insanlar

bunu yazanin bu gruba girdigini sanmiyorum

Tövbe bismillah allahım mübarek ramazana girerken. (bkz: tekbir)

ibrahim tatlıses'in mükemmel şarkısı. link

iki yüzlüdür,herkes iki yüzlüdür aksini iddia eden ne bileyim iki yüzlüdür

dünya yeterince kötü, insanlar da bu kötülüğü ellerinden geldiğince arttırıyorlar" der (bkz: franz kafka) ama bir başka yerde de "dayanılmaz olan aslında yaşam değilmiş, insanlarmış." der. haklıdır. dayanma gücümüzü bitiren, bizi pişman eden, yoran dünya değil,tanıştığımız insanlardır. bunca savaş bunca kötülük mavi gezegenin suçu olamaz ki. bir savaşın ortasındayız sebebi insanlar ve içlerindeki hırs. güncel olmak gerekirse dünden beri yaşadıklarımız dünyanın suçu mu yani? değil.

dünyanın başına gelen en kötü şey

bir insan vardır birde insan olmayan.

insanlar kendilerine en büyük kötülükleri kendisi yapan tek ırktır.

"miktarıncayız, karınca kararıncayız... canımda bir can saklıyız, bir kalpte bin his saklarız. zahir ve batın kavgamız, dışarda içte saklımız. dışardan nasipsiz, içte gizli gizli sakladıklarımız... kimseden habersiz sandıkladıklarımız, gecikmiş farkındalıklarımız. sahtekar çıkarken dürüst sandıklarımız, acı sözler etmiş, arkamızdan ağzını balla kapattıklarımız. hepsi mız mız... kötü konuşmuş ardımızdan, adını iyi andıklarımız. kurtlanmış, topladığımız fındıklarımız. dağılsın, defolsun zındıklarınız. hak yiyenler! çıksın midenizden tıkındıklarınız. ver de yansın... toz değmesin üzerine diye, sakındıklarımız. tozu dumana katan yıkık binalarınız. o tozdan geriye kalan, bizim çatlak dudaklarımız. patlak ciğerimiz, sağlam ayaklarımız, duysun kulaklarınız..."

ah insanlar neden hep başkaları olmaya çalışır ki kendin olmak varken. ikili ilişkileriniz çıkar üzerine kurulu. kaliteli insan olun der herkes neye göre kaliteli kime göre kaliteli? herkes kendi kafasındaki kaliteli insanı sıralar buraya. çok film izleyen film kültürü olsun der mesela. bence kendiniz olun. iyiyseniz kaliteli bir iyi, kötüyseniz kaliteli bir kötü olursunuz böylece. ve insanlar medyum değil, eğer kendiniz gibi olursanız yine sizin gibi insanların dikkatini çekme olasılığınız artar ve güzel bir çevre de edinirsiniz hem. içinizden geleni yapın.

insan bazen sinirlenir. kırıp dökmek ister. uğraşıp emek verdiği halde, gerçekleşmeyen hayalleri gelir aklına. kaybettiklerini, başaramadıklarını düşünür. sonra kahreder yaşamına. kimi bunu sessizce yapar, kimi haykırarak. bazıları da boş vermeyi tercih eder. yansa dünya umurunda olmaz onların. hayatlarında ne gam ne de keder vardır. insan, gözyaşı döker; bazen sevinçten, bazen de hüzünden. bazıları bilmez ağlamayı; öylesine derinden hissettiği hisleri yoktur çünkü. insan yorulur; hayatın yükünü üstlendiğinde. nefes almak için kısa bir mola ister hayatından. kimisi de yaşamını hızla tamamlamak ister, dur durak bilmeden. ama bu insandan çok, tanrıya ve yarattığı kadere bağlıdır. kalabalıklar içinde olmak ister insan; yalnızlığını unutmak için. kimisi de kendisiyle baş başa kalmak ister; ya da sevdiği birkaç kişiyle. kimisi aşkla yaşar, kimisi nefretle. kimisi korkularıyla uyur, kimisi huzurla. kimisi yerde arar mutluluğu, kimisi gökte. benzemez ki, kimse kimseye. kibarı da var, kabası da, yalancısı da var, dürüstü de, zengini de var, fakiri de, duygusalı da var, hissizi de, cahili de var, bilgini de, miskini de var, çalışkanı da, siyahı da var, beyazı da, oralısı da var, buralısı da. çeşit çeşit ve milyonlarca insan var. içinde bulunduğumuz onlarca ortak payda var. ve her birimizin işlediği ortak bir suç var; asırlardır birbirimizi anlamadık, anlamaya çalışmadık. bu; nuh nebi’den kalma işlediğimiz en basmakalıp suç...

bazıları çok düşüncesiz kendi idrak yollarınıza ve kalbinize kaya oturmuş olabilir ama insanları öyle istediğiniz gibi uzemezsiniz

günümüzde bedenen insan ama içinde kalp taşımayan varlıklara verilen genel isim

insanlar birazcık vefasız,biraz da unutkan ve aptal,aptal,aptal.

umutsuz vaka.

pardon insan derken? insan mı kaldı sizce. hayvanları andırıyoruz ve bu daha da artmakta.

neden kendilerini bu kadar yorarlar, anlamıyorum.

hangi çiçek, diğerini “sarı açtı” diye ayıplar? hangi kuş, “farklı ötünce” diğerine yasak koyar? derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar. ah insanlar! her şeyi bulup kendini bulamayanlar… (bkz: charles bukowski) irkçılık biz insanlara has bir durumdur.. i̇nsana sadece insan olduğu için değer vermeyen tüm mahlukatlar yer yarılsında içine girsin..

aptallar

nankör varlıklarız.. severler sevmeyiz bişeyi çok isteriz elimize geçince kıymetini bilmeyiz, özleriz adım atmayız, severiz peşine düşmeyiz çünkü sevgimizden önce gururumuz vardır, yanar dönerli varlıklarız, işimize gelirse harekete geçeriz, hayatımızdan birisi çıktığında onun bize kattığı degeri anlarız sevmeye o zaman başlarız. ölüm bu kadar yakınken görmezden gelip kalp kırmaya devam ederiz. ama insanız demi...

değişikler ve kusurları her ne kadar zoruma gitse de arkadaşım olmaması üzüyor.

nefes almaya çalışan ölü bedenlerdir

insan mıyız artık emim olamıyorum. apartmanda bazen komşularla (bizzat amcam yengem ve çocukları) karşılaşıyoruz birisi bile selam vermiyor. durakta görüyorum kafasını diğer tarafa çeviriyorlar, ben konuşuyorum. nasıl yaratıklar oldunuz siz ya? bir merhabayı selamı çok görüyorsunuz. en alakasız adını bilmediğim komşumuz arkadaşıma bana iyi günler diyor. bu kadar mı umursamaz oldunuz, insani duygularınızı yitirdiniz? kimse kimseye selam vermek zorunda değil, modunda değildir ama gülmek bile sadakayken insana yokmuş gibi muamele yapılması iğrenç bir şey. girdiğim yerlerden çıkarken oradaki çalışanın yapması gereken şeyi yapıyorum güler yüzü ben takınıyorum. neden bu kadar mutsuzuz? akşam bakkaldan çıkarken iyi akşamlar dediğimde o kadar mutlu oluyorum ki. insanlar insan olmayı iletişim kurmayı unutmuş.

kendi türümü anlayamıyorum arkadaş bu nasıl iş

çok fazlalar. çoğu da bir boka yaramıyor

çok değişik yaratıklar. 20 dakika önce finalden çıktık 20 dakikadır sorular hakkında konuşuyorlar. ulan çözmek bu kadar sürmedi, dedikodusu nasıl bu kadar sürebiliyor bre amına koduklarım? bu dangalakların muhabbetine dahil olana kadar sınava girdiğimizi bile unutmuştum ben amk. iyi ki insan değilim.

iyi geceler arkadaşlar. insanlar, ne yazık ki her şeyi sadece kendi bilgileri dahilinde olduklarını sanırlar. kendilerini öne sürmek,en ufak cümlesiyle olasa bile öne atılmaktan-dikkat çekmekten- haz alan varlıklardır. istisnalar vardır elbette ama işte, keşke her zaman o istisnalarla karşılaşsak. her şeyi ciddiye alanlar var örneğin, her şeye mantıklı bir açıklama getirmeye çalışan. onlar hiçbir zaman mutlu olamayacaklar ya da stabil kalacaklar diyelim. her şeyi ben bilirim diyenler var,tek cümlesiyle karşındaki insanı tanıdığını sananlar var. yazdıklarını,söylediklerini cevap verilmediği için kendini bir bok, affedersiniz daha uslublu bir deyişle haklı sananlar var. siz insanları her zaman karmaşık anlaşılmaz bulanlar her gün bunlardan şikayet edenler,o küçük dünyanızda insanları tek cümleleriyle tanıyamazsınız amınakoyım.

insanlar iyi değiller gerçekten. bu gün kahvede bir masada okey oynuyorlardı arkadaşlar yanlarına oturdum bir iki oyun sonra gitmemi istediler. ben yanlarındayken şanssızlarmış taş gelmiyormuş. artık kimseye selam vermeyi bırakın yanlarına dahi oturamıyoruz. daha öncede yaşadım bu durumu ama onlar normal insanlardı. artık arkadaşlarım da bunu söylüyor. gel de asosyal olma, evden çıkma. ondan sonra yok sen hastasın yabanisin..

Kurban grubunun 2005't çıkardığı üçüncü albümü albümdeki favori parçamKurban-insanlar

"i̇nsanoğlu tuhaftır her söze pek aldırmaz ibne dersin kızar da, sikersin aldırmaz."

insanlar gercekten inanilmaz tuhaf. sadece san sohret ve para veya sadece saygi duyulmasi ugruna kendilerine gucu yetmeyen, sesini cikartamayan her turlu varliga eziyet etmeyi kendilerine hak saniyorlar. yani cok acimasizca. gercekten inanilmaz.

Cidden anlamıyorum, bu nedir Ya? Siz nasıl insansınız? Bir çocuğu engelli, benim çocuğumun psikolojisini bozuyor diye okuldan attırmaya çalışmak, aklım almıyor gerçekten. O çocuk zaten yaşıtları gibi olamıyor diye üzülüyorken siz nasıl böyle bir şey yapabiliyorsunuz? Diyecek söz bulamıyorum... Bi insanı fiziksel eksikleri ile küçümseyen, zaten onlar kötü hissederken daha da kötü hissettiren tüm insanlardan tiksiniyorum.

Wiliam Gibson der ki: "Kendinize depresyon ya da itibar kaybı teşhisi koymadan önce çevrenizdekilerin aşağılık insanlar olmadıklarından emin olun."

çok fazla konuşuyorlar. o kadar ses ve düşünce kirliliği var ki başım ağrıyor artık. biraz susun ve yaşayın. beş dakika sonramız garanti değil. vallaha belli değil. hep mi en kötüsünü düşünür insan? olumsuz düşünceden bahsetmiyorum, kötü, şeytani, hain, iğrenç. sanki bi bok sineği yumurtlamış da binlerce yumurtadan bok sinekleri uçuşuyor vızıldayarak. ses kirliliği. öleceksiniz ve kendi bokunuzla gömüleceksiniz. farkında mısınız?

her şeyi bildiklerini sanıyorlar. açıklama yapardım ama bence fazla söze gerek yok.

kurban grubunun 2005'te çıkardığı albüm. ayrıca aynı ismi taşıyan güzel de bir şarkıları var. --- spoiler --- Birisi susmuş, küsmüş; niye? Diğeri der ki: "her şey zevkte" Biri de durmuş sadece bakar Öteki kafayı bozmuş yemekle Güneşi sevmez, hep geceyi bekler Koşuyor sanır, sadece emekler İnsanlar görmezler İnsanlar bilmezler İnsanlar duymazlar Ne yapsın insanlar Geceye doymuş şu dünyada Yürü de düşme, şansın varsa En iyisi oyalan sen kendinle Kimseyi yorma boş derdinle Verince alır, fazlasını ister Seninle uyur, başkasını düşler --- spoiler ---

Alışanlar, delirenler ve ölüp gidenler olmak üzere 3 kategoriye ayrılırlar. Belki de daha fazladır efendim bilemeyiz. Ölerek kurtulamayan zavallı insanların çoğu alışmak ile delirmek arasında gidip gelirler. Mantıklı olanları alışmaya daha yatkındır. Basit bir hesap yaparlar ve en az zararlı durumun alışmak olduğunu savunurlar. Duygusallar ise buna karşı çıkar ama mantıklılara karşı iyi bir argümanları olmadığı için hiçbir tartışmayı kazanamazlar. Zaten duygusaldır onlar. En çok kendileriyle tartışırlar ve kendileri üzülmesin diye bilerek kaybederler. Bu kadar hengamenin arasında belki de bir miktar delirmek ve her şeyi hafife almak iyi gelirdi. Neyse efendim. Ölüler de kendi arasında birkaç kategoriye ayrılırlar. Edebiyat geliştiği için ve ölüme her gün yeni anlamlar yüklendiği için bugün bu kategorilerin sayısından emin değiliz. İnsanlar ölümden o kadar çok korktu ki onu tanımaya çalıştı. Sürekli araştırıldı ölüm. Masaya yatırıldı ve bilim adamları tarafından incelendi. Bilim adamları işin sırrını çözemeyince din adamları "bir de ben bakıyım şuna" diyerek aldılar ölümü. Ölüm sürekli çeşitli meslek grupları tarafından bir oraya bir buraya çekiştirildi. Çünkü insanlar bilmediği şeyden korkarlar. Ölümü bilerek korkularını bitirmeyi amaçladılar ama olmadı. Hala orada ne oluyor ne bitiyor bilmiyoruz. Neyse ki uzun uzun yaşayarak bu merakı arttırma isteğinde değiliz. İnsanlar ortalama 70 yıl falan yaşarlar. Dünyada yaşamın başlamasından bu yana tam kırk iki milyon sekiz yüz elli yedi bin yüz kırk iki kere 70 yıl geçmiştir. Bu duruma bakılacak olursa insan pek de dikkate alınacak bir canlı değildir. Yine de her insan kendini biricik ve önemli zanneder. Hepsi kendi filminin baş rolündedir.

nankördürler acıma yetime döner koyar g*tüne.

Tuhaf canlılar Hadlerini aşıyorlar, farkında değiller.

bir ideolojinin veyahut dinin sembollerini aleni üzerlerinde taşıyıp, öğretilerinin zıttı hareketlerde bulunmaları tutarsızlığının eleştirilemez olduğunu düşünecek kadar ahrazlar. misalen şu fotoğraf ne kadar da saçma değil mi sorsan "sistem böyle, sistemi içeriden fethedene dek ona uyacağız" vb. zırvalarla kendilerini avutuyorlar. hâlbuki ideolojinin bayrağıyla karşıt ideolojinin mekanına gitmesen kimse sana bir halt demez öyle değil mi? diğer kategoriden de örnek vermeye hacet yok, beyni olan algılar zaten. neyse, eğitim şart...

"özel değiller. güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi değiller. işleri değiller. paraları kadar değiller. bindikleri araba veya kredi kartlarının limiti değiller. iç çamaşırı da değiller. her şey gibi çürüyen birer organik maddeden, bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden, yeri geldiğinde dalga geçen, yeri geldiğinde gülüp geçen pisliklerinden başka hiçbir şey değiller." -chuck palahniuk

..insanlar, ağaçlar, evler aramızda duvarlar gibi

insanlar başaklara benzer. içleri boşken başları havadadır. doldukça eğilirler. -montaigne

Anlamlandıramadıklarımdır. Ulan herkes bi youtuber, herkes bir tiktoker, herkes bir mizahşör, herkes bir influencer, herkes bir make up artist, herkes bir ilişki uzmanı, herkes bir akıl hocası ama herkes de bir psikolojik hasta, herkes güvenilir biri ama aynı zamanda herkes güvenilmez, herkes bir dedikoducu, herkes bir iletişim engelli, herkes bir rahatına aşırı düşkün, herkes bir tembel, herkes bir çıkarcı. Herkes bir........

İstemiyorum sizi tanımak kimseyi hiçbirinizi bi salın beni yav