arkamdan küfretme, haddimi bildir. duygularımı arıyo'san, internetten indir. nakarat: alınır intikam, elini git yıka. dediğim intikam, evini bak yakar. burası kan kokar, oyuna korkular. dolar taşar, başarmadan aşşağa. verse 2: sen bıraksan da oyun devam eder moruk. yoksun aslında, unutuldun pek çabuk. yattığın yatakların demirleri tortulu. bu benim dünyam, bi' film gibi korkulu. herkesin bildiği ve hiç kimsenin olduğu, oyunun durduğu an kafiyeyi bulduğum, gördüğün gibi yalan, onlardan olduğum. olursun esrar tarlasında korkuluk. gökyüzü kıpkırmızı, bugün gine arsızım. silahlar çekildi ve patladı ansızın. var sızın bu kansızın gidiş gününden kalmış. hikayeler bitti gitti, bi' yokmuş bi' varmış. her şeyi yanlış olan, her şey yanlış. alkışladığım alkış ve bu aldığım alkış. ciğerler yapışmış, kim bana sataşmış? kim kime yanaşmış, işiniz bu olmuş. nakarat: alınır intikam, elini git yıka. dediğim intikam, evini bak yakar. burası kan kokar, oyuna korkular. dolar taşar, başarmadan aşşağa. verse 3: kimin ne söylediği umrumda değil de, dikkat ette söylediğin vurmasın derinden. kafanı kaldırım etmek, elimden gelir de, çaldığını elinde yıllarca bilince.. isteksizim, istersen istetme, isterse misketle. isterse tüfekle, isterse köpekle. eve dönmek istemiyorum kanlı gömlekle.. beni bekle. aradım arkamı, gel ayağa kalkalım. paradır arkası, elindeki kalkanı. ünlü birini istiyo'sa ayarlasın tarkan'ı. aranan her kadın ve bunu anladın. bugün sansar benden baskın korkarım. bu boku yayınlamaz hiçbi' yayın organı. eteğine vurunca arabanın farları. hadi kaç kadın, hadi kaç kızım. nakarat: alınır intikam, elini git yıka. dediğim intikam, evini bak yakar. burası kan kokar, oyuna korkular. dolar taşar, başarmadan aşşağa. --- spoiler ---

--- spoiler --- i̇ntikam, yerine gelmeyen adalettir.. --- spoiler ---

"geç kalmış bir nefsi müdafaa.." - (#2259551)

gecikmiş bir nefs-i müdafaadır (bkz: şahsiyet)