bugün
yenile
    1. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      3. sınıfta falanım. O zamanlar durumumuz çok iyi sayılmazdı. Kış aylarındayız, baya kar yağıyor. Markete cok uyguna bot gelmış, içi yünlü sıcak tutar baya, dışı çok güzel değildi sadece.biraz da erkek botuna benziyordu. Ben bıraz ufaktım, botlarda büyük duruyordu ayağımda.Ben önemsemezdim, işimi görsün yeter. Neyse ben giydim botlarımı, gittim okula. Matematik dersinde hoca soru çözmek için kaldırdı tahtaya. Sınıfta iki tane kız var, ben duyuyorum gülüşmeleri falan da aldırmıyorum.Soruyu çözmeye çalışıyorum. Sonra sesli bir şekilde " mutsz. o botlar sana büyük gelmıyor muuu "sonra gülüşmeler vs. Bir şey diyemedim. Üzüldüm sadece, ailem o botu bile bana zor durumda almışken onun dalga geçmesi üzmüştü. O an öğretmenim verdi ona cevap " Olsun, sıcak tutsun yeter dimi" dedi. Sağolsun. Evet, sıcak tutsun yeterdi. Şuan bile aklıma gelince üzülüyorum. Ben şimdi istediğim botu alabilirim cok şükür, ama o kız bir cocugun aklında kalan bu acıyı unutturabılır mı?
    2. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çocukluğum geldi aklıma. Salondayız. Beş yaşında falanım. Abim okulda. Annem bana kazak örüyor. Lacivert. Göğsünde krem rengi kalın çizgiler var. Koltuğun kenarında duran, babamın süveterini görüyorum. İstemsizce kokluyorum. Allahım... O nasıl güzel bir koku. O zamanlar babamı görüp, sarılıp koklayamıyorum tabi. Hayat mücadelesi. O süvetere sarılıp, koklayarak uyudum öğlen uykumu o gün. Hiç de ellemedi annem. Şimdi de babam çok güzel kokuyor. Eşşek kadar olduğum için ben sarılıp koklayamıyorum. Bir de erkek evlat olmak var tabi. Neyse.
    3. 25
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Babamla üvey annem evlendikten bir kaç gün sonra üvey annem bize şeker vermişti. Tekrar canımız isteyince küçük kardeşimizi ikna ettik o söyleyip alacaktı. Misafirlere ikram ederiz diye vermedi. Annemizin yerine koyup anne dediğimiz kadın bir şekeri çok gördü. Parkta gördüğüm çocuk şeker istese bir avuç verirdim, sen bir tane şekeri niye bize vermedin de boynu bükük gönderdin. Babama söyleseydik bi araba şeker alırdı, söylemedik. Hâlâ hatırladıkça içime öküz oturur. Dünyaya çocuk getirmek birçok kadına nasip oluyorda, her kadına anne olmak nasip olmuyor işte.
    4. 13
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İlkokulda öğretmenim kalbim ağrıyor diyip sınıf annemizden ilaç istemişti ve hafta sonu kalp krizinden vefat etmişti. O ilacı istediği an her aklıma geldiğinde içim bir kötü olur.
    5. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Beni büyüten adamla yaşadığım anılardır. Dedemin bana öleceği günün eninde sonunda geleceğini şefkat ile anlattığı vakitler olurdu, bense ona hep derdim ki "ben de intihar edeceğim sen öldüğünde." Öyle olacağını düşünmüştüm, cennette olacağımızı. Öyle hırçındım ki bacak kadar boyumla iyi dileklerde bulunduğu akrabalarımızdan bile kıskanıp herkese kin duyardım. Kimseye dokunmasın kimseyi sevmesin en çok beni sevsin isterdim, o en çok da beni sevdi zaten.
    6. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İlkokul 3. Sınıftayım. İkizimle farklı şubelerde okuyoruz, bir gün nöbetçi öğrenci geldi sınıfa, beni ikizimin öğretmeni çağırmış. Gittim ikizim tahtadaydi, öğretmeni neden ödevini yapmadın diyerek kitabı ikizime doğru fırlattı benim görmemi de istemişti anlaşılan. Aklıma geldikçe içim burkulur. İkizimden daha çok içerlemiş bile olabilirim :D
    7. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çocukken babam beni internet kafeye götürürdü oyun oynayayım diye. iş çıkışı o kadar yorgun olurdu ki oturduğu sandalyede uyuyakalırdı. hiç unutamam o halini. o an aklıma geldikçe içim bi kötü olur hep.
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      biz olacağız sandığım her an
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: ricardo quaresma) doymadım, doyamadım sevmelere seni ben...
    10. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çok var hangi birini sayayım
    11. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hayatım öyle anlamsız ve aksiyonsuz bir hayat ki böyle anı adı altında olan başlıklara bir şeyler yazmak benim için çok zor. Çünkü hayatımda hiçbir bok olmuyor genelde. Neyse yolum uzun illaki anlatacak anılarım olur elbet.
    12. -2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Üniversitedeyken paramız bitti diye 15 gün boyunca oruç tutmuştuk, sahura zaten kalk(a)mıyorduk, iftarda da sürekli bim makarna yiyorduk shshhshsh oruç borcum bitmiş üstüne ekstrasını tutmuştum :D Bunu anneme anlattığımda çok ağlamıştı, abim ise “sana ders olsun” demişti, duygusuz köpek…(iç burkan kısım burasıydı)
    13. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sene 2012, lise 2 yatılı okuldayım. Saat 22.00'da yat saati olur hafta içi. O günün nöbetçi hocası geldi yoklamayı aldı ve herkes yatağına geçti. Biz tabii uyumuyorduk, çok ses çıkarmadan ranzada muhabbete devam ederdik. Telefonum çaldı bir anda. Arayan yan odamda kalan T isimli arkadaşımın babası idi. T babası ile pek konuşmazdı babası da bana numarasını vermişti. Açtım telefonu; -Buyur amca, hayırdır bu saatte? +T'nin annesi vefat etti. Kendisine ulaşamadım sen söyle olur mu? Ben şok içinde kaldım tabii. Tek kelime dahi edemeden telefon yüzüme kapandı. Aklımı karıştıran şey neden bu sorumluluk bana verilmişti? Aile fertlerinin bunu yapması gerekirdi ama kimse T'yi aramadı. Tabii ben o gece hayatımın en zor gecelerinden birini geçireceğimi anlamıştım. Öncelikle odadaki çocuklara ve devremdeki tüm çocuklara bu durumu bir türlü anlattım. Her şeye hazır olmalarını söyledim. T'nin yanına gittim biraz konuşmamız gerektiğini söyledim. -Kanka biliyorsun bazen insanlar kabul etmek istemediği haberler alırlar ve bu can yakar. +Ne anlatıyorsun oğlum? -Nasıl söylenir bilmiyorum.. Annen vefat etmiş kardeşim Bundan sonrası büyük bir sessizlik, kabullenememe ve haykırış.. O gece hayatta tek sevdiği kişiyi kaybetti. Gözyaşları o kadar aktı ki belli bir zaman sonra resmen kurudu. Sabaha kadar kendine zarar vermesin diye başında bekledim. Sabah oldu ilk iş heyet raporu alıp kardeşimizin annesine güzel bir veda etmek için yola çıkmaktı. Tüm devre yola çıktık T'nin memleketine doğru. Vardığımızda naaşı aldık ve mezarlığa gittik. Hala inanamıyordu annesinin öldüğüne. Annesinin bedenine bakıyordu sadece. Son kez öptü, sarıldı hiç ayrılmak istemedi. Resmen toprağa beraber yatmak istedi. Beni burada en çok üzen cenazeye bizim dışımızda kimsenin katılmamış olması oldu. Boğazım düğümleniyor hatırladıkça. Biz o gün kardeşimizin yanında olmasak yalnız başına annesine veda edecekmiş. Sonra annesi adına helvayı da biz kavurduk, muhtaç olan insanlara yemek de dağıttık. 2 hafta boyunca T ile kaldım. Sonra benim de dönmem gerekti. Kendisi okulu bırakıp yurt dışına taşındı. Yeni bir sayfa açtı yoluna devam ediyor. Seneler oldu görüşmeyeli şimdi görsem sıkı sıkı sarılırım
    14. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Anneannemin yoğun bakımdan palyatif bakıma çıkmasına bir gün kalmıştı. Doktorun söylediği şeyler hepimizi tatlı bir telaşa sürüklemişti. İkametgah, hasta bakıcı, hastane işlemleri için hepimiz ayrı ayrı koşturuyorduk. Anneannemin ilk düşüşü değildi, her seferinde ümitsizliğe kapılsam da bu sefer iyileşip eski haline döneceğine dair içimde hep bir umut vardı. O günümü güzelce planlanmıştım. Telefonuma gelen üst üste aramalara sinirlenmiştim ama yine de o aramayı açtım. Yarım saat önce doktordan aldığımız iyileşme haberi bir anda yok oldu. Anneannemin durumunun kötüleştiğini ve hızlı bir şekilde hastaneye gelmemi söylediler. Abim beni motorla aldı ve alelacele hastaneye doğru yola çıktık. Olayların karmaşıklığından kaskımın kemerini bile takamadım. Normalde motorla yolculuk yapmak hayallerimi süslerdi ama o gün bu yolculuğun benim için hiçbir anlamı yoktu. Hastaneye vardığımızda abime işe geri dön sen, akşama tekrar haberleşiriz, dedim. Çünkü hâlâ umutluydum. Abim belki bir şey lazım olur diye beklemeyi tercih etti. Biz gelene kadar Ayşenur ablama haber vermemişlerdi. Yoğun bakım ünitesinin kapısında beraber bekleyişe girdik. Ve sonunda o kapı açıldı, anneannemin vefat haberi geldi. O an anladım ki her ölüm erken ölümmüş. Bu yaşıma kadar sevgimi en çok gösterebildiğim, iliklerime kadar hissetttiğim kuvvetli bir bağ vardı aramızda. İnsan yaşlandıkça çocuklaşır ya en iyi çocukluk arkadaşımdı o benim. O gittiğinden beri içim hep bir buruk.