bugün
yenile
    /
    1. 17
      +
      -entiri.verilen_downvote
      evi ev yapan şey anneymiş gerçekten. annem bir haftadır evde değil, herkes kendi odasına çekilmiş takılıyor. birimize bir şey olsa haberimiz bile olmaz. yemek yemeyecek olsak birbirimizi dahi görmeyiz.
    2. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben eve dönüyorum diye bana baklava yapmış diyor ki ben bu gece uyuyamam. asıl senin uyuman gerekiyor rahat rahat, beni gerçekten sevdiğinden emin olduğum tek insansın.
      1Annemi özlediğimden midir bilmiyorum, okurken gözlerim doldu :( Afiyet olsun :) - safvesalaklikabidesi 27.11.2021 16:25:27 |#4279534
      1teşekkür ediyorumm efenim :) bunları yazarken benim gözlerim de doluydu. - zindandaninsanlaramektup 27.11.2021 17:28:16 |#4279543
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Her telefon açışında “seni çok özledim” kendime baksam bile “kendine niye bakmıyorsun zayıflamışsın” diyor :)ona “sen de zayıflamışsın, taş gibi hatun olmuşsun” dememi bekliyor ama gelmeden söylemeyeceğim :)
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Anneciğimi çok çok seviyorum. 💜 Yenilerde ufak bir hastalık atlattım yanımda annem yoktu kendi kendime bakmak zorunda kaldım. O kadar üzüldüm ki. Herhalde 100 yaşına da gelsem anne diye ağlarım 🥲
    5. 13
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bugün televizyonu karıştırırken Kırmızı Oda'ya denk geldim, daha önce hiç izlememiştim ama Gökhan Özoğuz'u görünce bir bakayım dedim. On on beş dakika sonra annem geldi odaya o da oturup izledi. Hikaye şöyle, Dara adında bir çocuk var hasta abisinin gölgesinde büyümüş bir çocuk özetle. Abisinin hastalığından dolayı hep abiye ilgi gösterilmiş kendisine çocuk olma hakkı, yaşam hakkı, seçme hakkı tanınmamış biri. Neyse izliyoruz işte, bu konu benim de yaram olduğu için izlemek istemedim. Annem de izlenebilir bir dizi aslında insan çok ders alabilir dedi. Sonra dedi ki gerçi bizim gibi böyle şeylerin farkında olan insanlar için çok önemli değil biz bunların farkındayız zaten. Hayretimi gizlemek için çok çaba sarf ettim. Çocukluğumu yaşamama, sevdiğimin yasını tutmama dahi ablamın hastalığını bahane edip izin vermeyen annemi bütün bunların bana ne kadar zarar verdiğini bilmediğinden yaptığını düşünüp affederdim hep kendi içimde, meğer her şeyin farkında mıymış... Bu farkında olduğu hali miymiş? Hiç sanmıyorum. Her zaman olgunluğum ve serinkanlılığımdan bahsediyor hatta sanırım birazcık da gurur duyuyor çünkü. Halbuki ben sadece çocuk olamadan büyümüş biriyim. Bütün olgunluğum çocukluğumu yaşamama izin verilmediğinden. Ne acı ki ben yan odada çocuk olmak istiyorum diye sessiz sessiz ağlarken annem aslında bu konuda çok bilgili olduğunu düşünürmüş. Keşke ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduğunu bilseydi. Keşke bu konu hakkında hiçbir şey bilmediğini bilseydi. Keşke onunla konuşacak, eski defterleri açacak kadar cesur olabilseydim. Ama nerde bende o yürek, yine o üzülecek diye bütün laflarımı boğazıma dizip odadan çıktım. Olsun anne olsun. Ben zaten yaşayacağımı yaşadım, sen yaşattıklarını bilsen ne değişecek bu saatten sonra? En azından birimiz geçmişi iyi hatırlasın.
    6. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çocukken annemin çok fedakar bir kadın oluşuna öfkelenerek bakardım. Kendi kardeşlerine koşuyor, bana ablalarıma, abime, babama, babamın ailesine, kendi ebeveynlerine.. Sanki annemden 5 tane vardı. Fiziksel olarakta zihinsel olarakta çok güçlü bir kadındı. Ve uzaktan bakıp ben büyünce "annem kadar koşturmak istemiyorum, bu kadar yorulmak fedakar bir kadın olmak istemiyorum" derdim. Şimdi düşünüyorum. Dünyanın en güçlü annesine sahipmişim. Onsuz bi hayat düşünemiyorum. Annemin yarısı kadar fedakar olsam tüm dünyaya yeterim sanki. Yaşadığın tüm zorluklara rağmen sevgini bana her zaman hissettirdiğin için teşekkür ederim annecim. Hayattaki en büyük şansımsın
    7. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      annemi gerçekten çok seviyorum. bütün annelerimizin varlığına binlerce kez şükürler olsun. kendini düşünmesi gereken bir durumda bile ilk düşündüğü evlatları oluyor. onlardan uzak kalınca bunu daha iyi anladım. bugün ve birçok kez olduğu zamanda bile o hâliyle yine bana napıyosun kuzum diyor, hasta başı ağrıyor yine beni arayıp hâlimi hatrımı soruyor, üstelik belli de etmiyor bana hiçbir şeyi. kıymetin ödenmez annem. eve geldiğimde kokunu içime çeke çeke sana sarılmak istiyorum.
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      benim annem tanıdığım en güçlü kadın. 3 tane çocuğu tek başına büyüttü. gerçek anlamda tek başına. yeri geldi evin camlarına perde yerine çarşaf astık, kıyafetlerimizi doldurduğumuz çuvalların üstünde uyuduk, 4 tane tabak, çatal ve kaşıkla doldurduk mutfak dolaplarını. öz abisinden yaşadığı istismar yüzünden sevmediği bi adamla 16 yaşında kaçarak evlenip ondan çocuklar yaptı. kumar bağımlısı kocasını gece yarısı sokaklarda arayıp eve getirmeye çalıştı. köpeği bağlasan yaşamayacak yerde hem bizi büyüttü hem karnımızı doyurdu. sonra dayanamadı bizi alıp kaçtı. eksikliklerimiz elbette oldu ama annemin o gözlerindeki ışıltı bütün eksikliklerimizi doldurdu. etrafındakiler “daha çok gençsin çocukları yurda bırak yeniden evlenip kendine bir hayat kur” dediklerinde yük olarak görünen çocuklarını değil o kişileri çıkardı hayatından. 2 kere intihar etmeye çalıştı. Birisi bizi istediği şartlarda büyütemediği için. Diğeri ise uğruna hayatını harcadığı ablam yüzünden. 14 yaşındaydım anneme yapmaması için yalvarırken. Benim için, kardeşim için hayata yeniden tutundu. Tekrar aşık oldu, “seni 3 koca çocukla kimse kabul etmez” diyenleri kapak edercesine canım babamla evlendi. Şimdi dönüp baktığımda o kadar kusursuz bir anne ki gözümde, asla onun gibi bir anne olamayacağım için anne olmak istemiyorum bazen. bu da biyolojik babamın esaretinden kurtulduktan bir süre sonra çekildiğimiz bir fotidir. sebeb-i varlığım ❤️ gorsel
      0Sony Ericsson mu la o? - fakiiir 09.01.2022 02:09:30 |#4298392
      0Kumandaymış aq buharlı ütü bile var aq santranc takımı mı da var - fakiiir 09.01.2022 02:10:17 |#4298393
      0araştırmak lazım - ayurnamat 09.01.2022 02:11:03 |#4298394
    9. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Az önce annem 33 yıllık eşi olan babama "senin bugün doğum günün mü?" Diye sordu. Tc kadını ne kadar ilgili ve alakalı :d işin komik yanı babam yanlışlıkla doğum gününü yanlış yapmış facebookta ve kız kardeşi doğum gününü bugün zannedip kutlamış hshshaha
    10. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İyi ki var ama artık bazı yaptığım şeylere karışmasın istiyorum kaç yaşına geldim bi sal artık beni bee
    11. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Şu an en çok ihtiyaç duyduğum insan. Normalde hasta olmaya alışkın olduğum için okulda da annemden ayrı olsam da bir şekilde bakıyordum kendime. Şu an öyle bir vaziyetteyim ki annem olsa da bir tabak çorbasını içsem, bir duasını etse, saçımı okşasa da geçse diye geçiriyorum içimden. Hastalığın vermiş olduğu o duygusallık da cabası. Özlüyorum seni anne:’(
      81 ay önce hasta olduğumda aynı şeyleri hissetmiştim, of gözlerim doldu… - boktanhayat 13.04.2022 23:27:18 |#4353421
      5Ay benim yazarken bile doldu.. olmuyor böyle :ı - tallulah 13.04.2022 23:28:59 |#4353426
    12. 14
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Şöyle bir kaç cümle yazayım dedim ama anneler anlatılmaz ki iyi ki varlar ve keşke ölümsüz olsalar…
    13. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      26 yaşıma geldim. Halen dizine yatınca huzurla dolar her şeyin geçeceğine inanırım.
    14. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yoluna ömrümü veririm dediğim tek insan kendisi. Kızların ilk aşkı babalarıdır derler yalan ben annemi daha çok seviyorum. Parmağı kesilse içim titrer çok kötü olurum. Yaptığı yemeklerin aynısını bende yapıyorum en basitinden salata mesela ama onun yaptığı salatayla aynı tat değil bişeyler eksikmiş gibi. Bir dönem hastalığından dolayı çok fazla ayılıp bayılıyordu. O dönemler nasıl yaşadığımı hatırlamak bile istemiyorum. Ayağına taş değmesin canım anam, kadın anam, çilekeş anam. Seni çok seviyorum :)
    15. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Şurdakileri okuyunca içim sızladı, herkes annesine minnet duyuyor, herkes annesine sevgi ve saygı dolu, herkes annesini özlüyor. Ben başlığı görünce aklıma gelen ilk cümle "seni asla affetmeyeceğim" oldu. Beni kendine ve kardeşlerime anne yaptığın için asla bi evlat hatta çocuk olmama izin vermediğin için affetmeyeceğim. Yıllardır bağışlamazsan kurtulamazsın diyen onlarca terapi, konferans ve toplantılara katıldım, yıllarca seni affetmeye hayatıma huzurlu bi şekilde devam etmeye çalıştım ama sen hep gelip her şeyi berbat ettin, seni affetmeme bile izin vermedin. İşin tuhafı sana o kadar kıyamıyorum ki anneliği üstlenmeyi kabul ediyorum ve sen bu vicdanımı kullanıyorsun. Teşekkürler Anne..
      1Affetmek zorunda değilsiniz. Her ne olduysa affetmek zorunda olduğunuz hissinden kurtulmaya çalışın. Her yapılanı affedemeyiz ve affetmemeliyiz. Onu affetmemek sevmenize engelde değil. Umarım bir gün yaranız daha da hafifler. - kedidobi 15.04.2022 00:56:07 |#4354076
      1Kişiyi değil ama olayı affedebilsem (yaşam koçum hep böyle diyor) hayatta korkularım, güvensizliklerim ve kendime olan zorbalığımda bitebilir. Çok deniyorum, çok uğraşıyorum sonucunda fark ediyorum ki olayı yada kişiyi affetmeye zerre kadar hazır değilim. Bazı insanlarda olurmuş bu acılara tutunmak biz bunu güç zannederken zarardan başka bi şey değilmiş.. Yine de beni anlayan birilerinin var olması ve benim için güzel temennilerde bulunması muazzam bi şey. Teşekkür ederim 🌸 - umutsuzunicorn 15.04.2022 01:11:35 |#4354091
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kiminin yarası kiminin şansı.
    17. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ağlarken görmektense , ölmeyi tercih ederdim.
    18. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Tahminimce seneye bu zamanlar minik bir şey bana böyle diyecek
    19. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Keşke ölümsüz olsalar
      1Keşke - sodamoda 05.05.2022 18:13:30 |#4369230
    20. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      rengarenk hayatımın en güzel, en canlı rengi. birkaç zamandır ufacık bi mevzunun girdabına düşüp kafayı tırlatmıştım. hemmen çakozlamış mevzuyu. geldi, akıl verdi, at gözlüklerimi çıkarıp çöpe attı, zekası ve tecrübesiyle tokatladı. kendime geldim beya. bi rahatladım bi rahatladım ki sorma.. (bkz: gençleştim resmen bu kadar mı fark eder) anneler mükemmel canlılar. babalar çok şanslı.
    21. 18
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Her geçen gün biraz daha yakıyor canımı. Her geçen gün biraz daha yıpratıyor beni. Bu kadar mi zor beni sevmek bu kadar mı zor değer vermek. Elimden geleni yapıyorum. Elimden gelenden fazlasını yapıyorum bazen bitap düşüyorum. Hiçbir zaman değeri olmuyor hiçbir zaman önemi olmuyor. Sevgi arsızıyım ben ona göre. Görmediği bir şeyin arsızı olamaz insan. Milim milim verilen bir şeyin arsızı olamaz. Yokluğuyla kimseyi sınamasın allah. Ben de dahilim bu kervana. Ama varlığıyla da bu kadar muhattap ettirmesin. Açık açık ihtiyacım var sana dedim daha napıyım. Şu hayatta ne teyzem var ne halam ne ablam. İt gibi köpek gibi ihtiyacım var işte. Desteğine ilgine sevgine. Beş dakika önce bir kızının ne kadar olmasını istediğini anlatırken yüzündeki tebessüm bile mutlu etmedi beni. Peşi sıra gelen hayırlısını isteseydim allahtan keşke nidasını bekledim. Karşıma geçip hadi ağla, ağla da anla yaptıklarının cezasını dediğin günü de hatırladım mesela. O küçücük körpe bedenimi bile acıtmak istemiştim gözyaşlarımı tutamıyorum diye. Sana olan sevgimi hiçbir zaman anlamadın hep sağır hep dilsiz kaldın. Hiç sevgi görmediğinden midir bilmiyorum babama ittin hep. Şimdi de sadece onunla ilgilen ikiniz aynı haltsınız derken gerçekten tek suçlu ben miyim. Sana olan acımasız halim seni hiç şaşırtmıyor, çünkü ne ekersen onu biçersin anne sen bunu en iyi sen biliyorsun. Hep en eksik parçam olarak kalacaksın bunu da biliyorsun di mi, nolur bil. Bari benimle ilgili bunu bil. Kız çocuklarının da en büyük yarası babası değildir arkadaşlar. Anneniz yanınızda olmayınca daha net anlaşılıyor bu. Benim her yara kaşıyıcım kendisi olduğu için çok net anlayabiliyorum. Keşke sırf yiyeyim diye yedi çeşit çorba yaptığın o bebeklik günümü anlatırken eksik bıraktığın çocukluğumdan da bahsetsen biraz insanlara. Ama ben doyumsuzum hiçbir zaman da barışmadı de mi Yıldızımız. Hiç uğraştın mi ciddi anlamda hiç uğraştın mi? Hayatımın her alanında her başarıma dahil oldun. Bugün başarısızlıktan deli gibi korkarken beni yargılamaya ne kadar açıksın. Özür dilerim anne. Babama benzediğim için. Özür dilerim anne hiçbir zaman istediğin kadar temizlik yapmayacağım için. Özür dilerim anne senin gibi hayatımı çürütmeyip kendim olacağım için. Özür dilerim anne her üzgün mutsuz anımda yiyip kilo aldığım için. Özür dilerim anne bulduğum kocanın sadece maddi durumuna odaklanmadığım için. Özür dilerim anne bunca hengamenin içinde bir de ders çalışıp ayaklarımın üzerinde bir süre daha duramayacağım için. Ama özür dilemeyeceğim anne ağladığım için. Ağlayıp bir şeylerin bedelini ödemek yerine çok normal bir duygu yaşadığım için. Ve bunu bir zayıflık olarak görmeyeceğim için.
    22. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Anne olunca insan çocukluğuyla yüzleşirmiş işte bu kısmından sonrası bence çok zor yani benim için çok zor oldu ama bu sayede çocukluğumla barıştım çocuğumu da çocukluğumu da sevdim çocuğumla beraber yeniden fakat sevgiyle büyüdüm; eğlenceyi, keşfetmeyi öğrendim ve ben bu dünyada en çok anne olmayı sevdim
    23. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      annecim ben hiç iyi değilim. beni küçük çocuklar gibi sever misin? ayaklarında sallayıp uyutur musun? lütfen ben büyük değilim hala. hala ufağım. lütfen anne. şimdi yola çıksam 45 dakikaya gelirim 150-160 basıp. saçlarımı okşar mısın anne? beni artık yalnız bırakmayın nolur. çok yalnız kaldım ben. siz böyle istemezdiniz ama bu böyle oldu. ağlamam gerek anne ağlayamayan insan mı olur?
    24. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Gönlü olsun diye bi şeylere katlanmamıza sebep olur kendileri. Neyse sonuçta gönlü olsun.
    25. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime anne dedim “bi çay koy da içelim”
    26. 19
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aga normalde yanımda birini açık ameliyat etseler gram etkilenmem annemi hastaneye yatırdık hemşire damar yolu açarken zorluk yaşadığında tansiyonum düştü ayakta duracak gücüm kalmadı odadan nasıl çıktım bilmiyorum.. annelere hiçbir şey olmasın..
      1Geçmiş olsun - boktanhayat 11.11.2022 22:57:25 |#4479755
      0teşekkür ederim sağol.. - kara12 12.11.2022 07:34:36 |#4479989
      1Allah şifa versin aga - rakunettin 12.11.2022 10:00:20 |#4479998
      butun yorumlari goster (4)
    27. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Anne evlat arası bağ bambaşka. Zamanında benim de annem ameliyata girmişti. Babam annem ameliyata girerken ortadan kaybolmuştu. Ameliyathane kapısından ben uğurladım tek başıma, çıkarken de yine ilk beni gördü ben tuttum elini. Ameliyat sırasında da herkes sohbet muhabbet keyfine baktı bir ben dualar okudum sağ salim çıksın diye. O gün hastaneye ortama katılmaya sohbete gelen herkesi yazdım zihnime. O kadar gülüşecek sohbet varmış demek. Eminim ben ameliyata girsem de aynı durumda annem olurdu. Herkes aynı olmaz elbet annesiyle arası iyi olmayan da çoktur ama iyi olanlar için gerçekten çok büyük bir bağ. Geçenlerde deprem oldu İzmir'de gece 3.29da. öyle bir uyandım ki ev tepemize yıkılacak. Bilinçaltı işte kendini vuruyor açığa. Allahım beni ve annemi koru burdan sağ salim çıkar diyebildim sadece şok içinde. O binadan çıktıktan sonra da bol bol öptüm sarıldım.
      126'na da gelmiş olsan ağladığında sayıkladığındır - tulipa 12.11.2022 10:07:25 |#4480000
    28. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      annem bugün bana canım oğlum diye mesaj attı. işte böylesine açız sevgiye. dumur oldum. saol anne.
    29. 16
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Akşama kadar hatta çoğu akşam bile çeşit çeşit orospu çocuklarıyla uğraşıp ayakta kalmaya çalışıyorum. Etrafımdakiler psikolojik olarak güçlü olduğumu söyleyip, nasıl dayanıyorsun falan diyorlar. Ama annem arayıp oğlum dediği an gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor. Kadın üzülmesin diye ters bir şey yok diyorum ama ağlamamak için kendimi kastıkça sesim değişiyor, hastayım diyorum. Küçükkende babamdan korkmaz, annem üzülür diye uslu dururdum. Bi onun yanında düşüyor şu gardım.
    30. 11
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yaptığı şu aramayla durduk yere beni duygusal bi topa çeviren varlık tek hareketiyle psikolojik üstünlüğü ele aldı kral, helal olsun. mecburen o kimi getirirse onunla evleneceğiz.
    31. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Anne olduktan sonra anneme bakış açım değişti. Anne olmanın zor olduğunu biliyordum ama böyle olduğunu bilmiyordum.
    32. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      merhaba anne, seni çok seviyorum. bir kez sinirlenip bağırıp çağırmıştım. sürekli bağırır çağırırım da sen hatırlarsın o gün bir farklıydım. zengin insanların sinir krizi dediği şeyden geçirmiştim. sonra ağlamıştım. sen de bana sarılıp benimle beraber ağlamıştın. 3 seneden fazla oldu ama daha 4 sene de olmadı. çocukluğumdan beri bir yerde unutmuşum ben o duyguyu. o gün kısa süreliğine de olsa tekrar hatırlamıştım. teşekkür ederim anne. seni çok seviyorum. anneme bunları demeyi çok isterdim ama demem. sizlere ve diğer insanlara o gün neden öyle ağladığımı da söylemek isterdim ama söylemem. çelik gibi sert olsanız da bazen -tıpkı şu an olduğu gibi- çatlaklardan sızdırıyorsunuz. ateş saçıyorsunuz etrafa. gerçekte kim olduğumuzun farkındayız bence. herkes rol yapıyor, kimi az kimi çok. ama derinlerde biliyoruz. ben de bu konuda en iyilerdenim. en farkında olanım. her boku yiyip özür dileme vakti. tıpkı diğer herkesin yaptığı gibi. ben de herkes gibiyim. sadece daha iyisi. harika bir kibir.
    33. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      küçükken bir markete gitmistim, annem deterjan almaya yolladı diye. ben iki saatte hazirlanmayayim şimdi sen git gel demişti. dönüş yolunda da dans ede ede market fişini yere atmıştım. yanlış deterjanı almisim. annem tekrar markete yolladı. fişi attığımı unutmuşum ceplerimi kontrol ettim yok poşete bakıyorum yok. yolda yerdeki kağıtlara bakıp bulmaya çalıştım yok. yine de markete girdim. deterjan reyonunun önünde on dakika durdum ne yapacağımı düşünmeye başladım. elimdekiyle dışarı çıkamam fişim yok, değiştiremem fişim yok. en son bir müşteri beni kasiyere bu napıyor orda der gibi gösterdi. kasiyer de deterjanı çalıyormuşum gibi davranıp kovdu beni marketten. ben de bir şey demedim. eve gidip anneme anlattım. kalktı giyindi hazırlandı markete geldi. yarim saat azarladı kasiyeri. en sonunda istediği deterjanı aldı çıktı. kasiyer bir yerde haklı mıydı, çocuğa da mi yazık acaba diye düşündüm ama. yine de annemin o sinirle markete gelip beni savunması, en sonunda da istediğini alıp çıkması. hala hatırlayınca müthiş hoşuma gider
    34. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      annemin beni kendinden çok sevmediğini öğrendiğimde müthiş sıkılmıştı canım. nasıl beni hayatındaki her şeyi askıya alacak kadar çok sevemezdi? nasıl tek odağı ben olamazdım? ben üzgünken, keyifsizken, öfkeliyken, depresifken orada oturup keyifli vakit geçirmesi bana hakaret gibiydi, yani. annemi bir şeyle paylaşma fikri felaket rahatsız ediyordu beni. onu abimle paylaşmam gerekiyordu, babamla. onu kendi annesiyle ve arkadaşlarıyla paylaşmam gerekiyordu. akrabalarıyla, işiyle. daha kötüsü de onu onunla paylaşmam gerekiyordu. onun hayatıyla ortaklığımız vardı, ömrünün yarısını bana geri kalan yarısını da diğer tüm zımbırtalara ayırması gerekiyordu. en kötüsüyse gün gelecek onu toprakla paylaşmam gerekecekti. o zaman elini tutar çıkarırım oradan diye düşünüyordum. annemin toprakta paydaşı olacağıma onun başında ağlayacağıma, kendimin yarısını veririm toprağa daha iyiydi. annem yine bana kalacaktı.
    35. 17
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok zorluk çekti bu hayatta. dile kolay, tam on çocuk büyüttü. hem de “anneliği çok sevdim ben” diyerek. ve onların her birine babamdan daha fazla destek verdi. eski köylü kadınlarındandır annem. tandırda ekmek pişirip leğende çamaşır yıkayan. yıllar evvel bir gün baş dönmesinden doktora gitmiş. doktor nasıl olmuşsa artık, bunun sol kolundaki yanık izlerini görüp “teyzeciğim evde şiddet görüyorsanız söyleyin, yetkili mercilere iletelim” demiş. annem de “şiddet değil, yıllarca tandırda ekmek pişirdiğim için ekmekleri tandırın içine vururken hep o kolumu kullanmamdan dolayı yandı” demiş. annem bana bu olayı, benim ona “üzerimizde çok hakkın var, lütfen helal et” deyip tandırda ekmek pişirdiği zamanı hatırlattığımda gülümseyerek anlattı. benim vefalı bir evlat olduğumun kendince tasdik edilmesinin kanıtı olarak gözlerinin bir yıldız gibi parlaması eşliğinde. o gülerek anlattı da benim içim yandı o an. şahidim allah’tır. keşke ben açlıktan ölseydim de anamın kolu yanmasaydı. öyle zoruma gitti ki bu durum, hala zamanlı zamanız aklıma gelir ve bu dünyayı bir bidon benzin döküp yakmak isterim. bu dünyanın benim anama bir kol borcu var çünkü. insanlığın benim anama katrilyonlarca fırın ekmek borcu var zira. bu ülkede erkekler de çok zorluk çeker. askerlikten tut, bir dünya zırvalığa varana kadar. ancak zamanında okuma fırsatı olmayıp -ki çok zekiymiş anam. müfettiş her geldiğinde onu kaldırır, dedeme “bu kızı okutun” dermiş- mecburen evlenen ve ev hanımı denilen dünyanın en boş ve yoz unvanını alan kadınların dertlerinin yanında o sorunlar manasız kalır özünde. çünkü potansiyelleri yalan olmuştur o kadınların hepsinin. sonra boktan heriflerle bir ömür geçirip ne boşanabilmiştir birçoğu ne de mutlu bir evlilik sürmüş. oysa babam da fena adam değildi aslında. ama iyi bir babalıkla iyi bir insan olmak arasında bir çocukluk fark vardır. işte annem o farkı hep kendisi kapattı. bugün kendisiyle konuşurken “istanbul’u çok sevdin, sen artık buralara gelmezsin” dedi. yerine göre çok kızgınım. hem babama hem de anneme. çünkü onlar da benim potansiyelimi gerçekleştirmem için en temele hiç inemediler. dürüst olayım, isteseler de inemezdiler zaten. bu onlardan ziyade devletin görevi çünkü. devlet politikası olmalı sağlık, eğitim veya bir dünya insani olgu. her neyse işte. annem öyle ya da böyle hep samimi gelmiştir bana. babama göre daha içten ve duygulu. zeki ve prensip sahibi olduğu için de sülalede çoğu insan sevmez kendisini. çünkü ne lakaytılığa tahammül eder ne de boş beleş işlere. çoğu kez de güçlünün yanında olur hep ama özünde iyi biridir. şimdilerde epey yaşlı ve tek. eşi vefat eden abimin bekar oğluyla yaşıyor ama en temelde tek. bir de bir dünya hastalığı mevcut. bugün “keşke beraber yaşasaydık” dedi. aslında babam vefat ettiğinde bunu ben teklif etmiştim ama o “düzenini bozma” demişti. yalnızlık, yaşlılık ve koca hayatı zorluklarla geçirmek yıpratıcı olsa gerek. tandırda ekmek pişirilen günlerden akıllı telefonla kameralı konuşulan anlara gelmekse değişik. hayat garip. her şey değişiyor. tek bir şey hariç. insanın kırgınlıkları ve bedenindeki izler. anama bir kol borçlu insanlık. keşke sol kolumu kesip verebilsem ona. ben, beni dünyaya getirdikleri için ebeveynlerine içten içe hep kızan ve babası öldüğünde ağlamamış adamım ama şu satırları yazarken ağlıyorum. canım yanıyor çünkü. ve zoruma gidiyor gerçekleşen her türlü adaletsizlik ve eşitsizlik. benim anam başka bir yerde ve başka bir zamanda dünyaya gelmiş olsaydı, yanmayacaktı kolu. ekmeği fırından alacaktı. ve yıllar sonra bir doktor ona gizlice “evde şiddet görüyorsanız bana söyleyin, yetkili mercilere iletelim” demeyecekti hiç. ve anam bunu bana anlatmayacaktı. anama yanık izlerinin olmadığı bir kol borçlu insanlık. sırf bu yüzden affetmeyeceğim hiç kimseyi. ben de bu acı ve öfkeyle yaşayacağım ölene dek.
    36. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Merhaba sevgili yaram. Bu dünyadaki sınavım. Memnuniyetsizliğim ve daha bir sürü şey. Çok uzun bir süredir psikolojimi sağlam tutma çabam kendini başka bir noktaya bıraktı ve senin narsistliğin altında ezildi. Bugün çok fazla hakaret ettim sana. Çok kötü söz söyledim. Biliyorum, çok saygısızcaydı. Ama bir insan da söylenen her sözü bu kadar hak etmez ki. Sürekli eleştirilmekten beğenilmemekten ve sevilmemekten helak düşmüş şu kalbim bugün dayanamadı. Ciddi anlamda çatlayacak gibi hissettim. Susturamadım kendimi. Sinirim dinmedi. En son böylesini pandemide yaşamıştım. Nitekim o günde sana saldırmıştım. Bugün de istedim. Evet açık yüreklilikle söylüyorum. Şöyle okkalı bir tokat atmak istedim. Sen kimsin demek istedim. Eminim o sözler canını daha fazla yakmıştır diyeceğim de seni o bile ırgalamaz. Sen sadece bize cehennemi yaşatıp köşene çekilirsin. Her şeyime laf söylersin. Tırnak ucumdan başlayıp saç telime kadar. Bugün ölmeni bile diledim. Öyle bir nefret var içimde. Seni sevmiyorum ve pişmanlık da duymuyorum. Keşke babam senin gibi biriyle evlenmeseydi. Keşke ona kol kanat gerebilecek biriyle evlenseydi. En azından onu seven biriyle. Yapmadığın onca şey sadece köşkünde oturup insanları eleştirmen sürekli o bildiğin tek açığıma, senin gözünde açık, sevdiğim adama laf söylemen hiç ırgalamıyor İnan. Bütün dünyaya duyur bakalım eline ne geçecek. Onu da geçtim biliyor musun. Vallahi onu da geçtim. Şu an karşımda oturuyor olsan cehaletinden hiçbir şey anlamaz sadece senin işine yarayan kısımları alır yine beni eleştirmeye devam ederdin. Bana yaşattıkların senden çıksın olur mu. O taptığın gelinin ağzına sıçsın. O her şeyden üstün tuttuğun aramızda tam 12 yaş olan gelinin çektirsin. Tuttuğun dal kırılsın. Ara. En çok beni ara. Çünkü bugüne kadar senin için yapmak istediğim her şeyi kötü algıladın beni hep rakip olarak gördün benim yaşamam gereken elektra kompleksini sen yaşadın. Keşke sana zarar verebilseydim. Senin bana davrandığın gibi ben sana davransaydım. Sen bir günlüğüne yaşasaydın çektiklerimi. Belki anlardın. Her şeyinin eleştirilmesi Tokat gibi çarpsaydı suratına. Bu Allah’ın belası ev bir gün son bulacak. Bir gün kurtulacağım. Sana rağmen kurtulacağım. İşte o gün anlayacaksın neyin ne olduğunu. İşte o gün anlayacaksın elinden neyin gittiğini. O çevrende fır dönen oğullarının asla umrunda olmadığın gerçeği çerçeveleyecek. Geberin hepiniz. Kendi kirinizde.
    37. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bihter, "firdevs hanımın kızı olmaktan utanıyorum" dediği zaman onu çok iyi anlıyorum, bir firdevs hanımın kızı olarak. bence ablamlar da aynı şeyi düşünüyor. sana rağmen kendimizi gayet düzgün yetiştirdik. sana rağmen üçümüz de çok daha iyi başardık anneliği de, eş olmayı da, birey olmayı da. özellikle birey olmayı. bence bizi tanıştırdığın insanlar da aynı şeyi düşünüyor. çoğu şeyi cahilliğine bağlıyorum ama çoğu şeyi de kötü niyetli olmana bağlıyorum. bunu anca böyle açıklayabilirim. daha ağır da ifade ederdim de iyi kötü annemsin. ben sana hiç sarılmadım anne. çocukken yanına bile sokulmazdım. yetişkin olduğum zaman da senin sarılmalarından hiç hoşlanmadım. saçımı okşasan rahatsız olurum. fark ettim de ablamlar da böyle. mümkün olduğunca az temas kuruyoruz seninle. sen de farkında mısın? yoksa kendini suçlu hissetmemek için düşünmüyor musun? belki de suçlarını yine bize atarsın. hep yaptığın gibi. sen hesap vermezsin, hiçbir zaman da hesap vermedin. ama hesap sorarsın. ve en kötüsü hesabı her zaman bize kesersin. fakat, kızların ne kadar efendi, ağırbaşlı, akıllı, hanımefendi vs. gibi sözler söylendiği zaman lütfen bundan kendine pay çıkarma. senin hiçbir katkın yok bunda. aynı şekilde babamın da. size rağmen çok iyi yetiştirdik kendimizi. benim kendime dair en büyük gurur kaynağım bu oldu. ikiniz de bahanem olmadınız. olduğu kadarıyla. biraz da mommy issues.
    38. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      evin direği evliliğin yapı taşıdır. babanınkinden çok daha fazla sorumlulukları ve yükümlülükleri vardır. bütün hayatını kimseden takdir teşekkür beklemeden kimseye minnet etmeden evlatlarına adar.
    39. 12
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bugün şakayla karışık, ben hayırsız bir evlat mıyım diye sordum wptan. mesajın gönderilmesiyle beni araması bir oldu. işte nereden çıkarıyorsun, kim öyle dedi falan. baya bir sorgu sual eyledi. en son bir sorun olmadığına ikna ettiğimi düşündüm ki, yarım saat sonra bu defa babam yazdı. nasılsın oğlum, bir sorun yok değil mi diye sordu. anladım tabii, aradım babamı hayırdır ne oldu diye sordum. o da anlattı, annen söyledi işte diyerek. evde ufak bir krize sebep olmuşum bir soruyla. babama da durumu anlattım, şaka yapmıştım gibilerinden ikna ettim onu da. en son babam ekledi, herhalde seni çok özledi, ondan bu halleri diye. ne zaman geliyorsun diye de sordu. ben de sizi çok özledim. anne, şakadan bir soruyla duygusal topa çevirdin beni işin ortasında.
      0sen kaşınmışsın cjxj - hasta ruh 20.09.2023 01:33:42 |#4609955
    40. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kaç kere geldim bu başlığa göz yaşlarım içinde bilmiyorum bugün de o günlerden biri işte. Nefret sevgisizlik ötekileştirme ve daha bir sürü kötü duygu için teşekkür ederim. Her gün biraz daha kanıtlıyorsun birbirimizden bambaşka karakterler olduğumuzu. Nefretimi asla azaltmıyorsun. Doğurduğun günden bu yana nefretin asla azalmıyor. Kıskançlığın hiç bitmiyor. İçindeki düşmanlık duyguları gün geçtikçe artıyor depreşiyor. Bazen yeryüzündeki en büyük sınavım senmişsin gibi geliyor. Sen de her beddua ettiğinde git bir daha asla geleme diye dua ediyorsun. Hangimiz ötekimize daha büyük ceza acaba. Gerçekten yıldım sevgisizlikten huzursuzluktan. Kuduz köpek gibisin son günlerde. İyice kopardın ipleri. Ne görmek istiyorum seni ne konuşmak. Bir kuyunun dibindeyim belli belirsiz bir ışık hüzmesi. O kadar o bile yok çoğu zaman. Narsisizmin vucüt bulmuş hali. İçimde sana karşı tek sevgi zerresi yokken her anında benden merhamet beklemen aşırı sinir bozucu. Yaşattığını yaşıyorsun. Yaşarsın umarım.
    41. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Her anne kendi şartları içinde mükemmel olmaya çalışır ama daima yetersiz hisseder. Annelik o kadar zor ki asla tam hissedemiyorsunuz. Hep bir şeyler eksik kalıyor. 14 aylık annelik tecrübemle söyleyebilirim ki çoğu zaman yetersiz hissediyorum. Amacım mutlu ve güçlü bir kız yetiştirmek olduğu için bir hayli zorlanıyorum. Her şeye koşmak çok yoruyor ve yıpratıyor ama kızımın bir gülüşü için çok daha fazla koşmaya razıyım.
    42. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ne olur kurtulayım artık senden ne olur. Çok yoruldum her gün pekişen değersizliğimden çok yıprandım çok canım acıyor. Bazen kime ne yaptım da başıma seni verdi Allah diye soruyorum kendime. Nefretim hiç bitmiyor. Dinmiyor. O kadar salağım ki yarın iyi davransan yine gülerim ben sana. O kadar muhtacım sevgine. Ama artık yok. Bıktım köpek gibi bana saldırmandan. Kavga ederken sesimin bütün hafta kısılmasından. Bana ettiğin beddualardan. Yoruldum bu kadar yalnız olmaktan. Beni sürekli vurmandan. Nefret ediyorum senden. Hiçbir açına üzülmüyorum hiçbir hastalığına. Her şeyin şov gibi geliyor. Sevmek zorunda değilim seni. Sevmiyorum da. Tıpkı senin sevmediğin gibi. Yaşattığını yaşa olur mu, nolur yaşa. Ben seni Allah’a havale ediyorum. Allahım isyan da etmiyorum. Ama bu sınav çok zor çok.
    43. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Belli bir süredir uğramadığım bir başlık. Eminim başlığı görünce bile çoğu kişi okumadan geçiyordur ben olduğumu biliyordur. Şimdi değil 2016da daha buralardayken vardı böyle birkaç başlık. Ben bilirdim artık kimin yazdığını. Okurdum ben. Derdim ki demek ki var bir derdi. Bir hüznü. Benim de var bir derdim var bir hüznüm. En son ne zaman yazdım bilmiyorum. Ama bir süredir küsüz. İlk zamanlar hiç umursamıyordum ciddi anlamda umrumda değildi hatta iyi ki küstük ne güzel sıfır iletişim oh mis diyordum. Öyle olmuyormuş. Kabullenemiyormuş. Yani bu kafası karışık bağlanan bebekler var ya ben oymuşum. Hem sevip hem vurma isteğim geliyormuş. Canım sıkkınmış. İhtiyaç duymak istemiyormuşum ama köpek gibi de ihtiyaç duyuyormuşum. İki üçlü değnek işte. Bu kadar ihtiyaç duymak da çok yakıyormuş insanın canını bu kadar uzak olmak da. Tamamen dış kapının dış mandalıyım artık. Oğullarından biri yanında kızı yerine koyduğu biri de etrafında. Tam onun istediği gibi onun standartlarında o büyütse bu kadar olurdu dediği. Yanında da gezdiriyor oh mis. Bir de iyi davranıyor görün. Oradan bakınca kıskançlık gibi duruyor di mi. Değil. Acı. Çok acı hem de. Madem bu kadar iyiydin niye bir kere bile bu şekilde muamele göremedim bir kere bile. Bir noktada dışladılar. Dışarıdayım. Yalnızlık hiçbir zaman bu kadar etten kemikten olmamıştı benim için. Canım yanmamıştı. Geçen bir dizide bir sahne gördüm kız hastalanıyor işte annesi sanırım. Senin hastalığınla mı uğraşcam iç ilacını uyu her gün yatak döşek çekmeme seni diyordu. O anı bir lacivertli yaşamış olmak o yarama bir bıçak sapladı. Korona oldum. Nefessizlikten ölürken ama niye silmedin evi diye laf yedim. Belki bu yüzdendir çooook uzun zamandır hastaneye tek başıma gidişlerim. Noluyor hassas günümde miyim bilmiyorum ama etrafımdaki anne kızları görünce de üzülüyorum belki ondandır. Hayatta en çok istediğim şey bana arkadaş olması olabilirdi. En çok. Her gelen ay her gelen olay bir öncekinden bir kötü oluyor ve ciddi anlamda çok yoruldum. Takribi İki -üç hafta sonra doğum günüm. Gram heves yok içimde heyecan da. Kimsesizim.. babam bile acıyor halime. Üzülüyor. Yıprandım yoruldum. Gün geçsin saat geçsin zaman geçsin diye yaşıyorum. Zaten bu aralar bunu da çok sorguluyorum. Anlamsız çünkü koca bir anlamsızlık.
    44. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir yaşar kurt efsanesi. entryi okuyacaksanız arka fonda açmanız tavsiye edilir. link çocukluğumun geçtiği yazlığın sahilinde bir bar vardı. daha 4.sınıfa (2004) falan gittiğim için sadece yanımda 18 yaş üstü biri olunca girebiliyordum yani genelde annemle. annem bira içerdi ben ice tea şeftali, dün gibi gözümün önünde. neyse o barda çıkan grup gerçekten çok başarılıydı ve benim için milattı müzik konusunda. sözlükte en fazla ilgili olduğum kategori müzik malum ve şu an bildiğim çoğu grubun çoğu şarkının temeli aslında o yıllara dayanıyor. yaşar kurt da bunlardan biri. henüz ülke bu halde değildi -burası tam fikret kızılok'un süleyman hep başbakan şarkısı havasında oldu- savaştır terördür çok anladığım işler de değildi. bi gün yine annemle gittik canlı müziğe, aynı grup var, ki çocukluk aşklarımdan biridir solisti. bu şarkıyı söylemeye başladılar. aynı tonlamalarla, aynı bağırmalarla. ulan dedim noluyor amk bu nasıl şarkı. büyülendim ağlıyorum falan dsaldjklasjl bi klasiğim de şeydir tabii o zaman böyle telefonlar yok, her akşam notlara şarkı sözlerini yazıp ertesi gün yaşıtlarım denize falan giderken ben kuşadası'nın en güzel yerinde internet kafeye gidip şarkıları bulup dinliyorum. bu günlere kolay gelmedim yani dsfjfldsfj neyse işte gittim buldum şarkıyı dinledim mp3'üme attım eve gelince anneme sordum. bu da diğer klasiğimdir, anlamadığım şarkıları anneme sorarım. annem bana uzun uzun anlattı işte terör olaylarını falan tabii o yaşta çocuğun anlayacağı şekilde. "kapat televizyonu anne, seni de kandırıyorlar" sözünü anlamamıştım o zaman için. şimdi oturdu artık. ne sözler ama! sonraki yaz kuşadası aqua fantasy'de babam 3 aylık üyelik yaptırdı bana, kuzenlerimle düzenli olarak oraya gitmeye başladık. bi gün yine dolmuşa bindik gittik. 1-2 saat sonra şok içerisinde içeri koşan annemi ve teyzemi görene kadar her şey çok eğlenceli ilerliyordu. meğer, ışid'in ilk türkiye saldırılarından biri olarak da bilinen kuşadası saldırısı gerçekleşmiş ve bizden sonraki dolmuşu patlatmışlar. bi şarkı benim için anca bu kadar oturabilirdi. o gün o kadar korktum ki türkiye'de çocuk olmak gerçekten çok ağırdı. şarkıyı da yaşayarak öğrenmiş oldum. şükür şarkıda bahsi geçen anne gibi değil benimki, oyunu da vermez oyuna da gelmez. ama şu günleri o zamandan özetleyen yaşar kurt'a hayranlığım her geçen gün daha da artıyor. özellikle son günlerdeki şehit haberleriyle şarkı tekrar aklıma geldi. onların ağzından dinledim defalarca ve çok içime oturdu. şehitler ölmez duygusalcılığından her zaman nefret ettim, şehitler ölür ve geriye gözü yaşlı bir sürü insan bırakır. şehit olmak, gurur duyulacak bir şey değildir. bizim için sayılardan ibaret olan bu durum, geride kalan o insanlar için yıllardır; bi ömürdür. "korkuyorum anne, al beni içine. alışamadım anne, al beni yine. büyüdüm anne, evler büyüdü. büyüdü pabuçlar, yollar büyüdü. orduya istiyorlar, savaş çıkar, diyorlar. silah veriyorlar anne, bana 'öldür' diyorlar. 'yat' diyorlar anne, 'kalk' diyorlar. beynimi yiyorlar. kapat televizyonu anne, seni de kandırıyorlar. oyunu verme anne, oyuna gelme anne."
    45. 11
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Zıtlıklar , askeriye de doğup, terör,leş, kanlı kıyafetler, operasyona giderken tüm askeriyenin elektriğinin kesilmesi, annemin camdan bile bakamaması, evimizi taramaları, askeri araçlar, okul basmaları ve kaçırılma girişimi, evden uzaklaştırılma, yabancı bir okula gitme, adını bile söyleyemediğin yemekleri yeme, eve gitmek isteyince tatillerde bile çok zahmetli olması, babanı görmeden büyüme, annenin mutlu olmaması, kardeşlerinin hep yurt veya şehir dışında alması, silah eğitimi verilmesi ve çocuklardan silah saklanırken sana yerini iyice öğretilmesi, arkadaşının erler olması, hiç sosyal aktivite olmadan yaşama, sosyal aktivitelerinde ailenin olmaması, babanın eve gelen bi şey değilde, eve gelebildiği için sevinen bir kız çocuğunun olması, yalnız yaşayıp, yalnız başarma, silah sesleri, atış talimleri, vur vur komando marşları ile büyüme. hayat her çocuk için farklı, belki ben o yüzden grup müzikleri değil, solo türküler dinliyorum hala… hatta amatör sesler, çünkü ben müziği saz çalan askerlerden öğrendim. şu an askeriye ne olursa olsun, bu orduya adanmış aileler ve çocukları var, nesilden nesile böyle geldi. bu aileler, hükümet, yönetim ve siyaset ile ilgilenmez sadece devleti tanır, bunu anlamak farklı bi şeydir. bizde her zaman ordu peygamber ocağıdır, vatan kutsaldır, kayıp vermeyenler bunun daha çok edebiyatını yapsa da, ezmiş ve ezilmiş, askeri hayattan başka bir şey bilmeyen ve sivil hayatı tanımamış yiğitler ile bu devran döner. ve onu bekleyenler ile, çok sevdiğim ve bir yazarın çok sevdiğim bir sözü vardır. Bu böyledir…
      4Entry güzel de başlıkla ne alaka anlayamadım. Daha çok hayatının özeti gibi - kizilotesii 26.12.2023 16:16:33 |#4659375
      3yukarıda ki entiriyi görünce aniden aklıma geldi, nasıl hayatlar var diye:) - nazendesevgilim 26.12.2023 17:18:48 |#4659393
    46. 16
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Son birkaç aydır sağlık sorunları silsilesidir gidiyor. En sonunda da ciddi bir sorunla karşı karşıya bıraktı bizi. Yaklaşık 5 gündür hastanede başındayım daha ne kadar kalıcaz belli değil. Annem bebek ben de anne oldum. Yeni yıla kıl payı da olsa evimizde girmek istiyorum. Annemi eskisi gibi sapasaplam görmek istiyorum. Bizi nasıl bir süreç bekliyor hiç bilmiyorum. Daha bugün annesiz kaldı ben yaşında biri. Feryat figan sesine uyandık. Psikolojik ve fiziksel olarak tükenmek üzereyim. Tek tesellim iyileşme umudu.
    47. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yeri çok farklıdır annenin. Sana ne dese de annendir. Çok kavga ederiz annemle. Zevklerimiz, hobilerimiz, düşüncelerimiz, bakış açımız yani her şeyimiz çok zıttır. Ne baskılarla ne hayt höytlerle büyüttü bizi. Kendince sebepleri vardı elbet bana ne kadar saçma gelse de. Anne olduktan sonra bazı düşüncelerini anladım. Zaten o da bana uyum sağlamaya başladı. 25 yaşımdan sonra annemle anlaşmaya başladım. O da ara sıra
    48. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dün akşam hadi künefe yemeye gidelim demişti ve sabaha karşı 5 de uyuyan ben, akşam 10 da kafam gitmiş. bendeki bu şansla nasıl yaşıyorum amk. canım da çok çekmişti uzun bir aradan sonra
    49. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yok olmuyor. İçimi buraya dökmeden yapamıyorum. Bugün aslında yaşadıklarımıza bakarsak yine kör sağı olduğun bir sürü şey vardı totalde. Kendimi ne kadar tutmak istediğimi fark etmedin mesela. Ya da var olan erkek arkadaşımda aradığımı sandın bu geceki haykırışlarımı. Senin içinde sevgi varmış diye bağırırken ben. Ve bunun bir kez bile bana gösterilmediğini hissederken. El alemin kızını yalayıp yuttun değer verdin. Güzel kelimelerle seslendin. Bir kez bile yapmadın bana bunları bir kez. Hep canımı yaktın Allah’ın belası. Hep üzdün beni. Sahipsizliğimin kimsesizliğimin ortasında karşıma geçip bir de alay eder gibi başkasına davrandıklarınla hayret ettim. Senin safi kötülükten oluştuğunu düşünüyordum hep diyordum ailesi de sevmemiştir neira yoktur içinde iyilik. Varmış. Başkalarına kepçeyle sunduğun bana çay kaşığıyla gönderdiğin. Kulaklarım uğulduyor bana yaptıklarını düşündükçe. Sinirlerim mahvoluyor. Evet kıskançlıksa kıskançlık. Allahım ne olur kurtar alacam canımı az kaldı.
    50. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kalp atış sesiyle ilgili şöyle bir şeye denk geldim: "İstiyorsan yüz yaşında ol, annen hayattaysa ve o sesi duyabiliyorsan kendini çok rahat ve güvende hissedersin." Bazı geceler nefes alışverişini dinleyerek uyuyakalırdım, o gecelerimdeki huzuru anımsattı.
    /