alıntı

bir konu hakkında önceden yazılmışı,çizilmişi,söylenmişi kendi ifadende kullanmaktır. alıntı yapıldığında hukuksal boyutu geçtim insan kendisine ve alıntı yapacağı şeyi oluşturmuş o insana duyduğu saygıdan dolayı "bak ben bunu kullanıyorum ama bu alıntıdır" diye belirtmeli bence.

madem aldın komple yapıştırdın. bari altına alıntı yaz yahu..

--- alıntı --- edirneden karsa, jüpiterden marsa, yatak odanızdan, ananızın amına kadar babanız beşiktaş yazdıracağız. akıllı olucaksınız, imreneceksiniz, susacaksınız, izleyeceksiniz. --- alıntı ---

zaman ve dünya, para ve güç ,sığ ve küçük insanların elinde bulunacak her zaman, asıl insanların elindeyse hiçbir şey yalnızca ölüm,ölümsüzlük ayrıca. (bkz: bozkırkurdu )

yaralı insanlar diğerlerine göre daha çok ilgimi çekiyor. yaralarının acıları başkalarına çarpmasın diye çırpınan insanlar. hayatının nereye gideceğini bilmeyenler. kafalarını hiç toparlayamayanlar. aynalar da ilgimi çekiyor mesela. anlıyor musun.

başlık hakkındaki girilen ilk entiride "bir konu hakkında önceden yazılmışı,çizilmişi,söylenmişi kendi ifadende kullanmaktır." söylemini baz alırsak biz insancıklar; tanrının yazdığını yaşayan, alıntılar mı oluyoruz?

insanın kendisine saygısı açısından yapıldığında belirtilmesinin önemli olduğunu düşündüğüm ifade. nadiren bazı yazarlar görüyorum burada özellikle şu an birisi gözüme takıldı; son dört entirisi kafakalem.com diye bir siteden birebir alıntı. adını vermeyeceğim ama o kendisini biliyordur. burada alıntı olduğunu ya da kaynak göstermenin zor olmadığı düşüncesindeyim. (bkz: copy paste yapıp yazar olduğunu sanan kişiler)

sözlük içerisinde kaynak belirtmeksizin başka bi yerden alıntı yapmak format gereğince yasaktır. birkaç saat önce bahsedildi ama kayboldu. sözlük yönetiminin yazılan her bir entiriyi alıntı mı değil mi diye araştırma imkanı yok, sizler böyle şeylere denk geldiğiniz zaman söz konusu yazarları bilgilendirin. bilgilendirme sonrası tutumlarında ısrarcı olurlarsa modlara ulaşın. bir de biz bilgilendiririz, uçaklar ve havayolları konusunda.

Şöyle bir alıntı okudum çok beğendim: " İnsan çok sevmekten , kıyamamaktan , kızamamaktan , üzememekten , hep alttan almaktan kaybeder . Hayat , ilk olarak kendini yok sayanları harcar."

"Sarılarak ağlamanın, yenilgi ile yeni bir hayat arasındaki bu kararsızlık bölgesinde gezinmenin, insana acı kadar zevk de verdiği gerçeği." Orhan Pamuk- Kar

Ne diyeceğimi kestiremiyordum. Kendimi çok beceriksiz buluyordum. Ona nereden yaklaşılır, nasıl ulaşılır bilmiyordum... Ne kavranılmaz bir yer şu gözyaşı ülkesi. Küçük Prens - 35

"Bir kilimi üzerinde sevgiliniz gezinecekmiş, bir kaşkolu çocuğunuz boynuna dolayacakmış gibi, bir binayı içinde anneniz oturacakmış gibi yaparsanız; ne o kilim eskir, ne o kaşkol solar, ne o bina yıkılır.."

"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım"

"Elimi dostça omzuna koydum,meğer yarası tam oradaymış." İyilik bazen,uzak kalabilme inceliğini gösterebilmektir.Orada olmak ama yarayı deşmemek. Kemal Sayar

"Bu senin yaşamın. Bu sana ait. Önemsiz servetinin tam bir dökümünü yapabilir, ilk çeyrek yüzyılının kesin bilançosunu çıkarabilirsin. Yirmi beş yaşındasın ve yirmi dokuz dişin, üç gömleğin, sekiz çorabın, artık okumadığın birkaç kitabın, artık dinlemediğin birkaç plağın var. Başka şeyleri hatırlamayı canın hiç çekmiyor: ne aileni, ne öğrenimini, ne aşklarını, ne dostlarını, ne tatillerini, ne de tasarılarını. Yolculuklara çıktın ve dönüşte yanında hiçbir şey getirmedin. Oturuyor ve beklemek istiyorsun sadece, bekleyecek bir şey kalmayana kadar beklemek: Gece olsun, saatler vursun, günler geçip gitsin, anılar silikleşsin..."

“mualla, senden başka kimsem yok. senden başka dünya yok. yanlış olabilirsin. çirkin olabilirim. seni sevmelerime tek bir geçerli sebep bulamayabilirim. hatta arada bir sırtımı çevirebilirim sana. yine de; sana rağmen, bana rağmen; gidebileceğim başka bir yer yok.”