Daha önce, uykunun insan fizyolojisi ve psikolojisi üzerindeki bazı etkilerden; yokuluğunun bizi ne denli etkilediğinden bahsetmiştim. Ne yazık ki, konu ile bilgi birikimim teoriden ibaret değil. Size yaşadığım kötü günlerden bahsedeceğim.
Bunu tetikleyen bir dizi çevresel faktör yaşadım, lakin konu bu değil. Sadede geleceğim.
İlk uykusuzluğumu hazırlık sonu - üniversite 1. sınıf başında yaşamaya başladım. İlk başlarda bu muhteşem bir şey gibi geliyordu. Günde üç saat uyuyordum. Çalışmaya, en fazla iki günde bir kitap bitirmeye, derslerime, spor yapmaya, sosyal hayatıma vakit ayırabiliyordum. Üstelik dinçtim. İlk haftalardaki yorgunluk yerini saf enerjiye bırakmıştı.
Ne kadar böyle yüksek bir tempoyla yaşadım, emin değilim. Bir süre sonra yorulmaya başladığımı hissettim. gündelik rutinin alakasız kısımlarında uyuyakalmalarım başladı. Ciddiyim. Böyle
narkolepsi hastası gibi çat çat uyuyordum.
Son aşamada, çöküntü başladı.
Hani öyle dibe vurdum diyorsunuz ya, ben o dibe çarpıp sektim.
En fazla ne kadar uykusuz kaldınız? 3 gün, 5 gün? Bir aydan fazla, uykularımın %90'ında uykuya dalamadığımı bilirim. Hissiyatı aynen şu şekildeydi. Eve geliyor, pijamalarımı giyiyor, sonra yatağıma uzatıp gözlerimi kapatıyor, büyük ihtimalle gözlerim kapalı, şuurum açık bir biçimde sabahı bekliyodum.
Uykusuzluğun getirdiği anksiyete, mid-duygudurum bozuklukları ve bir kaç panik atağı da saymadan edemeyeceğim.
Zor zamanlar, zor tedaviler geçti. Şimdilerde dipçik gibiyim. En azından yaşadığım bir çok şeye göğüs gerebiliyor, aldığım darbelerden daha çabuk toparlanıyorum.
Eğer uyku düzeniniz yoksa, şiddetle bedeninizin sevk ve idaresini ele alın ve bu sorununuza bir çözüm bulun. Gidin yardım alın. Çünkü eğer bu anlattıklarıma yatkınsanız, ki büyük ihtimalle kimse o kadar mükemmel değil, sizin de böyle acı anılarınız olabilir.
Kimse hayatının beş yılını bok gibi geçirmek istemez.
Uyku nedir?
(#2351428)
Uyku düzeni hakkında
(#2351470)