bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      rez,zamanı gelsin.
    2. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1 ay önce bi berbere gittim abi dedim yap kafana güzel biseyler. tamam sen üni yemi gidiyon dedi evet abi dedim. tamam sana elimdeki en iyi modeli yapicam dedi. tamam dedim beyler beyenler vallaha bidaha hic karismadım. kesim bitti kafama bi baktım tavuk gotu gibi olmusum. hertaraf kisacik önlerdede 1 tutam sac var onuda kahkül yapmış. sana çok çılgın bi model yaptım hayrini gor dedi. tamam bile diyemedim beyler.
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bugün minibüste gidiyorum maltepe guzergahinda bir dede bindi baya bastonlu falan ,parayi verdi minibüsçünün yanında ki o koltuğa oturdu radyoda da serdar ortaç çalıyordu, bu zibidiyimi dinlicem dedi kapattı radyoyu başladı kendi türkü söylemeye baya uzun havalı falan ,ulan kimsede demedi şekerim napıyosun diye baya dinledik dedeyi yol boyu ,minibüs bir ara köy koktu hatta :d
      0köylü milletin efendisidir - micov 15.01.2016 20:19:24 |#2872072
      0öyle zaten serdar dinliceme o adamı yine dinlerim - viona 15.01.2016 20:20:07 |#2511275
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      babam astsubay olduğu için askeri lojmanlarda kalıyorduk. orda dışardaki pis ortama göre çok güzel bir hava vardır. aileler çocuklarını güvenle dışarı salar falan zaten çok büyük bir lojmandi. lise 1e geçmişim otuzbirin nirvanasindayim bizim oraya tasindigimiz zaman. yaz ayıydi. ilk ay ekmek almak dışında dışarı çıkmadım.sonra bi akşam 8 gibi evden çıktım ağaçlık alan içinde yürüyerek basket sahasının olduğu yere gittim. her yer cıvıl cıvıl 10larca çocuk oyun oynuyo maç yapıyo sohbet ediyodu dışarda . voleybol sahasindaki kizlar dikkatimi cekti ama siklemedim sahada maç yapan benim yaslarimda 8 10 çocuk vardı gittim yuzsuzluk yaparak maça girdim. maç bitti kolalarimizi aldık yudumluyoruz tanışma fasillari falan filan. yan sahada voleybol oynayan kız topluluğu bu sefer dikkatimi çekti. dedim kendi kendime aklını sikiyim sinayder 1 aydır football manager oynayıp yazı öldürmüşsün amk. hepsi maşallah erik gibi tuzlayip yersin kızları. batu diye bi cocuk vardı gayet yakışıklı yeşil gözlü falan allah tip vermiş amk ogluna. dedi " beyler izleyin şimdi" . merakla bekliyodum ne yapacağını. telefonunu çıkardı. şunları yazdı elif diye bi kiza . " otoparka gel". sonra voleybol sahasında ki kızlardan biri telefonunu çıkardı bişeyler okudu taktı arkasina muhteşem yüzyılda ki gibi 2 tane hatun yoldan aşağı yürümeye başladı.
    5. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bizde abazalar topluluğu 10 kişiyle 3 kızın peşinden yürümeye başladık. diyorum içimden ulan çocuk 2 kelimeyle 13 kişiyi ayaklandirdi amk bu nasıl adamdır. neyse çakıl taslariyla kaplı açık bi otoparka geldik. lojmanin sınır duvarlarının olduğu bi yerde çok tenha bi mekan. baktık diğer 2 kız elifin yanından ayrıldı. ben olacakları sazan gibi yeni anladım. batu gitti kızın yanına sonra öpüşmeye başladılar. bizde gizli bi köşe bulduk 9 kişi ikisini izliyoruz. benim küçük sinayder ağlamaya başladı hissediyodum. batunun eller bi meme de bi amda twerk yapıyo. 15 dakika geçti bunlar bitirdi işini batu yanımıza geldi. sırtını sivazliyolar falan bende içten içe herkes gibi kıskandım lavugu. ertesi gün dışarı çıktığımda bizim erkeklerle kızlar voleybol oynuyodu. herkes mutlu falan filan gittim oturdum sahanın yanına batu da oturuyodu onları izliyordu. dedim müdür dün yedin kızı helal olsun manitan mi. o da hayır deyince ben içimden kocaman bi hassiktir çektim. böyle güzel bi kiz nasıl orospu oluyordu amk. sonra merakla soyadını öğrendim facebooktan ekledim gece. kabul edince fm de 19 yaşındaki gelişime açık elemanı almış gibi zafer bakışı attım duvara. gel zaman git zaman samimiyetler ilerledi her gün bi masada kızlı erkekli oturup sohbetler ediliyodu. benim gördüğüm tablo batu kendisine aşık bi kızla orda burda on sevişme yapıp eve 31 malzemesi yapıyordu. bense kızı çok güzel bulmamakla beraber verse nefessiz sikerim diye düşünüyodum. bi gece face de klasik aşık olmadan aşk acılı şeyler paylaştim. o zamanin modası oydu. kanayan güller falan. bi baktim elif beğendi. dedim hassiktir. bu sefer 19 luklardan takım kurmuş kadar sevindim. bende anında onun profile girip aşkla ilgili bir şeyini beğendim. 2 dakka sonra yeni bişey paylaştım. onu da begenince aldığım gazla kıza " slm mrb " yazdım. ve hayatımı sikecek kızla tanismam başlamış oldu.
      0yaz bakim - hahahaahhahahahaahahha 26.01.2016 02:15:40 |#2524456
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      o günlerde telefonum yoktu. annemin 6300 nokia sıyla giriyodum 0.faceye. o gece yarım saat falan konuştuk ve kız bana kendini sevdirmisti. sohbeti gayet hoştu. kızı da anlatayım. kara kaşlı kara gözlü ama fahriye evcen guzelliginde ilik gibi manitaydi.. sonrasında her gece konuşmaya başladık. gitgide sohbet ilerlerken bir gün telefonunu aldım ve mesaj çılgınlığı başladı. tam da tahmin ettiğim gibi batuya aşıktı ve batunun bunu kullandığını biliyordu. arada sıra da yiyişmeye gitselerde bana soylemiyodu ben batunun tayfada attığı zafer nidalarindan öğrenip uzuluyodum içten içe. bir sene kadar sadece arkadaş olarak konuştuk. ertesi sene mayıs ayında artık beni kiskaniyodu birilerinden. kisitlamaya kalkiyodu ve benim hoşuma gidiyodu. yaza girdiğimizde çevredeki insanlar bizi manita saniyodu ama alakası yoktu. her gün 10 tane seni seviyorum yazmamiza rağmen iş ciddiye binecegi an ben batuya aşığım diyodu. ama tek konuştuğum insan oydu. hatta onun da bendim. her seyimizi bilirdik. artık içten içe aşık oluyodum bu kıza. belki biraz orospu ruhluydu ama hayatimin aşkı olmaya en büyük adaydi. bir haziran ogleni ekmek almaya giderken parka batuyla bunu gördüm. kızın kolundan tutmuş çekistiriyor gitmesine izin vermiyodu. bi anda kan beynime sıçradı koşarak girdim parka ve çocukla yakın arkadaş olmama rağmen yerde yumrukladim bunu. hemen akşamına evimize babasıyla geldi bizi şikayet edeceğini lojmandan sürdürecegini söyledi. babam sağolsun hiç ezdirmedi beni adama küfür edip suratına kapattı kapıyı ama kapatmaz olaydı. yine babam sagolsun aldı eline kemeri 5 dakka dövdü beni.
      0devam et devam - firedinin ruyasi 26.01.2016 04:09:05 |#2524557
      0usta devam et merakla bekliyorum - hadigelbikahveicelim 26.01.2016 04:11:23 |#2524612
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      o gece elife onu çok sevdiğimi ona ne kadar aşık olduğumu uzun uzun yazdım bir mesajda. gonderip cevabını beklemeden uyudum. belki bu olaydan sonra o da bana aşık olurdu kim bilir. sabah uyandım 2 yeni mesaj vardı. " seni çok seviyorum ama ben ona aşığım" , " üzgünüm" . hani kötü bi rüyadan uyaninca öylece tavanı izlersiniz rüyanın etkisinden cikamazsiniz ya. o misal bende bi 10 dakika kaldım öyle. neden olmuyodu amk anlamsız geliyordu bana. onunla mutluluk hayalleri kuruyodum. hep yanimdaydi ama hiç yanımda değildi. onu kaybetmeye göze alamadigim için önemli olmadığını böyle de iyi olduğumuzu anlattım. buruk bi şekilde devam ediyoduk. ogleden sonra cips kola alıp eve geldim aksama kadar takıldım akşam dışarı çıktım. furkan diye yakın arkadaşım vardı. onunla dolaşırken batu yanında 4 kişiyle karşımıza çıktı ve mevzu oldu. sağlam bi dayak yedik kaç senelik arkadaşlarımızdan. sonucunda sol el bilegimde kirikla acilde buldum kendimi. kan davası gibi büyüyodu olay. bu olay hiç ortaya meze olmadı çünkü 2 grubunda kendi çapında planları vardı. elife maçta üstüne düştüm dedim geçmiş olsun demekle yetindi pekte siklemedim. temmuzda boğucu istanbul yazıyla cebellesirken elifle vantilatör karşısında konuşmaya devam ediyoduk. bir gün mesajında, batunun yaşadıkları her şeyi babasına soyluyceni ve kendisini tehdit ettiğini söyledi. bende pek kaile almadım. ama batuya mesaj attım öyle bişey yaparsan seni bicaklarim diye. geri dönüş yapmayinca korktugunu sandım. elif dedim bişey yapamaz ben hallettim. ama orospu çocuğu mektuba nerelerde sevistiklerini ayrintisiyla yazıp arabalarinin camindan sallamış içeri.
      0up up up - sampiyonluk nagmeleri 26.01.2016 06:00:20 |#2524589
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      rez
    9. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kesin yaşanmıştır........ kızın babasıyla basılmaktan daha olumlu bir olaydır............
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yağmurlu kimi insana huzur veriyor olabilir ama eğer büyük bir şehirdeyseniz yağmur dediğinizde aklınıza o güzel toprak kokusundan önce koşuşturan insanlar köşe başında hemen beliren şemsiyeciler ve hasat mevsimindeki çiftçi misali dolanan üçkağıtçı taksiciler gelir yine bahsettiğim gibi havanın kapalı olduğu yağmurun istanbulun üzerine yavaş yavaş dökülmeye başladığı bir gün ben de okulumdan eve dönüyorum tıklım tıklım bir minibüse bindim ilk olarak kapıya sıkışmamak için varlığına kimsenin ikna olamayacağı bir boşluğa doğru ilerlemelerini rica ettim insanlardan birkaçı dönüp ne boşluğu mk gibi baksalar da durumdan haberdar bir şekilde kapı kapanıcak kadar ilerlememi sağlayacak şekilde yer açtılar sağolsunlar.cebimden zar zor çıkardığım pantalonuma yapışmak üzere olan beş liradan bir beşiktaş uzatmasını istedim önümdeki süslü kadından paranın ıslaklığından utanarak kadın elinin ucuyla alıp uzattı parayı biraz sonra işe yaramışlığın gururuyla para üstünü 10 yaşlarındaki ufaklık veriyordu elime.paraya bakmadan attım cebime beşiktaşa geldiğinde zaten çok az insanın kaldığı minibüsten indim iskelede saatime baktım kadıköy vapurunun kalkmasına 4 dakika var hızlanmam gerektiğini fark ettim koşar adımlarla yağmurluklarının altında insanları ikna etmeye çalışan anketörleri görmezden geldim ve yetiştim vapura .üst katta arka taraflarda bir yer seçtim kendime vapura geç bindiğim için cam kenarında bir yer bulamamıştım vapur hareket ettiğinde ayağa kalkan nane şekeri satan adamı soluksuz dinledim art arda sıraladığı yararlarına güldüm içinden beyaz nane şekerlerinin .yaşı daha ilerlemiş insanların geçmişe döndüklerini gördüm bir liraya aldıkları nane şekerleriyle.hala yasaklanmamış olan sokak şarkıcıları vardır vapurlarda onları dinledim yarım kulakla hiç para vermediğim için tam konsantre olmanın haksızlık olduğuna inanarak ve evet yine çekik gözlü bir abimiz hemen sarıldı fotoğraf makinesine haydarpaşayı görünce.arkamdaki ellili yaşlarındaki adam mimarıymışçasına tanıttı eseri haydarpaşayı istanbulu ilk defa gören eşine . ve vapur yanaşmaya başladı iskeleye herkes hemen kapının önüne dizildi zaten bok varmış gibi beş dakika daha bekleyemezmiş gibi ama pardon burası istanbul kardeşim herkesin işi acelesi var çekik gözlü abim şaşırdı biraz erkenden kalkan ve kapının önüne yığılan insanları görünce ama baktım o da alıştı anasını satiyim istanbula hemen kalktı yerinden yere sağlam basa basa o da karıştı kalabalığa ama vapur sert bir vurunca iskeledeki o lastik yığınına acemiliği belli oldu hemen şaşkınlığından.neyse kalabalık azaldıktan sonra ben de kalktım ayağa postacı çantamı kafamın üstüne siper ettim metroya gidene kadar koşa koşa ıslanmadan girdim metroya.aşağıdan çok güzel bir bağlama sesi geliyordu neşet ertaş çalıyordu neredesin sen çoğu kişi duymuyordu bile istanbulun gürültüsünden görme engelli kırklı yaşlardaki adamın o buğulu sesini.aklıma minibüsün para üstü geldi adamın önünde bir teneke kutu paramı hazırladım avucumun içinde yaklaştım adama doğru biraz üç dört adım var yok asıl olay burda başlıyor hemen önümde bir adam daha yaklaştı önümüzdeki bağlama çalan adama baktım ki adam bikaç lira bozukluk atıp on lira kağıt parayı aldı ve ben bunu görmüştüm.ben olayın şokunda şaşkınlıkla izliyordum bu adam burda müzik yaparak parasını kazanmaya çalışırken diğeri nasıl onun hakkını çalar diye kendi kendimi düşünüyodum ki bu müzik yapan adam harika bir refreksle diğer adamın kolunu tutup buna bir yumruk attı adamın yere serdi mk adam kör değilmiş güneş gözlüğüyle şekil şukul yapıyomuş bunu farkettim demem o ki şekle aldanmayın arkadaşlar sonra yerde kumpir gibi yatarsınız her güneş gözlüklü kör değilmiş istanbulda yağmurlu bulutlu havada bile millet gözlük takabiliyor
    11. -2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      size dün verdigim ayarı anlatayım :: öglen paydosu bitti bende makinamın başına gittim orda paydoslarda çalışan adamdan makineyi alcam adam 45 yaşında slm verdim sikimsonik geldinmi dedi bende büyük diye ses etmedim 24 yaş var arada az degil sonra sikimsonik nedemek biliyonmu dedi bende boş durulmuyum yapıştırdım lafı gördügünü siken adam dedim suratıma baktı sonra bişey diyemeden sessizce uzaklaştı ipne bende verdigim ayarı düşünerek akşam ettim :)
    12. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir gün arkadaşlarla toplaştık gündüz vakti halı sahaya top oynamaya gittik saha boş adam tanıdık tabi izin verdi oynamamıza. halı sahanın solu park sagı sahaya baglı cafe işte.biz top oynarken adamda pitbulunu gezdiriyordu parkta tasmasını serbest bıraktı çevrede kimse yok diye bırakır bırakmaz köpek sahaya bir koştu gören arkadaşlarım yol yakındaken kafeye bir kaçışı var onları geçtim sahanın içinde kalan bizler napcaktık köpek sahaya girdi topta bendeydi o sıra topu arkama sakladım etrafımda turladı sahayı gezdi sahibi geldi özür diledi götürdü ama ben dışımda sahanın içindeki arkadaşlarım tabiri caizse düz duvar tırmanır gibi telleri tırmanmışlar yukarıya kadar kale dileklerinin üstünde bekliyorlar korkularına göt korkusu böyle bişey demek ki..
    13. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hıc unutmam olay lıse 1 de basıma gelmıstı. normalde her sabah erkenden kalkar tuvaletımı yapar oyle okula gıderdım. tuvaletımı yapmadan evden cıkmazdım. o sabah ne yaptıysam tuvaletım gelmemıstı. bende gelmez dıye evden cıktım. daha ılk dersten karnıma sıddetlı bı sancı gırdı. sanarsınız ıcerde ıc savas cıkmıs aq. naptıysam gecırmedım tuvaletımı. gel gıt derken karar verdım okula sıcıcaktım. ancak bunu yaparken bır bordo berelı gıbı sessız ve gızlı yapmalıydım. okul zılı caldı tuvalete gırdım var gucumle sıcmaya basladım. ıcımdekı kotulugu atmanın verdıgı huzurla yuzumde bı gulumseme oldu. boku akıtıp gotumu temızlıcekken bı baktım sular akmıyor. pecetede yok. ıcımden kufurler ederken arkadasa mesaj attım tuvallette kaldım kımseye soyleme pece su getır. bu pezevnk tum okulu arkasına alıp gelmıs. herkese yaymıs. duyan gelmıs. amk evlatları ben orda zor durumdayken bana tepeden bakıp guluyorlardı. kahkaları hala kulagımda işitirim. isin kotusu bundan bır gun once mudur gelıp aydat ıstemıstı. tuvalette ıhtıyaclar falan var dıye bende dalga gecmıstım. bu olaydan sonra her ay duzenlı olarak bagıs yapartım. sırf baskası bu duruma dusmesın dıye
      0bordo bereli gmvcbmcvvmgzmgmbm - kenji 06.02.2016 00:55:47 |#2539423
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bizim okul da bi sıçmışlar öyle bi sıçma yok kapıya kadar lan, hatta cuma günüydü hoca istiklal marşında önce hangi hayvan yaptı lan bunu diye mikrofon ile ahaliye bağırıyordu
    15. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    16. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      valla hastaneye sıçan teyzeden sonra okulda yapanlar bana tuhaf gelmiyor
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    18. -2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gece imam beyle birlikte halk otobusunde yasadigimiz ibret dolu hikayeyle karsinizdayim arkadaslar çok şasiracaksiniz
    19. -3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      lise ikinin şubat ayında sol ayağımı uludağ'da kayakta kırmıştım bir ay falan okula gitmedom heyet raporu falan öyle geldi geçti bayağı kötüydü bi gün okula gidiyorum raporum falan bitmiş ama topallıyorum hâlâ 3 km yola dolmuşa biniyorum mecbur okuma şevki var o zamanlar neyse dolmuştayim bi tane boş yer buldum oturdum ve sen boş yerdi oturduğum yer amk az ilerde bursayı bilen bilir mimar sinan atl var ordan bi kız bindi kız çok alımlı olgun ve sarışındi amk tıpkı arka sıradakiler gibi giyinmişti öyle rahatlık vardı üstünde gömlek falan dışarda kız geldi başıma dikildi kalkmami bekliyor içimden kalkmak geliyor ama ayağımın sakat olduğu aklıma geliyor çaktırmıyorum kız yollu gibiydi amk az ilerledi dolmuş dedi ki az mert ol da yer ver bi bayana hiç cevap vermedim direk ayağa kalktım zar zor direğe tutundum minibüs kalabalık oldu iyice az ilerde incektim kaptan müsait bi yerde dedim kız beni izliyor bin bin bi adım attım dolmuşta yere serildim kız güldü falan adam kaldırdı noldu olm falan dedim benim ayağım sakat.. sonra adam sağolsun kaldırdı yardım etti indirdi minibüsten okula gittim kız bozuldu oc buda böyle anımdır amk
    20. 11
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bugün saat 13.40 sularında sınavım bitti ve kız arkadaşımla okuldan çıktık betmen ve süpermen filmi çıkmış 25 martta bizde 3 aydır sinemaya gitmiyoruz dedim hayatım bugün sinemaya gidelim felan bindik beyler metrobüse beyler öğrenci pasomda 3.15 tl var ve cebimde 30 tl vardi hesaplama yapiyorum işte normalde gireceğimiz avm de öğrenciye sinema 10 tl ikimizinki 20 tl tutacaktı kalan 10 tl ye de diyodum bi simit alırız yolda yeriz zatan kız arkadaşım bana ödetmeyi sevmez ama beyler erkeklik gururu sevdiğin kıza canını feda edersin. gözü de yükseklerde değil yani bi simitle mutlu olur biliyorum her neyse kalan parayla da aksi bi durum olursa diye akbil'e yüklücektim beyler sinema katına çıkınca tüm her şey suya düştü bi baktım film üç boyutlu ve öğrenci sistemini kaldırmışlar film 15 tl üç boyutlu gözlük 3 tl yaziyor ben iyice cebelleştim cüzdanı açtım baktım bozuk var mı diye yok beyler 30 vardı tam döndüm dedim hayatım gözlük almayalim ya zaten izlemiyoruz güzel olmuyo felan tamam bitanem dedi anladı sanırım utandım baya aldım işte bileti gözlük var mı beyfendi dedi var dedim 30 tl dedi çıkardım verdim cüzdan bomboş kaldı. beyler filmi de kaliteli 3 d yapmışlar yemin ederim ilk 10 dakika da gözlerim ağrımaya başladı sarıldık uyuduk bizde 153dk film son 30 dk uyandık aradan sonra beyler uyandığımda betmen be süpermen kavga ediyordu sonra kanki oldular betmen süpermenin annesini kurtarmaya gitti ama kör olcak durumdaydım süpermenin pelerini çift herşey çift gözüküyordu baktım benim hatun yine koydu başını omzuma uyudu mutluyduk yanağını felan alnını öptüm. beyler sabah 10 da yemek yemiştim oda evden çıkarken 9 da yemiş saat 5 oldu acıktık artık midem konuscak duruma gelmişti sinemadan çıktık ve ben dedim aşkım benim atmye gitmem lazım para çekeyim de yemek yiyelim nakit kalmadı halbuki atm de param felan da yok ya jack ne saçmalıyosun her şeyi sen mi yapacaksın ikimizde öğrenciyiz 4 yildir her şeyi sen yapiyosun zaten rahatsızım dedi ve burger kinge götürdü beyler beni mutlu mutlu birbirimize patatesi ketçapa bandırıp veriyorduk çok mutlu oldum her şey para değildi sevgi çok güzel bişey
      3gardaş eğer yengemizi üzersen belanı sikerim.haberin olsun - derbeder55 31.03.2016 01:56:21 |#3091091
      0kaşla göz arasında spoiler vermişsin be kardeşim helal et bastim eksiyi - cetinbey 31.03.2016 02:20:10 |#2593314
    21. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sana bir hikaye anlatmamı ister misin? bir hükümdar varmış, bir çobanın oğluna sonsuzluğun kaç saniye olduğunu sormuş. çobanın oğlu da, tırmanmanın da etrafından dolaşmanın da bir saat sürdüğü saf elmastan bir dağ olduğunu söylemiş. her yüzyılda bir, küçük bir kuş gelip gagasını elmas dağa sürterek keskinleştirirmiş. ve dağın tamamı yontulduğunda sonsuzluğun ilk saniyesi geçmiş olurmuş. bunun çok uzun sürmüş olabileceğini düşünebilirsin. ama bence bu kuş bir acayip!"
      0doktor :)) - kil donmesi olan kirpi 31.03.2016 01:37:08 |#2593339
      1eksileyen ipnelere selam - bitchwitch 31.03.2016 01:39:42 |#2593337
    22. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      lisedeyken edebiyat dersin de hoca sınıfa yeni girmişti çantası masaya koydu sınıftan birisi de - hocam bu ders mi sözlü oluyoruz dedi hoca da ben dedim sandı yanıma geldi sessizce; -evet bu ders sözlü oluyoruz dedi bende zaten çalışmamışım moral bozuk, oturduğum sıradan hocaya doğru uzandım -peki ne zaman nişanlanıyoruz dedim evet iğrenç bi espriydi ama dedim bunu o da bağıra çağıra tuttu kolumdan müdüre getirdi 3 gün uzaklaştırma verdiler sonra okula gelince sene boyu edebiyat dersi bana zulüm oldu o şekilde sınıfta bıraktı hatırladıkça küfür ederim o kadına ve o soruyu sorana
    23. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      geçen mahalledeyim bir tane dayi geciyor yanimda tam bakkalin oraya geldim bu dahi bir balgamini cekti odum bokuma karisti oyle bir ic cekmek yok ama sanarsin icinden ejderha cikiyor adamin bu da boyle pislik bir anımdır.
    24. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      baba bi kız vardı, kızla evlencez salı günü hiç unutmuyorum cumartesi istemeye gidicez. biraz ara verelim kafamızı dinleyelim dedik bu kaşar beni aldattı hiç birşey yokkken üstüne aldattığı ile evlendi şimdi buna ne tür küfür edersiniz askerde bekledi birde 12 ay noel babanın 9. geyiğine döndük aq
    25. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kısa boylu falandı 1.64 gibi birşey, bundan taaam 5 yıl önce bugün tanıştık facebook denen lanet platformdan ne kadar yakın olunabilirse biz de o kadar yakındık,aradan 1 yıl geçti. 1 yıl boyunca ben nasıl dayandım bilmiyorum,görmedim ve duymadım. sonra o antalyaya abisi ile beraber tatile geldi,ben de yanlarına gitmiştim.o şekilde bir yakınlaşmamız oldu. 2.senenin ortalarına doğru ben soğudum,bunun da nedeni hakkında bir fikrim yok tabii ki de.aradan 7 ay geçti ve hiçbiryerden ona ulaşamadım telefonu bile kapalıydı. 7 ay sonra odadaki karanlıkta yalnız başıma sigara içip onu düşünüyordum,telefonu elime aldığımda gelen bildirimi gördüm kalbim atmaya başladı, hemen onaylayıp mesaj attım,sen misin diye o da evet dedi fakat bir sorun vardı,beni tanımamıştı. benim adımın günlüğünde yazdığını söyledi bana,bana çok aşıkmış fakat artık beni hatırlamıyormuş. o gün kendimi ona hatırlattım,ve çok mutlu olmuştu,ama her zaman güzel son gelmez. geçen yıl beni bıraktı gitti,numarası hala ezberimde.fakat elim aramaya gitmiyor.çünkü artık gelmeyeceğini biliyorum.
    26. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ah o eller yok mu pamuk tarlasında yeni hasat edilmiş minik güzeller ... üstündeki narin damarlar hele sanki kan değil hayat taşırlar .... ve gözler,eşşek olanından , kaybolurcasına baktığım o derya ... ve minik ağız kıvrımlı dudaklar ... öpsen ab ı hayat ... dokunsam öleceğim sanki ... herşey ince naif bir sanat sanki ... ve , ve o dilin ... yılan deliğinden çıkmışcasına o zehirli dil... her an hazır olduğun dırdır ... insanı hayattan soğutacak güzellikteki sözlerin, triplerin ... her gülün bir dikeni sanki sende hayat bulmuş ... sonra anlıyor insan güzel güller gübreli toprakta yeşerir büyür ... sanırım bu toprak senin kalbin ... evet verimli , cömert ama bir o kadar da kirli , pis kokulu ... inşaallah anlarsım bu küçük söz topluluğundan zerre bir anlam ... sevgilerimle
    27. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      üst edit: hikaye tamamen kurgudur, gerçek kişi ve olaylarla ilgisi yoktur. talep olursa aklıma gelirse bu tarz hikayeleri ara ara yazabilirim. yılların 2030+ olduğu ve bilimin dahada ilerlediği zamanlara gittiğimizi düşünelim. teknoloji son 14 yılda inanılmaz ilerledi. artık insanların düşüncelerini kontrol edebilen hafıza kartları çıktı. ama bu kartlar herşeyi kontrol edemiyor, mesela adama zıpla deyince zıplamıyor, öyle kartlardan değil. kartın içine bazı sınırlı davranışları kontrol edebilmene imkan veren bir yazılım yükleniyor(örn: sevdiği kişiyi değiştirme, sevdiği yiyecekleri değiştirme, zevk ve hobilerini değiştirme vb. ilerledi ama okadarda değil). ve aylardan aralıktı, soğuk bir kış gecesiydi ve o soğukta köprünün üzerinde narin elleri, ince bacakları ve upuzun saçlarıyla ayışığı altında güneş gibi parlıyordu. beni uzaktan görünce tanıdı, selam verdi. karanlıkta sadece ay ışığının altında yavaşça yürüyorduk, sokaklar boştu ve sessizdi. nefes alış-veriş lerimizi duyabiliyorduk. biraz yürüdükten sonra bir bank bulup oturup geçen yılları konuştuk. geçen yıllar onu ve beni yaşlandırmıştı, benim yüzümdeki kırışıklıkları gördü ve gülümsedi. onun yüzü adeta ay gibi ışıldıyordu ve yüzüme yansıyordu. görünmüyorsun, nerelerdeydin diye başladı muhabbete. o sırada onu dinlemiyordum, haberlerde gördüğüm hafıza kartlarını düşünüyordum. onunla yıllardır kankaydım ama ilk gördüğüm andan itibaren hoşlanıyordumda. oda biliyordu ama kırmak istemediği için mesafesini böyle belli ediyordu, nezaman bir adım atsam 3 adım geri çekiliyordu. soğuk savaş taktikleri uyguluyordu bana. bir anda onu dinlemezken hayallere dalıverdim. o hafıza kartını ona taksam ve beni sevmesini sağlasam ne olurdu ? artık beni sevecekti(buna programlanmış olsada) ama ya bir terslik giderse ve o kart bozulursa , ya bütün bilgiler silinir ve eski o olursa ve beni sevmeyip terkederse ? bütün bunların bir oyun olduğunu anlarsa ? bunlar beni çok sıkıyor ve terlememe neden oluyordu. bunları düşünürken daldığımı farkedip bana, gene boş hayallere dalmışsın, hadi daha fazla durmayalım burada üşüteceğiz dedi. usulca yerimden kalkıp ona eşlik ederken aklımda şu soru tekrar belirdi, eğer kartı bulup takabilirsem beni sevecek ama gerçekten sevmiş olmayacak, kartı taktığım için sevecek. bir ömür bunun ile yaşayabilirmiydim, yoksa gerçekleri görüp boş hayallere kapılmamalımıydım ?
    28. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      benim ki kısa len. metro da yürüyen merdivenlere binmeden önce adama artık nasıl baktıysam insan yemiyorum evladım demişti :dd
    29. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --sahil kenarı, güneşin batmaya yakın zamanları, yaz-- oradaydı. beni bekliyordu. kalbim atıyor mu yoksa ben mi hızına yetişemiyorum? elimin titremesini nasıl durduracağım? bakma bu tarafa n'olur. hazır değilim daha. gerçi yüzyıl dikilsem burada, yine de hazır olamam. uzaktan gelirken tanıdım onu. denize en yakın masaya oturmuş denizi seyrediyor. ılık bir esinti var havada. palmiye ağaçlarının yapraklarından görüyorum. hava esiyor ama ben hissetmiyorum. beni gördü. yüzüme koymaya çalıştığım aptal ve şaşkın gülümseme ile ona doğru yürümeye başladım. uzun boylu olmama rağmen kısa adımlar atıyorum. ayağım yere ne kadar çabuk değerse o kadar çok ayakta durabilirim. dizlerim tutmuyor. en son bu kadar heyecanı lisede yaşadım. -"ne zamandır oradasın?" yüzünde her an haşlayacak ama bir o kadar memnun kalmış bir gülümseme var. birden daha uzun süre dikilip de seyretmediğim için özür dilemek istedim. +"çok olmadı. sana şöyle uzaktan bakmak istedim." minyondu. minikti. ben de sırık sayılmam ama aşağı yukarı yirmi santim boy farkı var. eksiği yok fazlası var. benim için önemli değil ama o'nun ne düşündüğü önemli olabilir. beyaz tenli. bu kadar beyaz tenli kutupta yaşamıştır diye düşünüyorum. benim gibi kavruk değil. tek ortak noktamız ince uzun olan yüzlerimiz. benim ince uzun, o'nun da uzunumsu. gözleri ela. ama açık biraz. belli oluyor. gülünce en çok gözleri belli oluyor. toparlak bir burnu var. burun kemiği incecik. fındık gibi. türkü gibi. yanakları da tombiş. benim gibi avurtları çıkmamış. yüzüyle orantılı olarak yaradanın imzasını taşıyan dudaklar. 3 saat oturduk. o anlattı ben dinledim. o konuştu ben sustum. sabaha kadar konuşsa gıkım çıkmaz dinlerim. çocukluğunu anlattı, çocuk oldum. ailesini anlattı, evlatları oldum. arkadaşlarını anlattı, arkadaşı oldum. memleketini anlattı, toprak oldum. ayrılık zamanı geliyor. evine dönecek. bırakmayı teklif ettim. kabul etmedi. fazla da ısrar etmek istemiyorum. ilk buluşmamız. bu zamana kadar bende yoktum hayatında. +"bir daha buluşacağız değil mi? bu kadarla sınırlı kalmayacak?" -"konuşuruz sonra." +"tamam konuşuruz konuşmasına da buluşacağımızı kesinleştirelim." -"tamam." allah'ım o nasıl gülüş. "utanır insan böyle güzel olunur mu?" şarkısı kafamın içinde yankı yapıyor. beynim zaten o'nunla buluşacağım diye çıktı gitti. -"kalkalım mı? yolum uzun biliyorsun." ah ulan einstein. sen de bulamadıysan ışınlanmayı, daha kimse bulamaz. şurada bir saatimizi heba ettin einstein. acaba kuru bir vedalaşma mı yapsak? yoksa şöyle afili bir söz mü patlatsam? +"kalkalım. biliyorum. emin misin senle gelmemi istemediğine?" -"teşekkür ederim. yorulma o kadar. giderim ben." +"tamam." otobüs durağına kadar bir kaç dakikam var. ne diyeceksem demem lazım. düşünüyorum ama bir şey de gelmiyor. +"f. bak ben öyle pek konuşan bir insan olamadım hiç. hep dinledim, hala da dinlerim. ama bir şey söylemek istiyorum sana." -"söyle d." +"bilmem kaç milyar yıldır var olan şu dünyada, seninle aynı dönemde yaşadığım, seninle aynı ülkede doğduğum, bu şehre geldiğim, seninle tanıştığım, seninle karşılıklı oturup muhabbet ettiğim için o kadar mutluyum ki. karşılaşmamız şanssa da, tesadüfse de, kaderse de çok mutluyum." ne saçmaladım be? şimdi tepiği koyacak bana. bir buluşma sözü aldım ama umarım iptal etmez. -"bende çok mutluyum d.. teşekkür ederim güzel sözün için. allah'tan konuşamıyorsun. bir de konuşsan neler çıkacak acaba?" neler çıkacak söyleyeyim sana. sen çıkacaksın f.. senden başka da bir şey çıkmayacak. gecenin bu serinliğinde, gökteki yıldız gibi parlayan, hayatıma yön veren sen... <hikaye şahsıma aittir. okuduğunuz için teşekkür ederim.>
    30. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --olabildiğince uzun bir yol, sabahın erken saatleri, kış-- ne zaman çıktı evden hatırlamıyordu. ne ara buraya geldiğini de. ceplerini karıştırdı. paketi buldu. son dalı kalmıştı. o da dilek sigarasıydı. okkalı bir küfür etti kendine. paket almayı unutmuştu. sımsıkı yumdu gözlerini ve dileğini tutup sigarasını yaktı. bu yol onun için sığınak gibiydi. sevindiğinde, üzüldüğünde, canı sıkıldığında hep buraya gelirdi. bazen baştan sona bir kere yürür. bazen de saatlerce yürürdü. bu dünya ile kendi dünyası arasındaki yoldu. geceden beri yağan kar tutmuştu. bu şehri bir tek kar yağdığında seviyordu. yağmurdaki gibi insanlar çil yavrusu gibi dağılmıyordu. saçakların altında beklemiyordu. sanki hepsine bir güç gelmiş gibi yolun ortasından yürüyorlardı. bütün benlikleri ile çırılçıplak gibi yürüyorlardı. aklına gelen insanlara yine küfür savurdu. onun için kar, yağmur fark etmezdi. hep yürürdü. ıslanmayı, hasta olmayı dert etmiyordu. neden yürüdüğünü hatırlamak için bir an durdu. hatırladı. ayaklarına kurşun dökülmüş gibi ağırlaşmıştı. zoraki de olsa devam etti. "o" gelmişti aklına. evde duramamış, duvarların altında kalmış, pestili çıkmıştı. bir an önce hazırlanıp kendini dışarı atmıştı. onunla karşılaştığından beri sersem gibiydi. toplum içinde çok rahat olan insan gitmiş, dili damağına yapışan, ağzı yüzü yamulan bir insan gelmişti. kar başlamıştı yine. başını gökyüzüne doğru kaldırdı. bir kaç tane kar tanesi yüzüne düştü. tekrar eğerek başını yürümeye başladı. düşünmenin bir ayrıcalık mı yoksa sıradanlık mı olduğunu düşünmeye başladı. konudan sapmaya başladığını fark etti. düşünmesi gereken "o" idi. düşünmenin bu zamana kadar bir faydasını da görmemişti. yaktığı sigaraların sayısı artmış, aldığı oksijen miktarı azalmıştı. o. bir söz vardı. o geldi aklına. "birinin bu dünyadan olduğunu anlamak için gözlerine bakın. o gözlerden bir anlam çıkarıyorsan, bu dünyadandır. çıkaramıyorsan değildir." gözlerine çok uzun süre bakamamıştı. baktığı kısa sürelerde aklına kazınan tek şey ela renginin mükemmel bir tonu olan göz rengiydi. oturup saatlerce izleyebileceği bir renk. o rengi hiç bir insanda görmemişti. otursa karşısına, saatlerce o gözlere baksa güzelliğinden anlam çıkaramazdı. adı gibi biliyordu. sigara almadığı için kendine bir daha küfretti. yolun yarısından geri dönmek zorunda kaldı. kendi dünyasından çıkıp gerçek dünyaya dönmek zorundaydı. yolun başına geldi. kendi dünyasından gerçek dünyaya geçmek üzere eşikte bekliyordu. başını kaldırdı ve "dileğimi biliyorsun allah'ım." dedi ve gerçek dünyaya adımını attı. <<hikaye şahsıma aittir>>
    31. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      her şey ana rahminde başladı...
    32. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      . 18 yaşında tanıştık biz kübra ile.. böyle bir saçları vardı, lüle lüle. ama var ya; nasıl aşığız. senden sonra asla olmayacaklar, sen benim sonumsunlar, sensiz ben nefes alamamlar falan.. çok güzeldi her şey.. sonra bir gün.. dokunmaya kıyamadığım saçlarına!.. donup kalmıştım.. yapmaz dedim, yok hayır asla olmaz dedim.. gördüklerim karşısında çaresiz kaldım. böyle karşısına geçip bağıra bağıra, ''neden ulan neden??'' diye sorasım vardı.. ama yapmadım. uzak tuttum kendimi ondan. çok direndim, çok çabaladım, kendimi kullanılmış hissediyordum..uzun süre bunu unutmak için çabaladım. sonra bir gün; hiç ummadığım anda, hiç ummadığım bir yerde gördüm bunu.. saçları.. ellerimi uzatsam, dokunamayacaktım.. öylece baktım uzaktan.. kafasında bir maske vardı, ve saçları yoktu.. o ana kadar her şeye susan ben, ona bir zarar gelmiş olabilme ihtimalini kabul edemeyerek yanına kadar gittim. uzun zamandır kanser olduğunu, hastalık evrelerini atlatamadığını, saçlarının dökülmeye başladığını ve hastanede uzun süredir sıkı denetim gördüğünü anlattı. o an içinde bulunduğum durumu anlamaya çalışıyordum. ve büyük ihtimalle; benim bu hastalık evrelerinden etkilenmemem için, ve bu durumda benim ondan vazgeçmeyeceğimi bildiği için, kendini benden soğutmak adına o çocuğu kullanmıştı.. bunu nasıl yapardı? adlı yüzlerce soru sordum kendime.. ama iyi olmalıydı.. şu an bütün soruların anlamı yoktu.. önce sevdiğim iyi olmak zorundaydı.. kaldığımız yerden devam etmeye başladık. daha da sıkı olmaya, beraber daha fazla zaman geçirmeye, bol bol sosyal aktiviteler yapmaya başladık. kemoterapi seanslarında azalma başladı, doktor moralinin çok iyi olduğunu ve hastanın çok hızlı bir şekilde düzelme katettiğini belirttiğinde çılgınlar gibi sarılmıştık.. hayallerimdeki her şeyi yaşamak için sabırsızlanıyordum.. kır düğünü yapacaktık. o çiçek desenli bir gelinlik istiyor, benim de beyaz damatlık giymem için ısrar ediyordu. çocuklarımızın isminden, gideceği okula, hatta seçeceği bölüme kadar her şeyi tek tek hayal ediyorduk. uzun bir süre sonra, her şey normale döndü.. o eski lüle lüle saçları, dokunmaya kıyamadığım.. tıpkı yeni açan bir çiçek gibi, harika bir şekilde yakışmıştı.. çok güzel gülüyordu, mutluydu.. çok geçmeden onunla düşündüğüm her şeyi yaşamak istiyordum, karşısına çıkıp ona onunla bir ömür yaşamak istediğimi belirtecektim ki; ben daha ağzımı açmadan ağzıma tıkadı bütün mutsuz kelimeleri ''bitti'' dedi.. şaka sandım.. acaba hastalığı nüksetti de, ondan mı böyle yapıyor dedim. yok bu olamaz dedim.. olamaz lan bu ! dedim.. bana artık; benimle olamadığını, eski duyguları ile hissedemediğini, işi uzatmanın bir anlamı olmayacağını, karşıma ondan daha da iyilerinin çıkacağını, benim her şeyi hakettiğimi, benim çok harika birisi olduğumu anlattı durdu.. ona çok fazla şey söylemek istiyordum, sadece elimdeki yüzük kutusunu yüzüne fırlatarak sinirimi almıştım.. sonradan öğrendim ki; onu o parkta gördüğüm, onun eski erkek arkadaşıymış. hayatında ben varken, bir başkasını daha sokmuş. bu çok derin yaraladı beni. o çocuk bunun kanser olduğunu öğrendiğinde, uğraşamam ben seninle deyip ayrılmak istediğini söylemiş. bu da bunu iyice moral olarak bitirmiş, ve hastalık çok hızlı yayılma göstermiş. bardağından sert bir yudum daha aldı.. ''şimdi onunla evli'' dedi.. onu hastalığında yüz üstü bırakıp kaçan, zor gününde s*ktir olup giden, iyi olunca yanında olanla birlikte.. saçlarını o okşuyor, gözlerine o bakıyor, gülüşünü o görüyor.. bizde işte, burada. neyse, kaldır hadi şerefine.. bir iki yudum aldı, ve devam etti. ''biliyormusun? saçları döküldü gene de o benim dedim.. ben onu, o haliyle bile sevdim, o haliyle bile razıydım ona.. ya kendini yanlız hissetmesin morali yüksek olsun diye, sıfıra bile vurdum saçımı.. o ise, dedi.. devamı gelmedi.. i̇ki şarkı kadar sustuk masada, sezen aksu'dan sonra giriş yaptı ve ; ''biliyormusun, şimdi 5 çocuğu ile gelse bile razıyım ona'' not : alıntıdır