sunum yapmak

bir insanlara bir şeyler sunmak. yarın var yapmak istemiyorum be

uzay hakkında sunum yapmıştım yaklaşık bi 400 kişi falan mükemmeliyetçi insansanız ölümdür. 4 ayda hazırlamıştım ama, o bittiğinde alınan alkış herşeyi unutturur.

stresli bi iş. sabah sunumum var şimdi uğraş babam uğraş. ses titremesi , uzun bi cümle kurduktan sonra acaba ne dedim diye düşünmek

bir çok insan malesef bilmiyor üniversite öğrencileri yani ülkenin gelecekteki beyinleri bunu bilmiyor slaytı hazırlayıp okuyorlar beden dili 0 akıcı konuşma 0 göz temaası 0 insanları konuya çekmek zaten yok bu kötü bişey bence bunu düzeltmek için hocalar çaba sarfetsede hala aynı

rezil olmaya çok müsait bir olay. ilkokulda ayrı bir tadı var. lisede ayrı, üniversitede ayrı. keza iş hayatında da öyle. benim unutamadığım sunumum bu; (#890044) ama lise dönemindeki sunumlar her zaman daha eğlenceli olmuştur. rezil olmaktan pek çekinilmez çünkü. tek amaç; biraz daha fazla gülmek, biraz daha eğlenmektir.

en iyi yaptigim şeydi okul hayatimda.

üniversitede 60-70 kişinin karşısında hebele hübele diye diye 20 sayfalık slaytı 5 dakikada bitirmiştim

tecrübeli abilerim ablalarım kardeşlerim yeşillendirirse çok memnun olurum. 1-2 taktik almak isterim.

oncelikle slaytını cok iyi hazırlaman lazım. diyeceğin seylerin hepsini yazmak yerine söyleyeceklerini sana hatırlatacak kısa cümleler kullanmalısın. sonra o cümleye bakip ne diyecektim diye düşünmemek için de konuya fazlasıyla hakim olman lazım. gelecek soruları da göz önüne alarak hazırlık yapmalısın. sıkıcı bir konuysa aralara konuyla alakalı karikatürler koyabilirsin ben çok yapardım güzel ilgi topluyor. bir de sunumun bittiğinde sorularınız varsa yanıtlayabilirim de ve bilmedigine bilmiyorum demekten cekinme sacmalamaktan iyidir

hiç kimse sunucu olarak doğmaz. herkes rezil olmaktan korkar. birilerine bir şeyler anlatırken heyecanlanmak, ellerimizin terlemesi, dizlerimizin ve sesimizin titremesi gayet doğaldır. ama tüm bunlar dizginlenebilir. sunum süreci; sunuma hazırlık/ sunumu planlama/ sunumun öncesi/ sunuş evrelerine ayrılabilir. yapılacak sunumun amacı belirlenmeli; bilgi vermek/satış yapmak/tanıtım yapmak/ispat etmek/politika vs. sunumun bir amacı olmalı. onun dışında sunumun muhattaplarının; genç/yaşlı, erkek/kadın, iş arkadaşları/öğrenciler/yöneticiler vs. muhattaplara uygun sunum yapılmalı. sunumu tek ya da ekip olarak yapacağınız da çok önemli. her ikisinde de zamanı iyi ayarlamalısınız. ekip halindeyseniz, birbirinizle olan uyumunuz çok önemli. ayrıca sunum yaparken hangi yöntemleri kullanacağınıza iyi karar vermelisiniz. mesela ben görselliğe daha çok önem veririm. çünkü daha akılda kalıcıdır. düzgün bir sunumla iyi bir izlenim bırakırsınız. eğer sunumu slayttan yapacaksanız, en başta harflarin büyüklüğü, rengi, görsellerin boyutu ve çözünürlüğü iyi seçmelisiniz. slayt için diğer detaylar; -konu sıralamasını iyi yapmalısınız. -görsel/işitsel malzemeleriniz kaliteli ve yerinde olmalı. -sunumda dikkat çekici ögeler olsun. dinleyenlerin sunumdan kopmaması için bu önemli. -yazı tipini iyi seçin. (arial/times new roman gibi) -ihtiyaç olmadıkça italik yazı kullanmayın. çünkü yazının okunabilirliği belirli bir seviyede olmalı. -harf büyüklüğünü belirleyin. bence en uygunu; metin için; 20-32, başlık için; 36-44 (gerek olmadıkça büyük harf kullanmaktan da kaçının. bu ögeler sunum detaylarında önemlidir.) - sunumda basitlik ve tutarlılık esas olsun. -zemin rengi, ancak anlatılan konuya açıklık getirmek istenildiğinde kullanılmalı. -slaytlardaki ifadeler, her mesafeden okunabilmeli. -verilmek istenilen mesajlara uygun renkler seçilmeli. bu slaytın görselliği açısından önemlidir. renk uyumu olmalı ki sunumunuz göze hitap etsin. mesela; siyah, mali veri tablolarında kullanılır. mavi, sakinliğin simgesidir. yeşil, güven verir. kırmızı, motive eder. ama mor gibi renkler gözü yorar. bu yüzden sunumlarda tercih edilmemelidir. bu gibi her rengin özellikleri var. eğer titiz bir sunum yapmak isterseniz bunları da değerlendirmelisiniz. -grafiklerde pasta grafiği, çubuk grafiği, yığımlı çubuk grafiği ve çizgi grafiği olarak bölüme ayırabilirsiniz. grafikleri, bir durumun karşılaştırılmasında, sayısal verilerde, görsel açıdan zenginlik sağlaması için kullanın. -karışıklığı engellemek için konu haritası düzgün yapılmalıdır. -düzgün planlanmış bir sıralama dikkatleri çekmede etkili olur. -bunların dışında sunuma karikatür, caps, komik fotoğraf/resim gibi mizahi malzemeler ayarında eklenirse sunum eğlenceli hale gelir. -fon müziği kullanılacaksa eğer, izleyiciyi sıkmamalı. -kullanılan bütün ögeler sunumla ilgili olmalı. -mümkünse katılımcıların birbirlerini görebildiği yarı daire oturma şeklini uygulayın. kısaca: at nalı modeli. -tüm hazırlıklarınızı mutlaka sunum öncesi kontrol edin. -ekran, projektör ve ses düzenini gibi malzemelerinizi sunum öncesi deneyin. -sunumun yapılacağı yerin aydınlatmasını, perdelenmesini, ısınma ve havalandırmasını da mümkün olduğunca iyi ayarlayın. çünkü bunlardan birinde olumsuzluk çıkarsa dinleyicilerin ilgisi çok kolay dağılabilir.

en büyük ikinci korkuymuş. hele birde karşında sevmediğin anlaşamadığın kişi / kişiler varsa çok boktan bir olay oluyor

çok rahat yaparım, korkmam, heyecanlanmam aksine zevk alırım. bir kitle karşısında konuşmak, oyun sergilemek veya çalabildiğim bir enstrümanı çalmak bana aşırı keyif veriyor. bu sene de sınıfta her hafta bir grup sunum yapacak. biz 4 kişiyiz ve 3'ü sunum fobim var diyor. kafayı yiyeceğim amk. sunum fobisi ne??? ben bu kadar keyif alabilen biriyken, grup arkadaşlarımın hepsinin fobisinin olması.... ben kendi sıram geldiğinde mükemmel bir şekilde anlatırken onların slayttan okuyup geçecek olması... allahım yaa offff

lisans mezuniyet tezi sunumumda süreyi yetistiremedim..yüksek lisans mezuniyet sunumumda ise süreyi arttırdım inşallah doktorada orta yolu bulurum

pazartesi ve perşembe iki sunumum var ve ben nefret ediyorum bu sunum işlerinden. haydi bir de türkçe olsa neyse. geçen sene makale sunumu yapmıştım ingiliz bir hocanın dersinde ellerim 8.6 şiddetinde falan zangır zangır titremişti heyecandan. sunumdan önce insanlardan, sunum esnasında bana bakmamalarını rica edeceğim. haydi yolum açık olsun şimdiden.

Ben böyle şeyleri sevenlerdenim. sanki kürsüye, sahneye çıkınca içimdeki güçlü yan çıkıyor ortaya. kafamda bir ufuk çizgisi belirliyorum ve odağım bozulmadan konuşuyorum. hatta gariptir küçük bir starbucks masasında biriyle birebir konuşurken daha çok panik oluyorum. daha çok tekliyorum, çünkü aklımda 5 farklı şey geçiyor. sunum yaparken kimse umrumda olmadan ne söyleyeceğime odaklanıyorum, kendime güvenim artıyor, hele bildiğim bir konuysa başarılı bir hatip oluyorum

Cuma günü sunumum var staj yaptığım okulda. İlk sunumum olacak, heyecan kısmını, kendim ekleyeceğim cümleleri kafamda tutma kısmını geçtim de ben yoruluyorum anlatırken. Lisede bir arkadaşım vardı. Bazen konuşurken cümlesini yarım bırakır "yoruldum" der ve giderdi. Kurduğu da en fazla 3 cümle olurdu. Gülerdim ona ama şu an çok iyi anlıyorum. Slaytın tam ortasında bir bıkkınlık, bitse de gitsek, ay nefesim tükendi ayoll moduna giriyorum. Ben gün içinde bu kadar konuşmuyorum ama halledicem. Ve seni çok iyi anlıyorum Esracım. 7 sene sonunda seni çok iyi anladım bebeğim.

2 gün önce yaptım ama nasıl yaptığımı hatırlamıyorum. Ellerim falan titriyordu. Bir insan 40 dk boyunca konuşabilir mi.. Boğazım kurudu, su içemedim. En son artık yorgunluktan mıdır nedir “sağlanabilmesi için sağlanıyor” diye bir cümle çıktı ağzımdan. İçimden kendime sövüyorum tabi. Neyse ki hoca beğendiğini söyledi. Yoksa o kadar emeğe karşılık ağlayabilirdim yani.

Az önce beni kimsenin doğru dürüst dinlemediği bir sunum yaptım galiba. Dinlediler mi dinlemediler mi anlayamıyoruz, kamera açan olmuyor soruya cevap veren olmuyor. Uzaktan eğitim çilesi öğretmenler için de zormuş gerçekten. En çok da sabahın köründe kalkıp bunun için süslenmeme, yaptığım makyaja üzülüyorum neyse bugün de böyle geçti diyorum artık, umarım birazcık da olsa faydası olmuştur. Staj günlerim, syf: 2

bazı püf noktaları bildikten sonra oldukça kolay olan eylemdir. 1) sunum yapmadan evvel seni dinleyenlerin de o konuyu senden daha iyi bilmediği detayını atlama. 2) seni eleştirmek için dinleyecekleri aklının bir köşesinde dursun. 3) mutlaka sorular gelecektir ve sen bilmediğin konular hakkında yorum yapmak yerine "bu konuyu detaylı araştırdıktan sonra sorunuza cevap versem daha doğru olacak" şeklinde karşılık ver. bu, "bilmiyorum" demekte zorlanan kişiler için kullanılmasını tavsiye ettiğim "bilmiyorum" deme şeklidir ve ne karşı tarafa istediğini verirsin bu şekilde ne de kendi motivasyonunu düşürürsün. 4) gülümsemek, kendi kendine vereceğin motivasyondur. şartları ne olursa olsun, gülümsemeyi atlama. bu, aynı zamanda seni dinleyenler üzerinde pozitif bir etki bırakmana da sebep olacaktır. 5) hayal ettiğin gibi bir sunum yapamamış olmak, sadece bir sonraki sunuma daha iyi hazırlanman gerektiğine işarettir. senin salak olduğunu göstermez. kendi kendine "salağın tekiyim ben, gerçekten aptalım" gibi yüklemeler yapma. 6) bana göre en önemlisi. sunum nasıl geçerse geçsin hayat güzel, kuşlar uçuyor. unutma...

üniversiteye ilk başladığımda benim için kabus olup sonradan bayılarak gerçekleştirdiğim eylem. ilk sunumumda o kadar heyecanlıydım ki ilk 10 dakikasında ingilizce konuşup ardından sınıftakilerin garip bakışları eşliğinde türkçe anlatmaya başlamıştım. ve bunu insanların garip bakışlarına rağmen hoca uyarana kadar fark etmedim. yani üstelik sunuma da ingilizce hazırlandım ki anlatacağınız şeye ingilizce hazırlandıysanız türkçe anlatmak çok zordur.

yeni gelinlerin favori eylemlerinden biri. bugüne kadar sosyal medyada çok şey gördüm ama az önce gördüğümle birlikte ağzım açık kaldı. link

İlk yapışımda çalışmadığım için nefret etmiştim ikincide çalışıp yaptım ve dedim ki ulan bolsekerliparfum sen bu işi yapıyorsun helal

Geçen yıl ilk kez üniversite de sunum yapacaktım stres yapmamıştım çok mutlu bir şekilde yaptım sunumumu olaysız dağıldık ama yarın 2. Sunumumu yapacağım, dönem başından beri bu anı bekliyorum. Aşırı gerildim ve stres yaptım çünkü geçiş yaptığım için sınıfı tanımıyorum . Onların da bizi aralarına almak gibi bi niyeti yok sanırım hiç kendimi oraya ait hissetmiyorum . Bu yüzden çok zorlanacağım Allahım yardım et .

Normal hayatta konuşurken çok dilim sürşer ama çok iyi sunum yapıyorum nasıl oluyorsa hatta bakanlığın eğitim yayın başkanlığında bir şeye de seçilmiştim yakın zamanda, tam bir sahne kadınıyım 💅

t: gereken önemi veriyorsanız araştırma, okuma, anlama, anladığını en etkili biçimde anlatmayı öğrenmenin en etkili yollarından biri. ayrıca üniversiteye dair en çok özlediğim aktivite. normalde heyecan eli ayağına dolaşan biri olsam da hem bunu yenmek hem de araştırdığım konuları insanlara anlatmayı sevdiğimden sunum yapılacaksa -liseden beri- hemen atlardım. gerek küçük -bazen bir kişi- gerekse büyük topluluklara yaptığım her bir sunumda yeni bir şey öğrendim, güçlü ve zayıf yanlarımı keşfettim, eksikliklerimi nasıl giderebileceğimi kavradım. bir yandan da sunum sonrası aldığım geri bildirimlerle motive oldum, kendime daha çok güvendim. tüm bunların haricinde sunuma hazırlık aşamasında yaptığım araştırmanın içerisinde kaybolmak en sevdiğim yanı.

t: (#4491491) ilk dersten sunum ödevi şansıma bana verildi. en son yaklaşık 2 sene önce staj yaptığım firmada sunum yapmıştım. çok uzak kaldım bu işlere. :( sunum hazırlamayı ve sunmayı severim ancak ilk defa bir konuda bu kadar çok zorlanıyorum. bu yüzden birkaç gündür kendime aşırı sinir oluyorum. çoğunlukla da bilgisayarla bakışıyorum. :/ şöyle kendimi bi tokatlasam iyi olacak galiba...

öylesine bir tane teknik seçmeli sectim geçiyim de kurtulayım mantigiyla. Şansıma Bölüm başkanları derse giriyormuş bana nükleer santral anlattırcak. 86374 tane proje üstüne vizeler var. Ben sunum yapıcam. En son lisede ingilizce cahit arfı anlatmıştım sunum olarak. O kadar umursamazım ki şuan rezil olmak da umrumda degil. Cikip mal mal slayt okuyup oturucam sanirim. Yorulduk bıktık ya hangi birine yetişelim. Edit; entryi girerken aklıma geldi benim bi de 2. Üniversitenin vizeleri var… ah shit.

şu günden (#4633054) sonra kafamı sunumlardan kaldıramadım. o zamandan beri haftada ortalama 80-100 slaytlık en az 1 tane sunum hazırlayıp sunuyorum. genelde 2 tane, bazen de 2.5-3 oluyor (bi önceki hafta ertelenen bir şeyler olunca yarım kalıyor maalesef bazı şeyler). sunum yapmayı önceden de severdim halen seviyorum, çok faydasını da görüyorum ancak şu sıralar ciddi anlamda yoruldum. araştırması ve hazırlaması ayrı uzun -özellikle de benim gibi çok fazla ayrıntıya takılıp mükemmel olması için ekstra çabalayan birisiyseniz- sunması da ayrı bir dert. misal geçen hafta bir gün sabah ve öğlen olmak üzere toplamda 5 saat sunum yaptım. bu hafta da en az 2-3 saat sürecek iki farklı sunumum var. biri de oldukça önemli bir sunum, elime yüzüme bulaştırmam inşallah. bunların arasında hayatın ekstralarına (iş, ev, arkadaşlar, sorunlar vs.) değinmiyorum bile. yaşayan ölü gibiyim bir süredir. uzunca bir süre de böyle olacak zaten. hayatımın özeti şu videoda link çok güzel özetlenmiş.

şu zamandan beri (#4659222) bir şey değişmedi. bilgisayarımdaki çoklu sekmeler asla son bulmuyor. biri bitmeden diğeri geldiği için pencereler arası geçişim paralel evrenler arasındaki yolcuğa döndü. her pencerede farklı bir zaman dilimine ait hissediyorum.

şuna çok dikkat etmek lazım; link aynısını yaşadım çünkü. üniversite zamanı yaptığım son sunumdu. daha sunumun en başında hocalar beni rahat bırakmadığı için istediğim şekilde girizgah yapamamıştım. habire abuk sabuk sorular sorup sunumu provoke ediyorlardı. hoca olmuş ama dinlemeyi bilmiyor. halbuki biraz bekleseler o sorulara fazlasıyla cevap alacaklardı. taşşş gibi sunum hazırlamıştım, bir rahat vermediler iyi başlamam için. içimden dedim olm louis sakin, kontrol hâlâ sende. yutkun ve başla anlatmaya, kaç defa yaptığın şey, anlattıkça yine açılacaksın zaten... tam yutkunup başlıcam yutkunmayı denememle az daha boğuluyordum hakshgajhafjahs ağzım öyle bir kurumuş ki ben hayatımda o kadar zor yutkunduğumu hatırlamıyorum. tam o an aklıma yılmaz erdoğan'ın şu üstte gösterdiğim tavsiyesi geldi. bana en yakın agamdan su rica ettim, ufak bir yudumla zaten ortadan kayboluyor o kuruluk. değişik bir kuruluk o. bir anda geliyor, bir anda gidiyor. suyu içmemle bülbül gibi şakımam bir olmuştu. ee zaten sunum şahane, hocasından öğrencisine herkese enine boyuna anlattım her şeyi, dolu dolu cevaplar verdim. gelmesini tahmin ettiğim sorular için cevap mahiyetinde grafikler hazırlamıştım, onları da kanıt olarak gösterdim, en iyi sunum ünvanını kapıp sıramı saldım. (bkz: bu da böyle bir anımdır)