animal farm

george orwell'in kısa ve politik eleştiri içeren güzel romanı. devrimin getirdiği olumsuzlukları anlatıyor. türkçe ismi hayvan çiftliği.

george orwell'ın rus devrimini itin götüne sokup çıkardığı şahane kitap. 1984'le birlikte peşpeşe okunduğunda beyin yakar.

çizgi filmi de şahanedir. izlemek için; link

olayların sonunun sunuş kısmında yazıldığı bir baskısı var. (olmayanı da var mı bilemem.) sikerim o sunuşu.

çok güzel bir kitap.

1984ün gölgesinde kalsa da efsanedir. gomünüsler pek sevmez.

başucumdaki kitap bitince okuyacağım kitaptır, 1984 kadar etkileyici olacak mı merak ediyorum.

kim kimi temsil ediyor? - napoleon: josef stalin. -snowball: lev troçki. -boxer: proleterya (bizim ''çalıyo ama çalışıyo'' diyen halka az da olsa benzemiyor mu?) -moses: rahip (ölümden sonrasından bahsetmeler falan...) internetten araştırdıklarım da; -bay jones: son rus çarı ii. nikolay. -frederick: adolf hitler. -pilkington: winston churchill. -domuzlar: stalin'in yakın çevresi, ''bütün hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir'' cümlesindeki ''bazıları''dır. -köpekler: kgb. -güvercinler: diğer ülkelere yapılan propagandalar.

türkiyenin son 15 yılıyla benzerliklerinin şaşırtıcı derecede fazla olduğu efsane roman.

genç, yaşlı, çoluk, çocuk demeden her türk insanının okuması gereken kitap. tabi 20 yaşına kadar okunması daha faydalıdır kanımca.

kitapta dikkatimi fazlasıyla çeken bir şiir var. minimus tarafından kaleme alındığı yazıyor. "napoléon yoldaş" yetimlerin biricik babası! mutsuzluğumuzun pınarı! yem kovaların sultanı! gökyüzünde güneşi andırırsın, dingin ve buyurgan bakışınla yüreğime coşku salarsın, napoléon yoldaş! kulların sevdiği her şeyi sensin onlara bağışlayan, iki öğün yemek, tertemiz saman döşek ; büyük küçük her hayvan rahat uyur her akşam sensin onları koruyup kollayan, napoléon yoldaş! bir gün bir yavrum olursa, daha ufacık bir bebekken altı karış olmadan boyu öğrenmeli senin değerini bilmeyi, gözlerini açar açmaz dünyaya ciyak ciyak basmalı çığlığı : "napoléon yoldaş!"

yarın itibariyle başlayacağım kitap. çok güzel olduğu söyleniyor bakalım.

an itibariyle bitirdiğim kitap. tamamen ülkemizi gördüm.

1984'den sonra koşa koşa aldığım george orwell kitabı.

türkiye basımını can yayınlarının üstlendiği kitap. pembe şirin domuz ile kapağın satma potansiyelini kanıtlamışlardır.

"bütün hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir." cümlesi akılda kalan cümlelerden. güzel bir konusu ve muhteşem bir dokundurması var.

george orwell' ın 1984' ten sonra beni derinden etkileyen diğer bir kitabı. okuduğum karakterler günlük yaşamda karşımıza çıkan tiplerden farksız, okurken farkediyorsunuz bunu. kitapta bile eğitimsizliğin ne kadar önemli olduğu gizli bir mesajla verilmiş bana kalırsa. çünkü hayvanların çoğu okuma yazma bilmediğinden duyduklarına inanmakla yetiniyorlar, tanıdık.

güzel kitap. eleştirileri ve dokundurmaları bomboş ama. misal hayvanlar okuma bilmez ama çarlıkta okuma yazma nüfusu bilen kısım yüzde 1-2 bile değilken dünya savaşları bittiğinde sscb uzaya amerika'dan daha önce çıktı. ya da yine başlıktaki bir şiirde yazan ''sensin onlara bağışlayan iki öğün yemek'' cümlesindeki iki öğün yemeği çarlık ruslara vermediği için sscb kuruldu. daha uzar da başlığı okuyunca direkt aklıma gelenler bunlar. propaganda açısından ancak kara propaganda olabilecek bir kitap. edebi açıdan muazzam, benzetme ve imgelem konusunda çok zevk veriyor o ayrı. bu kitap gibi komünizm gömsün diye kitap okumak isterseniz cengiz aytmatov okuyun o daha iyidir bu konuda.

--- spoiler --- hayvanlar eşittir! ama bazı hayvanlar daha eşittir! uzun zamandır anlatım tekniği ile bu kadar beni içine çeken bir kitap okumamıştım ben. 1984'ü okumuş olmama rağmen yine de böylesine etkileyici bir kitapla karşılaşacağımı sanmıyordum. kitap en başında duru anlatımıyla etkileyiciliğini yakalıyor. bu kadar yalın olup bu kadar seni içine çekebilmesi muazzam. kitap 150 sayfa. akşam üstü başlayıp gece yarısına gelmeden kitabı bitirmek zorunda kaldım. 3 oturumda bitirdim. aslında planım kitabı bitirmek değildi ama o kadar sade bir anlatımı vardı ki resmen bir an önce tekrar okumaya devam etme isteği uyandırdı. geçen sene bir dönem başka bir mesele için komünizm ve sosyalizm tarihi ile ilgilenmeye cüret eder gibiydim ama çok vaktimi alacaktı kısa süre sonra vazgeçtim. bu nedenle yüzeysel de olsa sovyet tarihinden az buçuk haberdardım. bu sebeple kitabın en eğlenceli tarafı bahse konu olan karakterlerin kimleri temsil ettiğini anlama çabamdı. örneğin en başta düşünü açıklayan koca reis'in başlarda marx'ı temsil ettiğini düşünüyordum daha sonra lenin olduğu fikri daha makul geldi. bu şekilde kitaptaki sembolik hayvanların temsillerini anlamaya çalışmak aktif bir okuma sunuyor insanlara. sakın baştan kim kimmiş öğrenip okumayın. büyük bir keyfi kaçırırsınız. yukarıda kitabın komünizmi gömdüğü ya da kitabın "kara propaganda" güttüğü söylenmiş ki ben buna kesinlikle katılmıyorum. aksine kitapta doğrudan doğruya "idea" olarak komünizm fikrinden övgüyle bahsediliyor. bunu kitabın sonunda insanların masa başında domuzlara yaptığı espri olan iki cümleden bile anlayabiliriz mesela; "sizler aşağı sınıftan hayvanlarla uğraşmak zorundasınız. bizler de aşağı sınıftan insanlarla uğraşmak zorundayız." kitap en başından sonuna kadar aslında emek sömürüsüne olan tepkiyi anlayışla karşılıyor ve özgülük mücadelesine bir övgüde bulunuyor. ancak doğrudan doğruya stalin'in bireysel politikalarını ve bir canavara dönüşmesini eleştiriyor. yola çıkılmasına karşı bir saygı ve övgü varken, yolun sonunda gelinen noktayı eleştiriyor. aklımda kalan tek soru işareti troçki'yi neden bu kadar fazla yücelttiğidir. kitabın ne sosyalizmle, ne leninle, ne troçki'yle bir alıp veremediği yok. stalin'in anası kaşarmış diye bitecek diye çok korktum amk. aslkdjaklsd ayrıca kitabı stalin önderliğinde sovyet sosyalizm eleştirisi olarak sınırlandırmamak gerek. hiciv sanatının, eleştiri anlayışının nirvanaya ulaştığı bir kitap bence. burada bahse konu olan meseleden ziyade eleştiri kıvraklığına dikkat kesilmek daha önemli bence. kara propaganda ve algı manipülasyonlarını işlediği bölümler çok yerinde ve çok güzeldi. ayrıca kitabın son bölümü tüyler ürperticiydi. kapanış inanılmaz etkileyiciydi. *** domuzların yüzlerinde değişen bir şey vardı, ama neydi? clover'ın yaşlı donuk bakışları, yüzler üzerinde bir bir geziniyordu. domuzlardan bazılarını çeneleri beş kat, bazılarının dört kat, bazıların da üç kat olmuştu. ama eriyip değişmekte olan şey neydi* ... ... (anlatım devam eder) artık domuzların yüzlerine ne olduğu anlaşılmıştı. dışarıdaki hayvanlar bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı. *** tokat gibi bir final. canavarlarla savaşmak canavarlaşmayı da göze almak demektir. --- spoiler ---

acaba orwell yaptığı benzetmelerde hayvanları neye göre seçti bunu gerçekten merak ettim.

--- spoiler --- özgürlüklerini savunmayanların ödedikleri bedel ağırdır. --- spoiler ---

nokta atışı; "tüm sorunlarımızın yanıtı burada. tek bir sözcükte özetlenebilir: insan."

aramızda kitap okumayı seven ve hala okumamış olanlar varsa tavsiye ederim iyi kitaptır

dün başladım kitaba tesadüfen öğrendim ki yazarının doğum günüymüş ,. güzel kitaptır , tavsiye edilir

bugün birkaç saat okumadan sonra bitirdiğim bir peri masalı olan kitap. kitabın akıcılığı ve yalınlığı bir solukta kendisini okutturuyor. ayrıca alegorik kurgu başlarda iyi gelse bile sonradan doğrudan değil dolaylı anlatıma girdiği için basitleşiyor. distopik kurgunun duayeni george orwell şaheseri ve en iyi siyasi hiciv kitaplarından biri diyebilirim. içerisinde bolca metaforlar bulabilirsiniz. napoleon bana stalin' i çağrıştırdı. sosyalizm, komünizm, kapitalizm ne var ne yoksa eleştirilmiş mi yoksa sadece stalin mi eleştirilmiş diye düşünedurayım en genel hali ile baskıcı bir sistemi anlatmıştır. (genel olarak -izm'ler eleştirilmiş evet.) bu kitaptan sonra pink floyd'un animals albümünün ilhamını da tanımış oldum. bundan sonra dava ve dönüşüm okunursa hayattan soğuma ihtimali artar diye düşünüyorum. göndermeleri sadece şu ana değil geçmiş ve geleceğe de ışık tutuyor. bu zamana kadar okuduğum en iyi sonla biten kitaplardan bir tanesi. herkes okusun işte, kavga etmeyin. --- spoiler --- bütün hayvanlar eşittir, bazıları daha eşittir. insan üretmeden tüketen tek yaratıktır… dört ayak iyi, iki ayak kötü. --- spoiler ---

hayvan çiftliği işte, neden tatava yapıyosunuz ki

netflix tarafından sinemaya aktarılan kitap. (bkz: andy serkis) https://www.filmloverss.com/andy-serkis-hayvan-ciftligi-uyarlamasini-yonetecek/

george orwell kitabı. aynı yazarın bin dokuz yüz seksen dört kitabına başlayacakken bir yakınımın önce hayvan çiftliğini oku demesi üzerine başladığım kitap. şimdilik güzel gidiyor değişik geldi bana. bitince editlerim . bugün itibariyle bitirdim. ortalarında biraz sıkılıp okumayı yavaşlattığım ama sonunu bir solukta okuduğum bir kitaptı. sistemi o kadar duru ve sakince eleştiriyor ki anlatım diline hayran kaldım. ama bir kısmında aşırı duygulandım. ve sonunda çok öfkelendim. düşük beklentiyle başlayıp beğendiğim bir kitap oldu.

George Orwell'ın Rus Devriminden ziyade Stalin iktidarını itin götüne soktuğu nefis kitap. (bkz: All animals are equal, but some animals are more equal than others)

çok güzel kitap. hatta evrensel bir kitap. kitap bittikten sonra ülkenin koyunlar ve boxerlar'la dolu olduğunu görüyorsunuz.

insanların vejeteryan olmasına vesile olan kitap asdfghjklşi

george orwell'ın distopik romanı. yıllar önce yazılmış olsa da okurken sanki bugünü anlatıyor dedirtiyor insana. zaman geçse de insan aynı insan, düzen aynı düzen. kitabı okuduktan sonra şöyle bir yazı da çıkmıştı karşıma. yazıya ek olarak kitapta okuduğum beni etkileyen bir başka söz de ''Ona göre açlık, güçlük ve mutsuzluk, hayatın değişmez kanunuydu.'' olmuştu.

Ülkeniz tam da bu çiftlik gibi. Güzel bir fikri olan bir şekilde ölü bulunuyor. Güzel geliştirici fikirleri projeleri olanlar makam mevkii sahiplerinin adamları tarafından tehditlerle uzaklaştiriliyor. Ve en önemlisi gerekli gereksiz her propaganda da KOYUNLAR bağırıyor, "başbakan başbakan" diye ortamı stabil hale getirip, devletinkırmızı çizgi lerine "bunlarda neymiş" diyerek, bir çuval samana tamaa ediyorlar..

Yazıldığı dönemdeki yönetim biçimini eleştiren mükemmel bir kitap. Toplumdaki her insan tipi kitapta bir hayvanla temsil edilmiş.O dönemle şu an ki Türkiye arasında hiçbir fark yok neredeyse. --- spoiler --- bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar daha eşittir --- spoiler ---