bugün
yenile
    /
    1. 11
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''sözlü bir masturbasyondur.'' (bkz: irrational man)
    2. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      günümüzde içi boşaltılacak kavram olmaya adaydır. (bkz: felsefe yapma) şeklinde değersizleştirilmeye çalışılır.
      1yarin felsefe sinavim bunu kullanicam :d - solocunuz 21.11.2016 20:40:47 |#2920222
      0sorumluluk kabul etmiyorum. :) - muhalif 22.11.2016 03:11:54 |#2928795
      2bir dokturmusum varyaa :d - solocunuz 22.11.2016 18:00:33 |#3780691
      butun yorumlari goster (5)
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “gölge etme başka ihsan istemem.” cok severim cok sozude soyleyenide
    4. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      fight club, otomatik portakal gibi filmleri izleyip(kitaplarını okumazlar çünkü filmi var) birde sofie'nin dünyasını okuyan herkes yapıyor. o işler öyle kolay mı lan.
    5. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yapın,yapmaktan korkmayın. felsefe yaparken liberalizmi sorgulayın. oradan sözlüğe gelin,modların neden liberal bir zihniyete sahip olduğunu sorgulayın. sonra çıkın oradan,sevmediğiniz bir şeyi sorgulayın. yeterince sinirlendikten sonra eğitim sistemine girin ve ''ideal türk eğitim sistemi nasıl olmalıdır?'' bunu sorgulayın. bu süreçte şahsen ben halimden memnun bir şekilde uyuyorum veya mola verdiğim derse devam ediyorum.
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kelime kökü philo+sophia dır. türkçe anlamı "hikmet sevgisi" veya "bilgelik sevgisi"dir.
      0o zaman hikmet=bilgelik ? - basshunter 28.03.2016 23:56:26 |#2590640
      0evet, hikmet bilgelik, bilgelik hikmet demek. - nilaylaylay 28.03.2016 23:57:58 |#2590685
      0o zaman benim dayım çok bilge bi insan.. dayımın sevgisi ise felsefedir.. tanıştırayım dayım hikmet.. hikmet nilaylaylay.. - basshunter 28.03.2016 23:59:00 |#2590673
      butun yorumlari goster (4)
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok gariptir çağımızda işler o hale geldi ki felsefe, anlayışlı insanlar arasında bile, ne teorik ne pratik hiçbir faydası ve degeri olmayan, boş ve kuru bir laf olup çıktı.
    8. -2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kuzenimin okuyuk ateist oldugu bölümdür
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok seviyordum bu sene felsefe dersini hocamız biraz deliydi acayip eğlenceli ders işliyorduk
    10. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      lisede doğru düzgün göremedik dersini... sınıfın haylazları hoca derse başlarken (bazen) "aaağğğhhh galiba ateyiz oluyorum!!! deliriyoruuğğğmm" diye bağırıyordu. bazıları dua etmeye başlıyordu 'delirenin' yanında. sebep? ders kaynatmak. sonuç? ders kaynıyordu. diğer sonuç? sınıf, felsefe sınavlarından düşük notlar alıyordu. (bkz: ne çektim be sözlük) (bkz: bakınız bunu da yaptılar)
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ilgili olanların sofianın dünyası okuyup en azından yüzeysel olarak felesenin başlangıçını, türlerini, ve tarihini öğrenmeleri mantıklıdır. hatta şiddetle tavsiye ediyorum. ondan sonra bir kaç düşünce okuyup ordan burdan duyup saçma salak artislik taslayan insancağızlara da bir şey demiyorum zira zaten belalarını bulmuşlar.
    12. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      az felsefe insanı tanrı tanımazlığa, derinlemesine felsefe de tanrıya götürür. (bkz: francis bacon)
    13. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okuyana salak, yapana işsiz gözüyle bakılan, tarihin hiçbir döneminde anlamını ve -günümüzü saymazsak- değerini yitirmemiş olan düşünce bilimidir. evet düşünce bilimi olduğunu düşünüyorum zira günümüzde düşünmek kolay kolay yapılabilen bir eylem değil. bilgiyi ve düşünmeyi öğütleyen bir dalın günümüzde bu denli değersiz oluşu ise ayrı bir üzücü. felsefe bilgiyi, bilgiyi kullanarak yaşamın sırlarını ve mutluluğun yollarını bulma işidir. çağımızdaki mutsuzluğun sebeplerinden biri de bilgiden ve düşünmekten uzak düşmemizdir. bu yüzden okuyun, okutun ve yapın. "iki tür insan daima açtır, biri bilgiyi, öteki parayı arayandır."
      1felsefe bir düşünce bilimi değildir. öyle dersen bilimin bir kolu olmuş olur. ama tam tersidir. felsefe bilimin temelini atar. soru sormak, merak etmek felsefe ile başladı. sonra bunlara araştırmak, kanıtlamak gibi şeyler de eklendi ve bilim ortaya çıktı. - finito 08.11.2016 20:29:33 |#2978070
    14. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''felsefe utanmazlığın çağdaş biçimidir.'' (bkz: albert camus) ''felsefe, genelleştirilmiş bir matematiktir.'' (bkz: baruch spinoza) ''felsefe, aklımızın dille büyülenmesine karşı verilen bir savaştır.'' (bkz: ludwig wittgenstein)
    15. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      deneme sınavlarında türkçe paragraflarından daha ağır ve uzun soruları olan ama türkçe paragraflarıyla hiç alakası olmayan soruları var. bu derece düz mantık bana ters aq çözemiyorum ya huy oluyorum.
    16. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      varlık felsefesi en sevdiğimdir ben düşündükçe var dünya, ben yoksam o da yok
      0şeylerin bizim algılarımızca var oluşu gibi, berkeleydeki gibi. ama lenin'in berkeleyi tokatladığını da unutmamak gerekir. - nicholai hel 05.01.2017 20:27:03 |#2879544
      0fazıl say?? - mavimajezik 05.01.2017 20:38:03 |#2880765
      0evet :) - mayonezsevmem 06.01.2017 06:19:13 |#2892729
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bence çok gereksiz yani nasıl anlatsam adamlar hayatlarını düzene sokmuşlar artık işsizlikten düşünmeyi düşünelim demişler ortaya hiç alakasız birşey atmışlar hayatın bir parçasını ben bunda iyiyim diye koymuşlar çok gereksiz yani felsefe diye birşey yok aslında düşünmek var
    18. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatımıza felsefeyi sokmalıyız. dinin bile felsefesi vardır. felsefe denilince aklınıza hemen ateizm bilmem ne gelmesin. düşünmek lazım. islam dininde bile en makbulu düşünerek allah'a ulaşmaktır.
    19. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      düşünme sanatı ve zanaati. ortaokuldan itibaren öğretilmeli.
    20. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      niçe okuyun.
    21. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      denemede 1 defa fulledim. bir daha göremedim. en son bu gun - nete duşmuştum allah belamı verdi galiba.
    22. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "az felsefe insanı tanrıtanımazlığa, derinlemesine felsefe de insanı tanrı'ya götürür." - francis bacon
    23. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ilkokuldan itibaren alınması gereken eğitimdir sorgulamayı öğretir insana ben tercih etmiyorum ama hani halkımızın bir kısmı için koyun diyorlar ya hah işte öyle olmayı engeller sorgularsın ne-neden-niçin-nasıl-ne zaman sorularını sık sık ardınsıra sorup doğruyu bulmaya yöneltir insanı.felsefeye romanla başlamak heveslendirir bilinen felsefecilerin kitaplarını alıp okursanız direkt sıkılabilirsiniz ülkemizde çok taktir ettiğim bir felsefeci vardır (bkz: caner taslaman) diye bilinenin aksine islamı sorgular hatta islam'ın evrimi kabul etmiş olabileceğini iddia eder.felsefi ve illüstrasyonlar içeren bir roman tavsiyesinde bulunayım alfred kubin-diğer taraf okuyun ilginizi çekecektir.
    24. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      özü şüphe ve sorguya dayanır amma velakin ergenlerimiz var bizim ülkenin. yunan filozoflar ve büyük ortadoğu filozofları hayatları boyunca hayatın sırrını ararken bir gün birkaç ergenin bir felsefik akımı takım tutar gibi savunup, "ben doğru biliyorum sen bilmiyorsun tmm mı slk" tarzında öğretilerini savunacaklarını tahmin edemezlerdi. yazık okudum biliyorum sanıyor bizim mallar.
      0boşver dostum, oku düşün sorgula öğrenmene bak. onların jargonunda konuşmak zorunda kalıyorsun sonra, marxa durkheima engelse spinozaya mahcup hissediyorsun boşver dostum öğren sen , gönüllü çıkarsa ona da aktar bilgini. - nicholai hel 13.04.2017 03:14:29 |#3180796
      0ben öğrenmekten okumaktan vazgeçmem zaten hocam. sadece bizim insanımızla ya da anlamayacağını bildiğim insanla tartışmayı bırakırım o kadar. - sohrab 13.04.2017 03:17:57 |#3181372
      0bölüm ne? - rabiaaabl 13.04.2017 03:19:30 |#3180732
      butun yorumlari goster (7)
    25. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      felsefecilerin en ilkeli, en gerçek olanı çocuklardır. 0-6 yaş. sonra okula başlıyoruz.
      1"ben zeki doğmuştum, beni eğitim mahvetti." - mark twain - finito 10.06.2017 19:31:38 |#3616326
    26. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şunu da şuraya bırakıyorum; (#1565155)
    27. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hiç bir şey yoktur.olsa bile bilinemez.bilinse bile başkasına aktarılamaz -gorgias
    28. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aslında bu yazı bir şeyler araştırıyordum o zaman karşıma çıktı.Bu samurayların felsefesiymiş adı da 'Bushido felsefesi' sonra biraz okudum ve ne kadar güzel ilkeler olduğunu gördüm.samurayların çok keskin ve katı kuralları vardır.bunlar taa küçükken zihihnlerine yerleştirilen düşünceler sayesinde oluyormuş.sadece öldüren savaşan biri değiller aynı zamanda yaşama ve insanlığa da biro kadar saygılıymışlar meğer. benim bu felsefeden çıkardığım bu oldu .Sonuç olarak korkulardan arınmış,düşmanlarına karşı son derece acımasızken masum kişilere de bir o kadar merhamet gösteren biri haline gelmişler.benimsedikleri ilkeler ise şunlar ; 1-Gi (Dürüstlük ve Adalet): Samuray insanlarla ilişkilerinde mutlaka dürüst olmalıdır. Adalete inancı tamdır, gerçek bir samuray için, dürüstlük ve adalet konularında grinin tonları yoktur. Tek bir doğru ve tek bir yanlış vardır. 2-Yu (Destansı Cesaret): Bir kaplumbağa gibi kabuğuna saklanmak hiç yaşamamak demektir.Samurayda bir kahramanın cesareti olmalıdır. Samuray tüm tehlikelere rağmen cesaretini kaybetmedikçe hayatını tam olarak, dolu dolu ve harika bir biçimde yaşayabilir. Destansı cesaret, zeka ve güçle beslenir, gözü karalıktan uzaktır. 3-Jin (Merhamet): Aldığı eğitimin sonucu olarak samuray hızlanır ve güçlenir, yetenekleri gelişir. Sıradan biri gibi değildir. Ancak farklılığı herkesin yararına olmalıdır. Geliştirdiği gücü pozitif olarak kullanmadıkça bir hiçtir.Şefkatlidir. Diğer insanlara her fırsatta yardım eder. Kılıcını kan dökmek için amaçsızca kınından çıkarmak samurayın ruhunuda katanasındaki kan gibi kirletecektir. 4-Rei (Kibarlık-Nezaket): Samurayların gaddar olmak için hiçbir nedeni olamaz. Güçlerini ispatlamaya ihtiyaçları yoktur. Bir samuray düşmanına karşı bile saygılıdır. Saygının bu dışavurumu olmadığında, hayvanlardan farkımız kalmaz. Bir samuray sadece dövüşteki gücü yüzünden saygı görmez, diğer insanlara davranış biçimiyle de saygı görür. 5-Makato (Katıksız içtenlik): Samuray bir şeyi yapacağını söylemişse, o şey olmuş demektir. Yapacağım dediği şeyi tamamlamasına hiçbir güç mani olamaz. Söz vermesi ya da vaatte bulunması gerekmez. Sözlü olarak söylemesi bile o şeyin yapılmasının başlangıcını oluşturur. Söylemek ile yapmak arasında hiçbir fark yoktur. 6-Meiyo (Şeref): Samuraya göre şerefsizlik bir ağaca musallat olan hastalığın yarattığı izlere benziyordu, zamanla iyileşmez aksine giderek genişlerdi. Samurayın onurunun tek yargıcı kendisi, şerefinin tek terazisi kalbidir. Verdiğin kararlar ve bu kararların nasıl uygulandığı gerçekte kim olduğunun bir yansımasıdır. Kendinden saklanamazsın. 7-Chu (Görev ve Sadakat): Samuray için, bir şeyi yapmak ya da bir şeyi söylemek, o şeye sonuna kadar sahip çıkması demektir. Bundan ve bunun ardından gelecek tüm sonuçlardan sorumludur. Bir samuray üstlerine müthiş sadık, sorumlusu olduğu kişilere karşı son derece hakikatlidir. ne işimize yarayacak ki bunlar gibi düşünceler olabilir,bu ilkeler tüm insanlık için geçerli aslında bunları uygulayıp da birinin mutsuz olması veya başarısız olması çok çok az bir ihtimaldir eminim.ayrıca detaylı okumak isteyenler için de link bırakayım şuraya bi yere Bushido – Samurayın 7 Erdemli Hayat Felsefesi
    29. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hani şu felsefe'yi böyle alışılmışın dışında kelimeler kullanmaktan ibaret görüp anlaşılmaz üslupla derdini anlatmaya ya da çok ulvi şeylerden bahsediyormuş gibi göstermeye çalışan küçük çaplı filozoflar var ya? ben onlara uyuz oluyorum. bir de felsefe terimleri fazlaca kullanınca cümlelerini kutsadığını zanneden tipler vardır ve bu üslubu önemsemeyenleri avam kabul ederler. :))) komik olum bence valla bak. literatür taramak, literatüre hakim olmak sırf felsefe için değil tüm bilimsel alanlar için önemli bir meziyettir. ancak işin sadece bir yönüdür. kesinlikle yetmeyeceği gibi kritik bir nokta değildir. bu biraz şeye benziyor "shakespeare ingilizcesini konuşamıyorsan ingilizce konuşamazsın, konuşmamalısın, saçmalarsın, saçmalıyorsun." demek gibi. allah allah bak sen şu işe? bu tip çakma entelektüellere ayar oluyorum nedense felsefe denilince de aklıma ilk olarak bu geliyor amk. tıp denilince, biyoloji, astronomi, fizik, kimya, sosyoloji falan denilince öncelikle bunlar gelmiyor ama felsefede bunlar geliyor. çünkü felsefe bilim değildir. bilimin kaynağıdır. bilim felsefenin alt koludur. bilim başta olmak üzere insandan çıkan hemen her şey felsefede birleşir. bilimin ya da başka özelleşmiş bir konunun metotları ve sınırları vardır saçmalarsanız açığa çıkarsınız. ancak felsefenin böylesi kümülatif yapısından olsa gerek sınırları yoktur. apriorik olarak kabul görmüş metotlarının olmamasının yan etkisi olarak saçmalığa anlayış gösterilir. (kümülatif ve apriori ne demek bilmeyen bi zahmet okumasın yani alsdjlaksjdlks) birisi çıkıp sana "yer çekimi yoktur gök itimi vardır" ya da "dünya düzdür" derse saçmalığını açığa çıkartabilecek bilimsel sınırlarınız, referans noktalarınız vardır. felsefe ise referans noktalarının öncesinde başlar sonrasına kadar uzanır. konuşmanın hangi noktada söylediği haliyle önem kazanır. çünkü yığılmış bir dağ şeklindedir felsefe. 2017 ile 1907 arası fludur. felsefenin temelde böyle bir zaafının olması ise ağdalı kullanılmış terimsel üslup ile birleştirilince saçmalık kolaylıkla gizlenir. yani demem o ki gözlemlediğim basit bir eğilim var; söyleyecek bir şeyi olmayan her hangi mürekkep yalamış bir andavallı felsefe alanının teknik terimleri ile hiçbir şey söylemeden bir şeyler söylediğini iddia edebilir. bu büyülü üslup ile sana "anlamıyor olabilirsin ama bu benden dolayı değil senin çapın yetmiyor" hissi kazandırır. bana sorarsanız felsefe bu kadar zor olmamalı. tüm kalbimle söylüyorum derme çatma da olsa, yetersizlik sonucu saçmalama sonuçları da doğursa felsefe tüm insanlara ucundan kıyısından mutlaka bulaştırılmalı. i̇nsanlar felsefe havuzuna en azından ayaklarını sokmaya zorlanmalı. şevklendirilmeli. bunun fazlasıyla zararı olacaktır elbette. en azından ilk etapta. ama benim bahsettiğim felsefe üzerine insanların üretim yapması değil. i̇nsanların felsefeyi ciddiye alması. i̇nsanların eline son derece ağır metinlerin zorla tutuşturulmasından bahsetmiyorum. tekrar ediyorum literatür taramak felsefe ile doğrudan ilişkili değildir. o başka bir entelektüel uğraştır ama tam anlamıyla felsefe bu değildir. bugün felsefe; toplumun ciddi bir kesimi tarafından hem ciddiye alınmıyor hem de anlaşılmıyorsa eğer "bilgelik sevgisi" anlamına gelen bir başlığın tamamen yanlış lanse ediliyor olmasından kaynaklı. benim felsefe adına başlığına daha yaraşır bir önerim var. ya da tanımım var. her şeyden önce felsefe insana dair en kıymetli hazinedir ve bana göre insandan çıkan bu kavram en büyük "yaradılış" ve "antropik ilke" delilidir. çok netim bu konuda, felsefe yapabilmek yaradılışın en büyük delillerindendir. peki felsefe nedir? "i̇nsanın soru sorabilme cesaretini gösterebilmesidir." felsefenin özü tamamen bundan ibarettir geri kalan teknik terimler işin sadece akademik ve birikimli alana aktarılmasından ibarettir. i̇nsanların soru sorma cesaretini kazanması zorunludur. tüm teknolojik ve toplumsal devrimler tam da bu noktada başlamıştır. soru sorabilmeyi başaran insanlar yaradılışın gereğini yapabilmiş ve özünü bulabilmiştir. neden? çünkü sorma cesaretiyle özünü aramaya inanmıştır. tamam kabul ediyorum. bazı soruların bazen gerçekten cevabı yoktur, olmayacaktır da ama sorarak cevapsız soruların neler olduğunu da öğrenme şansına erişiriz. zaten soru sormak her zaman cevap aramak değildir bazen soruları keşfedebilmek de öğrenmeyi sağlar. sınırları öğrensek o bile kafidir. hani o "anlamayan varsa sorsun çocuklar" diye sınıfa dönen parmak kaldıran olunca da anlamadığı noktayı küçümseyen öğretmenler var ya hani? i̇şte onlar felsefenin katilleridir, bilgiye olan sevginin düşmanlarıdır. komik ya da küçük soru yoktur. bilgiye olan aşkını ilan etmiş cengaverler vardır. başta, insanlar felsefeye zorlanmalı demiştim ama aslında tam tersini nesiller boyudur yapıyoruz. dünyayı yeni keşfeden çocuklarımızın sorularından sıkılıyor, onların sorularını komik buluyor, küçümsüyor ve hatta sıkılıp susturuyoruz mesela. i̇şte bu sistematik olarak insanların felsefeye yani "soru sorabilme cesaretine" vurulmuş en büyük darbe oluyor. sigmund freud'un "baba" ya da ailedeki "mutlak otorite" düşmanlığı da hayırsız evlat olmasından değil ata bireylerin bu dayatmacı anlaşından kaynaklanıyordu bence. çünkü biz insanlar daima bütün cevaplanabilecek soruları cevapladığımıza inanıyor ve soru soran çocuklarımızın o küçük(!) ve saçma(!) sorularını bir kenara bırakmasını istiyoruz. onlara onaylanmış kendi doğrularımızı dayatıyor ve onları soru sormanın pratikte yasaklandığı, sadece tartışmasız cevapların verildiği okullara gönderiyoruz. soru sorma şevki kırılan insanın bilgiye olan küskünlüğü elbette artacaktır. neden üçgenin iç açılarının 180 derece "kabul" edildiğini sorma cesareti elinden alınan çocuğun bu bilgiyi kalıcı belleğine alma gibi bir şevkinin olması aslında o kadar da beklenemezdi. soru sorabilmek bilgiyi istediğinin belirtisidir. bu pozitif özelliği engellediğimiz için çocukların bilgiye istenç duyması için suni sebepler inşa ettik. halbuki soru sorabilmesini teşvik etseydik suni sebeplere gerek kalmayacaktı. soru sorabildiği için cevabı da isteyecekti. biz ise "bu bilgiyi soramazsın ama biz sana veririz" dedik. peki neden? neden eksikti. öylese şöyle söyleyelim denildi; "bu bilgiyi almak zorundasın çünkü hayatın için önüne şu sınavları koyduk ve bu sınavlar için bu bilgilere ihtiyacın var." bilgi'nin tetikleyici unsuru soru ile oluşan bilgiye olan sevgi olmayıp basit bir meta olunca o meta ile birlikte bilgi de önemsizleşmeye başlamıştı. sınavlardan çıkınca hafızamızın anında suyunu boşaltmasının ardında yatan sebep bence buydu. bilgiyi ona duyduğumuz sevgi ve meraktan ziyade basit bir sınav için kazanmak istedik hafıza amacı gerçekleştirdiğinde anında çöpe attı o bilgiyi. yaradılış delili olarak gördüğüm felsefe yani "soru sorabilme cesareti" tüm insanlara bulaştırılması gereken bir şey. zira soru sormaktan korktuğumuz sürece hiçbir zaman cevapları alamayacağız. belki sorsak da cevap alamayacağız ama en azından bunu deneyimlemiş olacağız. suya atlamadan su fobimizi yenemeyiz, suya girmeden bir kaç defa tuzlu suyu genzimize çekmeden denizlerde yüzemeyiz. düşmekten korktuğumuz sürece asla ama asla uçmmayı öğrenemeyeceğiz. i̇nsanlara soru sormayı öğrenin. bilgelik sevgisinin özü budur. hikmeti kazanmak için önce sormasını bilin. çocuklarınıza soru sormayı öğretin. ailenize, arkadaşlarınıza soru sormanın öneminden bahsedin. çünkü bu hayatta sadece ama sadece soru sorabilenler cevap almayı hak eder. çünkü bu hayatta sadece ama sadece soru sormayı bilenler sorunlara çözüm bulabilirler. soru sorulan toplumda ucuz siyaset azalır, yolsuzluk azalır, hukuksuzluk azalır, adaletsizlik azalır, haksızlıklar azalır, suç oranları azalır. en önemlisi soru sorabilen toplumlarda kandırılmış yığınlar azalır. zira soru sormaya cesaret edebilen insan cevapların ağırlığına en hazır insandır.
    30. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gökhan akar şarkısıdır. bu şarkı çoğu pop şarkısına nazaran bana çok sempatik geliyor. nakaratı da şahanedir. hani öyle bir şarkı ki; herhangi bir çocukla çocuk olduğun bir anda düet yaparak söylenesi... felsefe --- spoiler --- bu aralar bozuk aralar sancılı ve derin yaralar böyle geldi böyle gider gönül kaçanı kovalar bir teselli beklemiyorum ama arada bir nefes almalı bazen derdi derde eklemiyorum ama zoruma gidiyor seviliyor hep üzen unuttum aşk denilen tekerlemeyi bıraktım edebiyat ezberlemeyi içimdeki yay kırıldı çoktan terkettim o asılsız felsefeyi --- spoiler ---
    31. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      üniversite sınavından da kaldırmışlar
    32. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      birazdan vizesine gireceğim ders. haklarınızı helal ediniz.
    33. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    34. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    35. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    36. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okudugum bölüm geym ova olmamdaki temel sebep
    37. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    38. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "felsefe bir yoldur bu yolun sonu yoktur. yoldayken kendi özünede rastlayabilirsin yada özünü de kaybedebilrsin" demişti adamın biri
    39. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ülkemizde çok saçma bi şekilde ön yargıyla yaklaşilan ve lisedeki eğitimi hiç önemsenmeyip sadece ezber olarak ögretilen tartışmaya önem verilmeyen ve tartışıldıgı zamanda insanlar tarafindan anti tez vermek yerine tövbe tövbe dediği değişik bi daldır
    40. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      finalinden 01 aldığım derstir.
    41. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      lisede en sevdiğim tek dersti . ütopya yazmaya hâlâ devam ederim hatta birinci bile olmuslugum var .
    42. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      biz iste okuyoruz hem de severek ama sonunda bir sey olamayacagiz bu uzuyor iste
      0pedagojik formasyon ile rehber öğretmen olabilirsin ? - bulldogreyiz 20.08.2018 23:36:52 |#3731750
      0ozelde - pelerininiunutanafrodit 21.08.2018 17:35:09 |#3616482
    43. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    44. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      binlerce yıldır varlık felsefesi'nden bir adım öteye geçememiştir. geçseydi, evrensel değer yargıları olurdu. tamam, iyi insan olmak veya dayanışma evrensel değer yargıları gibi gözükmekte ama işin içine o zaman birey olmak kavramı giriyor. ya bir insan sadece ve sadece toplumdan korktuğu için veya başka nedenlerden ötürü iyiyse? dayanışma içindeyse? işte felsefe genel anlamda bunları da soruyor. ancak en temel sorgusu, insanın varlığının hükmü. o da varsa tabii. metafizik'i işin içine katmayarak.
    45. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      felsefe yapmak ölmeyi öğrenmek demektir. felsefe yapmak tanrı'ya yükselmek demektir. - varlığın varlık olarak bilgisine. (bkz: karl jaspers)
    46. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şu burada dursun; link
    47. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İlgimi fazlasıyla çeker. Tanımını yapmak pek kolay değildir, Kısaca: insanın anlam arayışı, denebilir. Felsefi kitaplar okumak, videolar izlemek, (kaliteli) insanlarla fikir alışverişinde bulunmak en sevdiğim eylemlerdendir. Soruların kapısının bilime çıkması da bu kadar sevmemin başlıca sebebidir. Beni asıl hayrete düşüren şey ise Sokrates öncesi doğa filozoflarının bugün yeni yeni keşfettiğimiz şeyleri çok önceden (spesifik olmasa da aşağı yukarı aynı şeyi) düşünmüş olmalarıdır.
    48. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "yıllardır felsefe dersi veriyorum, ömrüm üniversitelerde felsefe öğretimiyle geçti. 50 yıldır felsefe okutuyorum. sınıfa girdiğimde eğer yeni gelmiş bir öğrenci varsa hâlâ aynı şeyi yaparım. onlara derim ki, neden felsefe okumak istiyorsunuz? önce onları korkuturum. onları uyarırım, felsefe tehlikelidir derim. amacım sadece korkutmak değildir. gerçekten felsefenin tehlikeli olduğuna inanırım. felsefe tehlikelidir, zorlu bir vadidir, burada bir garanti yoktur. buranın sigortası yoktur. insana şüphe gelir, bu bazen inkâra sebep olur bazen şaşkınlığa düşürür, insanın düşüncesinde çok ağır değişimler yaratır. elbette bu, gerçekten felsefe okuyanlar için geçerlidir. felsefe terimlerini öğrenmek isteyenler için bir tehlike yoktur. derdi felsefe terimleri öğrenmek ve onları harcamak olan biri için hiçbir tehlike yoktur. tabii böyle biri için felsefenin tehlikesi olmadığı gibi faydası da yoktur. öğrencileri, felsefenin tehlikeleri konusunda uyardıktan sonra şu cümleyi de eklerim: büyüklük tehlikededir. dikkat edin, büyüklük tehlikededir... "tehlike adamı" olmayan insan büyük de değildir. rahatına düşkün bir insansa yalnızca rahat etmek istiyorsa gider evinin bir köşesinde oturur, yer, içer, ona bir tehlike dokunmaz; ama o insan büyük de olamaz. insan tehlikesiz büyüyemez. aslında hayat bir tehlikedir. hayatı iyi kılmak tehlikelidir. tehlikesiz insan büyük olamaz. felsefe insanı bozup yok edebilir; ama eğer yaparsa da çok iyi yapar. eğer insanı inşa ederse çok iyi inşa eder! evet, filozof, ârif ve bilge bir insan diğer sıradan insanlardan çok daha büyüktür. bunlar arasında kıyaslama/karşılaştırma bile yapılamaz." der dinâni... son paragrafıyla platon'un şu lafına selam eder bir bakıma; "ya filozoflar kral olmalı, ya da krallar filozof..." - (#2295734) not: (#4182157)
      1tehlike faslını tarih üzerinden düşünebilirsiniz. atatürk neden büyüktür? en büyük tehlikelere maruz kalıp da bugün bile hâlâ alt edilemediği için... - louis froziel 31.05.2023 21:17:14 |#4546204
    /