başörtüsü yasağı

türkiye cumhuriyeti'nin kara lekelerinden biridir bu. ayrıca akp'nin 13 yıl hükümette kalmasının en büyük nedenlerinden.

(bkz: atın bu hadsizi) (bkz: bülent ecevit)

madem demokrasi olan bir ülkede yaşıyoruz kimse,kimsenin saçına,sakalına,sarığına ve başörtüsüne vs. karışmamalı.

ulan bunu yaptiniz da kisa saç sakali adamlik zannedenlere niye bir sey yapmadiniz amk. adama peygamberin de sakali uzundu diyoruz "la o sunnet ne alakasi var" bile diyemiyor amk.

bir akademisyen tanıdığımın dersinde bir arkadaş bu yasağın kaldırılmasını protesto etmek için derse 4-5 kat giyinip gelmiş. bu akademisyen de ders çok uzunsa aralarda odasından rastgele seçip getirdiği dersle alakasız, hayata dair kısa hikayeler okuyan birisi. o gün o arkadaşa hiçbir şey dememiş, neyse hikaye vakti gelmiş. işe bak ki o gün getirdiği hikaye şuymuş: bir baloncu parkta balon satıyor. işte çocuk geliyor, bana şu balonu ver diyor, o da o balonun ipini kesip veriyor. o sırada bir balonu yanlışlıkla kesince balon göğe havalanıyor, bunu gören diğer çocuklar da koşa koşa gelip balon istiyor. baloncu bakıyor bu reklam işleri arttırdı, bir daha, bir daha balon salıyor. o sırada siyahi bir çocuk yaklaşıyor, utanarak "baloncu amca, şu siyah balonu kessen o da diğerleri gibi yükseğe uçabilir mi?". baloncu gülüyor, "balonu uçuran dışındaki renk değil, içindeki cevherdir" diyor ve o balonu ona hediye ediyor. sonraki derste o malum arkadaş üzerindeki fazlalıkları çıkarıp gelmiş. hikaye cuk oturmuş.

zamaninda lisedeyken bize serbest kiyafet yasakti ama isteyen kizlar turban takip okula geliyodu bize serbeat kiyafet yasaksa onlarada turban yasak olmali dersteyken hoca basimizda kapson gordugu zaman kiziyodu turbana bi sey demiyo belkide benim dinim kapson takmami gerektiriyo yada okula siyah tisort giyerek gelmemi gerektiriyo birini bi ayricalik verilecekse herkese verilmeli o ayricalik...

hayatimda hicbir zaman anlayamadigim yasaktir. size ne milletin inanışından? kapanan kapansin açık gezmek isteyen açık gezsin. bunda abes olan ney aminakoyim

bu yasağa uymayanlar 2000'lerin başında "kamu düzenini bozmaktan" idamla yargılandı. bak tekrarlıyorum; idamla yargılandı. yeni nesil hani anlam veremiyor ya rte'nşn neden her seçimde oyunu artırdığına, en büyük nedeni budur. bir diğer nedeni de ezanın türkçe okunması saçmalığı. bir insanı inancı gereği giyindiği için idamla yargılamak ne müthiş bir zeka ürünü değil mi. amınıza koyim ben sizin. allah'ın malları.

şimdilerde acısının çok ağır çıktığı ve yeni neslin en sert şekilde etkilendiği yasaktır. eskinin yasağını çekmiş insanlar şimdi türbansız olanları aşağılıyor. yargıyalabilir misiniz. ben yargılayamam ama kızgınlığım elbet var. geçmişte olanlar yüzünden ben şu anda istediğim gibi dolaşamıyorum.

kimse kimsenin ne giydiğine ne taktığına karışamaz, tabii ki teori olarak boyle kimi (fransa) plajlarında haşemayı yasaklar kimi (iran) açık dolaşmayı yasaklar kimi... dilim varmıyor ne olur biri ordan özgür bir ülke fırlatsın

cumhuriyet ülkesiyiz, herkes istediğini yapmalı rahat rahat yaşamalı derken iyi.ama bunu yapan, sebep olan insanları hala övebilmenize üzülüyorum.

bu ülkede insanların karakterlerini başlarında ki örtü belirlemez. sokakta mini etek giymiş birine karışılamayacağı gibi başörtüsü takana da karışılmaması gerek kıyafetin her ne şekilde olursa olsun sorun olmaması gerek

yasak olduğu zaman sadece allah rızası için kapanılırken şimdi moda olsun diye kapanılıyor üzücü..

akla mantığa uymayan bi yasak; laik, demokratik bi ülkede olması ayrı bi şey zaten insanlar istediği giysiyi giyer ister başı açık olur ister kapalı kimsenin bununla insanları ayrıştırmaya hakkı yoktur. sen kim köpeksin ki ayrıştırıyorsun derler adama, bazıları ölmeden der, bazıları da ahirette hesabını sorar

8 yıl önce, liseden mezun olduğumda, "allah'ın emri mi yoksa üniversite okumak mı?" diye kendi kendime sormama sebebiyet veren boktan bir yasadır. okumayı tamamen aklımdan çıkarmıştım o gün bugündür.. şuan 25 yaşımdayım ve anca bu sene hevesimi ve özgüvenimi toplayıp üniversiteye başladım. okulumda; ne biri bana "açıl" diye baskı yapıyo, ne de ben birine "kapan" diye baskı yapıyorum. yaşça benden biraz küçük de olsalar, açık kapalı demeden, beyni ve karakteri olan her insanla rahatça arkadaşlık kurabiliyorum! beni bu haktan yıllarca mahrum eden, o yıllarda okuma hevesimi kaçıran bu yasayı çıkaran ve bu güzel ortamı yaşamamı geciktiren herkesi allah'a havale ediyorum.

başörtü'nün üniversite hariç diğer kurumlarda giyilmesi yanlış bence. çünkü artık siyasi bi simge haline geldi. ne bileyim kapalı hakim'in kapalı kadına iltimas göstermeyeceği. hakim de o zaman bere giysin duruşmaya öyle girsin. duygusallaştırmayın işi.

muhafazakar kesimin yıllardır bitemeyen mağduriyetinin kaynağı. her seçim öncesi ya da hükümetin tartışıldığı kritik dönemlerde ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilir. bu ülkenin kurulduğu ilk yıllardan beri milli güvenlik tehditlerinin en başında irticai faaliyetler gelmektedir, bu faaliyetlere karşı alınmış bir önlemdir türban yasağı. tabi ki sonsuza kadar sürecek bir şey değildir, ancak irticai faaliyet tehditinin bir şekilde durulması gerekiyordu. unutmayalım ki bir zamanların dostu şimdinin en büyük düşmanı fetullahçı hareket de irticai bir harekettir. ayrıca başörtüsü ve türban aynı şeyler değildir. bugünkü gördüğümüz haliyle boneli, çeşitli bağlama stilleri olan türbanın türkiye'ye gelişi ayrı bir tartışma konusudur. işin ironik kısmı ise bazı türbanlı bacılarımın cumhuriyet düşmanlığı yapmasıdır. o beğenmedikleri cumhuriyet sayesinde okula gidebilme, siyasi haklara hatta sokağa çıkma hakkına sahip olduklarını unuturlar.

ülkenin ilerlemesini isteyen veya kendine ait argüman olan partinin çok da bulaşmyacağı bok. klişeleşmiş akparti seçim stratejisi. düşman belirle vur babam vur. çıksınlar atvde her bir madde neyi karşılıyor eskisi neydi onu tartışsınlar.

kim ne giyiyorsa giysin abicim banane ya o kendisiyle allah arasında ister kapanır ister kapanmaz ikisinin içinde iyi kalpliside kötü kalpliside bulunur. önemli olan kalbinin iyi olmasıdır.

benim taktığım örtü niye başkasını rahatsız etsin, asla anlam veremediğim durum. burada allah'ın emrinden söz ediyoruz, gerisi beni pek bağlamaz.

şu ülkede en komik bulduğum şey de şu ha. ulan bilmeden etmeden "chp zihniyeti başörtüyü yasakladı, okuyamadık helele hölölö" diyosunuz ya kahkaha atıyorum. bakın bakalım başörtüsü ne zaman ve kimin zamanında yasaklanmış. keşke biraz araştırsanız. o amk bilgisayarını porno izlemekten başka işler için de kullansanız. çok zor değil bunlar. ama iftira atmak, cahil cahil konuşmak çok kolay demi?

varligi egitimi engellemeyen seyler: başörtüsü, dövme, makyaj, spor ayakkabısı yokluğu eğitimi engelleyen şeyler: beyin

Seküler yöneticilerin muhafazakar kesime karşı işlediği büyük ayıplardan. Muhafazakar kesim sırf bu yasak geri gelecek korkusundan ve kaldırdığı için Akp'nin hatalarını görmezden geliyor. 80 darbesinde tüm kamu kuruluşlarında İran'daki İslam devrimi benzeri bir devrimin önüne geçmek için yasaklandı. Liselerde ve üniversitelerde öğrencilerin takması yasaklandı. Sırf bu yasak yüzünden bir sürü bayan liseyi açıktan bitirip üniversite hayallerinden feragat etti. Askeriye ve Askeri hastanelerde tesettürlü değil çalışan hasta dahil kabul edilmedi ki o zamanlar askeri hastanelerin kalitesi sorgulanamazdı. Bazı adliyelerde çalışanlar hariç kapalı sanıklar ve müvekkillerin ciddiye alınmadığı dahi oldu ki çok saçma. Bu yasağa uymayanlar 2000'lerin başında kamu düzenin bozduğu için idamla yargılandı. Laik ve düşünce özgürlüğü temelli Türkiye Cumhuriyetinde yaşandı bu durum. Din ve vicdan özgürlüğüyle çelişmektir bu. Maalesef hala daha nasıl bu yasağı savunanlar varsa bu yasağın travmasını çekip seküler kesimi hor gören bir kesim de var ve bu şahıslar kendileri gibi düşünmeyen herkese hala daha tahakküm uygulayabiliyor maalesef. Geçmişten ders çıkarıp ona göre hareket ederek bu eski yasağın gündeme gelmemesini sağlayın. Her iki görüşün ultra fanatiklerine de kendinizi ezdirmeyin ama onları da ezmeyin.

Annem de kapalı. 55 yaşında. Ne zaman konusu açılsa şöyle der; “Tamam yasak vardı. Lakin toplum böyle değildi. Açığı, kapalısı, alevisi, Şafisi, göçmeni, kürdü... Kimse kimseyi umursamazdı. Keşke yine yasak olsa da, insanlar böyle hallaç pamuğu gibi ayrılmamış olsa.“ Bakın, bazı şeyler abartılmış olabilir. Bu kabulüm. Lakin bu zorunluluktu. Bazı şeyleri radikal bir biçimde kesip atamazsanız, kangren olur. Gerekli bir tedbirdi, dönem bunu gerektirdi ve alındı. Elbet zamanı gelince kalkacaktı. Ayrıca irtica yahut benzeri bir şeyin varlığını kabul etmiyorsanız, aptalsınız demektir. Ülkenin şimdi geldiği noktaya bakın isterseniz; “tekkeler, tarikatler yumağı” Önceliğimiz etik sahibi, milletine faydalı nesiller yetiştirmek değil de; İmam Hatipli nesiller yetiştirmek. İşte tam da, o tarihlerde bunun olmaması için uğraşıldı. 1960 - 1990 yıllarında olan Ortadoğu, Afrika ve İran devrimlerine bakın. Bence haklılardı. Merak eden zamanın gazetelerini de inceleyebilir. Cinayetleri, çeteleşmeyi ve bölünmeyi! Bakın, iyi bakın. Dünya kupalarında bikiniyle zıplarken, boynunda aslını biletinde çarşaflı fotoğrafı bulunan İranlı kadınlara bakın! Nefes aldığım müddetçe laikliği savunacağım. EDİT: İmla EDİT 2: Anlamıyorum, anlayamıyorum. Şimdi her şey çok mu güzel? Sosyal haklarınız daha mı fazla? G-7 zirvesine mi alındık ben görmeden? Tutuklu gazeteciler, siyasi suçlular tahliye mi oldu? Türk vatandaşı olmamızın Uluslararası arenada değeri mi arttı ya? Yahu 1999 ile günümüzü karşılaştırın bi. Objektif olun. Dürüst olun. İsteyen boş adam desin, isteyen sığ desin. Zerre umurumda değil. Beni bilen biliyor, ben kendimi biliyorum. Lakin şunu bilin, ben yasağı savunmuyorum. Hatta yasağa sonuna kadar karşıyım! Ben sadece yasağın getirilmesinin sebeplerini mantıklı buluyorum. Ahval ve Şeriat bunu gerektirdi, diyorum. Siyasal islamın ve irticanın devlete sirayet etmesinin önüne geçilmeye çalışıldı diyorum! Çarşaflı, üzerine bomba sarılan erkeklerin eylemlerini gördü devlet. Örtü içinde adliyeye silah sokmaya çalışanları gördü! Kamu güvenliğini, bireylerin inancından önce görüyorum. 15 Temmuz'a bir gecede gelmedi bu ülke. 1o sene si bağıra bağıra, toplam 3o sene sürdü. 30 sene! Bizim annelerimizin, büyüklerimizin taktığı başörtüsü ile alakası yoktu bu yasağın. Düşünün, 1990'larda bu ortam sunulsaydı, ne olurdu? Bir düşünün ya? Bir tek Gülen Cemaati mi çıkardı? Ben söyleyeyim; 15 Temmuz gibi bir gecede, finanse edilen tarikatlerin çatışmalarını izlerdik. Söyleyin, yasak zamanı polisi aradınız da gelmedi mi? Yardım etmedi mi doktorlarımız size? Şimdi sokaklarda tecavüze uğrayan kadına "Üstünde tişört vardı. Ağır tahrik var." dendi. Ne kadar yazarsam yazayım, önyargılarınızı kıramayacağım.

Şahsi fikrim, kim takmış kim takmamış benim umrumda değil. Annem başörtülü bildiğin yazma-tülbent takıyor. Yasak denile denile türban diye bişey çıkardılar. Başörtüsü pazardan 10tl ye aldığındır. Zara dan Gucci den aldığın düpedüz 'ben senin tarafındayım ya şeyh'im.'deme sembolüdür. Afedersin kitapta geçen(duyduğum kadarıyla) "vücut hatları belli olmayacak" diyormuş. götü-başı belli etmek için yapışacak şekilde (bazıları taytla) türban takıyor. Affedersin ama ona ayranım dökülmesin.......... diyorlar

Örtünmenin evrimleşip şimdiki aldığı halin nasıl başörtüsü yasağıyla bağdaştırıldığını çözemedim bu başlıkta. Hali hazırda hala çarşafla gezinen kadınlar da bulunmakta ısrarla bone takmayanlar da. Sırf bu yanlış bilinçle örtünmeye kalkışıp sıvama adımına geçen kişiler yüzünden dinini rahatça yaşamak isteyenlere engel olma isteği neden? Ha bir de şey var, tüm kapalı/türbanlı kadınların tatlı su müslümanı olduğunu sananlar. İslamda kadın sosyal hayattan engellenmemiştir, insan yerine konulması için başı açık olması da gerekmez

5. sınıfa yeni geçtiğimde kendi isteğimle kapandım. müdür yardımcımız aşırı karşıydı başörtüsüne ve anlam veremediğim bir şekilde kin duyuyordu. kapalı hocaların okula gelince başını açıp çıkışta kapanıp öyle gittiği zamanlar.. aynı yıl okulda sergi olacaktı ve hazırlıklar yapılıyordu. okul çıkışından sonra yardım etmek isteyenler gelebilir falan demişlerdi. biz de bi' arkadaşımla üstümüzü değiştirip gelmek için sözleştik. eve gittim taktım örtümü buluştuk, okula geldik. kapıdan içeri girdim etrafa bakarken müdür yardımcımızın bana doğru geldiğini gördüm, o kadar sert bakıyodu ki hemen dışarı çıktım. yanıma geldi, aramızda geçen konuşmayı aynen aktarıyorum: +minik ne işin var burda? -sergiye geldik hocam. +bu halde mi? -nasıl yani? +o kafandakiyle buraya giremezsin. -tamam. arkadaşımı orda bıraktım farkında olmadan. merdiven basamaklarını gözlerimin buğusundan görmekte çok zorlanıyodum. ama kendimi öyle bir sıkıyorum ki sesim çıkmasın diye.. sürekli kendime "dur bi eve gidelim o zaman istediğin kadar ağlarsın" diyorum. bi' anda karar değiştirdim. yakında kuzenlerimin evi vardı ablam da ordaydı. ağlayarak onların yanına gittim. eve girdiğim an 'noldu' diye hemen yanıma geldiler. hıçkıra hıçkıra ağlamaktan anlatamadım bile. sonra da yine ağlayarak uyuduğumu hatırlıyorum. hayatımın en kötü günü olabilir hatta olabilir değil en kötü günüydü. düşünsenize küçücüksünüz ve sizden sırf inandığınız şey için nefret eden kocaman bir adam var karşınızda. aradan baya zaman geçti. başlarda hiç muhattap olmadım kendisiyle. sonralarda yasağın kalktığını doğrulamak için ilk gidip ona sormuştum. cevap vermedi bile. ertesi gün de başımı kapatıp öyle gelmiştim. başlarda herkes bana bakıyodu okulda. sonrasında benden görüp kapalı olanlarda örtünüp gelince zamanla alıştılar. şimdi ona sorsan asla hatırlamaz bu olayı ama benim aradan ne kadar zaman geçerse geçsin hala aklıma geldikçe gözlerim dolar. ek bilgi: 8'i sınıf birinciliğiyle bitirip ve teogda da çalışanlara oranla çok daha yüksek alınca ilk tebrik edenlerden biriydi.

Faşistliktir. Kime ne lan? kim ne isterse onu giysin. Okullarda örtülmesinmiş… neden? Tek bir mantıklı neden yok. Anca ayrıştır. Boşortoso tokoyorso orkoklordon soyotlonson. Oldu olacak başörtüsü var diye evden de çıkmasın. Hatta bu zihniyete göre başörtüsü takıp sokağa çıktıysa kadın, tacizi de tecavüzü de öldürülmeyi de hak etsin?!?!?! Çok güzel küfür ederdim de alayınızın köküne kibrit suyu deyip geçiyorum.

Başörtüsü yasağının olduğunu, yasağın kalktığı günün ertesi günü okula kapali gelen öğretmenlerimden anlamıştım. Ne mini etek ne başörtü sizi incitir.

Durumun saptamasını yapan patikliye eksi, dramasını yapanlara artı... Saptamasını yaptığını zannedenleri dahil etmiyorum. Umursamıyorum hatta. Bir umursamadığım da aşina zaten sıkıcılığıma, selam olsun. Dramadan da nefret ederim. Herkes istediği gibi giyinsin. Ama anadan babadan kalma din'i özgürce seçtiğinizi söylebileceğiniz bir eğitimsistemi aileden ise talim terbiye aldığınız bir dünya içerisinde yaşamıyorsunuz (çocukluktan yetişkinliğe kadar olan dönem için söylüyorum). Çünkü bu yaşlara kadar ne farklı dinler öneriliyor büyükler tarafından ne de diğer büyük dinler/kitaplar hakkında okullarda eğitim veriliyor. Bu saçmalık bir yana herhangi bir kuralı/yasağı yerine getirmesini x memurunun bir ideolojiye sahip olması gerekçesi ile mi yaptığını düşünüyorsunuz? Ya hu ben mi memlekete bunca yabancıyım yoksa başka memlekette mi yaşıyorum? Yasağı uygulayan son derece sıradan, sönük bir tip bile olabilir, kesinkes fanatik, güçlü, baskıcı benzetmeleri... Süper ya. Marks sadece siyaset yaptı arkadaşlar, hiç pijama giymedi. Dönem koşullarının getirdiği bir şeydi, daha erken kalkabilirdi. Ki 10 yıl kadar öncesinden durum kalkması için de elverişliydi(genel düşüncemdir). Falanca partinin kendi parti anlayışını ve kendi geleneklerini muhafaza ve müdafasını iktidar olmaktan daha önemli tuttuğu bir dönemde bu gelişmeyi onlardan beklemiyordu kimse. Onlar da böylesi bir şeye kalkışmadı, akıllarından geçirmedi, sürdürülemez bir gelenek parçasıydı, bir gün infilak etti. Güncellenmeyen gelenek ölür. Bir başkası yaptı. Ekmeğini de yedi. Burada şöyle bir şey var dostlarım. Eski derdi çözümü ile anan kitle ne yazık ki bunu o günün şartları ile karşılaştırarak yapıyor. Bugünü değerlendirmiyor. Adam/kadın tüm yeni problemlere karşı bilinçsiz, kapalı. Şeffaflık probleminin de tesiri var tabi lakin gözünü sımsıkı kapatmadığın sürece göze sızacak bir ışık bu, başka yana bakmakta ya da bu acı gerçek ile aydınlanmamakta ısrar etmek de falanca partinin gelenekçiliği -abartarak söylersem tutuculuğu- gibidir. Parti ya da siyaset konuşmak istemiyorum. Basit bir örnekle: beraber çalıştığım x kadını (25) falanca partiye oy vermesinin arkasındaki düşüncenin başörtüsü konusu olduğunu söyledi. Bunu artık her kim iktidar olursa olsun değiştirmeyeceğini, böyle bir şeyin bir daha problem teşkil etmeyeceğini söyledim ve ülkenin ne durumda olduğunu düşündüğünü sordum. Enflasyon, başkanlık sistemi, maaşlar, işsizlik, doğrulanmamış/yalanlanmamış iddialar... hakkında ne düşünüyorsun diye. Cevap yok arkadaşlar. Eşit: yazım hatası. Eksik kalmış cümle. Not: ben yazarken genelleme yapmadım, genelden hareketle yazdım. Herkese mal etmiyorum, bir ton maldan arta kalanı gösteriyorum. Siz de ona göre okuyun.

yıllar evvel şöyle demişim; (#188191) fikrim hala aynı olmakla birlikte bunun bedelini şu an hepimiz ödüyoruz! ve ödemeye devam edeceğiz. çünkü hiç kimse özgürlüğün geneli kapsadığını bir türlü anlamıyor. galiba, bu gidişle anlamayacak da. ama dert değil, benim tarafım belli. ve ben son nefesime dek hakikati haykırmaya devam edeceğim. dünyada var olan tek bir insan bile gerçek anlamda özgür olmadıkça özgürlük koca bir hayaldir. çünkü herkesin herkesten alacağı var bu dünyada. bu bazen bir lokma ekmektir, bazense bir karış toprak. ama en çok, mutlu ve huzurlu bir hayat. (bkz: toplumsal travma) bu arada, o gün o kısıtlamalara laf etmeyen sözümona aydınların ve sanatçıların hepsi ama hepsi türkiye'nin şu anki halinden sorumludur! bu yüzden, bugün gördüğünüz her türlü adaletsizlik ve eşitsizlik karşısında sesinizi çıkarın ki, gelecekte siz de sorumlu olmayın. ki, insan olmak bunu gerektirir.