bugün
yenile
    /
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatın şifrelerinin barındıran rabbimizden bize tek agizdan ulasan kutsal kitabimiz. okuyun okudukca rahatliyacak ve ferahliyacaksiniz
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir okuyan pişman bir de okumayan pişman. i̇slam tarihi üzerinden "kuran; neden üzerinde düşünmeye değecek kadar spesifik bir kitaptır?" temalı yazı. (#1941258) arada kaynamasın. :))
    3. 13
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ilk okuduğumda büyülenmiştim. meali çoğu insana kopuk ve birbirinden alakasız gelir, ben mest olmuştum. fırsat bulursam yakın dönemde yeniden mealini okuyayım bi.
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      arapça hatmederken iyiydi de türkçesini okuyunca işler boka sardı benim adıma.
    5. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      mealini okurken geriliyorum, neden bilmiyorum.
    6. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      i̇ddia ediyorum %80'den fazlası hangi çeviriden okursanız okuyun, ister hadisçi bir adamın meali olsun, ister tasavvufçu ruhçu uçuk kaçık adamların art niyetli mealleri olsun, ister diyanet, ister edip yüksel meali olsun gayet anlaşılır ve açıktır. %80'lik kısmı ile kalan %20 hatta çok daha az olan kısmını anlamak anlamlandırmak gerekir. zaten müteşabih de muhkem ayete tutturulmuş benzeştirilmiş ayetlerdir. bütün tartışmalar kuran dışı kaynakların manipülasyonu ile, kuran dışı kaynaklardan referans ile başlar. ya da dediğim gibi bir kısmındaki ayete takılıp açık anlaşılır ayetleri görmezden gelerek başlar. herkese bir kuran ayeti ile haykırmak istiyorum; kitabın bir kısmını alıp gerisini bırakıyor musunuz??
    7. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok güzel kitap. meali mükemmel, kendi dilinde daha da mükemmel. huzur veriyor.
    8. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      --- spoiler --- ey peygamber, ağızlarıyla "inandık" deyip, kalbleriyle inanmamış olanlardan ve yahudilerden küfürde yarış edenler seni üzmesin. onlar yalana kulak verirler, sana gelmeyen diğer bir topluluğa kulak verirler, kelimeleri yerlerinden değiştirirler, "eğer size bu verilirse alın, bu verilmezse sakının" derler. allah birini şaşırtmak isterse, sen onun için allah'a karşı hiçbir şey yapamazsın. onlar öyle kimselerdir ki, allah, onların kalblerini temizlemek istememiştir. onlar için dünyada rezillik var ve yine onlar için ahirette de büyük bir azab vardır. (maide/41) --- spoiler --- şu ayeti istediğiniz her hangi bir tarihin ortasına koyabilirsiniz. zerre sırıtmaz. ve bu ayette itham edilen sıfatları muhakkak ama muhakkak düşünün. kendi üzerinizde kontrol edin ve bu ayetin muhatapları olmamaya özen gösterin. benim tüylerim diken diken oluyor. bir ürperiyorum bu ayette.
    9. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yazıyı Zuhruf suresi başlığına yazmıştım ama bu başlıkta olması sanırım daha doğru. Dün gece bu surede garip bir şey dikkatimi çekti. Surenin ilk 3 ayeti üzerinden bir kaç anekdot düşüp bir kaç "subjektif" yorum getireceğim. Kuranda huruf-u mukatta harfleri vardır. Surelerin başında anlamsız harfler vardır. Bunlardan en bilineni de ha-mim ayetleridir. arka arkaya 7 surenin ilk ayetleri iki harften oluşan "ha-mim" ayetleridir. zuhruf suresi de ha-mim ile başlar. Bu harflerin tam olarak ne anlama geldiği, neyi amaçladığı konusunda hiçbir fikir birliği yoktur. "kuran’ı tefsir ettiği iddia edilen" hadislerde bile bu harfler ne demek geçmez. Çünkü o hadisler tefsir için falan değildir de neyse. :) Yani huruf-u mukatta harflerini açıklayan hadis yoktur. 7 tane erken dönem tefsiri var bende. Önemli bulduğum tefsirlerden bir tanesi taberi tefsirinden bir örnek vermek istiyorum. Taberi'nin türkçe'ye tercüme edilmiş şerhli tefsirine göre bu mukatta harflerine bakara suresinin tefsirinde toplu bir açıklama getirilmiş. Taberi bu harflerin ne anlama geldiğine dair görüşleri ayrı ayrı nakletmiş ve 14(on dört) farklı madde ile bahse konu olan görüşleri tek tek anlatmıştır. Kimileri kendinden önceki müfessirlerden alıntıdır, kimisi de sahabe görüşleridir. Ancak bir tane bile peygamber bu harfler için şöyle buyurdu şeklinde bir alıntıya yer vermemiştir. Ne olduğuna dair ortak bir kanaat yok yani. :) Şimdi zuhruf suresinin ilk ayetlerini ele alalım. 1- ha-mim => Ne anlama geliyor tam olarak bilinmiyor. Literatürdeki ismi "mutlak müteşabih ayet" 2- "Apaçık" kitaba and olsun(Vel kitâbil mubîn) => Mübin yani apaçık olan kitap üzerine bir yemin var. 3- Düşünüp anlamanız için Biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik. => Anlayasınız diye "arapça" bir zikir indirdirildiği beyan ediliyor. Şimdi bu ilginç bir şekilde ardı sıra yazılan 3 ayet ilk bakışta ayrı ayrı birbiriyle çelişiyor. :) Anlatmadan önce şu "mübin kitap" bahsinden kısaca bahsetmek isterim. “Kuran mübindir” sözü altı boş bir slogan değildir. Keza “kuran mufassaldır” sözü de slogan değildir. Kuranın mübinliği yani apaçık oluşu da ayettir, fussilet/detaylandırılmış oluşu da ayettir. “Vel kitâbil mubîn” Allah apaçık bir kitap üzerine yemin ediyor. Bu inanılmaz bir şey. Kurandaki daha doğrusu arapçadaki yeminler dikkat çekmek, altını çizmek, vurgulamak için yapılan yeminlerdir. Allah “Vel kitâbil mubîn” derken gayet net bir şekilde kuranın apaçık oluşuna vurgu yapıyor, altını çiziyor. Yani demem o ki kuran tek başına anlaşılmaz diyenlere adeta bir tokat mahiyetinde bir ayet indiriyor. Kuran apaçıktır diyor ve bunun üzerine yemin ederek kuranın apaçık oluşunun vurgusunu yapıyor. Bu tamam. Geçiyoruz. Şimdi zuhruf suresinde ha-mim şeklinde anlamı bilinmeyen bir ayetten sonra apaçık kitaba dikkat çekiliyor. hatta diğer ha-mim ile başlayan surelerde de görülebiliyor bu durum. Mesela fussilet(detaylandırılmış) suresi ha-mim ile başlar ve 3. ayeti şöyledir: “Bilen bir toplum için ayetleri, Arapça bir Kur'an halinde ayrıntılı kılınmış bir kitaptır bu.” Aynı şekilde ha-mim ayetiyle başlayan duhan suresinde de benzer durum vardır ki 2. ayeti apaçık kitaba andolsun şeklindedir. Şimdi soru şu: Allah inananlarla dalga mı geçiyor? Bakıldığı zaman öncelikle anlaşılmayan, anlamı hakkında ortak bir kanaatin olmadığı bir ayet söyledikten hemen sonra kuran apaçıktır diyor. Ardından da kuranın arapça olarak indirildiğinden bahsediyor. Buradan baktığımız zaman açıklıkla uzaktan yakından alakası olmayan bir takım harflerin bulunması ile kitabın apaçık olması doğrudan çelişir aslında. Aynı zamanda "ha-mim" arapça bir anlamı olan kelime değildir. Dolayısıyla arapça bir kitap indirdik cümlesi de bu şekilde çelişir. :) Bu yaptığım son derece yüzeysel metin kritiğine bir örnek teşkil ediyor. :) ha-mim ayetine temelden arıza çıkartacak 2 argümanı kuran direkt kendisi veriyor ve ardı sıra veriyor. Kitabın başında bu kitap arapçadır denilse ve sonunda bu ha-mim ayeti indirilse "haa acaba gözden mi kaçırılmış" diye düşünmek gayet mümkün. Ama burada bir mesaj var. Bir detaya dikkat çekiliyor bana kalırsa. Peki neden? Bunun bir çok nedeni olabilir. Rabbin muradını tam olarak bildiğimi söyleyemem ancak zuhruf suresindeki bu 3 ayetin birlikte olmasının bana neyi kazandırdığından bahsedebilirim. Martin Luther'in biyografik bir filmi var. 2 dakikalık bir sahneyi izlemenizi istiyorum. Youtube'dan filmi buldum. 52:15'e kadar olan diyaloğu lütfen izleyin M. Luther: Sıradan insanlar incili kendileri okusalar "klisenin yorumlarının ne kadar yuvarlak olduğunu görecektir." Rahip: Bu ne cüret! incil çok karmaşıktır. Ortama bir rahibin bile anlayamacağı kadar. Hele sıradan biri için... Bu küçük sahnede anlatılan hristiyanlığın ve klise anlayışının en temel arazlarından bir tanesidir. Ruhbanlık sınıfı tam da bu sebepten ortaya çıkmıştır. Bir din sınıfı ve teokratik zümre oluşturulmuştur. Klise de bunu kendi menfaati için yüzyıllar boyu kullanmıştır. Kuran hristiyanların bu çarpıklığını sıklıkla eleştirir. Onları ruhbanlığı uydurmakla, tanrının ayetlerini gizlemek ve hatta çarpıtmakla doğrudan suçlar. Ancak bu durum bizim coğrafyaya da hiç yabancı değildir. Şimdi aynı metodu uygulayan bir başka zata objektiflerimiziz çeviriyoruz. Bu kez tanıdık bir sima. Karşınızda ısparta gecelerinin kahramanı said nursi var. Said nursi tıpkı kilisenin yaptığına benzer yöntemleri kullanarak risalelerinde kuranı referans alarak enteresan şeyler söyler. Örneğin çeşitli ayetlerin ebced hesaplarını bularak bir takım sayılar, tarihler elde eder. Bu sayılarla kendine deliller sunar. Mesela bir ayetin ebcedinden kendi doğum tarihini bulur ve bu ayette kuran beni müjdelemiştir diyebilir. işaret-ül icaz risalesinde bu tip kuran referanslı(!) deliler ile kendisinin ve risalelerin hakk oluşundan bahsedebilir. Bu durum aslına bakarsanız islam coğrafyasında oldukça yaygın bir olaydır. Terimsel olarak bir ismi de var: Ezoterizm Sufizm ekolünde de çok yaygındır. Kuranın arapça olarak anlamı gayet net olan ayetlerinden çeşitli mistik anlamlar çıkarma eğilimi. Siz anlamazsınız. Her şey kuranda vardır ancak kuranı anlamak için derin, uhrevi bilgilere sahip üst insan olmanız gerekir. Bir çeşit islamik ruhbanlık. işte bu ayetler bunlara karşı uyarıyor aslında. Şimdi kurandan ayetleri yine kurandan olan ayetler ile tekrar okuyalım. ha-mim Apaçık kitaba andolsun. Zuhruf/1-2 Sana Kitap'ı indiren O'dur. Onda Kitap'ın temeli olan kesin anlamlı ayetler(muhkem) vardır, diğerleri de çeşitli anlamlıdırlar(müteşabih). Kalblerinde eğrilik olan kimseler, fitne çıkarmak, kendilerine göre yorumlamak için onların çeşitli anlamlı olanlarına uyarlar. Oysa onların yorumunu ancak Allah bilir. ilimde derinleşmiş olanlar: 'Ona inandık, hepsi Rabbimiz'in katındandır' derler. Bunu ancak akıl sahipleri düşünür. (al-i imran/7) Yani demem o ki Allah kitaba ha-mim gibi son derece mutlak müteşabih ayetleri de koyar ve ardından adeta uyarırcasına, adeta ehli kitabın hatalarına düşmeyin dercesine bu kitapta ezoterizmin yeri yok bu kitap apaçıktır der. al-i imran 7'de de apaçık olan kitabın mahiyetinden bahseder. mümin için elzem olan, gerekli olan detayların tümüyle muhkem kılındığından bahseder. Hatta başka ayetlerde de muhkem kılınıp açıklandığından bahseder. Müteşabih ayetler kuranın dinamizmini sağlayan ayetlerdir. Kuranı indirildiği dönemin ötesine taşıyan fonksiyonel ayetlerdir. Ancak bu ayetlere sığınarak kuranın muhkem ayetlerinden dahi çeşitli ezoterik bilgiler elde edip kuranın özü olan muhkem ayetlerin çizdiği çerçevenin dışına çıkmaya çalışan insanlara kuranın göstermiş olduğu eleştirel bakış ile verebileceğim tek bir cevap var: Götünüzden element uydurmayın! Yani ha-mim gibi son derece kapalı bir ayetten sonra bile bu kuran apaçıktır deniliyorsa eğer. al-i imran 7. ayet başta olmak üzere kuranın bir çok yerinde bu kitabın muhkem, açık, anlaşılır ayetleri bir inanan için yeterli çerçeveyi çizdiği ısrarla vurgulanıyorsa. Anlam olarak gayet anlaşılır ayetlerden olmayan manaları ezoterik yöntem ve mistik soslarla ortaya çıkararak dinin ana mesajını ve belirlenmiş şeriatını tahrif etmeye çalışanlara verilecek tek bir cevap var: götünüzden element uydurmayın lan! Aynı zamanda kuranın müteşabih ayetleri bir çeşit sınanma ayetleridir. Bu ayetlerden çeşitli anlamlar çıkartarak kuranın ana merkez ekseninden çıkan, perspektifi kaydıran insanlar al-i imran 7. ayette bahsedildiği gibi kalplerinde eğrilik olan, fitne çıkarmak isteyen, ayetleri kendilerine göre yorumlamak isteyen kötü niyetli insanlardır. Bir çeşit ifşa mekanizması aslında. :) Son olarak apaçık olan, anlaşılır olan bu kitabın arapça olması durumu da sıkıntılı gözükmüyor mu? Hem de 7. yüzyıl arapçası. En nihayetinde kuran tek başına "evrensel" manada yine yetmiyor, yetemiyor. Apaçık kitap tamlamasıyla çelişmiyor mu? işte bunun için yine kurana başvurmamız gerekiyor. Zira kuran'ı anlamak için her şeyden önce kurana başvurmamız gerekir. ilginçtir ama kuranı anlamak adına kurana başvurduğumuz zaman çoğunlukla elimiz boş dönmüyor. Bir şekilde bir yerde zihinlerde bizzat kuranın oluşturduğu soruya bir yerde yine kuran cevap veriyor. Bu kuranı canlı ve işlevsel kılıyor. Kuran anayasa kitabından çok daha öte olan, fonksiyonel bir kitaptır. Kuranın bütünlüğü bu şekilde sağlanıyor. Bütünlüğe şahit oluyoruz. Kuran apaçık olduğunu iddia ediyor. Ancak aynı zamanda müteşabih ayetleri de var. Üstelik 7. yüzyıl arapçasıyla yazılmış bir kitap. Nasıl oluyor? Gerçekten, onlara inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, "bilgiye dayalı ayrıntılı açıklamalar"da bulunduğumuz bir kitabı ulaştırmıştık. (A’raf/52) Bu ayet çok önemli. “bi kitâbin fassalnâhu alâ ilmin” ilim üzere olarak detaylı bir kitaptan bahsediliyor. Kuranın tek başına her detayı açıkladığını ve “ortak kaynağa” ihtiyacı olmadığını vurguladığı gibi elbette kuran için ilmi derinliğe de ihtiyaç olduğunu vurguluyor. ilmi derinlik en basitinden arapça bilmektir mesela. Arapça öğrenmek zorunda olmak ile kuranı anlamak için tefsire hadise ihtiyaç duymak arasında dağlar kadar fark var. Birisi kuranı eksik, yetersiz görüp ona ortak olan ve ilavelerde bulunan bir kaynak iken diğeri kuranı anlamak için gerek ve yeter şartların sağlanmasıyla alakalıdır. Aslında bütün sorulara bir şekilde cevap veriyor. Bilgiye dayalılık başka bir şeydir yani. Feraset gerektirir. Bu anlayış ilmin kapılarını ardına kadar açar. Tefsir, hadis usulü gibi daraltılmış bir ilim değildir. Al-i imran 7'de bahsedilen ilim bunlar değildir. orada bahsedilen ilim. Bilginin tamamıdır. Yaratılmış ayetlerin tamamıdır. Doğa ayetlerinin tamamıdır. Yeri gelir dil bilimi olur, yeri gelir tarih bilimi olur, yeri gelir dinler tarihi olur, yeri gelir islam tarihi olur, yeri gelir tıp/biyoloji bilimi olur, yeri gelir jeoloji bilimi olur. ilme dayalı açıklama... inananlar için muhkem ayetlerin yeterliliği... Bu iki şart hem kuranı her dönem ve insan için uygulanabilir bir kitap haline sokuyor. Hem de bilgi arttıkça kuranda açılıyor. Ebu bekir ile benim için gerekenler aynı şekilde korunduğu gibi(mübin kitap) kitap ebu bekir'in döneminde sıkışıp kalmıyor. Bana da bir şeyler vadediyor. Bilgi birikim düzeyi arttıkça kuran mesajını koruyarak sana başka başka şeyler de gösterebiliyor. Hem muhkem hem de müteşabih ayetlerin bulunması, aynı zamanda da ezoterizme kapıları kapatan mübin kitap sıfatı... Bunların bir arada olması çok iyi bir fikir. Kuranın son derece spesifik bir kitap olduğunu gösteren küçük küçük işaretler... :) Hadi kaçtım ben. Kuran sorulara cevap verir Kavga etmeyi bıraksak yeter belki :) Andolsun biz bu Kur'an'da insanlara her çeşit misali türlü biçimlerde anlattık. Ama insan, tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür. (Kehf/54)
    10. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#1158265) başlığın en değerli ve en önemli entrylerinden biri :')
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Şayet biz onu yabancı dilde okunan bir kitap olarak indirseydik mutlaka şöyle diyeceklerdi: "Âyetlerinin açık seçik anlaşılır olması gerekmez miydi? Bir Arap’a yabancı dilden bir kitap, öyle mi!" De ki: "O, inananlar için bir rehber ve şifadır; inanmayanlara gelince onların kulaklarında bir sağırlık vardır, Kur’an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara çok uzaktan sesleniliyor. Fussilet Suresi - 44 ALLAH(C.C) nin KUR'AN-I KERİM i arapça indirmesinin sebebi o bölgede indirilmesi ve insanların anlayabilmesi içindir. Yoksa arapçanın en güzel en kudretli en kutsal dil olduğu için değildir. Mühim olan anlamaktır hangi dilde okuduğun duyduğun değildir. Yaratan rabbinin adıyla oku! Alak Suresi 1. Ayet İlk vahyin “oku” emriyle başlaması ve bu emrin iki defa tekrar edilmesi, okumanın ve bilmenin dinde ve insan hayatında ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bakın burada arapça okuyunuz yazmıyor değil mi yoksa yazıyor da ben mi göremedim ?
      1Zaten kuranda bir çok şeyin detayı yazılmadığı gibi Arapça okuyunuz da yazmaz. bunu peygamberimizin hadisleri ve alimlerin delilleriyle birlikte aktardıkları görüşlerini araştırarak kafanda oturtabilirsin. - ciddiyetsizbiri 31.05.2020 19:18:03 |#3793622
      1Yedi acve hurması akabinde deve sidiği fondiple kardeşim o zaman? Enbiya 10'da "Yemin olsun, size bir Kitap gönderdik ki, öğüt ve uyarınız/zikriniz/şerefiniz yalnız ondadır. Hala aklınızı çalıştırmayacak mısınız?" bir Yaradan'dan bahsediyoruz, millete araştır diyene kadar ilk önce sen kendin Kur'an-ı Kerim'i okuyup hadislerin İslam'da yeri olup olmadığını araştırmalısın :] - sozlukteki ata 31.05.2020 19:29:16 |#3793989
      0diyen* bir Yaradan. - sozlukteki ata 31.05.2020 19:29:42 |#3793918
      butun yorumlari goster (6)
    12. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hayatında tefsir okumamış, doğru düzgün bilgisi olmayanlar gelmiş burada Kuran’ı küçümsüyor. Meal okumak yeterli değildir.O zaman ki olayları bilmeden mealleri temellendiremezsiniz mesela Duha suresinin ne üzerine geldiğini neden indiğini biliyor musunuz ?
    13. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bakara suresinde şöyle bir ayet geçiyor "Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler, hem senden önce indirilene. Ahirete de bunlar kesinlikle iman ederler." İlahi (vahye dayalı)dinlerin her zaman ortak bişeyi anlatmak isteklerine inanmışımdır evet temelde ibadet ve yorumlanış bakımından çok farklar var fakat ben özünde bu dinlerin insanlara ortak bir mesaj vermek istediğine aslında özlerinin çok da farklı olmadığını düşünüyorum. Bu üç din de zaman içinde birbirlerine düşman olarak görmüş buna şaşırmıyorum fakat insanların diğer dinlere saygı duyması gerektiğini inanıyorum Mesela çoğu hristiyan müslimanlara terörist gözüyle bakıyor çoğu müsliman da hıristiyanlar hakkında hep kötü düşünür Benim karşı olduğum düşünce bu aslında düşmanca tavır almak için hiçbir sebep yok bu dinlerin anlatmak istediklerine odaklanmak lazım bence .
      1"Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabilerden -gök cisimlerine tapanlar- Allah'a ve ahıret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar." bakara 62, bu bile gayet açık bir ayet bu konuda. - waldeinsamkeit 20.04.2021 00:29:48 |#4144707
      1Evet ben bu ayeti ilk kez okudum daha önce hep böyle düşünmüşümdür yalnız kalıdğımda böyşe bi ayetin olduğunu gördüğüm de kendi düşünceleirm için mutlu oldum . Teşekkür ederim paylaştığın ayet için - sessizbirkimse 20.04.2021 00:33:37 |#4144710
    14. 21
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İçerisinde ilaç gibi ayetlerin olduğu süper kitap. Bazen bana bu kitap o kadar iyi geliyor ki anlatamam ya. Uzun yıllardır en sıkı dostum bu kitap olabilir. --- spoiler --- Musa: Rabbim! dedi, yüreğime genişlik ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimden şu bağı çöz. Ki sözümü anlasınlar. --- spoiler --- Taha suresi / 25-28
    15. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      üstteki entrye duha ve kalem suresi'nden şu ayetlerle katılmak istiyorum; --- spoiler --- 1. Yemin olsun kuşluk vaktine, 2. Gelip oturduğu vakit geceye ki, 3. Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da. 4. Sonrası/âhiret/gelecek senin için öncesinden/dünyadan/geçmişten elbette ki daha mutlu-kutlu olacaktır. 5. Rabbin sana verecek de sen hoşnut olacaksın! 6. O seni bir yetim olarak bulup da barınağa kavuşturmadı mı? 7. Seni şaşırmış olarak bulup da kılavuzluğunu üstlenmedi mi? 8. Seni aile geçindirme zorluğu içinde bulup da zengin etmedi mi? 9. O halde, yetimi örseleme! 10. Yoksulu/bir şey isteyeni azarlama! 11. Ve Rabbinin nimetini söz ve fiillerinle dile getir! --- spoiler --- dahası da bir o kadar muhteşem; --- spoiler --- 1-2. Nûn. (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin. 3. Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır. 4. Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin. 5-6. Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler. 7. Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O, hidayete erenleri de daha iyi bilir. 8. O hâlde yalanlayanlara boyun eğme. . . . --- spoiler --- allah açık en yüce kulunun gönlünü ferahlatıyor. itiraf etmeliyim ki; peygamberime bu yüzden çokça imreniyorum. biliyorum o konumun bir sürü dezavantajı, sıkıntısı, sorumluluğu var. çok çok ağır bir yük. ve fakat ben de insanım be abi. yaradanımdan bana özel, doğrudan, gayet açık birkaç telkine şahit olasım var...
    16. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Birisiyle tanıştım kuranı kerimin tahrif olduğuna inanıyor ,ben sonradan tahrif olduğunu düşünüyor sanmıştım ancak ilk yazıldığı zaman doğru yazılmadığını iddia ediyor. Bu arkadaşın başka birçok görüşü var ve ikidir bilerek bana takılıyor tartışma başlatmaya çalışıyor. Ben de bu akşam düellosunu kabul ettim ve akşama delillerimi toplayıp şak şak önüne atacağım. Cihata gidiyorum arkadaşlar gazam mübarek olsun shhshshs Bu konuda delili, düşüncesi olan arkadaşlar beni bir yeşillendirebilir mi fazla delil göz çıkarmaz . Akşam yazımı hazırladığımda burada da paylaşacağım inşallah.
      1yeşile birkaç şey bıraktım, gözünüzden kaçmasın. - louis froziel 01.04.2024 13:52:34 |#4689978
      0Hemen baktım teşekkürler - omelasibirakipgiden 01.04.2024 14:46:43 |#4689984
    17. 14
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okumaya başladım. türkçesini elbette. her gece okumaya çalışıyorum. geçen gece uyuyakaldım. rüyamda önüme koydular, hem de kaldığım yerden, oku diye. bir yandan da köpek gibi tırsıyorum ya hiçbir şey anlamazsam, olan da giderse diye. ama şimdiye kadar bi falso yaşamadım. kuran'ı okumaya başlamanın sebebi artık sınırda olmam açıkçası. ya diğer sınırın, sınırsızlığında kaybolup gideceğim, ya da öte sınırın sınırsızlığında bir mana bulacağım. çünkü son zamanlarda ben çok fazla şeyin anlamını yitirmeye başladığımı hissediyorum. bu, kaldırması zor bi anlamsızlık. yalnız kuran'da şunu fark ettim. kuran, bize gelecekten mesaj veriyor. sürekli bunu dersiniz, şunu derler ama şöyledirler diyor. cennet ve cehennemden bahsederken özellikle. allah, bize bana şunu bunu diyeceksiniz, bi şans daha diyeceksiniz ama ben bi şans daha versem de yapmayacaksınız diyor. çünkü siz busunuz. ben size olduğunuzdan fazla ne bi şey ekledim ne de aldım. orada herkes "ben yaptım" diyecek. "ama" demeyecek. bu çok güzel bişi aslında. biz bahanelere sığınmaya alışkın ve buna bayılan insanlarız. fakat orada kimseyi, kendini dahi kandıramayacaksın. ben yaptım diyeceksin. şeytan yaptırmadı. ya da bi başkası. ben yaptım, ben uydum, işime geldi çünkü. allah'ın istediği şey de bu özünde. dürüstlük. en çok zihnime kazınansa, sürekli tekrarlanan şu sözler; onlar allah'ı kandırdıklarını zannederler, halbuki yalnızca kendilerini kandırırlar.
      4okumak yerine dinlemek istersen de naçizane şunu tavsiye ederim; #4689971 - louis froziel 11.04.2024 01:22:25 |#4692473
      5İnan bana okudukça başka bir aydınlanma yaşayacaksın. Ve her okuduğunda başka aydınlanmalar. Bir defa hatim etmekle de olmuyor anlayacağın. Çok derin bir mevzu, sürekli farklı detaylar yakalayıp farklı bakış açıları ile düşünme yetisi getiriyor. Allah kabul etsin :) - poetboy83 11.04.2024 01:35:52 |#4692477
      2@sağolasın louis, ama ben dinlerken okumaktan aldığımı alamam muhtemelen. @poetboy beni biraz da korkutan bu ama. aydınlanırsam, ona göre yaşamam lazım. bilip de yapmazsam bu daha acı verici olur. inşallah o gücü bulabilirim kendimde. çünkü allah'ın bi kadın olarak benden istedikleri için büyük fedakarlık ve nefs kontrolü gerek farkındayım. - ikinci nefertiti 11.04.2024 10:43:44 |#4692504
    18. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Uzun zamandır aklımda olan ama cesaret edemediğim davranış biçimidir. Şimdi senin sayende nefertiti bende oturup okumaya başlayacağım. Ben aslında inanıyorum. Sürekli dua ederim, derdimi anlatırım Allah'a. Bazen benim anlamam uzun sürer verdiklerini bazen anında anlarım. Bazen anlamadığım için cezalandırır öyle anlarım ama er geç anlarım. Şuan yazarken ezan okunuyor. Kalkıp okıyacağım. Ama aklıma hep şey takılıyor. Ya ben okuyup her gece bir gece kalkar rakı içersem o zaman onun yüzüne nasıl bakacağım? Şimdi yadırgamayın ben rakı içmeyi seviyorum. Sürekli içmem mesela en son 3 -4 ay önce kuzenim geldi iki duble içtim. Ben rakı içerken sohbet etmeyi sonra o sakinlikle kendimi dinlemeyi seviyorum. Yine o sakinliği istersem?
      0Ama bir durumun içine girmeden ‘ya şöyle olursa ya böyle olursa’ diye geri durmak da ne kadar doğru olur ki sayın yazar ? Sadece bu konu özelinde değil; bence içinizden bu kadar geliyorsa diğer ihtimalleri düşünüp karamsar olmak fayda vermez. Eğer tüm kalbinizle kendinizi bu işe verirseniz ve dediğiniz gibi ilerde bir gün olur da o sohbetleri özlerseniz onu da o zaman düşünürsünüz :) hem o kadar vaktimiz olduğunu nerden biliyoruz ki ? - neolsamacaba 12.04.2024 12:31:52 |#4692813
      0Bende dün itibariyle öyle yaptım. Hatta önce diyanetin sonra elmalılı Hamdi sen okudum. Diyanetin bir takım localarca ele geçirildiğini bakara süresinde gördüm. Tevrat'ı övüyor sürekli. Elmalılı Hamdi meali ile diyanetin arasında dağlar kadar fark var. Yine canım ATAM bizler için en doğrusunu yapmış - intibah_surmenaj 12.04.2024 13:51:10 |#4692838
      0Evet, özellikle de Elmalılı’nın mealini halka ücretsiz dağıttırması.. - neolsamacaba 12.04.2024 19:20:08 |#4692922
      butun yorumlari goster (4)
    /