bugün
yenile
    1. 18
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çok kitap okuyan, arayan, sorgulayan insanlarda genel olarak mutsuzluk ve huzursuzluk görüyorum. Toplumdan , dünyadan giderek soyutlanıyorlar. Kendi dünyalarına çekiliyorlar. Ben de şuan o yoldayım. Geri mi dönmeliyim diye düşünmüyor değilim bazen. Yanlış düşünüyorsam bu konuda aydınlatırsanız sevinirim.
      2Nereye geri dönüyorsun.. Nickinin hakkını verme. Oku. Devam et.. Giderek soyutlanmanın aksine soyut hayalleri somut yaşamaya başlarsın. Oku :') - uyumuyorum 16.08.2020 00:58:16 |#3909833
      0Haklısın :) - delibiriiii 16.08.2020 01:05:41 |#3909843
      2Bizim bir arkadaş vardı böyle annesi hacı hocaya götürmüştü çocuğu shsksnsjs - kendimettimkendimbuldum 16.08.2020 18:07:27 |#3910950
    2. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sadece gözleri bozmak diyebilirim.
    3. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yakın zamanda bu konu hakkındaki Schopenhauer'ın moral bozan yorumuna rastlamıştım, şöyle: --- alıntı --- Okurken bir başka kimse bizim için düşünür: Biz sadece onun zihin sürecini takip etmekle yetiniriz. Nasıl ki yazmayı öğrenirken talebe öğretmen tarafından kalemle çizilmiş çizgileri takip eder, okurken de tıpkı bunun gibidir; düşünme işinin büyük bölümü zaten bizim için bitirilmiştir. Bunun içindir ki kendi düşüncelerimizle meşgul olduktan sonra elimize bir kitap almak her zaman bizi bir parça rahatlatır, fakat okurken zihnimiz aslında başka birisinin düşüncelerinin oyun alanından başka bir şey değildir; ve sonunda onlar bizden ayrılır, geriye kalan nedir? Ve dolayısıyla öyle olur ki çok fazla-yani neredeyse bütün gün okuyan ve arada düşünmeksizin, eğlence yahut meşgale ile kendisini eğlendiren kimse, yavaş yavaş kendi kendine düşünme yeteneğini kaybeder. Tıpkı at üstünden inmeyen bir adamın sonunda yürümeyi unutması gibi. Birçok eğitimli insanın durumu bundan pek farklı değildir: Okumak onları ahmaklaştırır. --- alıntı --- Yani okusan da okumasan da b*ku yiyorsun güzel kardeşim.
      1bir filozofa karşı haddimi aşmak istemem. fakat okumak kelime dağarcığını ve kendini ifade edebilme kabiliyetini arttırır. okunanı kafada canlandırdığımız için hayal gücünü geliştirir. ayrıca sesli okumak diksiyonu iyileştirir. başkaların bakış açısından yazılmış olması ise bize olaylara farklı açıdan bakmış olma imkanı tanır, düşünme şeklimizi geliştirir. bir felsefeciye de "felsefe yapmış" demek çok saçma olur, ama yazar bunu kendi mesleği açısından ele alıp irdelemiş. - anonim adam 16.08.2020 01:24:16 |#3909891
      1bu pasajın alındığı metnin tamamını okumadığım için eksik değerlendiriyor olabilirim. ayrıca olaya felsefi açıdan yaklaşıldığı için tartışmaya müsait bir durum ve üzerine saatlerce konuşulabilir. - anonim adam 16.08.2020 01:26:25 |#3909895
      1Bunu yazmaya gelmiştim - corbamdakilvar 16.08.2020 01:28:22 |#3909898
      butun yorumlari goster (7)
    4. 38
      +
      -entiri.verilen_downvote
      -Hiç bitmeyecek mi senin bu okuman? +Bitmeyecek. - Hiç mi? + Hiç. - Niyetin katip olmak mı? + Hayır. - Ya? + İnsan olmak. (bkz: Orhan kemal)
      1Okuduğum en guzel diyalog +++++++++ - vampirella00 16.08.2020 09:40:09 |#3910246
    5. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      iki yeni bakış açısı falan kazanılır maazallah hiç gerek yok (bkz: aman aman tu tu aman aman)
    6. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hazırcılığa alıştırabilir. Ciddiyim. Mantık, akıl yürütme falan, bunları kullanmazsanız körelir. (bkz: ezberci zihniyet)
    7. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sabahattin Ali'nin kitabında gördüğüm bir cümle vardı. "Zaten yalnızlığımın sebebi kitaplardaki kahramanları, semtimde bulamayışım değil miydi?" Aşırı kitap okuduğum zamanlar harbi çok yalnızdim, asosyaldim, içime kapanıktım. Kitaplarda ki karakterler dostun oluyor.
    8. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Tek zararı bitmesidir
    9. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kitap okuma şekline göre değişir.Mesela; Kendine uygun tarzda olmayan ya da istemeyerek okuduğun kitap baş ağrıtır, göz yorar. Yüzeysel okuduğun kitap zihninde karışıklığa neden olur çünkü ne demek istediğini anlamak yerine yüzeysel okudun. Derinlemesine, her sayfasını heyecanla okuduğun her kitabın her cümlesi zihninin sınırlarını genişletir. Ardından gerçekliğe dönünce üzüntün çoğalır. Öğrendikçe yanlışları, olması gerekenleri fark edersin ama insanlara bunu anlatamazsın. Vizyonun genişlerken çevrenin seni kısıtlaması (anlamaya çalışmadıkları gibi eleştirmesi) ruhunu yorar, mutsuzlaşırsın. Mutluluğu bulmak için daha çok kitap okursun.
    10. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çok kitap okuyan insanın dünyası bambaşka bir evrendedir. Kafasının içindekilere erişmek imkansızdır. Bir yerden sonra bütün insanlıktan uzaklaşıp kafalarındakilerle yaşamaya başlarlar. Daha ne olsun?
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok şey bildiğini sanmak.
    12. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Artık kendini bu dünyaya ait hissedememek ve bir türlü anlaşılamamak. O kadar yeni kelime giriyor hâlbuki dağarcığına ama yine de seni anlamak istemeyene anlatamıyon işte kendini sanki o kelimeler yetmiyormuş gibi. İşte o noktada okuduğunun seni insanlara bağlamasını beklerken kopan ip seni daha da uzaklara fırlatıyor
    13. 11
      +
      -entiri.verilen_downvote
      öyle anlaşılmamak, kendini bu dünyaya ait hissetmeme vb. gibi söylemlerle şımarık ego tatminleri yapmayacağım. göz bozmak, genişleyen kelime haznesi yüzünden konuşurken takılmak ve kendini tam ifade edememek. bu evreye gelmek içinde zaten günün altı saati ve üstünü okumaya ayırman gerek tabii.
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kendini kandırmak. george carlin der ki; normal bir insanın ne kadar aptal olduğunu düşünün. şimdi de insanların yarısının bundan da aptal olduğunu düşünün... x, y, z fark etmez, baz aldığınız kesim bir insan topluluğuysa, o topluluğun yarısından fazlası muhtemelen geri zekalı ya da psikolojik açıdan sağlıksız insanlardan oluşacaktır. a partililer için bu böyle. b cinsiyet için bu böyle. c yaşında olanlar için bu böyle. kısacası "kitap okuyan insanlar" için de bu böyle. üzgünüm arkadaş, sen kendine ve çevrene caka satmaya programlı acizin tekisin. sırf kitap okuyorsun diye kendine bir şeyler kattığını ve onca ağırlığı rahatlıkla kaldırabildiğini sanmayı istiyorsun ya, aslında senin kapasiten iki kere ikinin dört ettiğini kabul etmekten çok da ötede değil. fakat kimse size "herkes kitap okuyacak diye bir şey yok. kitap size bonus bir zeka kazandırmaz, hâlihazırda olanı açığa çıkarmaya yarar. yani kafanız çorak araziyse orada madenciliğe soyunmanıza gerek yok." demediği için kendinizi bu yolda buluyorsunuz. örnek: üniversiteler bir ton kitabı yalayıp yutmuş olmalarına rağmen geri zekalı olmaktan bir adım öteye anca gidebilmiş akademisyenlerle dolu. siz de en fazla o insanların tedrisatından geçiyorsunuz.
    15. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      düşünmek
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dert sahibi olmak
    17. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kitap okumanın zararı olmaz. bundan dolayı zarar görmüş kimseyi görmedim ben. tam tersi okumadığı için gelişmemiş ve belli sınırlarda, belli kalıplarda kalmış, ötesini düşünemeyen, algısı kapalı çok tip gördüm. bilinçsiz mutlu olacağıma, bilinçli mutsuz olmayı tercih ederim.
    18. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "kendileri dışında kalan herkes hakkında en az fikre sahip insanlar okumaktan ve yazmaktan başka işi olmayan insanlardır denilebilir. eğer elinden okumaktan ve yazmaktan başka bir şey gelmeyecekse, insanın okuma yazma bilmemesi daha iyidir. halk arasında sürekli elinde bir kitapla dolaşan aylak bir adam gerek etrafında olup bitene, gerekse kendi kafasının içinden geçenlere dikkat kesilme gücünden veyahut isteğinden o kadar mahrumdur, bundan kesinlikle emin olabilirsiniz. böyle birisinin anlayışını kendisiyle birlikte cebinde dolaştırdığı ya da evinde kütüphanesinin raflarında bıraktığı söylenebilir. herhangi bir konuda özgürce aklını kullanıp bir yargıya varmak ona zor gelir. okunabilir birtakım şekiller üzerinde göz gezdirirken mekanik bir biçimde bakışı dikkatini cezbetmedikçe herhangi bir tespitte bulunmak, neticesini bir değerlendirme olarak ortaya atmak ona çok ağır gelir. düşünce yorgunluğu onu yıldırır; böyle bir alışkanlığı olmadığı için bu ona tahammül edilemez gelir. bu yüzden o zihnin boşluğunu dolduran ve sürekli birbirini iptal eden sözcüklerle yarı yarıya biçimlenmiş imgelerin birbirini sınırsızca bıktırıcı takip edişinden hoşnut olarak yan gelip yatar." arthur schopenhauer.
    19. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Başarılı bir forvet olamamak
    20. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hayatın ciddiyetle yaşanmasını engelliyor. Kitap okuyanlarda hep bir benim bildiğimi sen de bilmelisin havası oluyor, ama bunu direkt söyleyemiyor. Bir bulutsu oluyor kafasında onu karşıya üfleyiverecekmiş gibi haller tavırlar. Ama yok yok. Öyle bir şansı olsa yapmaz kesinlikle bu dediğimi. Ciddiyet kısmı da. Bazen bazı sözler, olaylar ne ifade ediyorsa öyle alınılmalı. Kitaplarda okudum hayatta var böyle şeyler deyip hareketimizin üzerindeki olacak olan etkisini bastıramamalıyız. Bunların ne olduğunu bilmiyorum ama var böyle şeyler.
    21. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Gereksiz yere romantize etmeye gerek yok. Bir kere kitap okumak diye genel bir eylem yok ki ortak bir sonuç doğursun. Roman okumak var örneğin, güzel bir film izlemeye yakın bir deneyim. Ya da bilim kitabı okumak var, internetten makale okumaktan farksız bir şey. Çocuk kitabı okuyabilirsiniz, eğitici güzel bir çizgi filme eşdeğer bir deneyim yaşatabilir. Yani bilgi almanın tek yolunun kitap okumak olduğu ve imkanlar kısıtlı olduğu için genelde kaliteli kitapların yazıldığı, kitap okumanın belki de ayrıcalık sayıldığı 19. yüzyıl gibi bir çağda yaşamıyoruz. O yüzden "kitap okumak tehlikelidir, düşünmenizi sağlar" gibi romantize sözcükler çok geride kaldı. Yanlış kitaba büyük bir önem vererek yarrak gibi bir adam da olabilirsiniz. Dikkatli olun.
    22. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      insanı bezgin, kırgın ve yılmış biri yapar. tabii, şeyma subaşı'nın kitabını okumaktan bahsetmiyorum. kaliteli 20 kitap okuyan insan aile, devlet ve dünya ile olan tüm göstermelik bağlarını koparır ve ömrünün sonuna kadar öyle yaşar. kitap okumak tehlikelidir. bir diğer tehlikeli olansa, hayatı kitaplardan ve kendi okuduklarından ibaret sanmaktır. zira gerçek hayat ne kitaplarda anlatılanlara benzer ne de insanın üzerine fikir belirttiği konulara. hayatın kendi ahengi ve işleyişi ekseninde kitapların zerre önemi yoktur. aslında, türkiye gibi onuncu dünya ülkelerinde bir insanın kendine yapabileceği en büyük kötülük kitap okumaktır. zira dönen bu yoz ve aptal çarkın bir dişlisi olmak yerine onun karşısında olmak, insanı bitirir. ayrıca; kitap okumak insanı uyandırır. gerçek anlamda. o uyanışsa insanı uykusuz bırakır. her iki manada.
    23. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bittiğinde ben şimdi napıcam hissi oluşturması..
    24. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      karakterlerle iletişim kuramamak
    25. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      lan çok pahalı her şey çok pahalı. kitap biriktirmeyi sevmem ama işim gereği dolu dolu bi kütüphane lazım bana. önceden ona buna verdiğim kitapları bir mektup yazarak geri isteyeceğim çözümüm bu.
      1mektup da pahalı, dumanla istemek daha ucuz kekik :d - thebookofgod 22.11.2022 16:04:35 |#4483963
      1"kekik> 1 yeni mesaj> 'melike şahin-geri ver' > umarım mesaj alınmıştır dostum.." benim yeni çözüm o zaman ajajajaja - karakekiiik 22.11.2022 16:55:02 |#4483981