bugün
yenile
    1. 13
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tahammülsüzleşmek öyle bi olay ki isminin uzunluğu kadar uzun bi süre sonra insanın hiç bişeyi kaldıramaması, bıkması denilebilir. artık öyle bir hâl alıyor ki bu durum kimsenin sıkıntısını, derdini, mutluluğunu, üzüntüsünü çekemiyorsun bir insan kolay kolay bu hale gelmiyor maalesef. yakın arkadaş dediğimiz insanlar bile yok çevremizde, kimseyle ilgilenememe sorunsalı binevi. kendi derdin sıkıntının yere göğe sığmaması sonucu oluşan olay...
      1gönül ister ki buna 100 + vereyim. - erzurumundelisi 03.08.2017 03:59:44 |#3363391
      1canın sağolsun senin - babamerhaba 03.08.2017 04:02:14 |#3363451
      0eyvallah :) - erzurumundelisi 03.08.2017 04:05:28 |#3363645
      butun yorumlari goster (8)
    2. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir lcw çalışanının her dakika yaşadığı his. bunun şu bedeni var mı, ay bu küçük bir büyüğü var mı, bu rengi var mı, ay bu cırtlak şu tonu var mı, buna benzer bir şey var mı, hep aynı şeyler farklıdır var mı, bunlar çok uçuk daha oturaklı bir şeyler var mı, buna indirim yapma durumunuz var mı, kasa çok kalabalık sen alsan hemencik olmaz mı... büyük harflerle yeter ulan yeter
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aldığı nefesi anlatsa dinleyeceğin insanın büyük bir derdini bile dinlemek istememek. çok büyük bir hatasını affedebileceğin insanı en ufak bi hatasında silebilmek. bütün sinirini bir gülümsemesiyle geçirebilecek insanı en küçük şeyde sinirlenip yok saymak.
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      son bir kaç yıldır içinde bulunduğum yegane durum
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      telaffuzu hoş bir kelime. kelime anlamı ise bambaşka bir olay. tahammülü olmayan insan benim gözümde kimseye ya da hiçbir şeye değer vermeyendir.
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok fazla sabrın, iyi niyetin, alttan almanın tükendiği, sömürüldüğü nokta
    7. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "i̇şte biz o gün tükeneceğiz."
    8. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: kişinin önce dış dünyasındaki uğultuya ardından iç dünyasındaki sessizliğe katlanamayacak duruma gelmesidir. insanların gürültüsünden, menfaatlerinden, sahte duygularından kaçtıkça kendi içime sığınıyor oldum. kendi içime kapanmak için attığım her adımda; karanlıkta gözleri bağlanmış bir kolsuz gibi savruldukça savruldum sonra. nereye gittiğimin, ne yapacağımın, beni kimlerin beklediğinin, yetişecek bir yerimin olmadığının, zamanın bir öneminin olmadığının sonra sonra farkına vardım. insanlardan kaçtıkça kendime de yetişemez oldum, bu kısır kovalambaç hep böyle tökez devam etti sonra. hayatımın her noktasında büyük ikilemler başkaldırıyor. ne yapacağımı bilmeden çıktığım tüm yolların önüme çıkardığı yol ayrımlarında ruhumu yarı yarıya bölüştürüp devam ediyorum. aslında devam ettiğim bile söylenemez. ya öyle görünmek hoşuma gidiyor ya da büyük ölçüde kendimi kandırıyorum. '-mış' gibi yaşamların samimiyetsizliklerinden iğrenirken, kendimi olanca yalanların ortasında buluyorum. herkes her şekilde birbirinin kuyruğuna yalan iliştirme derdindeyken durup bu illüzyona gülmekten bile acizim. kimseye 4. cümle hakkı tanıyamaz oldum. Yaradan'a saygıdan 3 cümle müsaade veriyorum insanlara. 3 cümlelik ömürlerinde eğer hayatımı değiştirecek bir bilgiden ya da hayatlarını değiştirecek bir yardımdan bahsetmezlerse eğer: kapıyorum kafamın içinden kulağımın şalterlerini. ne kimseyi dinleyecek hevesim kaldı ne de kimseye laf yetiştirecek takatim. aslında hayat değiştiren bir şeylerden bahsetmelerine bile gerek yok: ben, insanlardan gayrı yaralıyım ağbiler. dinlemek işime gelmiyor ve bu umarsızlığım dahi umurumda olmaz oldu. her zerremle kopuyorum hayattan, kendi içimde yaşamaya meylim hiç olmadığı kadar başkaldırdı. kafada kayış kopuyor ve artık kaybedecek tek bir şeyimin olmadığının farkına varıyorum. zaferi de yenilgisi de kendiyle olan, kendi içindeki bitmemiş savaşların fiyakalı gazisi olarak doğuyorum her kapkara azmış gecenin bakir beyaz sabahına. diyorum ya büyük ikilemlerin arasında öylece savrulup duruyorum işte. 'bilmem'den öte tek kelimeyi yakıştıramıyorum sorulan onlarca soruya. izaha meylim tükendi, mizaha vurmaktan da garibim. monotonlaşan farklılıklar sardı etrafımı. her sabah aynı yönde taranmayan saçlar ve her bir yana dağılmış sakallarla, düzenimden de şikayetçiyim. bu ruh bu bedene emaneten verilmiş eyvallah, lakin emanetin de emanetçisiyim. 'al bu hayat kiminse billahi ben yaşamıyorum' yazıyor duvarımda. dünya ayıp etme şampiyonasında altın madalyayı Ali ağbiye göt farkıyla kaptırmış gibiyim. tanıdığım kim varsa her birine tonla özrüm var. her biri anlamsızca bakıyor suratıma ve hepsinin karşısında alelade mahcubum. hiçbirine yapacak tek bir açıklamam yok, kaçıyorum. olanca gücümü kaçmaktan yana harcıyorum. sorulan onlarca sorudan, merak dolu bakışlardan, açıklama bekleyen herkesten kaçıyorum. sağır ve dilsiz bir dost edinme fikri beliriyor sonra kafamda. hiçbir şey merak etmeyen, sormayan ve sadece benimle aynı yolda yürüyen birinin varlığındaki dayanılmaz hafifliğe bırakıyorum kendimi. herkes bir cevap ya da tek bir kelime beklerken benden, dilimi kopartıp buzluğa kışlık poşetlemek istiyorum. insanların kendilerini anlatmaktaki bu heveslerini anlayamadım bir türlü. herkes bir şekilde kendini sunma yahut aktarma derdine düşmüşken bendeki bu eli cebine atılmış suskunluğu da garipsemez oldum. en garibi de bu ya: insan kendine bile katlanamaz oluyormuş. gölgesinden hızlı silah çeken Redkit'e inat, gölgesinden hızlı kaçan bir hayali çizgifilm karakteri olmak da isteklerim arasında. insan kendinden bile kaçmak istiyormuş, nafile. sahi neden böyle susmuşluğum diye soruyorum kendime. çevremdeki herkesin çenesi uyuşmuşken bendeki bu puslu suskunluk neden? şeyhimizin hâlâ kainata alışamamıza bir neden bulamamasına da şaşırmıyoruz halbuki. herkes kendisini yanında en rahat ifade edebildiği insana dost derken; niçin ben yanında en rahat susabildiğim insanı özlüyor oldum bugün? kötü biri olduğuna, beni kullanıp attığına, ardına bakmadan o kuyuda beni biçare bıraktığına inandığım o insana neden her seferinde 'belki başka bir sebeptendir' diye ihtimal biçer oldum. sâhi, dilenci çocuğa yemek ısmarlayan bir yürek ne kadar kötü olabilir ki? velhasıl insan zaman cetvelinde bir kere umuduyla sınanmışsa, geçmişi de geleceği de birbirine girmiş bir harabeye dönüyor. sonrası kafa içinde dolanan enkaz uğultusu, puslu bakışlar, tahammülsüz geçiştirmeler arda kalıyor sona.. öyle işte...
    9. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu aralar aşırı agresif ve aşırı bunalmış hissediyorum. herkese sesimi yükseltip, en ufak şeyde bile bağırmaya başlıyorum. hangi ara böyle tahammülsüz oldum, ne zaman bu kadar tükendim hiçbir fikrim yok. üzülüyorum kendim için ama elimden de bir şey gelmiyor.
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu ben. i̇nsanlar sabrımı o kadar sınamış, o kadar bıktırmışlar ki. bazen kendime bile tahammül edemiyorum. sinirlerim bozulur ve ağlıyorum. bu cok berbat bir sey. sonra insanlara uzak ve soğuk davranınca ben cok yabani biri oluyormuşum. siz benim ağzıma salıncak kurup sallana sallana fantazi yapiyorsunuz. ama yabani benim. dicek bir şeyim yok.
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aynı hataları farklı versiyonlarla yapan insanlara tahammülsüzüm
    12. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir sonraki aşamaya geçebilirseniz mutluluğun nirvanasına ulaşmış oluyorsunuz. çünkü kimseyi takmıyorsunuz.
    13. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1 yıl boyunca okulda yaşanan sıkıntılar sonucu istemeden de olsa öğrencilerime verdiğim tepki.
    14. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      derslere karşı ben. o kadar sıkıldım ve bunaldım ki görmek istemiyorum hiç bir şey artık sınava girip puanımın tuttuğu yerleri yazıp yerleşmek istiyorum.
    15. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sanırım şu aralar içerisinde bulunduğum durumu özetleyen kavram bu. Az önce ablam "insanlara bakarken sürekli göz deviriyorsun, gözlerinle karşındakini öldürecek gibisin. o kadar sert bakıyorsun ki sürekli tetikte oluyorum bir şey diyeceksin diye" bir cümle kurdu bana. Böyle olduğumun gram farkında değilim. Evet beni bıktıran birçok şey var. Hayatımın en güzel yıllarının içine ben değil, başkaları etti. Çilesini ben çektim. Düzeltmeye, oldurmaya çalışıyorum çoğu durumu. Ama ben de insanım. İnsanlar benim hayatımı güllük gülistanlık sanarken ben kafayı yememek için çaba sarf ediyorum. Bir gelen de peşinden tonla dert getiriyor sağ olsun. Her şeyin üst üste geldiği 4 senede evrildiğim kişiye zaten inanamıyorum; bir de insanlar tarafından yargılanıyorum. İçimden of demek geliyor, sebebi sorgulanıyor çünkü mükemmel bir yaşamın baş rolündeyim. Neyse, ablam bir de şey diyor "bu tavırlarla hiç cool olmuyorsun" Cool olmak gibi bir çaba içinde olduğumu düşünmüş. Ben de cevap olarak "ya sabır" diyorum.
    16. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Tebrikler, zirveye ulaştınız!
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tahammül edebildiğim tek kişi kardeşim o da bir yaşında diye
    18. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Her türlü #canlı cinayeti .! (bkz: artık yeter)
    19. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      En çok tahammülsüz insanlara tahammül edemiyorum ben. Şu lafın altına 20 sayfa yazı yazarım da değmez. Aptal insanlara tahammül eşiğim fena değildir. Kimseyi doğrudan aptallığıyla suçlamıyorum mesela. Ama aptallığın getirdiği defolara tahammül edemiyorum en çok. Sonra kibirli insanlara en çok da sonradan kazanılmış kibre sahip insanlara tahammül edemiyorum. Kibir sahibi olan ve en kötüsü bu kibirli duruşunu zamanla "hak ettiğine" inanan insanları çıplak elle tokat manyağı yapsam doymam herhalde. Genel olarak her açıdan ölçüsüz insanlara da tahammül edemiyorum. Her şeyin sınırını zorlayan öfkesinde, nefretinde, sevgisinde ölçü nedir bilmeyen kontrolsüz insanlara tahammül edemiyorum. Kaç yaşında olursa olsun hayatı köşeli yaşayan, yaşamın amorf yapısından habersiz, hayatın gerçeklerini bilmeyen ama öğrendiğini zanneden tahammülsüz, aptallıkla sınanmış, kibirli, ölçüsüz insanlara tahammül edemiyorum. Umut Sarıkaya'nın "yarak gibi adam" diye bir tabiri var, çok hoş tabir.
      0Hayatı köşeli yaşayan mı...birilerini tarif etmek için bu başlığa girip uzun uzun yazsam bu tabir kadar olamazdı gerçekten - denixizkizi 21.07.2020 22:05:14 |#3854423
      0Hayatı köşeli yaşayan mı...birilerini tarif etmek için bu başlığa girip uzun uzun yazsam bu tabir kadar olamazdı gerçekten - denixizkizi 21.07.2020 22:05:16 |#3854424
      0Valla kafam kazan oldu bugün. İYi bir şey mi dedin anlayamıyorum şu an ama teşekkürler yine de :D - devriksekiz 21.07.2020 22:36:50 |#3854522
      butun yorumlari goster (5)
    20. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      cahille sohbet kestiğimden beri aştığım sorun.
    21. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Adaletsizliğe, hak yenmesine, kötülüğe, cehalete, ahlak bekçiliği yapanların yaptığı ahlaksızlıklara, gerizekalılığa zerre tahammülüm kalmadı. Elimden geldiğince muhatap olmamaya, çevremde barındırmamaya çalışıyorum ama sosyal medyada, haberlerde bir şekilde karşıma çıkıyor. Öyle bir tahammülsüzlük ki ufacık bir ahmaklık bile sinirlendirmeye yetiyor. O ahmaklığı yapanın kafasını duvara sürte sürte kıvılcım çıkartmak istiyorum. (bkz: amına koyduklarım delirttiniz ulan beni)
    22. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Etrafınızdaki herkes sizden az çok bir şeyler götürmeye başladığında iyi niyetinizin raf ömrünün sonuna gelirsiniz. Daha sonrasında ise minik sabır savaşları başlar. Sabır bir süre sonra yerini tahammüle bırakır ve haydin geçmiş ola.
    23. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Son zamanlarda ciddi anlamda tahammül kalmadı bende. Artık en ufak bir şey bile gözüme giriyor ve sinirimi tepeme çıkarmaya yetiyor. Bir otobüs şoförü vardı; “Arkadaşlar psikolojim bozuldu benim. Arabadan inin, başka arabaya binin, ben buradan hastaneye geçiyorum. Bu stresle gidersem kaza yaparım, sizin canınıza mal olurum” diye. Ben de etrafımdaki insanlara; Siz de benim hayatımdan çıkın yoksa kalbinizi kırarım demek istiyorum.
    24. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      günden güne fazlaca hissettiğim boktan durum. Hiçbir şeye tahammülüm kalmadı gibime geliyor, gördüğüm her şeyden hissettiğim her duygudan soğuyorum sanki. çok garip bir durum Allah sonumu hayır etsin.
    25. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sanırım bu bende var. Sabır yok tahammül yok hiçbir şey yok. Her zaman agresif her zaman bağıran benim. Neden böyleyim. Yolunda gitmeyen işlerden ötürü mü acaba
    26. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Önnot: aklımda çok fazla şey var. Bir kısmı yazarken başka bir kısım aklımda dolanıyor. Umarım cümleleri anlaşılır ve düzgün yazabilirim. Kendi değişimimden yola çıkarak anladığım ve fark ettiğim kadarıyla tahammülsüzlük bir kısır döngü. Önceden insanların tahammülsüzlüğünden dem vururdum. Ki aslında hala dem vuruyorum. İnsanlar çok gereksiz şeylere sinirlenip tepki gösteriyor. Bunun toplum yaşantısına büyük zarar verdiği kanısındayım. Lakin şu sıralar benim de pek tahammülüm kalmadı. Benim çıldırma eşiğimin aşılması koronanın ülkemize gelmesiyle başladı. Çok fazla adaletsizliğe şahit olunca anladım ki bu dünya böyle devam edecek. Son dönemlerde benim için sık diyebileceğim miktarda trafiğe çıktığım için ilk sırayı bu alsın. Önceden trafikte çok sakindim. Birçok şeyi anlayışla karşılayabiliyor ve sinirlenmiyordum. Işık yanınca hemen kalkmayan bir insana asla korna çalmam. Genel olarak korna çalmayan biriydim. 1 yıldır sürdüğüm arabanın korna sesini bilmiyordum neredeyse. Diğer biryandan biri sinyal vermediği zaman "unutmuştur ya insanlık hali" falan der geçerdim. Son 2 aydır küfür etmeden araba sürmüyorum. Hatalı şerit değiştirene de kornayı zaank diye basıyorum. Çünkü bunların yaptığı insnalık hali değil, eğitimsizlik ve cahillik hali. Sinyal vermemeyi alışkanlık haline getirmişler. Sanırsın evinin arka bahçesinde akülü araba sürüyor. Kırmızı ışıkta geçen, yaya geçitlerinde araçlara yanan kırmızı ışıklarda durmayan ve durana korna çalan ahlaksızlara zaten bir şey demiyorum. Ben bu insanlara nasıl tahammül edeyim ki? İnsanların salaklığına zerre tahammülüm kalmadı. Bir şeyi bilmemekten bahsetmiyorum. Bilinçli bir salaklık var. İnsanların hal hareketlerinden bazı şeyleri bilinçsizce yaptığını anlayabilir ve bunu tolere edebilirsiniz, bu sizi sinirlendirmez. Ama gel gelelim bu bilinçli salaklara. Maskeyi neden yere atıyorsun? Alışveriş yaptığın markette kasaya neden eldivenini atıp gidiyorsun. Yediğin zeytinin çekirdeğini niye atıyorun? Sosyal mesafeye niye uymuyorsun? Maske tak diye uyarılınca niye ahkam kesiyorsun? Bugün twitter'da bir video izledim. Bir tane erkek kişisi içeceği içmiş ödemeden çıkıyor. Kasiyer kadın da uyarıyor. Sonra tekme tokat kadına dalıyor. Ne bu şimdi? Yani bu hangi kelimelerle açıklanabilir ki? Ben bu tarz ahlak yoksunu insanlarla iç içe yaşamaya tahammül edemiyorum? Nasıl edebilirim ki? Önceden adaletin bir şekilde işleyeceğine inanırdım. Şimdi bu dünyanın en azından günümüz için pek de bizim gibilere göre olmadığının farkındayım. Adaletsizliğe, haksızlığa, kanuna aykırılığa(gerçi artık yaptıkları şeyi kanuna uyduran çok), edepsizliğe, hırsızlığa ve soyguna zerre tahammülüm yok. Kimisi yiyecek ekmek bulamıyorken hak etmedikleri şatafatlı hayatı yaşamalarını kabullenemiyorum. Ya her şeyi o kadar rahat bir şekilde yapıyorlar ki hayret ediyorum. Vicdan diye bir şey kalmamış. Ben, bana bu kadar koyan şeylerin içinde nasıl küfür etmeden, sinirlenmeden yaşayabilirim ki? Sabredemeyen insanlara tahammülüm yok. Nerede olursa olsun 2 dakika beklemeyi öğreneceksiniz. Allahımın mağara insanı beklemeyi öğrenememiş höt söt konuşuyor. Günün sonunda da böyle ahlaksızlar haklı çıkıyor ve bir şey olmamışcasına yaşamlarını aynı şekilde sürdürüyor. Nasıl bir düzen bu her gün soruyorum kendime. Ve esas soru şu ben bu düzende neredeyim ve nereye kadar buradayım? Abi ben çok bir şey istemiyorum ki. İnsan olun istiyorum, saygı istiyorum. Ya bu ne kadar zor olabilir ki? Harbiden zor bir şey değil ya. O kadar agresifleştim ki bir gün ben de bir başkasının tahammül eşiğini geçmesine sebep olurum diye çok korkuyorum. Tabi ki kimseye agresif bir tavır sergilemiyorum ama bu agresifliği içimde nereye kadar tutabilirim bilmiyorun. Bu insanların içinde ben de tahammülsüz biri oldum ve döngüye katıldım. Sanırım çoğunluk birer birer tahammülsüz biri olarak döngüye katılacak. Ve biz de yeni gelenleri tahammülsüzleştireceğiz. Not: önnot'ta dediğim gibi oldu. Aklımda dolanan şeyler esas yazmak istediklerimi karıştırdı :) yazıya başlarken kafamda birçok şey varken yazı bu kadar oldu. Sanırım ben bittim, devamını yazamıyorum. Artık başka iç dökmelere diyelim.
      1+1000000 - sessizdeyimdünya 02.09.2020 16:58:13 |#3936388
      1+19000 olmuş ckwmcıskx karmamın güzelliği ckskckkc - la grande aquile 02.09.2020 18:49:55 |#3936500
      1Tüh ben görene kadar 6 gelmiş hcjcjfjfjcjk - sessizdeyimdünya 02.09.2020 23:25:27 |#3936926
      butun yorumlari goster (4)
    27. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Karşıdakine sevgi ya da saygı beslemiyorsanız, "Mizacım böyle." der, işin içinden çıkarsınız. Hiç öyle yaşanmışlıklarla alakası olan bir durum değil bu. Herkes aynı değil sonuçta.
    28. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Verdiğiniz kıymete göre değişir.
    29. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Üst üste yaşanan olumsuzluklar, sürekli tartışma ortamında olmak insanı her şeye karşı tahammülsüzleştiriyor.
    30. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ve ardından sinir hastası olmak.
      3Ve ardından antidepresan:) - caduceus 17.05.2021 01:25:46 |#4167173
      2kutu kutu zedprex :) - yumurtlamayan kalem 17.05.2021 01:27:10 |#4167180
    31. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1 ay içinde hem lise arkadaşımla hem çocukluk arkadaşımla arama mesafe koydum. Beni tahammülsüzleştiren sizlersiniz arkadaşlar. Burdan teşekkür ederim bana yaptığınız her yanlış için
    32. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Tahammülsüzleştiremediklerimizdenmişsinizcesine.
      1bu bana eskilerden bir şeyler hatırlattı.. - yumurtlamayan kalem 17.05.2021 03:17:53 |#4167311
      1Hatırlatır, normaldir. Sabrımızdan vuruluyoruz, birde yüreğimizden. - rengarenkk 17.05.2021 03:20:35 |#4167314
    33. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Gitgide hızlanarak yükselen bir durum bu bende. Evdeyken çevreden gelen sese, komşunun kedisine, sokaktaki çocuk bağırmasına tahammülüm yok. Kendimi sokağa atsam vitrin bakmaya kalabalığa tahammülüm yok. İnsanlar üzerime üzerime geliyor herkes maskesiz bağıran çağıran Suriyeliler Afganlara tahammülüm yok. Deniz kenarına insem deli gibi esen rüzgara tahammülüm yok. Etrafımdan ses bombasıyla geçen ne olduğu belirsiz ergen tayfaya tahammülüm yok. Hiçbir şeye katlanamaz hale geldim. Ne oldu da ben böyle biri oldum bilmiyorum. Çok zorlanıyorum. Her şeyden nefret etmek ve bunları kendimden uzak tutarak yaşamak çok zor. Bazen bu kadar söylenme sakin ol diyorum ama nafile. İçimde fırtınalar kopuyor tüm bu kargaşa içinde. Ya beş dakika bankta oturup etrafi izlemek istiyorum başıma gelmeyen dilencisi kalmıyor. Kendi kendine kalmak neden bu kadar zor? Huzuru içimde bulacağım ama ona bile müsade etmiyorlar neden neden neden? Bıktım her şeyden. İç dünyama kaçıp orada yaşamak istiyorum. Gerçek hayattan bıktım.
    34. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sonucunda bulunulan yere çöküp bağırma isteği uyandıran süreç. kelimenin kendisi bile can çekişiyor zaten. giderek artan bir duygu bu, en ufak bir söz, ses, hareket bile batar hale geliyor insana. (bkz: dokunmayın çok fenayım)
    35. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kendi kendine tahammülsüzleşince asıl o çok yoruyor kaçılmıyor, inkar edilmiyor saklanmak desen imkansız
    36. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bana bundan oldu. çok değil yaklaşık bir ay önce sorsanız dünyanın en sabırlı insanlarından biriydim. günümün yaklaşık 7-8 saatini birlikte geçirdiğim iş arkadaşlarımın “nasıl olsa işten ayrılıyoruz” diyerek gerçek yüzlerini göstermesiyle başlayan bu durum beni ciddi anlamda olumsuz etkiledi. insanlara hemen yaklaşan biri değilim, gözlem yapıp hayatıma seçerek insan alıyorum. ona rağmen güvenip bağ kurduğum insanların takındığı tavırlar ve bunların aslında gerçek davranışları olduklarını bilmem beni tahammülsüz biri haline getirdi. biraz para kazanacağız diye mental sağlığımızdan olduk.
    37. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bunun en büyük nedeni stres, kaygı ve ülkenin vahim ekonomisi. ben, maddi sıkıntı çekip de güne mutlu başlayan tek bir insan evladı görmedim. bu ülkede imkanı yok öyle birisinin olması da. hani böyle görüyorum, pozitif enerji saçtığını iddia edenleri falan ya da pozitif olun diye çıldıranları. direkt diyorum ki senin elinde bir şeyler var çünkü elle tutulur, sen yoluna koymuşsun çoğu şeyi. imkanların var. bizse hala araftayız. kolay ordan pozitif enerji kasmak diyorum. hepimiz emeğimizin karşılığını hiçbir şekilde alamadığımızı biliyoruz, sömürüldüğümüzün farkındayız, çabalarımızın yetersiz olması bizi yoruyor, sürekli koşuşturmaktan, sürekli bi çıkış kapısı düşünmekten, aramaktan, habire bi ertesi gün ne yapacağım diye düşünmekten stres ve kaygının verdiği bir gerginlikten ötürü tahammülümüz kalmadı. bardak dolu çünkü. taşmak için tek bir damla yetiyor.
    38. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bunca yıllık ömrümde her zaman sabırlı bir insan olarak hiçbir zaman tahammülsüzleşmeyeceğimi düşünsem de yavaş yavaş o raddeye geldiğimi fark ediyorum bir süredir. ömrümden ömür götüren haftaları geride bırakırken -özellikle de son birkaç hafta- büründüğüm ruh halinden nefret ettim. her şey yolundaymış gibi davranırken hiçbir zaman düzelmeyeceğini bildiğim ama umut etmekten de asla geri kalmadığım saçma bir kısır döngü içerisindeyim. çoğu şeye tahammül edemiyorum, normalde takılmayacağım detaylara sinirlenip kendimi daha da harap ediyorum içten içe. artık bu son daha fazlasını kaldıramam dediğim her anda dayanmamı sağlayan sebepler olmasa çoktan kafayı sıyırmıştım. daha sıyırmadığımı düşünüyorum, sıyırmış da olabilirim bilemiyorum. böyle günlerde bunu ciddi ciddi düşünüyorum; "acaba hangi evrede psikolojimden şüphe edeceğim, şu anda etmeli miyim? şüphe etmemi sağlayan işaretler neler? hâlâ sağlıklı düşünebildiğimi gösteren kanıtlar neler ve yeterli miktarda mı?" diye düşünüp daha sıyırmadığıma kanaat getiriyorum. aman öyle işte, tahammülsüzlükten konunun geldiği yere bak... işte bu yüzden entry paylaşmıyorum uzun zamandır, çünkü bi bakıyorum hiç anlatmamam gereken yerlere geliyorum hep. neyse kimsenin zahmet edip okuyacağını okuyup da umursayacağını düşünmediğim için gönderdim gitti. not: lütfen umursamayın, öyle içimi döktüm geçti gitti.