sözlük yazarlarının ilkokul anıları

altına işeme anılarıyla dolar şimdi burası jdbdjdnjdnd

tavşan dansı unutmadım tuncer hocam ellerimizden kulak yaptırır sınıfta zıplatırdın unutmadım. bu nasıl ceza amk ceza verdiklerin olarak hepimizin dizleri sakat

ilkokul 3 veya 4 e gidiyorum. tek moral kaynağımız tenefüste kağıtları top şeklinde yapıp etrafını güzelce bantlayarak (dağılma olasılığını düşürmek için) futbol oynamaktı. derken yine güzel bir günde nedenini hatırlamadığım bir şekilde okulda sakız çiğniyorum. tabi bizim zamanımızda bu gayet cesaret isteyen birşey benimde cesur olasım gelmiş. neyse dersteyiz sınıf öğretmenimizin dersi benide yaramazlık yaptığım için kendi masasının hizasındaki sıranın en arkasına attı 2 kız 1 ben tek sırayı 3 kişi paylaşıyoruz ama kızların bir tanesi benim 2 katım. bende cam kenarı tarafında oturuyorum ağzımda sakız. beni zaten normal şartlarda baksa hoca göremez ağzımdaki sakızı nasıl görsün mantığı ile rahat bir şekilde takılıyorum. tabi benim düşünme mantığım yine başarısızlıkla sonuçlandı ve hoca beni yanına çağırdı bağırarak. ben tabi çocuğum o korkudan sakızı yanına giderken sıraya atmak gibi bir fikir o an aklıma gelmedi. dedi ağzında ne var bakayım senin. birşey yok öretmenim. aç bakayım. sakızı aldı ağzımdan bütün sınıfın gözü önünde saçıma yapıştırdı ve bütün gün çıkarttırmadı sözlük. eve gittiğimde annem makasla kesti aldı ama misket gibi parladı kafamın o noktası çareyi kafayı tıraşlayarak bulduk. ertesi gün herkes kel diye alay ediodu. çok koyduydu be sözlük el kadar çocuktuk be yapılırmıydı böyle birşey.

1. sınıftayken arkadaşımı çöpe atmıştım. sayko bir çocukluk geçiren nilay online.

öğretmen git küreyi getir oğlum dedi müdür odasından. gittim kürek getirdim. böyle kafa yarmalık. dünya kaç bucak öğrendim. desene mavi topu getir diye.

ilkokul 2 yada 3 zamani okul cikisi çük kadar bisikleti aldim ama bisiklet sürmeyi de bilmiyorum. arkadasla okulun yan sokagina geldik ama oyle boyle bi yokus degil yani ölmelik yokus var.neyse atladim bisiklete amk bilmiyosun ne biniyon iste mal.eller ve ayaklar salık bir sekilde yokus asagi gazlamisim gidiyorum(betimlendirmeye calisin bu sahneyi kskskakks) aminakoyayim 8 10 takla attim bi uyandim evdeyim butun komsular basima toplanmis etraf kan icinde. bu da benim bok gibi bir anım daha iyisini hatirlayamadim kzkkakz

3. veya 4. sınıftayken kendimi ticarete vermiştim. stickerlar popülerdi o zamanlar bende de sürüsüyle vardı yan sınıflara falan satardım, posterler falan vardı bir de internetten bulduğum ünlülerin imzalarını satardım 1 lira 2 lira derken iyi kar yapmıştık. sınıftan da kendim yardakçılar bulmuştum hadi gidin bana müşteri bulun diye yolluyordum onları. hey gidi günler...

4. sınıfın 1. döneminde bir tane öğretmenimiz vardı adam hastaydı duvarlarla florasan lambalarla konuşuyordu böyle değişikti bir anda bağırırdı çok korkmuştum ondan okula gitmek istemiyordum birde 3. sınıfta gelen öğretmen yemeğini hep evden getirir bizle birlikte tenefüste yemek yerdi yemeğini yerken bi arkadaşıma çatal fırlatmıştı bir keresinde başka birine elindeki fındıkları fırlatmıştı birde bi elma ısırırdı elmanın suyu bütün sınıfa fışkırırdı herkes nasiplenirdi

6. sınıfta fikret diye bir arkadaş vardı biraz fırlama bi tip,çocuk bir ay okula gelmedi kimsenin de haberi yok niye gelmediğinden. bir gün matematik hocası sınıfa sordu çocuklar fikret neden gelmiyor bileniniz var mı? diye. bizim serhat vardı efendi temiz bir çocuk o fikret'i görmüş iki gün önce atladı hemen hocam ben gördüm dedi.niye gelmiyormuş dedi hoca. serhat demez mi hocam kerhaneye gidiyormuş diye. bütün sınıf yerlerdeyiz serhat'ın olaydan haberi yok,kerhane ne demek bilmiyor çocuk. serhatla hala görüşürüz ve gördükçe hatırlayıp gülüyoruz

birinci sınıfta biraz sert bir başkandım sınıf arkadaşlarıma sürekli bağırıyordum evden annelerinin ütüleyip katlayıp ceplerine koydukları mendillerle pislettikleri sıraları sildiriyordum sınıfa gelen annelerini onlar artık bebek değil diyerek sınıfa almıyordum,bildiğiniz kapının önünde barikat kurarak. birgün veli toplantısında öğretmene bu konu hakkında yakınırlarken annem kadınların sinirinden korkmuş sınıftan çıkmış, eve gelince sen napıyorsun diye epey kızmıştı bana ama bu duruma rağmen 5 yıl falan başkanlık yapmıştım. 'karizmatik liderlik' diye bir şeyin var olduğunun kanıtı bu. bakın otoritesindeki insanlara eziyet ettiği halde seçilmeye devam eden iki kişi var bu ülkede bir ben iki

ilkokula gidiyorum dördüncü sınıftayız ilk defa ingilizce dersi alicaz veve ingilizce öğretmeni derse girecek. shakira da nasıl meşhur ağzımız açık dinleyip saçmalıyoruz. o zaman da whenever wherever diye bir şarkısı çıkmıştı öğretmen yalvarıp onu öğretmesini istemiştik. neyse sağolsun hoca bizi kırmadı nakaratini öğretti. şarkı söyle başlıyordu. - le do le le le le -le do le le le le cant you see... diye devam ediyordu. sınıfta refik diye bi eleman vardı söylemeye başladı. do le le le le le 😁😁😁😁 şu an hiç komik gelmese de 10 yaşındaki halimize çok komik gelmişti ve tüm sınıf patlayana kadar gülmüştük. selam olsun sana refik

müzik dersi hocamız, "eğer şarkı söylemesezseniz zayıf veririm" dediydi. heyecandan istiklal marşı'nı okumuştum.

mithatcan vardı bizde hiç sevmezdik ibneyi çok zekiydi daha ufaklıktan itliğine 2. kattan aşağı kumlara atmıştık kızanı şimdi yazılım mühendisi

birinci sınıfta ilk hafta okulu çok sevmiştim ama ikinci hafta olunca daha gidesim gelmemişti anneme dedim anne bugün okula gitmesem diye ama annem zorla beni kendi elleriyle okula bırakmıştı ta sirama oturana kadar annemin o kapıdan çıkışını gördükten sonra aklıma kaçmak geldi çantamı çıkarmadan düşünüyordum ve kalktığım gibi koşmaya başladım sırtımda çantayla, çanta çok ağır gelmiş olacak ki çantayı da firlattim koşarken ama 110 boyumla ne kadar kosucam hocam annem ve bi de müdür karışmıştı olaya hemen kıskıvrak yakaladılar ve beni sınıfa soktular o gün hep hickirarak ağladım.

bir kız sınıfın ortasına sıçmıştı asdaddsss hizmetli saya saya temizlemisti .

süngerbop oyunu vardı o zamanlar, daire olup süüünger bop sünger sünger bop şeklinde şarkı söyleyip herkes bir yerlere dağılırdı. sonra ayağımıza basmaya çalışırdık. bir gün yine oynarken ellerim millete çarpmasın diye arkamda duruyordu. sonra ayağım kayıp düştüm. tabi ellerim arkada olduğu için suratım yere çarptı. akşama kadar da burnumun kanaması durmadı

sınıfta 20 tane erkek vardı. sınıfın piçiyle kavga etmiştim daha 3.sınıftayım sevilmezdim erkekler arasında çünkü sınıfın en güzel kızı bana aşıktı (zeynep) oğlanda zeynep'e aşıktı. sonra bunu bir güzel dövdüm boğazını sıkmıştım kızarmış 17 erkek ve bu oğlan yanıma geldi ağlayarak"bak lan bak boğazıma ne olmuş dedi" bende çocuğum vicdan yaptım ak sık lan sık sende sık diyip sıktırmıştım boğazımı. benim yanımda talha diye arkadaşım vardı sadece. sonra özür diledik barıştık tabi :) hala görüşürüz

2002 dünya kupasi brezilya türkiye maçında okuldaydık kütüphanede tv vardı tam tören esnasında hasan şaş gol atmıştı sesini duymuştu herkes. hocamızın teki fanatikti sesi duyunca kendinden geçmişti ve bütün okula töreni bıraktırıp yenildiğimiz maçı izletmişti. istese böyle troll yapamazdı mk. resmen bir nesil ümitlerini okul bahçesine bıraktı o gün...

ilkokul beşte falanım mahalledeki bakkala zıplayan toplar gelmiş tanesi 25 krş bende çok sevdim 3 5 tane aldım. sonra hepsini okula getirip sınıftakilere 1 tl den sattım böyle böyle farklı sınıflara açıldım teneffüslerde millet arkadaşlarını çekiştirip bak kanka bu satıyor diye yanıma gelip alırlardı. iyi para kazanmıştım vesselam.

kafayla vurur gibi yapıp elim ile atmıştım bir golü. kimse de bişey demeyince deli gibi sevinmiştim. allah affetsin.

ulan nereden aklıma geldiyse. olay birinci sınıf ilk günde geçiyor. i̇ki kardeşim var ikisi de küçük dolayısıyla annem beni okula götürüp getiremeyecek ben de mecbur ilk gün ve sonraki günler tek gitmek zorundayım. babam gurbette. ben sabahçıyım. sabah kıyafetlerim ve kahvaltıyı hazırlamış annem sonra da geri yatmış. ben de yaptım kahvaltımı, giyindim üstümü, aldım çantayı, çıktım evden. yolda kuzenim yasin abimle karşılaştım. o ortaokula gidiyor. götürdü beni okula bir güzel sınıfımı öğrenip sıraya koydu beni. i̇stiklal marşı andımız derken bir kadın hocanın peşine hurra sınıfa girdim. sınıfım 1b, yanımda ipek adlı sarışın bir afet, hoca derslerin ne kadar güzel geçeceğinden ve korkmamamız gerektiğini anlatıyor. 2. ders düz çizgi nasıl çekilir öğreniyoruz. 3. ders isminin vildan deniz olduğunu öğrendiğim öğretmenim yoklama alıyor, her şey tam takır. 4. ders 5. ders derken geldik son derse. 6. ders bitince herkes alıp çantasını dışarı çıkıyor. herhalde benim de çıkmam gerekiyor diye düşünüp biraz geriden ben de çıkıyorum. annem ortalarda yok, yasin abim de yok. ne yapmam gerektiği konusunda herhangi bir fikrim hiç yok. az öteye gözüm ilişti yaşıtlarımın hepsi sırada birazdan istiklal marşı okunacak. dedim herhalde sıraya bir daha giriyoruz. i̇stiklal marşı okumak için tekrar çıktık demek. girdim ben yine bir sıraya. i̇stiklal marşı okundu, andımız okundu. bu sefer erkek bir hocanın arkasından hurra sınıfa. sınıfım bu sefer 1a. hoca neden korkmamamız gerektiğini anlatıyor, okul güzel bir yer 1. ders. düz çizgi çekmeyi öğreniyorum, yanımda bir çocuk, ben ağladım ağlayacağım. neden sınıfımın değiştiğine anlam konduramıyorum ama ritüelin böyle olduğuna inandırdım kendimi. sabahki sınıf güzeldi oysa. bu okulda amma uzun sürüyormuş ders2. yoklama faslı başladı ders3. benim ismim yok yoklamada ve hoca malum soruyu soruyor. - ismi okunmayan var mı? + ben hocam -adın ne senin +mumyax - allah allah neden yok acaba +örtmenim sabah vardı -hahajajanajajan hoca kahkaha atmayı suratıma hönkürdü. hala kulaklarım çınlıyor. müdürenin yanına gittik babamın numarasını istediler verdim. babamı aradılar çocuğunuz öğlencilerle birlikte derse girmiş diye gelip alabilirsiniz dediler. babam da i̇stanbul'da olduğunu söyleyip annemi aramış, annem de çocukları bırakamadığı için dayımı aramış. dayım da işte olduğu için oğlu yasini yani sabah beni sıraya yerleştiren kuzenimi okula göndermiş. ben de akşama doğru eve gittim.

abi 4 ya da 5. sınıftaydım aldım elime kurşun kalemi sivrelttim ama iğne gibi oldu önümde de bir çocuk oturuyor kalemi diktim yaslan len arkana dedim noldu falan filan derken çocuk kafayı bir yasladı kalem kafasına battı aq ok gibi kaldı kafada flfkkfkf. sonra birde öğretmene söylemesin diye taso vermiştim hahahahah hiç unutmam ya hdjdjdjdjdj

1. sınıfta okumayı ilk ben öğrendim. herkesten baya önce öğrenmiş olucam ki bi tek bana farklı ödev verirdi öğretmen. sonra devamı gelmedi ama zirve de bıraktım başarılı öğrenim hayatımı

3. sınıfta 23 nisan kutlamasında şiir okucaktık bir grup arkadaş. tören kıyafetimiz de beyaz kapri beyaz şort. hava soğuk diye annem üşümemem için kilotlu çorak giydirdi. bana kimse fark etmez demişti ama herkes anlamış. çok pis rezil olmuştum. kız yuzmaydodoz diye dalga geçmişlerdi

5.siniftayken yugi oh kartları meshurdu. okula götürmüştüm. kız erkek farketmiyo herkes hastasyidi. hoşlandığım kızda seviyodu kartları. ona da yakın olmak için onunla oynuyodum hep. hoca yakaladı bizi kartlara el koydu. öğretmen dolabına koydu kartları. ben gittim aldım. hoca sordu kim aldı bunları diye. ben suçu sevdiğim kıza iteledim djskksks. kız ne kadar itiraz etse de aglasada hoca dedi ben hakana güveniyorum almamıştır o. i̇lk aşk hikayemde başlamadan böyle bitmişti dhjsjs

1. sınıfa başladığımda pantolonumun düğmesini açamadığım ve hocadan çekindiğim için defalarca altıma işemistim. i̇lk yaptığımda ağlamıştım. sonlara doğru alıştım anne altıma yaptım pantolonumu çıkar diye bağırarak giriyordum eve.

ben 1. sınıfa gidiyordum ablam 2'ye 1.ders bitti teneffüsteyiz ablam yanıma geldi çantamı toplanmaya başladı abla diyorum ne oldu, eve gidiyoruz ben gelmiyorum dersim var diyorum hiç dinlemiyor aldı çantamı elimi tutup çekiştirerek eve götürdü eve gelince anne biz geldik diye bağırdı annem ne oldu niye okuldan erken geldiniz ablam benim öğretmenim yoktu ders boştu eve gidin dediler bende kardeşimi de getirdim annem güldü bişey demedi

arkadaşla cam kenarında en önde oturuyoruz. sınıf 2. katta ve bayağı yüksek. birden camdan biri çıkıp önümüze atladı.hayattaki en şaşırdığım olaylardan biridir herhalde. kısa süreli şoktan sonra bir gülme krizi geldi. su borusuna tırmana tırmana çıkmış. tarzan mübarek.

bazılarınız hala ilkokullusunuzdur diye korkuyorum. davranışlarınız onu gösteriyor.

ben ilk sınavımdan 05 gibi bir şey aldım,not vermemişti öğretmen o kadar kötüydü.bi gecede okumayı söktüm asfsdasa

4 yada 5. sınıftayım o zaman ingilizce hariç her derse sınıf öğretmenimiz giriyordu. matematik kitabından ödev verdi. ödevde a b ve c şıkları var herbiri farklı soru gibi. neyse a şıkkında bi işlem yapıyorsun sonucu buluyorsun b şıkkında bi işlem yapıp sonucu buluyorsun. c şıkkında da a ve b şıklarında bulduğumuz sonucları çarpıyorduk. neyse sınıfta ödev soruları çözülüyordu. bende ödevi yaptım, tahtada çözen arkadasla beraber kendi kendime hafıf seslı tekrar ediyorum. a yı buluyoruz b yi buluyoruz falan diye en son c şıkkı için de sonra ikisini çarpıyoruz dedim. öğretmenim c şıkkını farketmemiş dediğimi de duymuş "ne çarpması lan it herif" deyip alnıma şlak diye indirdi :d tabi ufağım gözümden yaş geldi :)) sonra c şıkkını farkedince geldi sarıldı özür diledi :) canım öğretmenim

4. sınıftaydım.o zaman i̇ngilizceyi ilk defa görüyoruz.bi hoca geldi adını soyadını hatırlarım hala.ramazan.böyle bu ders anlatırken ağzımın suyu akıyo.ceketini falan askıya asınca bizde onun ceketinin üstüne asıyoruz montumuzu kokusu geçsin diye öyle yakışıklı. yakışıklı olduğu kadar disiplinli de derste çıt çıkmıyo,zil çalınca biri onun geleceğini haber veriyo diğer herkes yerine geçiyo öyle bi adam.bende başkanım sınıfta bi gün susturmaya falan çalışıyorum milleti dalgınlığıma geldi elimden bişey düşürdüm düşüncede korkup çığlık attım.buda kapının önündeymiş tam girdi içeri 'kim o çığlık atan'diye. ödüm karıştı tabi bokuma.benim dedim sessizce.gel benle dedi.ama nasıl korkuyorum bi yandan heyecan da var.gittim yanına niye bağrıyosun falan dedi anlattım ama ölüyorum.tamam şimdi sınıfa girince herkese hoca bana tokat attı diyiceksin dedi tamam dedim girdim suratım beş karış yanağımı tutuyorum.herkes nasıl bakıyo.noldu?naptı'lar havada uçuşuyo.oturdum yerime dedim hoca tokat attı.hepsi altına sıçtı.bi daha onun dersinde değil çığlık atmak silgi isterken bile parmak kaldırıp soruyolardı.hiç söylemedim bana tokat atmadığını,sene sonunda söyleyince bi arkadaştan yedim ama tokat.

5.sınıfa geçmiştik ilk ders ingilizceydi ve öğretmen de dersi kolay kapalım diye bir cd çalar tarzı böyle öğretici bir zamazingo getirmişti. buna gözünüz gibi bakın size çok faydası olur demişti arkamda da kürt arkadaşım var murat diye ders bitince bu tuttu kucakladı cd çaları evine götürdü dedim lan ne yapıyorsun bırak şunu biri görecek edecek falan ama nafile götürmüştü bile. ispiyonlayamazdım da döverlerdi beni amk. acaba ne yaptı onu merak ediyorum

1. sınıfta utangaç olmama rağmen başkanlığa adayliğımı koymustum(özgüven patlaması yaşadım galiba) oy verirken çocuk akli jest olsun bilmem ne diye sınıfın güzel kızına oy vermiştim nasil olsa o da bana atar diye.(sanki görecek)oylari saydik. tabi herkes o kiza oy vermiş.bana iki tane oy çıktı. arkadasim ben sana oy verdim dedi .ögretmen de duydu ben de dedi. sen kendine oy vermedin mi dedi. ben de evet dedim. niye böyle bir sey yaptin salak gibi bir bakiş atmişti canim ogretmenim. o günden sonra önce kendimi düşünmeye karar verdim not: 4 yıl üst üste yine başkan olamadim

i̇lkokul 3 veya 4'e gidiyorum. o zamanlarda da andımızdan önce sınıfa çanta bırakmak yasaktı. boktan bi yasak işte. neyse bendd fırsartını bulunca çantayı bi kaç arkadaşla bıraktım. derse girmek için sınıfa yürüyoruz. baktım bizim şenol koşarak geliyor. dedi sizi metin müdür yardımcısı çağırıyor. dedim sen gitmiyomusun, yok dedi ben size söyledim. haa dedim bende gittim ötekilere dedim. onlar da dedi sen niye gelmiyosun. dedim ben size söyledim. gittim sınıfa oturdum. aradan bi onbeş dakka kadar geçti. hoca gördü beni. dedi burda ne işin var. sen niye gitmedin. hocam dedim ben onlara söylediğim için gitmedim. i̇sterseniz gideyim. yok dedi kal. sonra kapı çalındı. bizim elemanlar geldi. yüzleri kıpkırmızı. bende tabi gülüyorum. koduğumun malları diye. buda böyle bi anımdır. hepsinin kulakları çinlasın

5. sınıfta bizi pikniğe götürdüler ama yemek vermediler baktim herkes indi arabadan cimende aç açına oturuyolar annemde ekmek arasına köfte koymuştu yanima acıkınca bende otobüsün içinde köfte yemeye calıştım şoför bagırmaya basladı kim yiyo bu soğanı diye herkes beni göstedi bende kizmasın diye yarım ekmeği soktum ağzıma bi yandanda bitti bitti demeye calisiyorum tam komediydi sonra adam arabadan kovdu beni... neyse

1. sınıfa ilk basladıgımda alaturka tuvalete cis yapmaya korkuyodum, korkudan gidemedigim icin bi cok kez altıma yapmıstım pisman degilim..

3. sınıftaydım. kartopu savasi yapiyoduk. klasik kizlara erkekler yapiyoduk. ben gaza gelip kartopunun icine tas koymustum. bi attım sansina kizin tam kafasina gelmisti. kiz boyle yere falan dustu. bende korkudan sinifa kacmistim. ama bi boyle bi sevinc gibi bisey vardı sonucta headshot. hdjamfjdjdjsisj

4. sınıftayım o gün bir arkadaşım okula top getirmiş. okul çıkışı maç yapalım diye topluca anlaştık. evim okula 10 dakika yürüme mesafesinde ama aklıma aileme haber vermek gelmedi. sanırım biraz oynarım sonra eve giderim diye düşündüm. neyse başladık oynamaya tabi maçın heyecanıyla zamanın nasıl geçtiğini farketmemişim. annem babam meraklanmış saat kaç oldu nerede bu çocuk diye. çıkmış babam evden okula doğru beni aramaya. babamın okul kapısından girişi gördüm sinirli bir şekilde bana doğru geliyor. tabi jeton hemen düştü babamın bakışından dayak yiyeceğimi anladım. babam azarlamasından sonra dayak fazına geçmeden babacım nolur beni arkadaşlarımın önünde dövme eve gidince istediğin kadar döv dedim. babam dokunmadı eve gittik dövmesini bekliyorum ilginç bir şekilde dövmedi tabi. biraz büyüyünce anladım nasıl bir duygu sömürüsü yaptığımı. adam nasıl dövsün o cümleden sonra. bu da böyle bir anımdır :)

evimiz ilçenin dışındaydı o yüzden servisle gider gelirdik. abim bi gün beni motorla okula götürmüştü. heralde rüzgar yiyip üşümüşüm okul kapısının orda altıma işedim. utancımdan kimseye de söyleyemedim bütün gün sidikli sidikli derslere girdim.

i̇lkokul 3. sınıftayım. duvar kenarında yavuz isimli yakışıklı bir çocukla oturuyorum. hastayım o gün çok midem bulanıyor. dersin ortasında arttı bulantı. ağzımı açsam kusucam, açmasam nasıl izin alıp dışarı çıkıcam. örtmenin gözüne bakıyorum farketsin diye yok kadın bakmıyor bile. en son yavuz dayanamayıp iyi misin dedi hayatında bir soru için bu kadar pişman olmamıştır eminim. yavuz'a dönüp bütün midemi boşalttm. o yüz ifadesini unutamıyorummsksjdjdnnx

yanlış hatırlamıyorsam 3. sınıftayız sınıfın erkekleri olarak her tenefüs yaptığımız kağıttan toplarla, şişelerle futbol oynuyoruz falan günler böyle geçiyor. kızların oynayacak oyunları yok o aralar havalar serin, dışarısı yağmurlu içeride oyun oynamaları gerek ama oyun bulamıyorlar. "bizde sizinle oyanayalım" diyorlar tabii o aralar klasik kız-erkek kutuplaşması olduğu için kabul etmiyoruz derken hangi zekinin aklına geldiyse bir oyun bulmuşlar oyun "etek kaldırmaca" sınıfın ortasında bütün kızlar birbirlerinin eteklerini kaldırmaya çalışıyor. erkekler olarak biz de köşelerden mal mal izliyoruz. sonra ben dahil sınıfın birkaç delikanlısı bu olayı gidip sınıf öğretmenine şikayet ettik. öğretmen öyle bir kızmıştı ki bir daha oynayamadılar. bu da böyle bir anımdır.

okula ilk başladığım gün törenden sonra yeni başlayanlar hariç hepsi sınıflarına girmişti. yeni başlayanlar avluda kaldı. daha sonraları adının şükrü ve müdür yardımcısı olduğunu ögrendigim gözlüklü bi adam elindeki kağıtlardan isim okuyordu. adim ne zaman söylenecek diye beklerken uzun bi aradan sonra adım okundu fakat adamın yanına gidemedim. çünkü diğer çocukların anneleri araya karışmış beni geçirmiyorlardı. sağım solum teyzelerin bitleriyle sarılmıştı. geçemedim her an daha bi sıkılıyordum. bi ara arkamda bi boşluk oldu. arkamı döndüğümde bahçe kapısını gördüm. dedim oğlum bak daha sınıfa bile giremedin. kapı orda çık evine git oyun oyna. çizgi-film falan izlersin. ben bunları içimden geçirirken yürümeye başladım sallana sallana kapıya vardım. tam kapıdan çıktım bi el kulağıma yapıştı. o gözlüklü adam "daha okula başlamadan okuldan kaçıyosun ayıp değil mi?" diye sordu. ulan cevap veremedim. adımı sordu söyledim. kağıtlara baktı elimden tutup sınıfa götürdü. ne zaman okuldan kaçacak olsam o an aklıma geldi vaz geçtim. şükrü hoca en güzel yıllarımın katilisin. senin yüzünden okuldan kaçamadım hiç.

3.sınıfta altıma sıçmıştım.

yavru ağzı renginde bir külotlu çorabım vardı onu giymiştim. sınıftan bi çocuk çıplak gelmişsin dedi diye onu dövmüştüm

ilkokul hayatım boyunca sınıfta yapılan sayısız maçta 5 yılda toplamda 0 gol 1 asistlik skor üretmiştim. not: kaleci değildim.

okula gitmemek için ağlardım. annem okul koridorlarında beklerdi, öğretmenden tuvalete gidebilir miyim diye izin alıp annemin yanına giderdim.

İlkokul ikinci sınıftayım. Bir arkadaşımın derste söylediği şeyin yanlış olduğunu ortaya çıkardım. Sen nasıl beni yalancı çıkarırsın diye çocuk geldi tenefüste boğazıma yapıştı. Şimdi instagramda gördüm avukat olmuş. Umarım aynı şeyleri mahkeme salonunda da yapmaya kalkmaz.

Kolonya dökerken aklıma kolonyalı bir anım geldi, paylaşayım. Kat nöbetçisi olduğum bir gün okulda kolonya dağıtıldı, tam olarak şunlardandı. Tenefüste okulda kolonya savaşı yaptı öğrenciler, benimle nöbet tutması gereken öğretmen de ortalıklarda yoktu. Üst sınıflardan bir çocuk arkamdan gelip ensemden aşağı döktü kolonyayı. Gürbüz, sevimli ve bir o kadar da agresif olan ben buna epey sinirlenmiştim, intikam almalıydım, aldım da... Savaş sırasında yapılan bir hareket dikkatimden kaçmamıştı: "Şaaak" diye nah çeker gibi millet işaret parmağı ile orta parmağının arasına kolonya şişesini koyup birbirlerine hem hareket çekiyorlardı, hem de kolonya sıkıyorlardı. Fakat onlar uzun mesafeli sıkıyordu, ben farklı bir şey yapmalıydım. Savaşa dönen hasmıma arkadan yanaştım, onun bana yaptığının aksine omzuna dokundum, tüm olacaklardan habersiz arkasını dönen hasmıma "şaaak" diye kolonya nahı çektim ve ağzına, gözüne kolonyayı boca ettim (bkz: cologneshot). Bir çığlık koptu ki koridoru inletti; nöbet tutması gereken hocayı, artık her neredeyse, saniyesinde koridora getirdi. Öğretmenle birlikte hasmımın arkadaşları bana saldırmak isteyen hasmımı sınıfına götürdü ve kolonya savaşı bu vesileyle bitti.