bugün
yenile

    asosyal hikaye

    1
    +
    -entiri.verilen_downvote
    --olabildiğince uzun bir yol, sabahın erken saatleri, kış-- ne zaman çıktı evden hatırlamıyordu. ne ara buraya geldiğini de. ceplerini karıştırdı. paketi buldu. son dalı kalmıştı. o da dilek sigarasıydı. okkalı bir küfür etti kendine. paket almayı unutmuştu. sımsıkı yumdu gözlerini ve dileğini tutup sigarasını yaktı. bu yol onun için sığınak gibiydi. sevindiğinde, üzüldüğünde, canı sıkıldığında hep buraya gelirdi. bazen baştan sona bir kere yürür. bazen de saatlerce yürürdü. bu dünya ile kendi dünyası arasındaki yoldu. geceden beri yağan kar tutmuştu. bu şehri bir tek kar yağdığında seviyordu. yağmurdaki gibi insanlar çil yavrusu gibi dağılmıyordu. saçakların altında beklemiyordu. sanki hepsine bir güç gelmiş gibi yolun ortasından yürüyorlardı. bütün benlikleri ile çırılçıplak gibi yürüyorlardı. aklına gelen insanlara yine küfür savurdu. onun için kar, yağmur fark etmezdi. hep yürürdü. ıslanmayı, hasta olmayı dert etmiyordu. neden yürüdüğünü hatırlamak için bir an durdu. hatırladı. ayaklarına kurşun dökülmüş gibi ağırlaşmıştı. zoraki de olsa devam etti. "o" gelmişti aklına. evde duramamış, duvarların altında kalmış, pestili çıkmıştı. bir an önce hazırlanıp kendini dışarı atmıştı. onunla karşılaştığından beri sersem gibiydi. toplum içinde çok rahat olan insan gitmiş, dili damağına yapışan, ağzı yüzü yamulan bir insan gelmişti. kar başlamıştı yine. başını gökyüzüne doğru kaldırdı. bir kaç tane kar tanesi yüzüne düştü. tekrar eğerek başını yürümeye başladı. düşünmenin bir ayrıcalık mı yoksa sıradanlık mı olduğunu düşünmeye başladı. konudan sapmaya başladığını fark etti. düşünmesi gereken "o" idi. düşünmenin bu zamana kadar bir faydasını da görmemişti. yaktığı sigaraların sayısı artmış, aldığı oksijen miktarı azalmıştı. o. bir söz vardı. o geldi aklına. "birinin bu dünyadan olduğunu anlamak için gözlerine bakın. o gözlerden bir anlam çıkarıyorsan, bu dünyadandır. çıkaramıyorsan değildir." gözlerine çok uzun süre bakamamıştı. baktığı kısa sürelerde aklına kazınan tek şey ela renginin mükemmel bir tonu olan göz rengiydi. oturup saatlerce izleyebileceği bir renk. o rengi hiç bir insanda görmemişti. otursa karşısına, saatlerce o gözlere baksa güzelliğinden anlam çıkaramazdı. adı gibi biliyordu. sigara almadığı için kendine bir daha küfretti. yolun yarısından geri dönmek zorunda kaldı. kendi dünyasından çıkıp gerçek dünyaya dönmek zorundaydı. yolun başına geldi. kendi dünyasından gerçek dünyaya geçmek üzere eşikte bekliyordu. başını kaldırdı ve "dileğimi biliyorsun allah'ım." dedi ve gerçek dünyaya adımını attı. <<hikaye şahsıma aittir>>
    ... diğer entiriler ...