1yazar~3soru

İyi günler sayın yazarlar. Benim küçük minik bir sorum var siz yazarlara. Benim moderatörlüğümde "1yazar3soru" diye bir program benzeri bir şey yapmak istiyorum. Siz yazarlara belli bir konu hakkında üç soru soracağım, siz yazarların vereceği üç değerli cevabı entry olarak paylaşacağım. Siz değerli yazarlar bu duruma nasıl bakarsınız diye sormak istedim, lütfen görüş ve önerilerinizi bildiriniz. *Daha önce yapıldı mı bilmiyorum bu tarz şeyler, yapıldıysa yapmayabilirim, dediğim gibi sizlerin fikirleri bu konuda çok önemli.

Bugün için programımızın sonuna geldik, bugünkü konuğum sayın @kendime kadar'dı, sayın yazara bu söyleşi için teşekkürlerimi iletiyorum. Moderatör: Programa öncelikle hoş geldiniz :D Sayın yazar: Hoş bulduk efendim :) Moderatör: Sayın yazar, dilerseniz ilk soru gelsin mi ? Sayın yazar: dinliyorum Moderatör: Bugünde sözlüğe girmesem olur diyor musunuz hiç ? Sayın yazar: evet Moderatör: İkinci soru geliyor o zaman Sayın yazar: lütfen:) Moderatör: ÖSYM sınavında, çatır çutur şeker yiyenler ne yapmaya çalışmaktadır ve onlara karşı tepkiniz nasıl ? :D Sayın yazar: Şekerin düşünme, öğrenme ve hafıza üzerindeki etkisini arttırıp sınavda başarılı olma hayalleri vardır muhtemelen. Fakat oradaki şekeri yanlış anlamış olabilirler. Benim için sıradan bir durum, yapmadım ama yapanı da yadırgamadım. Sonuç olarak inandıkları bir değer var ve buna göre davranıyorlar. Moderatör: Gelelim son sorumuza Sayın yazar: gönderin gelsin:) Moderatör: Maske takmayan insanlara buradan ne söylemek istersiniz ? Sayın yazar: Takmama sebebi önemli. Zira maske takmak mevcut virüs için bir önlem olabilir ancak farklı sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Eğer sağlıkla ilgili bir tepkimeyi olumsuz yönde tetikleyen bir durum sebebiyle takmıyorsa kendilerine olumsuz bir eleştiri yapma hakkını göremem kendimde. Fakat mantık "bana bir şey olmaz" tarzındaysa "Allah şifa versin" diyerek dualarımda kendisine yer vermeyi tercih ederim. Zira akıl ve ruh sağlığı önemli.

E hadi bisss

Bu akşam konuğumuz sayın yazar @helgendeejderhagördüm idi. Kendisine bu güzel ve bir o kadar da eğlenceli röportaj için teşekkürlerimi iletiyorum, nice röportajlarda görüşmek dileklerim ile Moderatör: Öncelikle "1yazar~3soru" programımıza hoş geldinizzzz ( seda sayan gibi okuyun) Sayın yazar: Aaaa hoşbulduk. Hiç beklemiyordum sizi. Deterjan reklamında kapıyı açıp şaşıran ev hanımı gibiyim şu an :D Hangi kameraya konuşuyoruz? Moderatör: Hiç beklemiyor muydunuz ? Toplayın arkadaşlar kameraları felan gidiyoruz :D Sayın yazar: Hahahah. İlahi sunucu bey. Aaaa olur mu hiç öyle şey? Devam edelim lütfen. Ev biraz dağınık kusura bakmayın. Moderatör: Aman efendim Latife yaptık, ekip olarak oldu bitti severiz :D Moderatör: dilerseniz ilk soruya geçelim Sayın yazar: Gelsin tabi bekliyorum. Kahvem de var. Hem de neskafe(Nescafe'yi ekrana göstererek ürün yerleştiriyorum çaktırmadan) Moderatör: Bu ban sebebi ama neyse ekran karartma felan yemeyiz inşallah Moderatör: Efendim misafirliğe gittiğiniz zaman en muzdarip olduğunuz olay nedir ? Sayın yazar: Valla en çok ben yemek yerken zorlanıyorum misafirlikte. Küçükken annem "O yemez ablası." derdi hiçbir şey yiyemezdim. Şimdi büyüdüm. Ne zaman önüme bir yemek konsa beynimin içinde bir ses "O yemez ablası. Yemezsin di mi oğlum? Sakın yeme onu yemeeeee." diyor. O ses yüzünden bir şey yiyemiyorum ben de. Ah be anne. Birazcık alsam ucundan ne olur? Moderatör: :D Moderatör: dilerseniz ikinci soruya geçelim sayın yazar Sayın yazar: Geçelim bakalım. İnşallah kolay sorar Allah'ım Moderatör: Tiktok hakkında ne düşünüyorsunuz sayın yazar? Sayın yazar: Sosyal medya ile pek bir alakam yok uzun zamandır. O yüzden bu süreçte kendimi tiktoktan koruduğumu düşünüyorum. Bir ara çok revaçtaydı bu. YouTube reklamlarında çıkardı. O zaman izlerdim hipnotize olmuş gibi. Bizim coğrafyanın suyundan mıdır nedir hep böyle tuhaf şeylere ilgi duyuyoruz zaten memleket olarak. Ben hayatımda bir çok olaya mizahi yönden bakarım. Gülmek için bir bahane ararım sürekli. Tiktok da bir iki kere güldürdü beni ama izlerken gülme duygusundan çok başkası yerine utanma duygusuna kapılıyorum. Tiktokerler öyle şeyler yaparken bundan rahatsız değillerse onlara diyeceğim bir şey yok. Herkesin eğlence anlayışına da saygı duymak lazım. Ama çocuğum falan olsaydı kesinlikle uzak tutmak için her şeyi yapardım böyle mecralardan. Keşke daha güzel şeylere eğilebilsek. Daha konuşurum da sıkılırsınız hahahaha bence diğer soruyu cevaplıyım ben. Bunu yapamadım ya. Moderatör: Hani sizde de bir tiktokculuk sezmedim değil :D Sayın yazar: Haydaaaa hakaret olarak kabul ederim. Sahne adamıyız biz ama hayat sahnesi sadece. Hepimiz bu sahnede çeşitli oyunlar oynuyoruz. Moderatör: aman efendim bunlar hep Latife, çabuk su getirin sayın yazarımiza Sayın yazar: Su kullanmıyorum sağ olun. Kahve içiyorum ben sürekli. (neskafe bardağını ekrana gösterdim tekrar) Neskafe. Sağlıklı yaşam için. Moderatör: :D Moderatör: Efendim son sorumuza geçelim dilerseniz Sayın yazar: :) Tabi hocam. Dinliyorum. Moderatör: Peki sayın yazar, sizce günümüzde saygı ne kadar kaldı ? Sayın yazar: Modernleşmenin etkisiyle herkes bireysel bir hayat yaşamaya başladı. Toplumsal hayattan uzaklaştık. Eski değerlerimizden koptuk. Yeni nesil gençler bizim kutsal gördüğümüz her şeyi batıl zannedip yıkmaya çalışıyorlar. Bütün kuralları yıkmayı kendi kuralları haline getirmişler. Saygı da bunlardan biri. Ben böyle yaşlı gibi konuştum ama 23 yaşındayım. Eski kafalı biriyim galiba. Ben çok üzülüyorum. Maneviyatın yerini maddiyat alıyor artık. Her şeyin sayısı artıyor ama değeri azalıyor. Plastik bir dünyaya giriş yapıyoruz. Saygı var ama plastik. Sevgi var ama plastik... Böyle ciddi ciddi bunlardan şikayet edince çok klişe geliyor insanlara be. Ben de şikayet etmiyorum artık. Hayatta hoşuma gitmeyen bir çok durum var. Hepsine gülmeyi seçiyorum. Hayat trajikomik bir oyundur daha önce de dediğim gibi. Kimisi trajedi kısmına kafa yorar, kimisi komik kısmına gülüp geçer. *Nescafe paramı gönder o kadar reklam yaptık :D

Bugün akşam konuğumuz sayın yazar @yabanwersiniydi kendisine vermiş olduğu röportaj için teşekkürlerimi iletiyorum. Moderatör: 1yazar~3soru programımıza hoş geldiniz, ayrıca bizimle röportaj yapmak istediğiniz için derinden teşekkürlerimi sunuyorum Sayın yazar: rica ederim :) Moderatör: dilerseniz ilk soru gelsin Sayın yazar: dinliyorum Moderatör: Yabanwersini kullanıcı adı nereden geliyor sayın yazar, sözlük olarak merak içindeyiz. Acaba eliniz değdiği için mi mahlasınızda "w" var Sayın yazar: ıspanaklıbörek ve yabanmersini kullanıcı adlarından birini alma konusunda kararsızlık yaşayıp yabanmersini olmasına karar vermiştim ancak bir farklılık yaratmalıyım diyerek “w” harfini kullandım. böylece sıradanlığın bir nebze de olsa dışarısında kaldığımı hissettirdim kendime :) kesinlikle bilinçli olarak koyulmuş bir harftir kendileri. Moderatör: Küçük bir harf sizi farklı yapmış gerçekten, farklı yapmasa bu soru sorulmazdı, mantıklı bir mahlas seçimi sayın yazar : D Sayın yazar: eheh mutlu oldum teşekkür ediyorum :) Moderatör: Efendim ikinci sorumuz gelsin o zaman. Diyelim ki Yabanwersini ilerde evlendi ve yaban mersini birgün eve geldiğinde kocası/karısı kapıyı Kimin karısı/kocası buğğğ diye açtı, tepkiniz ne olurdu ? Sayın yazar: yani.. şöyle ki eğer canı eğlenmek istemişse -video çekmek harici- bunu espri olarak düşünür ve kahkaha atarak evime girerdim ancak tiktok benzeri bir durumla karşı karşıya kalırsam yanlış kişinin evine geldiğimi düşünür o kapıdan geriye dönerdim... Moderatör: Hemen bir tiktok hesabı açarim cevabı beklemedim değil hani :D Sayın yazar: yaşamayı seviyorum ama o kadar da değil.. vizyonsuz mu duruyorum oradan? :( Moderatör: olur mu öyle şey sayın Yazar Sayın yazar : olmuş gibi geldi bana ama neyyyyse.. Moderatör: Vizyonlu olmasanız sorulara uzun cevaplar vermezdiniz Sayın yazar: ahahah size de trip atmış gibi oldum kusura bakmayın:D Moderatör: hiç önemli değil efendim sonuçta misafirimizsiniz Sayın yazar: teşekkür ediyorum anlayışınızdan ötürürü Moderatör: Efendim son soru gelsin mi ?? Sayın yazar: bekliyorum... Moderatör: Yabanwersini günümüzde akraba ilişkileri hakkında ne düşünüyor yani sizce aile dostları birbirine bağlı mi ? Sayın yazar: kendi aile kavramımdan yola çıkacam olursam genel olarak sorunlu olan akraba ilişkilerinin yine aileye dayandığını gözlemledim. mutlu, huzurlu ve samimi bir ailede büyüyen kişilerle iyi anlaşılırken tam tersi olan ortamda yetişmiş kişiler içerisinde oluşan bastırılmışlık duygusu sorunların yaşanmasına sebebiyet veriyor. bağ konusu hakkındaki düşüncem ise her ailenin bağının birbirinden farklı olması net bir cevap vermeme engel oluyor ancak aile bağı varsa çok da güzel akrabalık ilişkileri ortaya çıkıyor:) Moderatör: Net cevap vermediğinizi düşünüyorsanız kesinlikle yanılıyorsunuz aksine çok net bir cevap oldu Sayın yazar: kendimi anlatabilmiş olmama çok sevindim:)

Röportaj vermek isteyen sayın yazarlarımız varsa beni yeşillendirmeleri ve turunculandırmaları yeterlidir. Bugün gece "asosyal de gece üzerine" adlı programımız olacaktır, genelde gündüz oluyordu ama gece yapmayıda düşündüm. *Bugün için sadece iki yazarı konuk alacağım röportajın durumuna göre dört yazarda olabilir, sevgilerimle.

Bu gece ilk konuğumuz sayın yazar @tosbağa idi, Kendisine vermiş olduğu röportajdan ötürü teşekkürlerimi iletirken uykusundan ödün verip bizimle röportaj yaptığı için ayrıca teşekkür ediyorum. Moderatör: Asosyal sözlüğün sosyal olan bi o kadarda asosyal olan programı; 1yazar~3soru programına hoş geldinizzz ( arka fonda, Ajda Pekkan'dan arada sırada aklıma geliyor çalıyor :D) Sayın yazar: Hoş bulduk efendim :-) Moderatör: İlk soru geliyor o zaman Sözlük olarak kullanıcı adınızın nereden geldiğini çok merak ediyoruz aslında, hatta öyle ki dm kutumuza lütfen bu soruyu sorun diye onlarca mesaj geldi. Hatta bazı yazarlar aralarında kullanıcı adınızın, Niloya ve tosbağadan geldiğini söylüyor. Sizdeyiz sayın tosbağa, buyrun :D Sayın yazar: Ihım Ihım. Aslında (bkz; sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi) başlığında yazmıştım. Hayatımda sürekli sorunlarla mücadele ederken ter dönen tosbağalar gibi debeleniyorum ve tobağalar gibi yavaş hareket ediyorum. O yüzden bana en uygun olan nicname bu olmalıydı :-) Moderatör: Anladım sayın yazar, o kadar başlık var ki bu başlığa bakmayı akıl edemedik :D Sayın yazar: Benim uyku saatim gelmek üzere sabah 6 da uyanacam soruları biraz hızlı alayım lütfen hahahah Moderatör: Oo sayın sözlük yazarımız çok hızlı, resmen soru canavarı yahu :D Sayın yazar: Hahahah nickime biraz ters ama malum uyku sorunu :-) Moderatör: İkinci sorumuza geçelim öyleyse Sayın yazar enson ne zaman gazete aldınız, sizce gazeteler günlük alınmalı mı ? Sayın yazar: En son gazete aldığımda sanırım yıl 2000 ve ben 8 yaşımdaydım. Gazete üzerinden İngilizce öğrenme oyuncağı gibi bir şeyler veriyorlardı. O kuponları bile tamamlayamamıştım. Ama büyüyüp kendi fikirlerime sahip olduğumda; tüm gazeteler için kullanılan ağaçlar için üzüntü duyuyorum. Zira o ağaçlar bize nefes alıp vermede bir gazetenin beynimize saldığı virüslerden daha faydalı olacaktır. Hiçbir ideoloji yanlısı gazeteyi ayırmadan hepsine gönül rahatlığı ile çöp diyebilirim. Moderatör: Sizin için ağaç sever bir yazar diyebilir miyiz ? Sayın yazar: Elbette. Her canlı gibi ağaçlar da özeldir. Hatırlıyorum 6. Sınıf din kültürü dersinde hoca 4 soru sormuş 5. Soru kısmını boş bırakıp bize "kendinize bir soru sorun ve cevaplayın" demişti. Benim 5. Sorum "bir çiçeği koparmak da cinayet midir?" Cevap "tabiki öyle. Çünkü onlar da canlı." :-) Moderatör: Efendim son sorumuz geliyor o zaman Peki sayın yazarımıza göre dostluk nedir ? Sayın yazar: Öncelikle şunu söylüyeyim soru biraz değil epeyce zor. :-) Benim dostluk kavramımda dürüstlükten ziyade "güven" var. Dostum olan insan bir şey yaptığında sorgulamam. Öyle güvenirim. Bana zarar da verse bir bildiği vardır derim. Öyle güvenirim. Mal mülk yalan. Ben birinin dostu olduğumda gecenin kaçı olursa olsun beni arayıp canı sıkkınsa "neden?" diye sormam, "nerdesin?" der yanına giderim. Hiç konuşmasa bile anlamasa bile yanında dururum. Benim için çok özel bir şey. Hatta bence aşktan bile daha özel. Bir zamanlar iki kişiye dostum demiştim yanılmışım. Ne zaman dostumdan vaz geçerim? Maddi olarak değil ama manevi olarak en dibe batmışken elini uzatıp o bataklıktan beni çıkarmak için uğraşmayan dosttan vaz geçerim. Şimdi dostum yok düşmanım da. Arkadaş desen gırla var ama dost çok başka bir şey. Güven demek, bırakmamak demek, gidememek demek.. Moderatör: Dost gibi dost yazar diyelim o zaman size :D Sayın yazar: Teşekkür ederim efendim. Bu marifet değil herkesin yapması gereken bir şey bana göre. Kimi yapar kimi yapmaz. (bkz; herkesin hayatına kimse karışamaz) :-)

Bu geceki ikinci konuğumuz sayın yazar @deda Vitamasot'du kendisine vermiş olduğu röportajdan ötürü teşekkürlerimi iletiyorum. Moderatör: Asosyal sözlüğün sosyal olan bi o kadarda asosyal olan programı; 1yazar~3soru programına hoş geldinizzz ( arka fonda, musa ft Gülşah çek git bebeğim uzaklara çalıyor) Sayın yazar: Uff ara ara açıp dinlerim djdkkd hosbuldukk (konfetiler patlayarak içeri giriyorum skdkdk) Moderatör: Sayın yazar heyecan var mı, şuan tüm asosyal bizi izliyor Sayın yazar: Valla bir miktar var o da vereceğim cevaplardan önceki hesabım anlaşılır mı diye düşünüyorum diğer türlü de huzurunuzda herkese selamlarımı iletiyorumm Moderatör: Teşekkürler efendim, ilk sorudan itibaren heyecan kalmayacağına emin olabilirsiniz, o halde ilk soru gelsin mi Sayın yazar: Yolla gelsinnn hazırım Moderatör: Son yıllarda dünyada üreten bir toplum değilde tüketen bir toplum olmaya başladık sizce bunun sebepleri ne olabilir? Sayın yazar: Şöyle ki üretim için adımlar atılmazsa veya yeteri kadar adım atılmazsa olası sonuç budur. Var olan ham maddeyi kullanamamak da etkili. Bir de küçük bir örnek vereyim; samanı bile dışardan alıyoruz bizde saman olmadığı olmayacağı için mi? Hayır. Sadece bu işi yapanlar zarara uğruyor haliyle de üretmek istemiyorlar. Yeterli destek verilmiyor diyedebiliriz. Benim düşüncelerim bu yönde buna benzer bir çok örnek de verilebilir. Moderatör: efendim ikinci sorumuza geçelim o zaman Sayın yazar: Geçelim efendim sizdeyim buyurun :) Moderatör: Sayın yazar, size göre dostluk nedir yani nasıl tanımlarsınız ? Sayın yazar: Dostluk kendini rahatça açabildiğin açtığında yargılanmayacağını bildiğin ve ne olursa olsun yanında olacaklarını bildiğin kişilerle olan iletişim. Ben birine bir şeyler anlatırken "ya şimdi bu kısmı demeyeyim yanlış anlaşılabilirim" diye düşünürsem o benim dostum değildir. Bunu düşünmeden "o beni tanıyor anlar" dediğim kişilerdir. Ve birde hissedersin kötü olduğunda uzakta bile olsan anında bir his gelir sorunca da "hissettin mi?" Cevabını alırsın. Böyle olunca diyorum ki şans burda yüzüme güldü en azından :) Moderatör: Başarılı Bir anlatım sayın yazar, bu yorumunuza dayanarak size dost canlısı bir yazar diyebilir miyiz Sayın yazar: Hayatımda hiç kimseyi yargılamadım. Nefret kin beslemedim. Beslememde bunun için hayat kısa. Bunun bi hayli kötü yanını gördüm ama yine de beslemedim. Dost canlısı diyemeyiz ama çünkü insanın hayatında 2-3 tane gerçek dostu olur ve benim kontenjanım dolu :) ama arkadaştan bi tık üstü canlısı diyebiliriz ^-^ Moderatör: anladım sayın yazar, dilerseniz son soru gelsin Sayın yazar: Yolla gelsin Moderatör: Toplum içinde yere tüküren insanlar hakkında ne düşünüyorsunuz ve onlara buradan ne söylemek isterdiniz ? Sayın yazar: Mide bulandırıcı ve saygısız insanlar olduklarını düşünüyorum bunu görünce midem bulanıyor doğrusu.. onlara şöyle bir twit vardı onu söylemek isterim "adam kampüsün ortasında şak diye yere tükürdü sana açılan ilim irfan kapılarının menteşelerini sikeyim" Moderatör: Sayın yazar, bu cevabınız güldürdü doğrusu. Argo kelime kullanmaktan dolayı ekran karartma yemeyiz umarım :D Sayın yazar: Ahahahhaha yemeyiz diye düşünüyorum çünkü bu daha başka bir şekilde ifade edilemez bence :D

Bu gece üçüncü konuğumuz olan sayın yazar @turuncubisikletlihanfendi idi Kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz, alkışşş. Moderatör: Asosyal sözlüğün sosyal olan bi o kadarda asosyal olan programı; 1yazar~3soru programına hoş geldinizzz ( arka fonda, İsmail yaka bas gaza çalıyor) Sayın yazar: hoşbuldum, alkış sesleri ve tezahürat Moderatör: Programımızın demirbaş sorusunu sorarak ilk sorumuzu sorayım o zaman. Neden turuncu bisiklethanfendi, bize kullanıcı adınızın hikayesinden bahseder misiniz sayın yazar? Sayın Yazar: Çocukken çok sevdiğim turuncu bir bisikletim vardı ve turuncu rengine doyulmaz bir aşkım. İlk kullancı adım sözlükte Turuncu bisiklet'ti bu yüzden. Sonra o hesap gidince sonuna hanfendi ekledim. Neden hanımefendi değil, onu hatırlamıyorum ve kendime soruyorum arada doğrusu Moderatör: harfi unutmuş olabirsiniz Sayın yazar: :) umarım öyledir Sayın yazar: Ve neden bitişik yazdım? Bilmiyorum gerçekten Sayın yazar: Bisikleti de geçen yıllarda sattım bu arada. :( Moderatör: İkinci soru geliyorrr Sizce toplum olarak neye ihtiyacımız var ? Sayın yazar: Bence toplum olarak, hatta global olarak, o kadar da değerli olmadığımızı fark etmeye ihtiyacımız var. Hani şu birtakım kişisel gelişim kitaplarında ne olursa olsun kendini sev, sen şöyle en değerlisin, böyle en önemlisin diye bize empoze edilen şey var ya, ondan uzaklaşmamız lazım. Tamam kendimizi de sevmeliyiz ama her zaman değil. Bu bencillik duygusundan uzaklaşırsak aradığımız saygıya ve saygınlığa ulaşacağımızı düşünüyorum Moderatör: Bencil olduğunuzu düşünüyor musunuz sayın yazar ? Sayın yazar: Bazen evet. Yenmek için çaba harcadığımı düşünüyorum ama. Ne kadar işe yaradığı şimdilik muallak :) Moderatör: Anladım sayın yazar. Ve ve son sorumuz, gelsin mi ?? Sayın yazar: Buyrun efendim Moderatör: Asosyal sözlük bir dizi karakteri olsaydı, hangi dizideki karakter olurdu. Sayın yazar: Karakter değil ama karakterler olarak kesinlikle Aşk-I Memnu mutfak takımı derdim. Dizinin -ki dizi kavramı burada interaktif sözlüklerin bütünü oluyor-ana hatlarına göre sessiz sedasızlar ama içeride bir 'kaos' dönüyor ufak ufak Moderatör: DD ne alaka dedirttikten sonra iki kere okuyunca mantıklı gelen bir cevap. Aşk-ı memnu izlemeyenler bön bön bakacaklar bu cevaba :D Sayın yazar: O kadar çok muhabbeti dönüyor ki spoilerlar ile herkes izlemiş gibi olmuştur diye düşünüyorum :)

Bu gecemizin son konuğu bendim evet evet yanlış duymadınız ben, sayın yazar @mrdepresif; soruları hep sen mi soracaksın birazda ben sorayım dedi ve mikrofonu elimden aldı. Keyifli okumalar, canım kendime teşekkürlerimi iletiyorum . *Mrdepresif'e Sevgi ve saygılarımı sunuyorum Mrdepresif: Hazırsanız ilk soruyu soruyorum o zaman :) Guglepiley: Ama olmadı ki :D Mrdepresif: Bence çok güzel oldu :) Bu tarz bir program yapmayı niye seçtiniz? Gazeteci olmayı düşündünüz mü? Bir yerlere yazdıysanız da kusura bakmayın. Bir süredir sözlükte okuma fırsatım olmuyor. :) Guglepiley: Sözlükte çok usta kalemlerin olduğu gibi çok mantıklı konuşan yazarlarımız var, bende bu yazarlara sorular yöneltmek istedim. Ayrıca yazarlar için mini bir podcast yapmış olduğumu düşünüyorum. Mrdepresif: Eleştirmedim sizi. Sanki sert bir cevap oldu :) Biraz rahatlamanız için ikinci soruyu hobilerinizden seçelim. Hazırsanız tabii. Guglepiley: Efendim mizacım biraz ciddilidir, kusura bakmayın :D , hazırım Mrdepresif: Bir zamanlar ben de öyleydim. Sonra pamuk gibi olmaya başladım :) (bkz: Olum bize ordan iki kaçak çay gönder) Sayın yazar, olmazsa olmaz dediğiniz hobiniz nedir? Biraz anlatır mısınız? Guglepiley: Her hafta sonu bahçeye giderim. Sabahtan akşama kadar bahçeden çıkmam, toprak ile uğraşmak çok ayrı bir şey. Yani tarif edilmez yaşanır. İnsan gibi ama insandan daha nazlı, iyi bakmak gerekiyor diktiğin meyvelere ve sebzelere hatta o kadar iyi bakmak gerekiyor ki, hepsine teker teker ilgi alâka göstermen lazım yani yakından bakmak lazım. Ben ne zaman bahçeye gitsem, umutlarım tazelenir. Bazen su vermeyi unuttuğum ağaçlar oluyor, hani ağaca şu vermezsen meyveleri buruşur yani susuz olduğu bariz belli olur. Su vermeyi unuttuğum ağacı görünce meyvelerinde herhangi bir sorun Yok, sanki su verilmişcesine meyveleri var. Ağaç suyunu almamış ama sapasağlam meyvesini vermiş, sonra içimden diyorum bu Umut değilde nedir. Demem o ki bahçedeki her şey benim için birer insan gibi, bahçeyi görmediğim hafta içimi Bir hüzün kaplıyor tam manasıyla Mrdepresif: Açıkçası beklemediğim bir hobi geldi. Ne yalan söyleyeyim çok hoşuma da gitti :) Rahmetli Kemal sunal ‘ın Çöpçüler kralı filminde, yaşlı teyze kedilere yemek verince; ‘insanın kedi olası geliyor’ demişti ya. Sizin yazınızı oluyunca da; (bkz: İnsanın toprak olası geliyor) Geldik son soruya. Yazınızı okuyunca aklıma şu soru geldi? Sevgi gerçekten her şeyin üstesinden gelir mi? Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Günümüzde sanki kimse sevginin gücüne inanmıyor ya da eskiler gibi sabır mı gösteremiyor ? Guglepiley: Sevgi sadece buzdağının görünen kısmı. Yani sevgi tek başına bir şey ifade etmez. Arabanız var ama benzininiz yok gibi bir durum. Sevgiyi sevgi yapan saygıdır. Saygı Sevgiyi doğrur, sevginin gücüne inanmamak değilde saygının varlığına inanılımıyor. Sorsan herkes saygı zaten olacak diyor yani saygıyı herkes çantada keklik olarak görüyor lâkin hiç ama hiç öyle değil. Anne veya baba çocuğuna; bana bir bardak su getir dediğinde bile emir almış gibi hissediyoruz, getirir misin diye rica etse hiç böyle bir düşünce olamayacak. Evet sabır konusunda hakkınız var, dedim ya sevgi tek başına bir şey ifade etmez saygının hemen arkasında sabır vardır. İnsanız bazen tahammülümüz kalmıyor karşımızdaki insanı kırabiliyoruz, hani az sabırlı olsak bunlar hiç yaşanmayacak ama dediğim gibi sabırlı olmak içinde bir buğday başağı gibi olmak lazım. Bir tane buğdaydan bir başak oluyor, sabırla ve azimle büyüyor adeta. Hemde öyle bir büyüyorki bir tek buğdaydan 15-20 tane oluyor. Şu devirde sabırlı olmak çok yüce gönüllülük ister. Demem o ki saygı gösterilmek onurlu ve erdemli bir davranış olduğu gibi seni ve aileni temsil eder, senin benliğinde büyük bir yer edinir. Mrdepresif: Haklısınız tabii ki. Sevgi sadece tek başına olmaz. Keza saygı da. Siz zaten yeterince güzel açıklamışsınız. Okuyucuya bırakalım yorumlamayı. Güzel düşünceleriniz ve değerli zamanınız için teşekkür ediyorum. Depresifin günlüğü adlı programa katıldığınız için tekrar teşekkür ediyorum :). Guglepiley: teşekkürler sayın yazar :D

Bugün gün ortası konuğumuz sayın yazar @mantarsizbipizza idi. Kendisine bu güzel ve bir o kadar da eğlenceli röportaj için teşekkürlerimi iletiyorum, nice röportajlarda görüşmek dileklerim ile Moderatör: 1yazar~3soru" programına hoş geldiniz, davetimize icab etmeniz bizi sevindirdi Mantarsizbipizza: heheheh ben de sevindim şu an Moderatör: İçecek olarak ne alırdınız ( lütfen oralet diyin zira başka içeceğimiz yok, oreletide ekip arkadaşlarım ile Kendi aramızda para toplayarak a101'den aldık) Mantarsizbipizza: tamam o zaman orelet alabilirim :). Moderatör: dilerseniz ilk sorumuz gelsin Mantarsizbipizza: hadi gelsin bakalım Moderatör: Sayın yazar isminiz bir hikayesi var mı ? Veya mantar mi sevmiyorsunuz ? Mantarsizbipizza: hayır. aslında mantarlı pizzayı da çok severim. sadece çok sevdiğim bi şarkının içinde geçiyor. ordan esinledim diyebiliriz :) Moderatör: Esinlenmek deneyelim de direkt oradan aldım diyebiliriz :D Mantarsizbipizza: olur Moderatör: İkinci soruya geçerken, meyve ve sebzeler ile aranız nasıldır sayın yazar Mantarsizbipizza: çoğunu severim ama yemediklerim de vardır aralarında. Moderatör: Yazarımız ani bir karar ile, yıldırım hızı ile vejeteryan olabilir mi ? Veya vejetaryan olabilir misiniz ? Mantarsizbipizza: olamam galiba. çünki sırf etle yapılan bazı yemekleri seviyorum. arada et yemediğim oluyor ama yok ya olamam ben. çok zor öyle yaşamak. lahmacun mesela. nasıl onu yemeden durabilirim? hehhhehe olmaz yok. bu arada oreletiniz harikaymış :) Moderatör: siz pizzasınız ne lahmacunu yapmayın yapmayın, pizzaların aşkına yapmayın :DD Mantarsizbipizza: ama pizzada et güzel olmuyor bence. tabi şahsi fikrim. Moderatör: D haklısınız sayın yazar. Oralet kısmına gelince, ne yapalım ya kıyıyoruz şu paraya Mantarsizbipizza: hakkını vermişler ne diyelim .d Moderatör: son sorumuz gelsin miiiii? Mantarsizbipizza: eveeet gelsin hadi Moderatör: Dünya'da doğal kaynaklar hızla tükeniyor ( su kaynakları, ağaçlar, hava ) sizce bu tükenmenin önüne geçilebilir mi ? Mantarsizbipizza: ıııım yani şuan, tam şuan ani bi kararla durdurmaya çalışsak (olmaz tabi de) bellllki bi müddet durdurabiliriz. ama bence tamamıyla önüne geçmek mümkün değil. zaten bugüne kadar tükenmiş tükeneceği kadar. tabiki mutlaka önlem almalıyız,acilen harekete geçmeliyiz ama yine bi yerde biz insanlar irademizi kaybederiz gibi geliyor. hani şey gibi düşünebiliriz. bi adam ölmekte ve ilaçlar ile ölümü ertelemeye çalışıyoruz. halbuki adam önünde sonunda ölecek. ertelense, adamla daha çok vakit geçirilse çok daha güzel olacak ama kötü son hep var. Moderatör: sizin için doğa sever bir yazar diyebilir miyiz? Mantarsizbipizza: diyebiliriz bence. Mantarsizbipizza: umarım anlatabilmişimdir .d Moderatör: Sayın yazar gayet güzel anlattınız, zaten soruları hep göreceli

serbest çağrışım; (#2285904)

Röportaj için bekleniyorsunuz sayın yazarlar, gün ortası konuğumuz olmak isterseniz buyrunuz.

(bkz: Depresifle ahirete doğru) programımız yakında sizlerle. Bunu da burdan duyuralım. Zira ilham kaynağı burası

(bkz: üç demeseymiş iyiymiş) (bkz: sayan var sayamayan var)

Beni de bir gün sıraya al agshdhfj

Bu gece "asosyal'de konuşanlar" programımızın konuğu @leventnousportera idi. Vakit ayırıp mikrofonumuza konuşan sayın yazara teşekkürlerimizi sunuyoruz. Moderatör: 1yazar~3soru programına hoş geldinizzz Leventnousportera: Heyecan yaptım :d hoş buldummm Moderatör: Yok ya ne var heyecan yapacak :D Leventnousportera: Hazırım hazırım gelsin sorular xd Moderatör: Eğitim ile ilgili muzdarip olduğunuz konular varmı ? Leventnousportera: Öncelikle eğitim hayatıma üniversite öğrencisi olarak devam ediyorum bunu belirteyim. Kısaca bir cevap vermek gerekirse, kişisel görüşüm olarak okullarda öğrenciyi kendisine çeken bir şey yok en azından beni çeken bir şey yok diyeyim. Sosyallik açısından demiyorum bunu, eğitim açısından eleştirim. Hoca açıyor bir slayt okuyarak önemli bir kısma değinmeden çoğu zaman geçip gidiyor. Bu kaynağa zaten kendim de ulaşabilirim. Bazen bu konuda robot gibi hissettiğim bile oluyor :D her okul her alan için geçerli olmayabilir tabii ama kendi bölümüm için en azından bunu söyleyebilirim. Çeşitlendirilebilir. Uzaktan eğitim konusu içinde tam olarak oturmamış bir sistemden bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Yetkili abilerin de kafası karışık gibi :D Genel olarak mevcut sistemden de memnun olduğum söylenemez. Moderatör: Genel olarak memnun değilsiniz, memurun çalışma sistemi gibi anlatmaşsınız. Peki bu sistemin daha işlek bir hal alması için ne gibi adımlar atılmalı Leventnousportera: Şöyle örnek vereyim, derse gidiyorum dönem boyu okunup geçilen slaytı hoca gönderiyor, ezberleyip sınava giriyoruz. Sizce böyle mi olmalı. Nasıl bir tıp öğrencisi uygulamalı eğitim görüyorsa bu diğer bölümler içinde aynı olmalı. Bahsettiğim sene sonu yapılan stajdan farklı bir durum. Kişi ezberden gitmek yerine daha bilinçli, pratiğe dökerek, bir şeyler öğrenerek hazırlansa daha verimli olur. 4 sene sonunda hani bir şeyler öğrenelim. Uzaktan eğitim için de şunu söyleyebilirim, en azından her öğrenciye sadece derse erişim için bile olsa ücretsiz internet sağlanmalı. Tabii bir de ulaşabileceği-derse katılabileceği cihaz (laptop,tablet..). Beklenilen şey öyle ahım şahım değil iş görsün yeterli. Kaynaklar da açık olmalı, herkes ulaşabilmeli. Kaynaklar açısından öğrenciye maddi yardım yapsalar da fena olmazdı.. Moderatör: Zanlımca güzel bir anlatım olmuş, en azından sorunlari bir öğrencinin gözünden dinliyoruz. Öğretim görevlisi bulursak bide ondan dinlemek isterim aslında :D Leventnousportera: Yani karşılıklı olması daha hoş olur tabii ki. Bulursak artık öğretim görevlisi şansımızı deneyelim :d Moderatör: Öğretim görevlisi olma yönünde birkaç yazar var bakalım artık :D şimdi onlarda akademik akademik konuşup can sıkarlar ama neyse Leventnousportera: Şimdiden yazar arkadaşlara geçmiş olsun :d Moderatör: Sanki birisi bana eğitim konusu hakkında bir şeyler söylesede sabaha kadar konuşsam der gibi bir hava sezmedim değil, yanılıyor muyum Leventnousportera: Öyle mi göründüm :d cevapları daha kısa tutayım en iyisi :d Moderatör: Hayır hayır onu demek istemedim, ayrıca cevaplarınız uzun olması beni daha mesur eder. Yani eğitim konusundan muzdarip değilsiniz ultra muzdaripsiniz :D Leventnousportera: Her türk genci gibi "ufak tefek" yaralarım var eğitimde :d Moderatör: Anladım, o halde ikinci sorumuza geçsek mi artık ne diyorsunuz Leventnousportera: Geçelim buyrun :d Moderatör: köy yaşantınız oldu mu hiç Leventnousportera: Çok kısa bir süre olduğu için sayılmaz sanırım o yüzden olmadı demek istiyorum. Ama az çok bilirim. Ziyaret amaçlı gitmiştim. Moderatör: Oradaki yaşantıyı görmeye nail olmuşsunuz, gayet güzel. Köyde yaşayan insanların üretici olduğunu düşünüyor musunuz, yani köyde yaşayan insanlar üretici bir kimliğe hâlâ sahip mi ? Leventnousportera: Kendi köyüme dair yorum yapacak bir bilgim yok maalesef ama şöyle bir şey söyleyebilirim yakın zamanda arkadaşımın bir araştırmasına yardımcı oldum. Isparta'da köylere gittik. Çok da büyük bir icraat yoktu. Genellikle gül ve lavanta üretimi var. Yeterli mi bilemiyorum. Köylü işinden çok yasadışı işlerle uğraşıyordu komik ama gerçek :D Moderatör: çiftçiye gerekli değerin verildiğini düşünüyor musunuz ? Leventnousportera: Bu sorunuza şöyle cevap vereyim, Üretim için gerekli olan her şey çok pahalı. Kar elde edilmiyor. Kredisi sanırım oluyordu güya kolaylık sağlanıyor ama işin sonunda borcu kapatmaya yetmiyor. Bu net cevabımın nedeni de arkadaşım ve ailesi tarımla ilgileniyor bizzat kendisinden duyduğum en basit şeyler bunlar. Değer konusuna cevabım kesinlikle hayır. Büyük iş yapanlara devlet yardımcı oluyor olabilir ama daha küçük işlerle uğraşana devletten yardım olduğunu sanmıyorum. Maddi olarak emeklerinin karşılıklarını almıyorlar. Moderatör: Yani çiftçi Kendi kendine yetemiyor diyebilir miyiz? Leventnousportera: Vergiler olmasa belki yetebilirdi Moderatör: ah şu vergiler, Üçüncü sorumuz gelsin diyebilir miyiz ? Leventnousportera: Gönderin gelsin xd Moderatör: Biraz covid-19'a değinelim isterseniz Leventnousportera: Bir süredir gündemimiz zaten değinelim :D Moderatör: İlk vaka açıklandıktan sonra herkes bir panikle marketlerin temizlik reyonuna daldı. Maskeler takılmaya başlandı, insanlar neredeyse günde bir bardak kolonya içme durumuna kadar geldi. İlk vakada herkes tedbir manyağı olurken şimdi niye saldım eşeği çayıra mevlam Kayıra gibi bir durum var, yani bu korona ilk başta iyiydi şimdi mi kötü oldu. Leventnousportera: Durum şimdi daha kötü olsa bile aslında basit bir cevabı var. Alışkanlık. Hayat böyle yani ne kadar rezil bir durum da olsa insan alışıyor :D koronayla yaşamaya alıştık bence. Moderatör: Bazı şeyler gibi, koronayada alıştık. Yeteri kadar önlemler alınıyor mu ? Veya şu önlemleri almak bu kadar zor olmamalı diyebilir miyiz ? Leventnousportera: İki açıdan bakıyorum olaya bir devletin yapması gerekenler. Ekonomik kaygılardan dolayı çok üstüne durulmuyor.. İkinci olarak kişinin kendi üstüne düşen sorumluluğu var. Kendisini, sevdiklerini düşünerek hareket etmeli, önlemini almalı ne yazık ki ona da çok dikkat edilmiyor. Yorumu artık ben size bırakıyorum :D Moderatör: Sokağa çıkma yasağı kelimesini unutun, kim ne yaparsa kendine yapar. Diğer ülkelerde az çok bizim gibi düşünüyor, genelde bu mantık hâkim diyebilir miyiz? Leventnousportera: Ülkeden ülkeye değişir de aşı bulunana kadar çok yapılacak bir şey yok. Herkes önlemini alacak. Bazı ülkeler çok ciddiye aldı bazıları daha rahat davrandı. Sonuç olarak aynı durumdayız. Moderatör: Sağlık bakanımızın dediği gibi tedbir, tedbir, tedbir diyip noktayı koyalım. :D Leventnousportera: Koyalım bakalım :D teşekkür ederim

Bugün konuğumuz olan sayın yazar @neredelanbenimcoraplarim idi, kendisine bu eşsiz röportaj için teşekkürlerimi sunuyorum. Moderatör: 1yazar~3soru programına hoş geldinizz Nerdelanbenimcoraplarim: Hoş bulduk efendim Moderatör: Sayın yazar formatımız hakkında ne düşünüyor acaba :D , Veya format gibi görünen :D Neredelanbenimcoraplarim: Çocukken oynadığımız oyunlar gibi geliyor bana biraz :d Komik ve bir o kadar daha da heyecanlı. Güzel bir format, devam etsin hep Moderatör: Teşekkürler efendim :D. O zaman ilk soruya şöyle bir bakalım Neredelanbenimcoraplarim: Ben teşekkür ederim :) , gelsin bakalım Moderatör: Çocukluğunuz mahallede geçti mi ? Neredelanbenimcoraplarim: Çocukluğum birçok mahallede geçti. Babamın polis olması ve ablamların üniversite kazanmaları (evet onların peşinden gittik) sebebiyle üçü de ayrı bölgelerde olmak üzere birbirinden farklı üç şehirde geçirdim çocukluğumu.Birbirinden farklı derken şehirlerin kültürlerinin çok farklı olduğunu kastettim. Moderatör: anladım, mahallede geçen çocukluğu nasıl tanımlarsınız Neredelanbenimcoraplarim: Klişe belki ama çoğu şeyi oralarda öğreniyor insan. Bunlardan en önemlisi ise arkadaşlık. Beraber büyüyorsun, beraber öğrenip eğleniyorsun. Saygıyı, sevgiyi ailede teorik olarak öğrenip sokakta pratiğe döküyorsun. En önemli kısmı belki de budur. Ve tabii ki çocukluğun vermiş olduğu rahatlığı özlüyor insan. Gelecek kaygısından, sorumluluklardan uzak bir dönem... Şimdi deseler ki hayatının hangi zamanını tekrar tekrar yaşamak istersin, çocukluğumu seçerim sanırım. Henüz daha önümde nasıl geçeceği bilinmeyen yıllar varken bile. Moderatör: Yani sokakta samimi dostlukların olduğu gibi dostluk üzerine ders alma gibi bir durum olduğunu söylemek mümkün mü ? Neredelanbenimcoraplarim: Şimdi fularımla beraber şunu desem çok mu abartılı olur? "Hayatın her anı bir ders değil midir ya hu?" , Bir dakika purom bitti, yeni bir tane yakayım Moderatör: Gözlük olması da önemli tabi :D Neredelanbenimcoraplarim: Bir yandan camını siliyordum, çıkarmışım özür dilerim Moderatör: : DDDDD kültür konusuna biraz değinmek istiyorum aslında Nerdelanbenimcoraplarim: Tabii, değinelim Moderatör: Dediniz ya pek çok şehir gezdim diye. Farklı farklı bölgelere gittiğinizde oranın kültürü sizlere nasıl geldi, kültürünü en sevdiğiniz bölge hangisi oldu ? Neredelanbenimcoraplarim: Ege, İç Anadolu, Karadeniz ve Marmara bölgelerini ele aldığımda Marmara için pek bir şey diyemem sanırım. Çünkü tüm ülkeden insanların barındığı bu bölgede net bir şey diyemiyorsunuz kültürler hakkında. Yani İstanbul'da kaç tane Sivaslı var biliyorsunuz :d Ege'ye gelecek olursak -doğduğum yerdir oranın rahatlığını seviyorum. Sokaklarda gezerken bir telaşın olmadığını hissediyorsunuz. Bir acele yok. Haliyle bu, insanı rahatlatıyor. En azından benim açımdan öyle. İç Anadolu hakkında ne derim bilemiyorum. Düşünüyorum ancak net bir fikrim yok. Karadeniz ise dağlarını, havasını çok sevdiğim bir yer. Trabzon'un merkezinden ve bazı kesim insanlarından nefret etsem de yukarı, yaylalara çıktığınız zaman her şeyi unutuyorsunuz. Bir keresinde yaylada iken hiç tanımadığımız bir teyze bizi durdurup bizi yemeğe davet etmişti. Çok ısrar etmesi, bizi misafir etmek için can atması beni çok etkilemişti. Kim bilir nerededir şimdi? Sadece Türkiye'de değil Avrupa'da da birçok şehre gitme olanağım oldu. Bir yıl yurt dışında yaşadım. Kültürler baştan aşağı değişik tabii ki. Sadece Türkiye ile Avrupa arasında değil, Avrupa'daki ülkeler arasında da kültürel açıdan uçurumlar mevcut. Hepsine girmeyeceğim, sadece en sevdiğim şehri anlatayım: Kopenhag. İnsanların cana yakın, refah seviyesinin çok yüksek olduğu, yaşlı çocuk demeden herkesin İngilizce bildiği bu soğuk ama sıcak şehir ilerde mutlaka yaşamak istediğim şehirler arasında yer aldı. Göreceğiz bakalım hayat neler getirecek. Moderatör: Tam net bir şey söylemeseniz de, deneyim kokan bir yazı olmuş :D Neredelanbenimcoraplarim: Dediğim gibi net bir şey söylemek zor Moderatör: Anlıyorum sayın yazar, hemde çok iyi anlıyorum :D Neredelanbenimcoraplarim: Sevindim, sıradaki soru nedir acaba? Meraklar içerisindeyim Moderatör: Avrupa görmüş bir insan olarak hatta orada yaşayan birisi olarak, ülkemiz ile kıyasladığımız zaman eğitimli olmak böyle bir şey dediğiniz anlar oluyor mu ? Nerdelanbenimcoraplarim: Bizde tek yönlü saygı var o da küçükten büyüğe doğru. Oysa orada bu saygı çift yönlü. Çocuk kaç yaşında olursa olsun ailede hep söz sahibi. Ufak yaştan itibaren olgun bir birey gibi çocuklarını büyütüyorlar. Haliyle de bunun meyvesini hem o anda hem de sonradan fazlasıyla alıyorlar. Her ne kadar biz "Akıl yaşta değil baştadır." desek de maalesef bunu gerçek hayatta göremiyoruz. Bir de "Yaya geçidine ayağını bir basıyorsun ağabey, arabaların hepsi duruyor ehehe." dememe gerek yok sanırım :d Moderatör: Gırmızı ışık yok mu yigenimmm nie yaya geçidine atli10 :D Nerdelanbenimcoraplarim: Ahahaha, Kırmızı-yeşil renk körüyüm efendim ben, bilmem kırmızı falan Moderatör: Peki son olarak, insanlığın neye ihtiyacı var sayın yazar ? Neredelanbenimcoraplarim: İnsanlığın kötü şeyler yaşayıp ders almaya ihtiyacı var derdim ama baktım ki zaten kötü şeyler yaşanıyor ancak ders alınmıyor. Tarih sürekli tekerrür ediyor. Tıpkı insanların geçmişte de ders almadığı gibi. Bunun haricinde insanlığın huzura ihtiyacı var efendim. Herkes kendi iç huzurunu bulmalı. Çünkü ben inanıyorum ki huzur mutluluk demek. Böyle demesi kolay belki,evet. O huzura erişmek ve ondan emin olmak kuşkusuz çok zor. Zaten bu kadar insanın ihtiyacı olan şeyin de elde edilmesinin kolay olması beklenemezdi herhalde. Moderatör: Çok göreceli bir soruydu, yani huzur belki biraz daha ortak olabilir ama huzurdan önce mutluluğu hep farklı farklı şeylerde arıyoruz sanki Neredelanbenimcoraplarim: Mutluluğu farklı farklı şeylerde arasak da ortak noktamız mutluluğun kendisini aramak. Moderatör: Dedi ve Facebook'ta beğenisini beklemek için köşesine çekildi :D Neredelanbenimcoraplarim: Şşşşş, yok öyle bir şey yok :d Efendim ben edebiyat yapmıyorum. Konuşuyorum edebiyat oluyor :P Moderatör: DD sayın yazar bu eşsiz ve zevkli röportajıniz için gerçekten çok teşekkür ediyorum Nerdelanbenimcoraplarim: Ben çok teşekkür ediyorum vaktinizi ayırıp beni dinlediğiniz için :) Valla burası bir başkaymış efendim, evden gözüktüğü gibi değil yani :d Moderatör: Aslanım burada tv8 gibi Survivor şiyapmiyoruz, neyse o yani :D Nerdelanbenimcoraplarim: ne kadar da samimi bir moderatör. 70 milyonun sevgilisi :d Moderatör: :DDDD

kimse ağlamazsa,en nefret ettiğim başlık. aga bu ne? sözlük burası ya. çok merak ediyorsanız özelden sorun sorunuzu. bi de görüntü kirliliği bir yazım stili var ki, ne bir paragraf ne bir ayrım? sanırsın kompozisyon yazılmış. halbuki karşılıklı konuşma okumaya çalışıyoruz. leş.

kaç günden beri bekliyorum röportaj yok artık üzülmeye başladım

Seri metin bir kardeşim, yengenin boğazı kurudu. Selamı aleyko.

Bugünkü konuğumuz adeyyolallaleyyoadeyyolallaley idi, tekrardan teşekkürlerimi iletiyorum. moderatör: 1yazar-3soru kaldığı yerden devam ederken, bugünkü konuğumuz sayın yazar:adeyyolallaleyyoadeyyolallaley. sayın yazar hoş geldiniz adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: Adımı yazarken zorlanmadığını umuyorum :), hoş buldum guglepiley. moderatör: adınızı yazmakta sıkıntı duymuyorum, benim için çerez gibi :D adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: :), iyi madem. Birer de çay alalım, bu sohbete iyi gider. Şimdi aldım çayımı. moderatör: çay mı aman böyle şeyler konuşmayın diğer konuklarda istiyor, zaten ekip olarak tatilden yeni geldik mali durumlar sıkıntılı :D adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: Kaçak çay içersiniz efenim xnxjs. Konuklar kendi çayını kendi getirsin uygulaması yaparız moderatör: geçen gün eski konuklarıma iban atıp, ikişer lira istedim hepsi anlaşmış gibi ´moderatör bey biliyon olsa gönderirim´ diye cevap vermişler adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: Çok ayıp etmişler, burdan hepsini kınıyorum. Beni onlarla bir tutma, beni gerçekten biliyon olsa bi dakka düşünmem. moderatör: buyrun efendim bir bedavacı daha neyse :D sorulara geçelim isterseniz adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: :D estağfurullah, başlayabiliriz. moderatör: ülkemizde işveren çalışan ilişkisini az çok bilirsiniz, emekçiye pek yüz vermedikleri gibi zamda vermiyorlar. Emekçi hak ettiği parayı alıyor da bundan mı haberi yok, işveren emeklerinin karşılığını veremiyor da bundan işverenin mi haberi yok ? adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: Eğer soruda yanlış anladığım bir nokta varsa düzeltirsin diye umarak fikirlerimi belirteyim. Tüm işverenleri işin içine katmamakla beraber; ülkenin geneline baktığımızda işçinin ve işverenin ekonomik açıdan yaşam kolaylığına baktığımızda işçinin emeğinin karşılığını alamadığını görebiliriz. Toplumumuzdaki ekonomik anlamdaki kutuplaşmanın, yani zenginin çok zengin; fakirin de gerçekten daha fakir bir hale geldiğini görebiliyoruz. İşveren, özellikle asgari ücretle işçi çalıştıran fabrika vb yerlerde zannımca emekçinin karşılığını veremiyor. Şöyle ki kendisi son model arabayla keyif içinde işten eve giderken işçinin tıklım tıklım otobüslerle eve gittiğine, hatta bu servis imkanı için sevine sevine işine devam ettiğine şahit oldum. Aradaki bu fark bence bu soru için cevap. İş kurmanın güçlüğü, işlerin yönetme zorluğu konularında elbette işveren bir tik fazla kazanmalı, fakat kazandıklarını emekçilerin emeğiyle kazandığını unutmamalı. Garibim işçiler zaten birçok zorlu geçim sıkıntısı içinde maalesef bir de kendi haklarını öğrenme imkanı olmadığından ve başka çaresi olmadığından sömürülüp gidiyor. İşverenlerimiz işçinin emeğinin ne kadar ettiğini bilebilecek kadar akıllı, fakat vicdan eksikliği olunca bu bilinç çok anlam ifade etmiyor. moderatör: cevabınızda emekçinin değeri bilinmiyor diyorsunuz, yani emekçi eziliyor diyorsunuz. Diyelim ki siz işveren oldunuz, kazandığınız paranın hemen hemen yarısını emekçiye verir misiniz veya bu yönde hangi adımları atarsınız adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: Vermem gerekir. Hakedilenden fazla kazanç ne kadar dünyevi olarak göz doldurucu gelse de, bu kazancı asıl emek veren diğer kişilerle adil bir şekilde paylaşmak gerekir. Onların kazandığı benim kazandığım arasında uçurum olduğu sürece, benim kazancının hiçbir değeri yok. Şu an söyleyeceklerim çoğu kişi tarafından "ya bırah ya" olarak algılanabilse de ben asıl kazancın kendimize aldığımızda değil, karşımızdakilere verdiğimizdedir bilinciyle kendimi yetiştirmeye çalışıyorum, gelecekte de bu şekilde davranabilirim umarım diyerek temennilerde bulunuyorum. Sanırım en büyük adımı bu bilincimi ayakta tutmaya çalışarak yapabilirim. moderatör: inşallah işveren olursunuz, böyle konuşunca işi gücü bırakıp sizin bir işletme açmanızı bekleyesim geldi :D adeyyolallaleyyoadeyyolallaley:(Bkz: başlangıçta iki lira vermeyen sözlük yazarları) :D Teşekkür ederim guglepiley, cv 'ni yılla, seni çaycı yapayım nsjsbs. Şaka bir yana nasip elbette. :) moderatör: teşekkürler:D adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: :) moderatör: müzik ile aranız nasıl adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: Çok severim, arkadaş gibidir. Kulaklığım olmadığı gün yandım demektir. moderatör: kulaklığını akrabası gibi seven değişik bir yazar, böylesi hiç görülmedi :D adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: Bazı akrabalarımdan daha çok seviyorum kulaklığımı shjd. moderatör: şimdi sizin kulaklığınızı tartışacak değiliz, yeter ya bu ne ya ( nihat doğan gibi okuyun ) :DDDDDDDDDDDDDD adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: Hshdhs. :DD moderatör: müzik diyoorduk en son, size göre müziği müzik yapan nedir. sanatçı mı, enstrüman mı, müzik söylenilen yer mi veya daha farklı şeyler. Buyrun sizdeyiz adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: Ritmi, melodisi beni çok etkiler. Ritmini sevdiysem o şarkı bende yer eder, hele bir de sözleri güzelse harika. Bir de ritmi çok güzel olmasa bile sözleri güzel olan şarkılar beni alır. Şöyle bir şey duymuştum(bkz:kulak uleması), insanlar mutluyken şarkıların ritmine, üzgünken sözlerine dikkat eder diye, bence çok doğru. Bir de şöyle bir tespitim var ki, şarkıyı söyleyen şarkıcıya ne kadar alışıyorsam, onun diğer şarkıları da bana güzel gelmeye başlıyor. Kısaca müziği müzik yapan şey benim onda bulduğumdur, bazen sözde bazen müzikte çokça da kemanda bulurum. moderatör: göreceli bir durum diyorsunuz yani adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: Evet, özeti bu şekilde olurdu. moderatör: anladım. peki adeyyolallaleyyoadeyyolallaley`in bir hobisi var mı? varsa alalım :D adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: Kendi çapında o da yapıyor bir şeyler. Kulaklığımı takip saatlerce yürüyebilirim, deniz kenarında. Keyifliyken, üzgünken ne zaman olursa. Çevrem de hep şaşırmıştır bu duruma. Bir de bisiklet, vazgeçilmezlerimden, elbette kulaklığım ve müziğim benimle olacak. Geceleri gökyüzünü seyretmeye bayılırım. Büyük şehirlerde ışık kirliliğinden pek keyfi olmuyor ama yazları köyde, tüm o yorgunluğa rağmen gökyüzünü seyrederek otururum o köşede. Yıldız kaymasını ilk gördüğüm günden beri aklım hep havada. moderatör: yere bak yere para felan bulursun, yıldızlara bakarsın bi ara :D adeyyolallaleyyoadeyyolallaley: Yerleri bitirmişler yerleri :)

Merhaba sayın yazarlar, 1yazar~3soru programı tüm hızıyla devam ediyor. Özlediniz mi bizi bilmiyorum ama ekip olarak biz sizleri gerçekten çok özledik (ekmek kapımızsınız sonuçta :D) . Uzun zaman önce programa katılmak isteyen sayın yazar @dengesizterazi nihayet programımıza teşrif ettiler, kendisine teşriflerinden ötürü teşekkürler. Ayrıca programımıza katkıda bulunmak için gönderdiği 250 lira için ayrıca teşekkürler, valla çok örnek bir yazar bence herkes bu 250 lira kısmını örnek alabilir ( şaka şaka, bizim amacımız siz değerli yazarların yüzüne biraz olsun güldürebilmek, belki formatı pek kimse beğenmeyebilir ama bir kişi beğense bile biz yine mutlu oluruz ) Moderatör: sayın yazar programımıza hoş geldiniz, gözümüz yollarda kaldı yahu :D Dengesiterazi: hoş buldum efenim, geç olsun güç olmasın :)) Moderatör: Sorular çok zorlayıcı olabilir, önceden söyleyeyimde sonra yayını bırakıp kaçmayın Dengesiterazi: hahaha söz veremiyorum ilk röportajım olduğu için kaçabilirim ama size güveniyorum :) Moderatör: neyse bakacağız ona artık, O halde ilk sorumuza geçelim. Mavi tikli bir yazarsınız, biz mavi tiksizler olarak mavi tikli yazarların ayrı bir havası olduğu düşünüyoruz. Bu mavi tik size ne hissettiriyor Dengesiterazi: hahaha beklediğim kadar zor gelmedi :) ben sözlüğe 2-3 yıl ara vermiştim dönünce mavi tik'i gördüm epey şaşırdım bu nick 2.nesil olduğu için. mavi tik bana ablaymışım gibi hissettiriyor :) yani herhangi bi havası yok aslında ama insan görünce mutlu oluyor. "görüldü" hissi uyandırıyor :) sevdim ben mavi tik'i darısı başınıza... Moderatör: Mavi tikli olup, ben buranın abisiyim veya ablasıyım ben ne dersem o olur demiyorsunuz yani :D Dengesiterazi: Hahaha yok asla demiyoruz onu anca ehli betalar söyleyebilir, 2.nesilleri de zamanında çok ezdiler 😂 ama şunu çok net söyleyeyim 4.nesil olup gerçekten çok çok iyi yazan yazarlar var. bu iş pek nesil olayına bakmıyor :) mavi tikli olup yıllardır yazmayan yazarlar da var. o yüzden bi numarası yok aslında. karmaya ya da entry sayısına göre tik alsak o zaman bi numarası olurdu işte :) Moderatör: çok manyak bir cevap bence :D Dengesiterazi: hahaha riskli olurdu tabii çöp entryden geçilmezdi o zaman 😂 Moderatör: O halde hız kesmeden ikinci soruya geçelim mi :D Dengesiterazi: tabii alalım bakalımm Moderatör: Son zamanlarda, sevgili yazarların başlığı eksi manyağı oluyor. Hani bu bilgi içerikli bir entry olsa bile yine aynı şekil. Yazarlar eksi yediği için üzülmüyor ama sebebinin ne olduğunu çok merak ediyor. siz bu eksi artı işine nasıl bakıyorsunuz Dengesiterazi: benim de bugünlerde dikkatimi çeken ve sinirimi bozan bi konu bu. örnek vereyim geçen gün "mutluyum" temalı bi şey yazdım 2 kişi eksilemiş. bazı entrylerin eksi alacağı zaten belli oluyor fakat benim mutluluğum mesela kimin zoruna gidebilir ki? siyasi entry olur eksi alır hadi anlarım -ki bence o da yanlış- ama durduk yere eksileyenleri asla anlamıyorum. sözlüğün amacı insanların belli konularda bilgi vermesi. bu mesela teknolojiyle ilgili olur, haber olur, şarkı sözü olur vs. Bu yazarların eksilerken ne yapmak nereye varmak istediklerini ben de sizin kadar merak ediyorum :) bu arada ben üzülüyorum shsjdjd lütfen beni eksilemeyin... Moderatör: Eksilerler eksilerler, entiri girme sayın yazar beğenmezler beğenmezler :D Dengesiterazi: ahsjsjs yazıklar olsun onlara :(( emek var o entrylerde emekk, utanın... Moderatör: Ne diyelim canları sağ olsun. Üçüncü soru gelsin mi ? Dengesiterazi: öyle olsun napalım... tabii gelsin bakalım :) Moderatör: Eminim nickinizi herkes biraz olsun merak ediyordur. Nickinizin hikayesi nedir acaba sözlük olarak çekirdek aldık sizi dinliyoruz:D Dengesiterazi: Heh ben bunu beklemiştim(önceki röportajları okudum çalıştım da geldim shsjsj) terazi kısmı burcumdan kaynaklanıyor. 4 Ekim doğum günüm (-kamu spotu- 4 ekim hayvanları koruma günü, hayvanları sevelim koruyalım -kamu spotu-) terazi burcunun en büyük ironisi, isminin aksine dengesiz bir burç olması. öyle burçlarla yatıp kalkan bi insan değilim fakat çevremdeki teraziler de genel olarak benzer şekilde dengesiz. ben de eski nickim varken 5 saniye önce ağlak bi entry girip ardından esprili şeyler yazınca sözlükte tam bi dengesiz terazi olduğumu fark ettim. norm ender'in şarkı sözüyle alakam bulunmamaktadır :) Moderatör: :DD enteresan bir hikaye gerçekten. Kamu spotu başarılı :DDD Dengesiterazi: teşekkür ediyorum sevgili yazar ahsjss Moderatör: Vakit ayırıp programımıza teşrif ettiğiniz için teşekkürlerimi iletiyorum sayın yazar Dengesiterazi: böyle güzel bi etkinlik yaptığınız için asıl biz teşekkür ediyoruz efenim, eksik olmayınız <3

Bu haftaki konuğumuz sayın yazar @anonymousxyz. Programımıza teşrif ettiği İçin teşekkürlerimi iletiyorum, bizi kırmayıp sorularımıza cevap verdiği için ayrıca teşekkür ediyorum. Çok rica etti iban atın para göndereyim diye ama biz yok dedik, ayrıca cömert bir yazar. Herkesten bekliyoruz bu cömertliği sayın yazarlar :D. Moderatör: Asosyal sözlüğün bi o kadar sevilen, bi o kadarda sevilmeyen ve bi o kadarda sosyal olan 1yazar~3soru programına hoş geldinizzz Anonymousxyz: hoş buldumm Moderatör: Efendim reji sürekli uyarıyor maskeyi kolunuza takmayın diye ağzımıza takarsak zahmet olmazsa ( kamu spotu :D ) Anonymousxyz: kolumda olması beni rahatsız eder efendim. doğru beyan verelim lütfen. takalım, devam.. Moderatör: Teşekkürler efendim. Evet o zaman ilk soru gelsin, Asosyal sözlüğü kullanmadan önce ve kullandıktan sonra ile ilgili neler söylemek istersiniz. Yani size bir şeyler kattı mı yoksa tam tersi bir durum olup bir şeyler götürdü mü ? . Evet sizdeyiz sayın yazar Anonymousxyz: kullanmadan önce sıkıcıydı biraz. evlere kapanmıştık. kullandıktan sonra biraz vaktimi çaldı, bir iki ay civarı. onun harici götürdüğü bir şey yok. daha çok olumlu katkısını gördüm. örnek olarak, pandemi sürecinde sosyalleşme kesintiye uğradı. alternatifi olarak burada yeni insanlar tanıma, hayatıma katma fırsatım oldu. Moderatör: Cevabınıza göre asosyal sözlük size yaramış :D Anonymousxyz: biraz öyle oldu. Moderatör: İkinci sorumuza gelelim öyleyse. Bilirsiniz son günlerde sözlükte baya bir eksi muhabbeti dönüyor ve eksi alan yazarların ister istemez tadı tuzu kalmıyor, yani içindeki yazma aşkını yok edebiliyor diyebiliriz. Siz ne düşünüyorsunuz bu eksi verenler hakkında, siz eksi yediğiniz zaman canınız sıkılıyor mu veya yazma isteğiniz kaçıyor mu ? Anonymousxyz: sıradan bir başlıkta önemli bir şey değil. canım sıkılmıyor. sadece, farklı görüşlerin olduğu, tartışılan bir başlıkta eksi aldıkça daha da yazasım geliyor. çoğu insan desteklediği, çoğunluğun kabul gördüğü, geleneklerine uyan görüşleri seviyorlar. farklı bir görüşe tahammülleri az. eksi vermeleri değil de bu durum bazen sinir ediyor. yazma isteğim hiçbir şekilde kaçmıyor ama. diğer arkadaşlarda bu kadar kasmasın bence. (bkz: burası sözlük yahu burası bu kadar işte) Moderatör: Eksiler sizi yıldırmasın diyor yani sayın yazar, duydunuz mu sayın konuklar. Güzel bir cevap olmuş şahsım adına artı bir veriyorum Anonymousxyz: +'la beni guglepiley. pr kasalım beraber. thankss Moderatör: :D. Gel gelelim geleneksel sorumuza, nickiniz diyorum sayın nickiniz nereden geliyor neden bu nick, evet kameralar sizde Anonymousxyz: (#1586714) hikayesi buymuş. bağlanmışız tabi, çevre de edinmişiz kendi çapımızda. değiştirmek istesek de değiştiremiyoruz. Moderatör: Telefon numarası misali veya dükkanı karşıya taşıma misali :D Anonymousxyz: eh, gibi gibi hahdjsh

Merhabalar sayın okuyucular, asosyal sözlüğün sevilen mi yoksan sevilmiyen mi ( yok ya siz seviyorsunuz bence evet evet seviliyor, ne diyeyim yani sevmeyende varsa canı sağ olsun ) bir programı olan 1yazar~3soru programı yeni bir bölüm ile sizlerle. Sizlerle olmak gerçekten güzel bir duygu. Evet gözlükler takılsın ve bir bardak çay alınsın sonra yeni bölümümüze bir göz atılsın :D Bu haftaki bölümümüzün konuğu sayın yazar @civatacıcahil idi Kendisine programımıza teşriflerinden dolayı teşekkürler. Moderatör: 1yazar~3soru programına hoş geldiniz sayın yazar Civatacicahil: Buyrun efendim, hazırım Moderatör: İlk soruyu nickiniz nereden geliyor diye sormak istiyorum. Yani o kadar çok soru geliyor ki sözlüğün magazinci tayfasından, işte bu isim nereden geliyor sana zahmet bir sorsana yani hep bir merak ediyorlar. E haliyle ekip olarak biz de merak ediyoruz nickinizin hikayesini, buyrun kameralar siz de :D Civatacicahil: Tabi anlatayım hemen, yaptığım iş gereği "civatacı" sıfatını bana yapıştırdılar, ben de ne kadar egoist olsamda içimdeki öğrenme arzusunu köreltmemek için "cahil" sıfatını benimsedim. Ortaya bu nick çıktı. 5,5 yıldır sabit olarak kullandığım nickname budur. Moderatör: Değişen bir şey yok sadece size garip gelmiş diyorsunuz anladığım kadarıyla aman gerçek isminizi unutmayın çünkü 5,5 yıl az değil :D Civatacicahil: Ben de bir kaç mesaj almıştım nickim hakkında, belki birgün daha uzun bir yazıyla açıklarım, o zamana kadar bu bilgi bir çok merağı bastırmaya yeter diye düşünüyorum. 2000'li yılların başlarından bu yana sanal alemde bulunuyorum, kendi ismimi unuttuğum zamanlar olmadı değil Moderatör: Anladım sayın yazar :D Gelelim ikinci soruya, asosyal sözlük sizin için ne ifade ediyor yani hayatınızda büyük bir önemi var mı ? Veya bugün sözlüğe görmeyeyim boşver felan diyor musunuz ? Civatacicahil: Asosyal sözlük benim için özel bir yer, ben derdimi sevincimi insanlar ile çok paylaşan birisi değilimdir, küçük defterlere yazıyorum hatta 17. defterim de geçtiğimiz haftalarda yerini aldı kitaplığımda. Sözlükte yazarken ve ya yorum yaparken defterlerime gösterdiğim samimiyeti gösteriyorum çoğu zaman. Kayıt olduğumdan bu zamana, mütemadiyen her gün giriyorum. Yazmasam da okuyorum artı ve eksimi verip çıkıyorum. Kendimi aranızda gördüğüm için mutluyum. Moderatör: Mutluluğunuz hep var olsun sayın yazar, hay maşallah 17.defter :d Civatacicahil: Teşekkür ederim, keşke daha erken başlasaydım yazmaya diyorum sık sık. Herkese de tavsiye ederim, her ne olursa olsun kendinize yalan söylemeniz ve ya olayları çarpıtma ihtimaliniz yok. Yazdıklarınızı dönüp okuyunca "ben buna mı üzülmüşüm" demek, "aa bu gün çok mutluydum" demek, eskiyi kanıtlarla hatırlamak paha biçilemez. Moderatör: Güzel tavsiye, görün görün sayın seyirciler size diyor :D Gelelim son soruya. Bu zamana kadar hayattan edindiğiniz tecrübelerden en önemlisini bizimle paylaşır mısınız ? Civatacicahil: Öncelikle cevaplar arasındaki uzun bekletmelerimden ötürü özür diliyorum. Tabiki seve seve paylaşırım sayın moderatör ama unutmamak lazımdır ki, hepimiz farklı hayatlar yaşıyoruz, o yüzden birazdan okuyacaklarınız için sizlerden de özür diliyorum sayın yazarlar. Hayatın bana gösterdiği kadarıyla mutlu son sadece masallarda var, üzülmekten saklanır ama kaçamazsınız. İşime aşık bir adamım ama bıraksalar 9 tane iş arkadaşımın kafasına sıkabilirim. veya ilişkiler, bakın -ler diyorum çünkü hepsi bitti, yaşarken güzeldi tabiki, kimisinin bitişine o an çok üzülsemde sonrasında "iyiki bitmiş" dedim. İnsan dediğin çiğ süt emmiş doyumsuz bir varlık. Elimizdekiyle yetinmiyoruz, ya da yetindirilmiyoruz. Hep bir fazlasına doğru yelken açıyoruz. O yüzden sayın moderatör üzülmek, acı çekmek, yalnız kalmak bunlar bize Adem'den miras.

İyi akşamlar sözlük, belki şu kış günlerinde bir nebze içinizi ısıtacak olan veya ulan yine mi bu başlık diyeceğiniz 1yazar~3soru programına hoş geldiniz. Neyse siz kestanenizi veya cipsinizi alın hemen bu yayınını okumaya koyuluyun, çayı unutmayalım. Bu akşamki konuğum sayın yazar, sayın mod, çoğu zaman biz görmeden hatalı açılan başlıkları düzelten, bir elin verdiğini diğer el görmemeli sözüne adeta kendini adamış olan @rakunettin idi, kendisine yayınımıza teşrif ettiği için ekip olarak teşekkürlerimizle sunuyoruz. Moderatör: Sözlüğün sevilen ama bir o kadarda sevilmeyen "1yazar~3soru" programına hoş geldiniz ( konfetiler patlıyor emojsi ) Rakunettin: Hoş bulduk (gülen surat) Moderatör: İlk sorumuz bildiğiniz üzere programımızın olmazsa olmaz sorusu "nickinizin hikayesi" sorusudur. Evet sayın mod, rakunettin nereden geliyor anlatın hele şunun hikayesini dinleyelim Rakunettin: Üye olduğumda üniversite tercihimi bile yapmamıştım daha. Lisede de resim çizerdim ben; portre, karikatür... Kendi çizgi karakterim vardı, epey nick düşündükten sonra "Hmm, neden olmasın?" deyip çizgi karakterimin adıyla yazmaya başladım. O dönem House izliyordum, onunla ilgili bir şey seçmeyi de düşünmüştüm ama şimdi iyi ki bu nicki seçmişim diyorum. Moderatör: Gerçekten hikâyesi güzelmiş, Nurettin diyesim geliyor bazen ama dediğim gibi kaliteli bir nick :D Rakunettin: Teşekkür ederim efenim :) Moderatör: Hız kesmeden ikinci sorumuza geçelim o halde. Sözlük yazarlarımız bu ara, bilgi içerikli entrylere eksi geliyor diye yakınıyor yani artı istemiyorlar ama eksi yedikleri zaman hevesleri kırılıyormuş. Sizce bir bilgi entrisine neden eksi verilirki ?. Bu duruma bir mod gözüyle bakmayın biz yazarlar gibi düşünün :D Rakunettin: Subjektif görüşe yer verilmemiş bir entryin eksilenmesini mantık dışı buluyorum. İki kere iki dört ediyorsa yazar ne yapsın? Heveslerinin kırılmasını da anlıyorum, benim de başıma gelmişliği var. Sözlüğe katkı sağlamak için bilgi entryi giriyorsunuz ve karşılığında eksi alıyorsunuz. Nedenine gelecek olursak; aslında net bir şey söyleyemem. Bazı durumlarda biri entry sahibini sevmediği için eksiliyor ama sözlükte hasmı olmadığını düşünmesine rağmen eksi aldığını söyleyenler de var. Belki de habersizce hasım edinmişlerdir. Bu yazarların hevesleri kırılınca ne olacak? Sol kanadı anketvari başlıklar kaplayacak ve bunun olmasını istemeyiz. Naçizane tavsiyem, entry hak ediyorsa beğenmeyi ihmal etmeyelim. Like limiti yok sözlüğümüzde, gelişine verelim likeları. Moderatör: İşte moderatör, işte feraset, işte saygınlık, işte yazarlarının yanında olan mod :D Rakunettin: Teveccühünüz efenim :) Moderatör: Üçüncü soruya gelecek olursak.1944 günden belli bu sözlüktesiniz, kim bilir nice yazarlar ile tanıştınız ve adınıza açılmış bayağı bir başlık var, sizin için sözlüğün sevilen bir siması diyebiliriz. 1944 günden belli buradasınız ya, hani bayağı yetkili bir abiye benziyorsunuz :D. Sizce asosyal sözlüğü sözlük yapan nedir yani buranın bitki örtüsü nedir. Asosyal sözlüğü önemli kılan şey nedir ? Rakunettin: Çok güzel, "iyi ki sözlüğe üye olmuşum" deme nedeni olan insanlar tanıdım burada. Tabii bunu dememin tek nedeni bu değildi... Burayı önemli kılan bir şey kesinlikle var. Girenin kolay kolay çıkamadığı bir mecra burası. Zamanında birkaç küçük sözlüğe geçenler oldu, oralarda sözlüğümüzü kötülemelerine rağmen çoğu kopamadı buradan. Ben desen beş senede bir gün sözlüğe girmemişliğim yok. Burayı sevimli, sakin bir köye benzetirim ben. Şirinler Köyü gibi. Samimiyeti sözlüğe girdiğinizde hissediyorsunuz; herkes birbirini tanıyor, kimse "ben fikrimi ortaya koyarsam elalem ne der?" demiyor (gördüğüm kadarıyla), hatta pandemi öncesi buluşmalar da gerçekleştirilirdi... Böyle bir ortamda aidiyet duygusu da kendiliğinden oluşuyor. Rahatsın, arkadaşların var, en doğal halinle aklına geleni yazıp keyifli vakit geçiriyorsun. Evindeymişsin gibi hissediyorsun. Eskiden kaos eksik olmazdı ama ben sözlüğe yakıştırmazdım, sahte dururdu. Buranın özünde huzur olduğu kanısındayım. Evet; sözlüğümüzü sözlük yapan, önemli kılan faktörlerin bunlar olduğunu düşünüyorum. Geç dönüş yaptığımın farkındayım, beklediğin için teşekkür ederim. Bu konu üzerine hiç düşünmemiştim, beş seneyi gözden geçirmem gerekti :D Moderatör: Rica ederim, uzun uzun anlattığınız için teşekkür ederim. Kesinlikle hakkınız var kaliteli insanların olduğu samimi bir yer, evet arada ufak tefek pürüzler çıkıyor ama ne yapalım o da sözlüğün tuzu biberi olsun :D

bunu okuyan kör olur. rica etsem özet geçer misin ?

guglepiley uyuma, 1yazar~3soru yap artık :)

Bu akşam yayındayız gorsel........

Herkese uzun bir aradan sonra merhabalar. Sözlüğümüzün sevilen ve bir o kadar sevilmeyen "1yazar~3soru programı" bugün yeni bir konuk ile karşınızda. Yav işte çayınızı, pastanızı alın gelin ne konuşturuyorsunuz iki saat. Her zaman dediğimiz gibi; her şey siz kıymetli yazarlar için. Ulan bu da esnaf lokantası sözü gibi oldu ama neyse, keyifli okumalar diliyorum. Bugün programımıza şeref veren yazar; discidegildishekimi idi. Programımıza katıldığı için kendisine ekip olarak teşekkürlerimizi iletiyoruz. •Mod: Asosyal sözlüğün bi o kadar sevilen, bi o kadarda sevilmeyen ve bi o kadarda sosyal olan 1yazar~3soru programımıza hoş geldiniz -Discidegildishekimi: Hoş bulduk efendim (şak şak şak) •Mod: Heyecan var mı? -Discidegildishekimi: Olmaz mı ya 😅 kendimi cidden önemli biri gibi hissettim kshzkzhkz •Mod: Zaten öyle hissedin, herkes öyle hissetsin :D O halde ilk sorumuz geliyor -Discidegildishekimi: Gönder gelsin :) •Mod: Asosyal sözlük sizin için ne İfade ediyor. Yani tarafınızdan sevilen bir mecra mı? -Discidegildishekimi: Kesinlikle sevilen bir mecra. Burada anonim olmanın verdiği bir güven var. Sanki burada beni tanıyan insanlar olsa söylediklerim yazdıklarım hep yargılanacak gibi hissediyorum bu yüzden ifşa olmamak için elimden geleni yapıyorum. Bazen sözlük yazarlarının fotoğraflarının paylaşıldığı basliğa falan fotoğraf atasim geliyor, "Ne olacak, en azından arkadan bir foto paylaş." Diyorum ama hemen kendime "Dur, yapma, büyüyü bozacaksin!" diye telkinde bulunuyorum. :) Ayrıca birbirini hiç tanımayan insanların, senin sevincinle sevindiğini, üzüntünle üzüldüğünü gördüm burada. Belki başka birisinden duysam böyle bir ortamı pek inanmazdım, yapmacıklık olarak yorumlardım ama bunu, ben burada yaşadım. Bu da burayı sevmemi sağlayan en önemli sebep diyebilirim. :) •Mod: Yani sıcak bir ortam diyorsunuz. Anonimliği seviyorsunuz ama öte yandan da canı cehenneme diyip bozmak istiyor gibisiniz :D -Discidegildishekimi: Bazen şeytan yokluyor işte 😅 şimdilik büyüyü bozmaya niyetim yok :) •Mod: Anladım :DD O halde hız kesmeden ikinci soruma geçeyim; sizce önyargılı olmak her zaman kötü bir şey midir? -Discidegildishekimi: Bunun belli bir cevabının olduğunu düşünmüyorum, bakış açısına göre değişir. Bir söz okumuştum : "çirkinlik diye bir şey varsa o da, gözlerindeki önyargılı ölçeklerdir." Bunun gibi önyargının yanlış olduğunu savunan bir sürü söz vardır eminim. Hatta Kur'an-ı Kerim'de de bununla alakalı bir ayet olduğunu duymuştum. Önyargının genellikle olumsuz yani karşı olmak biçimi ağır basar. Bir taraf tutma biçimidir. Bazen de acele karar vermektir. Eğer bu önyargılar davranışa dönüşürse artık bu bir "dışlama"dır. Yani önyargı bir tutum, dışlama ise davranıştır. Önyargı kişinin kendini ve çevresini koruma içgüdüsü ile yapılıyorsa kabul edilebilir bence, kötü değildir. Ama dışlama, hiçbir şekilde kabul edilememeli bence. Kimse dışlanmayı hak etmez, onun da kendine göre haklı olduğu veya doğru yaptığını düşündüğü durumlar vardır. İkisi arasında çizgiyi görmek gerekiyor bence. •Mod: Evet açıklamanız net olmuş, umarım seyircilerimiz okur. Malum çok uzun yazıları pek sevmiyorlar :D -Discidegildishekimi: Evet onu biliyorum ama elimden geldiğince kısa yazmaya çalıştım. Genelde çok uzun yazarım ama dediğiniz gibi çok uzun olunca insanlar sıkılıyor •Mod: Son sorumuza geçelim o zaman. Discidegildishekimi kitap okumayı seviyor mu? Eğer seviyorsa; discidegildishekimi'nin hayatına olumlu yönde etki eden kitap var mıdır? -Discidegildishekimi: Lisedeyken çok kitap okurdum, üniversitedeyken azaldı biraz ama yine de okuyordum. Kitapları ve kitapçıda dolaşmayı çok sevdiğim için daha sonra okurum diye çok kitap almışlığım var. Son birkaç senedir de az okuduğum için onlar kenarda birikti, bu yüzden elimden geldiğince kitapçıya girmemeye çalışıyorum. Girersem kendimi tutamam çünkü. :)) 2016 dan beri Okuduğum kitapları not ettiğim, puanladığım ve kitapta geçen beğendiğim cümleleri yazdığım bir defterim var. İçlerinde 10 üzerinden 10 puan verdiğim sadece 3 kitap var. Bunlar : Abum Rabum, Dublörün Dilemması ve Platonun aşkı. Sonrasında 9 puanla "Freud'un kız kardeşi" ve "Nazi ve psikiyatrist" yer alıyor. Ben hem düşünmeye hem de bilgi vermeye yönelten romanları çok severim. Bu 5 kitabın ortak özelliği bu diyebilirim. Bu 5 kitabın da bana kattıkları çok güzel şeyler var ama içlerinde en çok sevdiğim, arada sırada açıp okuduğum kitap : Platonun aşkı. Zaten bu kitapla alakalı da birkaç entry paylaşmıştım daha evvel de. :) •Mod: Yani kitapların hayatınızda yeri olduğunu ve hayatınıza yön verdiğini söyleyebiliriz -Discidegildishekimi: Kesinlikle evet :) •Mod: Anladım :D Programımıza teşrif ettiğiniz için teşekkürler:DD -Discidegildishekimi:Ben teşekkür ediyorum efendim. Daim olun...(Şak şak şak)

Akşam yayındayız ...gorsel

Yine bir program ile karşınızdayız sayın yazarlar. Ne yaptınız özlediniz mi veya ulan yine mi bu program diyorsunuz. Neyse her türlü canınız sağ olsun. Evettt şimdi gelelim konumuza; bugün öyle bir yazar konuğumuz oldu ki, herkes onu tanıyor, herkes onu yorumlardan biliyor. Amma uzattın Dayıoğlu dediğinizi duyar gibiyim, neyse çok uzatmayayım o halde. Bugün programımızın konuğu sevgili @hyper idi. Programımıza teşriflerinden ötürü, ekip olarak kendisine teşekkürlerimizi iletiyoruz. umarım biraz olsun günün yorgunluğunu üzerinizden alan bir program olmuştur. •Mod: asosyal sözlük yazarları tarafından adeta reyting rekorları kıran, çok manyak bir biçimde takip edilen ve bir o kadar sevilmeyen "1yazar~3soru" programına hoş geldinizzz Hyper: Hoş buldum teşekkür ederim :) •Mod:Rica ederiz, rejiden arkadaşlar; hyper çok heyecanlı diyor ama bilemedim tabi. Heyecan var mı ? Hyper: Tabi birazcık heyecanım var ? inşallah cevaplara yansımaz :D •Mod: Aman efendim herkes böyle diyor ilk başta, geçer geçer :D Evet ilk soruya geçelim; hyper için asosyal sözlük ne İfade ediyor acaba ? Hyper: İnşallah diyelim. Soruya gelecek olursak , sözlük benim için bir defter. Defter olmasını şöyle açıklayabilirim ; yaşadığım anılar, hüzünler, dertler , ayrılıklar , eğlenceler ne olursa buraya yazdığım yerdir. Genelde ciddi entiri girmesem de son zamanlarda, sözlük benim için yeri büyük. Sosyal medya kullanmayan bir insan olarak uzun zamandır buradayım ara sıra uçmak geçse de aklımdan buralarda kaldık bir şekilde. Sözlüğün ayrı bir havası var küçük ve samimi bir ortam olduğunu düşünüyorum. Sözlükte eğlendiğimi ve güzel arkadaşlıklarda kurduğumu belirtmek isterim. •Mod: Gerçekten çok içten ve samimi bir cevap olmuş, tebrik ederim :D Hyper: Teşekkür ederim. Sıradaki soruyu alabilirim :D •Mod: Hay maşallah çok hızlı bir yazar, sayın seyirciler feyz alınız lütfen :D Evet ikinci sorumuz; Hayatın hyper'e öğrettiği en iyi şey nedir, yani hayat bunu bana gerçekten öğretti guglecim dediğin Hyper: Güzel soru teşekkür ederim. Hayatın bana evire çevire öğrettiği bir konu var aslında, öğrenmem baya uzun zaman aldı sonunda öğrendim bazı bedeller ödeyerek. Öğrendiğim şey bir insana ,bir amaca , bir konuya hiçbir şekilde bağlı kalmamak. Kısaca bahsetmek istiyorum, istediğim bölüm için üniversite sınavına 3 sene hazırlanmam ve sonucunda istediğim bölümü kazanamam. Üniversiteye geç başlamam, istemediğim bir bölümde okumam cabası. Ayrıca hazırlandığım 3 senede hayatta kaçırdığım güzel anlar, kimi zaman bir kuzenimin düğünü, kimi zaman gezmek istediğim bir yeri , kimi zaman çok istediğim tatili. Her şeyi erteliyor insan bekle diyor, sınav geçsin yaparsın, bekle hastalık bitsin gezersin , bekle bekle bekle , ertelemekle geçiyor kısacık ömrümüz. Neyi neden erteliyoruz ki iyi bir gelecek için 3 seneni köle gibi geçirmene gerek yok. Her şeyi zamanında yapmak güzel, 20 yaşında gezmek istediğin bir yeri 50 'den sonra gezmen sana aynı tadı aynı heyecanı vermez. Bir insana bağlı kalmakta aynı şey diye düşünüyorum , o insana sebep hayatından geçip giden güzelliklerin farkına varamamak büyük bir acı açıkçası. Yani guglecim sana verebileceğim en güzel tavsiye bu hayatta ne olursa olsun hiçbir şeye bağlı kalıp kendini köreltme •Mod: Çalış, didin sonra arkana bak, zaman geçmiş diyorsun. Güzel bir tavsiye, sizlerde iyi okuyun ekran başı :D. Tavsiye için teşekkürler hyper :D Hyper: Rica ederim •Mod: O halde son sorumuz gelsin. Covid-19 birçok şeyi alt üst etti, senin hayatında ne gibi şeyleri değiştirdi sevgili hyper. Ha bide; etrafında bulunan insanlar bu hastalığa karşı nasıl bir tutum sergiliyor, sence insanlar gerçekten dikkat ediyor mu ? Hyper: Malum soru diyorsun :D Hayatımda çoğu şeyi değiştirdi diyebilirim. En basitinden uyku düzeni diyebiliriz, insanlara karşı tutumum değişti diyebilirim, bir ortama girince kalabalık olup olmadığına hijyen kurallarına dikkat edip etmemesine kadar dikkatle bakıyorum. Değişen dünya düzeninde benim değişmemem neredeyse imkansız. Çevremdeki insanlara gelecek olursak , kimisi çok ciddiye alıyorken, kimisi hiç almıyor ,ortası yok zaten bu olayın. Ülkenin durumu zaten ortada umarım kısa zamanda salgın biter ve sağlıklı günlere kavuşuruz. Röportaj için teşekkür ederim . Benim için oldukça keyifliydi. Eline emeğine sağlık, gugucum . •Mod: Rica ederim, bize vakit ayırdığın için teşekkürlerimizi iletiyoruz :D. Keyifli bir program oldu.

Akşam yayındayız..gorsel

Merhaba sevgili sözlük, biliyorum biliyorum bizi çok özlediniz yine. Ne yalan söyleyelim biz de sizleri çok özledik. Bugün öyle bir yazarı konuk aldık ki, resmen yürüyen ansiklopedi. Tabi bazen "bu nasıl başlık" dedirten bir yazar. Yine çok uzattım, uzatma sebebim reyting almak için. Tamam tamam hadi çok uzatmıyorum, bugün programımızın konuğu sayın yazar cort is back idi. Bize vakit ayırdığı için kendisine ekip olarak teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bu arada gönderdiğin 500 lira için teşekkürler cort, umarım seni örnek alan birçok yazar olur. •MOD: 1yazar~3soru programına hoş geldinizz sevgili cort. Heyecan var mı? CORT: Heyecan her zaman var sevgili gugle, hoş bulduk. Davetiniz için teşekkür ederiz. :) •MOD: Rica ederiz sevgili cort :D İlk sorumuz gelsin; cort için asosyal sözlük ne ifade ediyor, cort tarafından sevilen bir mecra mı?, İyi yanları ve kötü yanlarıyla anlatırsanız :D CORT: Yani ilk olarak yanlış hatırlamıyorsam 2016 yıllarında tanıştım o zamanlar yazdıklarıma denk geliyorum, bunları ben mi düşünmüşüm ne güzel düşünmüşüm dediklerim oluyor. Burayı günlüğe benzetenler oldu kesinlike haklılar, kendimize dair bazı kayıtları kimsenin haberi olmadan burda saklıyoruz. Sevilen bir mecra benim tarafımdan çünkü iş görüşmesine giderken burdan tavsiye aldım, aşk acısı çekerken (çooook ağlak zamanlardı) burdan insanlar bana destek oldu, ne bileyim kötü bir yanı yok diyemem varsa bile denk gelmedim. Kötü yan demeyelim ama eksik olan bazı şeyler var burası köy kahvesi gibi birileri gerçekten biliyor ve söylüyor, birileri kendi geyiğini peşinden sanırım benim için değerli olmasının sebeplerinden birisi bu, onlarca farklı insanı gözlemleyebiliyorum en azından yazdıklarından •MOD: Cort tarafından sevilen bir mecra diyebiliriz o zaman :D CORT: Kesinlikle seviyorum, kafamı boşlattığım bir mecra :) •MOD: Anladım sevgili cort :D İkinci sorumuza geçelim o zaman. Son günlerde israf konusu çok konuşulur oldu, özellikle yemek ve su konusunda. Ülkemizin bu açıdan pek olumlu bir profili yok, özellikle ekmek israfında. Cort bu israf konusuna nasıl bakıyor, gerçekten abartıldığı kadar israf var mı? Eğer var ise bu nasıl önlenebilir, yani bu konu hakkında fikriniz nedir? CORT: Türkiye çok büyük bir ülke yani kendi kaynaklarını kullansa en kötü ihtimalle 300 milyon nüfusa en iyi şekilde bakacak potansiyele sahip ancak durum ne insanlar açlıktan ölüyor. Nedenini biraz düşününce aslında altında çok basit şeyler yatıyor, insanların sınırsız ve sonu gelmeyen istekleri onları sürekli daha fazlasına sahip olma güdüsüyle besliyor sonuç. 1 ekmek yetecekken 2 ekmek alıyorsun ve döngü başlıyor. Şöyle bir düşününce israf sadece yiyecekte ya da suda değil hayatımızın her safhasında var. Söylendiğinden daha fazlası olduğuna inanıyorum. Dünya bunun sinyallerini veriyor zaten en yakın senaryo 2075 yılında 800 milyondan fazla insan su kıtlığı ile karşı karşıya gelecek şu an olanları söylemiyorum bile. Neden bu durum peki insanlık olarak gözümüzün açlığı elimizde olanı tüketmeden yerine başkasını koyup diğerini bir kenara atmamızdan kaynaklı. İsraf var, söylenenden fazlası var ama yeterince önlem yok. Önlem için ise bilinçli toplum ve bilinçli nesil şart gugle. İçimdeki(bkz: Louis froziel ) ve (bkz: devriksekiz) ortaya çıktı uzun yazdığım için şimdiden kusura bakmayın ama bazen kelimeler yetmiyor :) •MOD: Çok kaliteli bir yazı olmuş, seyirciler ne der bilemem ama şahsım adına ben sevdim bu cevabınızı. Zaten bunlar gerçekler. Öğretmenlere sıkı bir görev düşüyor bu konuda :D Yazı gayet makul, ne uzun ne kısa dert etmeyin efendim :D CORT: Ne demek efendim, işimiz konuşmak. Konuşmaya ve düşünmeye teşvik etmek bunlar hayatın içinde olan şeyler. Biz sadece hangi yoldan gideceklere rehber olacağız o kadar :) •MOD: Çok haklı bir cevap :DD Son sorumuza gelelim o halde. Cort bu zamana kadar yaşadığı şeylerden yola çıkarak, hayat hakkında edindiği bilgi ve tecrübeleri anlatabilir mi? CORT: Bunu geçenlerde sözlükten bir arkadaşımla konuşurken söyledim sanırım aynen olmasa bile yakın bir şekilde aktarmaya çalışayım Hayatımda olmaması gereken hiçbir şey olmadı ve olması gereken her şey oldu. Üstesinden gelemeyeceğim altından kalkamayacağım bir şey var mı? Bilemem illa vardır ama şu zamana kadar iyi idare ettim. Her şeyi tecrübe etme şansı olmuyor insanın bazı durumların sonuçları değişmiyor ya işte öyle bazen bize verilen nasihatleri dinlemek gerekiyor, kimseye ben demiştim böyle olacağını gururunu yaşatmaya gerek yok. İnsan muazzam potansiyeli olan bir canlı herhangi bir engel durumu yoksa başarısının uçsuz bucaksız olduğunu düşünüyorum, burda kısa bir açıklama yapmak zorunluluğu doğdu Allah inancı olan birisiyim ve geri kalan insanların neye inandığı ile çok ilgilenmiyorum o kendisi ve inandığı her neyse onun arsında olan bir durum. Biraz sabır, biraz tevekkül, biraz dua bütün tecrübelerden iyi dersler çıkarmayı kolay hale getiriyor sanırım. Hepimiz aynı gemideyiz ama pencerelerimiz farklı manzaralar görüyor. Her şeyi öğrenmeye çalışırken heybe tamamen boş kalabilir ondan dikkat edip öğrenmek en iyisi desem. Sanırım ne demek istediğim anlaşılır. •MOD: Sabır çok önemli diyebilir miyiz sevgili cort CORT: Kesinlikle sabır önemli. Hangimizin hayatı sorunsuz iletiyor, hangimiz muazzam mutluluklarla yaşlanıp ölüyor hiç sorun yaşamadan. Ondan başımıza bir şey geldiği zaman elbette neden oldu niye oldu düşünürüz ancak nasıl düzeltirim, nasıl üstesinden gelirim bunları yaparken neler yapmalıyım diye düşünmek lazım. Sabrın sadece başımıza gelene dayanmak olduğunu değil onunla aynı zamanda mücadele edip şartları lehimize çevirmek için bir fırsat olduğunu düşünüyorum •MOD: Bu güzel söyleşi için ve bize vakit ayırdığınız için ekip olarak teşekkürlerimizi iletiyoruz. Görüş ve önerileriniz varsa alabiliriz :D CORT: Elinden gelenin en iyisini yapıyorsun sözlük için, kendin için ise çok daha iyilerini yap. Senin özelinde herkes için bunu söylüyorum. Beni davet ettiğiniz için ben teşekkür ederim.

Bu mevzu da nedense yazarlar gerçekten röportaj moduna geçiyor. Saha içinde dümdüz gidip yayıncı kuruluşa röportaj veren Yılmaz Vural gibi. Bu psikolojik bir şey mi yoksa insan karşısına çıkıyoruz düzgün konuşalım amk gibi bir şey mi acaba.

Dındırıdındırıdın, akşam yayındayız...gorsel

Merhaba sözlük. Yine bir programda siz değerli yazarlar ile beraberiz. Valla hepinizin "bıhtık ya gugle" dediğini duyar gibiyim. Malum karantina günleri. Umarım iyisinizdir. Çayınızı, kahvenizi, pastanızı alıp gelin. Bugün; yazmayı seven, araştırmayı seven, sözlükte bayağı bir sevilen, yazdığını okutan bir yazar ile beraberiz. Çok merak ediyorsunuz değil mi, "yav gugle ne diyon hadi söyle kimmiş bu" dediğinizi duyuyorum. Ulan tamam be bir ağız tadıyla giriş yaptırmadınız. Bugün programımızın konuğu "Kıpçak bey" idi. Bize ayırmış olduğu vakit ve değerli görüşleri için kendisine teşekkürlerimizi iletiyoruz. •MOD: 1 yazar~3soru programına hoş gel di nizzzzzz (seda sayan gibi) :D KIPÇAK BEY: hoş buldum :) •MOD: Arkadaşlar hafiften heyecanlı olduğunuzu söylüyorlar, heyecan yapmayın ya, ilk sorudan sonra hiç bir şeyiniz kalmaz :d KIPÇAK BEY: ahgdhasdjh peki bakalım :) •MOD: Evet efendim ilk sorumuza geçelim. Covid-19 önemleri kapsamında ülkemiz tam kapanmaya geçti, sizce bu karar ne kadar doğru. Bir taraf bu kapanmanın az olduğunu savunurken, bir taraf kapanmanın biraz daha uzamasını söylüyor. Esnaf ise bu karara isyan ediyor. Size göre bunlar doğru mu, neler yapılmalı? KIPÇAK BEY: kararın doğru olduğunu ama yine diğer yasaklar gibi tam uygulanamadığını ve hatta en önemlisi de yanlış zamanlarda uygulanan diğer bazı yasaklar gibi geç kalındığını düşünüyorum. kesinlikle olması gerektiği gibi ya da şeffaf bi yönetim olmadı. virüs ülkemize çoktan gelmişti fakat ilk vakayı mart ayında ancak açıkladılar. vaka bildirimlerini kendi kafalarına göre ve azaltarak yaptılar. bu da insanların yeterince önemsememesine sebep oldu. ben insanlara çok suç bulmuyorum aslında çünkü herkes 80 milyonluk bir sağduyu gösteremez. bunu yapabilecek insanlar çok az. kesinlikle asıl sorumluluk yöneticilerde. genel olarak da her şeyin normal olmadığını düşünüyorum, bence bu durum birilerinin işine geliyor. çin'de böyle bir şey çıktıktan ve dünya çapında alarm verildikten hemen sonra havalimanlarımız kapatılmalıydı. ülkemizdeki vakalar açıklanmaya başladığında bile bırakın çin'i bütün dünyadan türkiye'ye giriş çıkışlar oldu sürüyle. neyse yurtdışı giriş çıkışlarını geçtik diyelim, tam kapanma yaplacaksa adam gibi yapılsın. sağa sola, oraya buraya, ihtiyacı olmayanlara, durumu bizden iyi olan ülkelere bile tonla yardımlar yapıldı. bunlar yerine geç kalınmadan tam manasıyla bi kapanma olsa, yöneticiler de vatandaşına destek çıksaydı çok daha iyi yerlere gelirdik bu konuda. aşılama mevzularına hiç girmiyorum bile çünkü zaten biraz karmaşık olarak aktarmış olabilirim aklımdan geçenleri. daha fazla uzatmak istemiyorum, kimse okumayacak sonra :) •MOD: "Bazı şeyler doğru yapılsaydı, şimdi buralarda olmazdık" diyorsunuz yani, doğru mudur? KIPÇAK BEY: kesinlikle böyle düşünüyorum. yani ya beceremiyorlar, ya da işlerine geldiği gibi devam :) bir de sürü bağışıklığı ihtimali vardı, onun için de geç kaldık bence. e muhtemelen bu da işlerine gelmedi :)) •MOD: Çok iyi anladım sevgili Kıpçak :D Bu arada; bu programın kitlesi, okumayı sever. O konuda çok şüpheniz olmasın :D. Hepsi zehir gibi çocuklar yani :D KIPÇAK BEY: güzel :)) o zaman sıkıntı yok, ben tasalanmadan yazayım gerektiği zaman :)) •MOD: Kesinlikle, hiç kuşkunuz olmasın. Tabi vur diyince öldürmeyin :D İkinci sorumuza gelecek olursak; biliyorsunuz, dünya artık global bir köy oldu. Hemen hemen bütün ülkelerde tüketim çılgınlığı hat safhada. Üretici olmayı, köylü olmayı neredeyse unuttuk. Sizce bu sorundan nasıl çıkarız, yani bunları görmek için nasıl bir yol izlenmeli. Bunların hepsi bir abartı mı, yoksa gerçekten israf ve tüketim çılgınlığı var mı? KIPÇAK BEY: Doğru düzgün iç işleri ve dış işleri politikalarıyla her türlü sorundan kurtulabileceğimizi düşünüyorum. ancak gelin görün ki zaten iç ve dış çoğu sorunumuz hatalı politikalardan kaynaklanıyor. biz ülkece çok uzunca bir zamandır birçok şeyi yanlış yapıyoruz bu konularda ve yine burada sorumluluğun büyüğü bence yöneticilerde. abartı değil bence. dünya çapında ve türkiye çapında bakacak olursak israf ve tüketim çılgınlığı her zaman her yerde her konuda olmasa da ciddi ölçüde büyük boyutta. açlık, evsizlik, yoksulluk gibi ciddi problemler de oldukça fazla. memlekette tek bir aç bırakmamak için kadar canını dişine takan yöneticilerimiz varmış bir zamanlar, çok eskilerde. şimdilerde ise bırakın yoksulluk sınırını, açlık sınırının altında maaş belirleyen yöneticilerimiz var. •MOD: Başarılı bir politika ile çözüme ulaşacaktır diyebilir miyiz ? KIPÇAK BEY: tabii ki diyebiliriz. bu konuda önümüzde bir engel yok •MOD: Bu güzel cevap için teşekkürler sayın Kıpçak :D. Kamu spotu; --- spoiler --- hey sen, bizi okuyan arkadaşım; israf konusunda biraz daha dikkatli olmaya ne dersin? --- spoiler --- KIPÇAK BEY: ne demek rica ederim :), insanları israf konusunda dikkat etmeye ve bilinçlenmeye davet ediyorum. •MOD: Tüm entrylerim ile katılıyorum :D Evet, gelelim son sorumuza; birçok yazar gibi bu sözlüğe emek vermişsiniz ve vermeye devam ediyorsunuz. Kıpçak bey için asosyal sözlük ne demek? KIPÇAK BEY: öncelikle nezaketiniz için teşekkür ederim, sözlüğe emek verdiğimin düşünülmesi ve bunun ifade edilmesi beni mutlu eder. asosyal sözlük'ün benim için yeri çok farklı diyebilirim. bu platform bu konuda benim ilk göz ağrım. sosyal medyada bu platform karşıma ne zaman ve nasıl çıktı hatırlamıyorum. o zamanlar yazar alımları kapalıydı ve sosyal medyadan takip edebiliyordum sadece. bir gün yazar alımları açıldı ve hiç zaman kaybetmedim içeriye tam manasıyla girmek için :)) sözlüğün kuruluşuna yetişemedim, biraz geç katılmış oldum. hatta ben geldiğimden beri de birçok şey ve birçok yazar değişti. hatta bir zaman geldi ki içeride çok az kişi kaldık ve çoğumuz da pek bir şey yazmıyorduk, yine de burada kalmaya devam ettik ve bu günleri gördük. eskisi kadar oldu mu? bence hala yolumuz var ama o karanlık dönemlere göre yine çok iyiyiz bence :) sözlük kültürünü ve kullanımını burada öğrendim desem hiç yanlış olmaz. ilk geldiğimde pek bir şey bilmediğimden sadece okuyordum, dışarıdan takip ettiğimde yaptığım gibi ve bazen yorum yaptığım oluyordu. sonradan açıldım. arap atı misali oldu galiba :) burada birçok şeyler yaşadım; güldük, eğlendik, yeri geldi sinirlendik, yeri geldi üzüldük. acılara, sevinçlere, kaoslara, eğlencelere, kargaşalara, toplu atışmalara... bir sürü şey şahit olduk. birçok insan tanıdım. bazıları sadece sözlükte arkadaşım olarak kaldı, bazılarıyla yüz yüze tanıştık, bazılarıyla da anonim arkadaşlığı bir tık ilerletip sosyal medyada takipleştik. gerçekten çok iyi insanlar var burada, kötü insanlar da var tabii ki. birçok konuda çok çeşitli bir platform burası. başka sözlüklere de katıldığım oldu buradan sonra, ancak hiçbirinde burada aldığım tadı alamadım. hiçbiri buranın yerini tutamadı. iyisiyle kötüsüyle devam. •MOD: samimi ve içten bir cevap. Yani sayın okurlar, Kıpçak bey diyor ki; sözlük benim gönlümde taht kurmuştur :D KIPÇAK BEY: teşekkür ederim. Evet öyle diyebiliriz bence :)

Akşam bergamot aromalı Çayınızı demleyin, yayındayız..gorsel

İyi akşamlar sözlük, yine bir söyleşi ile karşınızdayız. Gözlükler takılsın, çaylar, kahveler, papatya çaylarınızı alıp gelin. Bu yazarımızın entrylerine sıklıkla denk gelmişsinizdir, burada denk gelmediyseniz bile sözlüğün instagram hesabında denk gelmişsinizdir, her başlıkta görüyoruz kendisini. Çok aktif bir yazar. Bu sefer uzatmıyorum, direkt söylüyorum. Bugün programımızın konuğu sayın yazar boktanhayat idi. Kendisine buradan bir kez daha ekip olarak teşekkürlerimizi iletiyoruz. Programımıza katkıda bulunmak için gönderdiği "250 lira" için daha ayrı bir teşekkür ediyoruz. •MOD:Asosyal sözlüğün en sosyal programı olan; 1yazar~3soru Programına hoş geldiniz :D BOKTANHAYAT: Hemen mi hoş geldim ay? Hoş buldum gugle hoş buldum •MOD: Sayın okurlar, yazarımız biraz heyecanlı. Bunlara gerek yok diyorum ama nafile. İlk sorudan sonra geçer ama :D BOKTANHAYAT: Heyecan mı, heyecan mı sevgili gugle ? şafak operasyonuna pijamalarımla yakalanmışım daha ne olsun •MOD: Emin olun ilk sorudan sonra geçer :DD. İlk sorumuz gelsin mi? BOKTANHAYAT: gelsin gelsin •MOD: Malum şuan tam kapanma dönemindeyiz. Her taraf kapalı, kimse kolay kolay dışarı çıkamıyor. Bu kapanma döneminde, boktanhayat'ın bir günü nasıl geçiyor? BOKTANHAYAT: Valla baktım tam kapanma geliyor, hayatıma ekşın katmak için abimlere gidip onun veletlerini aldım geldim, arada onları pataklamak iyi geliyor bana :) Haftaiçlerimi soruyorsan canlı derslerle geçiyor daha çok. canlı derslerden sonra da ramazan dolayısıyla iftar hazırlığı ile gün bitiyor(annem işi bana kitliyor , bu kadın çok uyanık) Şanslı olan kesimdenim , bahçeli bir evimiz var , bahçeyle uğraşmaya bayılıyorum, bu şey değil ama filmlerdeki narinlikteki gibi değil, bildiğin köylü gibi :) •MOD: Buradan bakılınca hiç kapanma gibi durmuyor, bayağı sosyal bir hayatınız var :D. Bahçeli bir ev ve yeğenlerinizin olması konusunda şanslısınız gerçekten BOKTANHAYAT: Evde ben olduğum hepsi şanslı evet , haklısın :)) mesela bugün camları sildim , kimin şanslı olduğu ortada bence :)) •MOD: Şuan ülke olarak cam temizliği yapıyoruz. Size has değil yani :D. O halde ikinci sorumuz geliyor BOKTANHAYAT: Hadi ay sor ? (pas geçme hakkım var bak öyle demiştinnn :(( ) •MOD: Elbette var, ben ÖSYM değilim. Öyle çetrefilli sorular yok bizim programda :DD. İkinci sorumuz; asosyal sözlük boktanhayat için ne ifade ediyor. Bu mecra gerçekten bana bir şeyler katıyor diyebilir misiniz? BOKTANHAYAT: Ben buraya iki defa kaydoldum, ilk kaydolduğumda üyeliğimi sildim hatta, açıkçası sözlük ne demek bilmiyordum . Şansıma o ara önüme “yazarları maaşa bağlama” gibi bir entry düştü, “lan dedim nereye düştük ? Çiftlik bank olayı gibi olmasın , dolandırılmayalım sakın” deyip tası tarağı toplayıp sözlüğü terk ettim( alay edebilirsiniz sevgili tosuncuklar , atış serbest) Sonra aylar sonra yine geldim , eğleniyorum açıkçası , kendim çalıp oynuyorum, bazen iyi şeyler duymak da mutlu ediyor ruhumu okşayıp öpüyor yalan yok. Buradan öğreniyorum da , kelime öğreniyorum film öğreniyorum, nasıl konuşulmaması gerektiğini falan öğreniyorum ... Ama daha önceden dediğim gibi bazı yazarların uslübu bence hoş değil ama kendileri bilir , bana bulaşmasınlar (bulaşmayıp eksiliyorlar, bu bulaşmak olur mu ? ) kalplerini kırarım çünkü bana geyik bazlı gelsinler :) •MOD: Yazarları maaşa bağlama olayı için yönetime çok önerge verdim ama her seferinde ret edildi. Neyse canları sağ olsun, tabii yine entry başı 50 kuruş verseler iyi olur. Genellikle öğrenci var sözlükte, milletin cebine üç beş para girerdi ama dediğim gibi önergem ret edildi. Tabii yılmak yok, şuan yazarlar ile bu konu üzerinde istişareler yapıyoruz :DD. BOKTANHAYAT: Sol kanat entryden geçilmezdi at izi it izine karışırdı, iyi ki önergen reddedilmiş :)) •MOD: Sayın okurlar bu cevabı iyi okuyalım lütfen, ben sadece yazarların cebine üç beş bir şeyler girsin dedim ama neyse. Evet son sorumuza geçelim öyleyse, geçelim mi boktanhayat? BOKTANHAYAT: Hedef gösterip pislik yapma gugle :)) geçelim •MOD: Boktanhayat'ın hayatına bugüne kadar dokunan bir kitap var mıdır?. Veya bir söz, bir öğretmen, bir yol gösterici. Hani lisede falan insan hayatına yön veren kaliteli öğretmenler olur ya, onun gibi düşünün BOKTANHAYAT: Ortaokulda bize 100 temel eseri okutmuşlardı, Cengiz Aytmatov-Toprak Ana kitabı bende vurgun etkisi yaratmıştı diyebilirim, toprağın kıymeti , anaların göz yaşı, savaşlar , ayrılıklar ... kıymet nedir emek nedir o zaman öğrenmiştim . Şu hayatta en büyük yol göstericim babam oldu, bakmayın sürekli geyik yapıyorum ama bu rahatlığımı bile ona borçluyum. hep derim babam olmasaydı ben okumazdım , bırak öğretmen olmayı , bir konfeksiyona girer orada da patronumu ayartır(ayartırdım kendimdeki potansiyeli biliyorum çünkü) onunla evlenir, şimdi de 5 çocuğumla Esra Erol u izliyor olurdum.( burada konfeksiyonculupu küçümsemiyorum aman yanlış anlaşılmasın) Küçükken elime gazete verirdi “bana oku” derdi, her şeyi ona okurdum, o yüzden her bok hakkında ufak da olsa bilgim var. Hayatımı kurtarmışlığı bile var (#4131574) Babası olmayan ya da babasıyla arası kötü olan yazarlarımız içinse inanılmaz üzülüyorum, keşke benim babam hepinizin babası olsaydı. •MOD: Ne güzel bir baba, böyle babalar hep var olsun. yani diyorsunuz ki; benim rehberim babam oldu ve olmaya devam ediyor? BOKTANHAYAT: Her şeyimi ona borçluyum her şeyimi ...tırnağımdaki ojeden tut da altımdaki arabaya kadar, bu duruma gelmemi kendi tırnaklarıyla kendi emeğiyle sağladı. Beni okutması ve her yediğim haltta arkamda durması her babanın yapacağı şey değil (özellikle de doğulu bir aileden geliyorsanız ve babanıza sürekli kızlarını okutma , şehir dışına yollama kötü yola düşecekler diye söyleniyorsa) •MOD: Kıymetini biliniz efendim :D Bize vakit ayırdığınız için ve bu güzel söyleşi için ekip olarak teşekkürlerimizi iletiyoruz, görüş ve önerileriniz varsa alabiliriz BOKTANHAYAT: Ben teşekkür ederim asıl ayırdığın vakit için, iyi ki varsınız ay :) Son soru benim mesajlarımda niye “1 çocuk” bilgisi çıkıyor shshhsh ? buralarda çocuğum mu var anne beni bul mu diyor :))) modlara iletirseniz sevinirim ayrıca 23 nisanda beni koltuğa oturtmadıkları içinde kırgınım :)

Uzun bir aradan sonra merhabalar, akşam yayındayız link

Uzun bir aradan sonra merhaba sayın okurlar. Umarım iyisinizdir. Sağ olun ekip olarak bizler de fena sayılmayız, sizlerin yapmış olduğu bağışlar ile daha iyi olacağız hamdolsun. Yine şaka, yine biz (gülme emojisi). Neyse çok bıdı bıdı ettik, konumuza dönelim. Bugünkü konuğumuz, waldeinsamkeit idi. Bizlere vakit ayırıp sorularımızı cevapladığı için kendisine teşekkürlerimize iletiyoruz. Mod: Sayın yazar merhabalar. Sözlüğümüzün sevilen ama bir kadar sevilmeyen programına hoş geldiniz (konfeti falan patlıyor) Waldeinsamkeit: Merhabalar, hoş gördük... Mod: Heyecan var mı? waldeinsamkeit: Sıfır heyecan, varsa da zaten bu uykulu halimin ve içmekte olduğum çayın yaptığı sedatif etki sayesinde gayet sakinim diyebilirim. Mod: Çok güzel, çay içmeyi ihmal etmeyin o zaman :Dd. Evet ilk sorumuza geçelim öyleyse. Asosyal sözlük sizin için ne ifade ediyor. Bu soruya bazı yazarlar; form sitesi, Instagram gibi cevaplar veriyor. Bu konu hakkında düşünceleriniz nedir acaba, burası sözlük mü yoksa başka bir şey mi? Waldeinsamkeit: burayı katılımcı sözlük olayını başlatan ekşi sözlük nezdinde düşünürsek butik bir sözlük, butik olması nedeniyle de insanların birbirleriyle özelden etkileşimi daha fazla. çoğu yazar da dediğiniz gibi instagram ve bir forum sitesi gibi kullanıyor burayı, keza ekşi'de de böyle bir değişim mevcut. dolayısıyla yazarlık kavramına çoğunlukla uyulmuyor. bu durumdan şikayetçi miyim? evet ama artık pek da kale almıyorum, arada bir belki tepki gösteriyorumdur işte o kadar. fakat en nihayetinde yazarlığımı asıl geliştirdiğim yer burasıdır, butik görünse de büyük bir yeri vardır bende. elbette bir alışkanlığı da beraberinde getirdi bu, bıraksan da geri dönüyorsun bir müddet sonra. velhasıl alışmış kudurmuştan beterdir... Mod: Burası bir yuva galiba. Giden geri dönüyor, giden geri dönüyor. Çok farklı bir albenisi var buranın. Yani diyorsunuz ki; herkes nasıl kullanılıyorsa kullansın, ben entirime bakarım diyorsunuz. Doğru mudur? Waldeinsamkeit: elbette, lakin bu nasıl kullandıklarının eleştirilemeyeceği anlamına gelmiyor. asıl sıkıntı da zaten burada başlıyor: herkese açık bir şeyler yazıyorlar, hayatlarıyla alakalı en ince doneleri dahi veriyorlar ve negatif yönde eleştirilince "üff snne be slq .s .s .s" ayarında tepki gösteriyorlar. aşmaları lazım bu durumu, aşmazlarsa da çok da tın ne diyeyim... Mod: Anladım. İkinci sorumuza gelecek olursak, sözlükte gün içerisinde ne kadar vakit geçiyorsunuz yani entry okumayı sever misiniz?. Bir de, sözlükte yeterince bilgi entirisi giriliyor mu? Waldeinsamkeit: öyle net bir zaman söyleyemem de her boş anımda bir uğrarım ne var ne yok diye, içi dolu olduğu müddetçe her girdiyi de okumayı severim ama böyle haddinden fazla duygusallık içeren veyahut duygusallık katmak için yırtınılan girdiler sinirlerimi hoplatır. sizin sayenizde de gündemi daha rahat takip ediyorum, bu yüzden bir teşekkürü de borç bilirim. bu vesileyle bilgi girdilerinden de bahsedecek olursak, elbette yetersiz olarak görüyorum. zira insanlar burayı daha çok şahsi meselelerini, zevklerini konuşmak ve egosunu bok püsür gerekçelerle tatmin etmek için kullanıyor. bilgi milgi hak getire... Mod: Çoğunlukla blog gibi kullanılan bir sözlük diyebilir miyiz? Waldeinsamkeit: evet, aynen öyle. Mod: Anladım sayın yazar. Son sorumuza geldik. Ne çabuk geçti yahu : DDd. Neyse uzatmadan soruma geçeyim. Waldeinsamkeit kimdir, kitap okumayı mı sever, gezmeyi mi sever, evde oturup bulmaca mı çözer. Kim bu Waldeinsamkeit? Waldeinsamkeit: (bkz: nasıl geçti habersiz) sürekli kendini olumlu manada değiştirmeye çalışan, doğrunun peşinde olan ve yanlış yolda olduğunu fark ettiğinde de fikirlerini değiştirmesini bilen, kitap okumaktan ziyade direkt okumasını ve pek hevesli olmasa da gezmeyi de seven, her fırsatta da bulmaca çözen ve her ne kadar değişik olduğu iddia edilse de sıradan bir adam. amatör de olsa müzikle de uğraşır bu arada, şöyle de bir tanesini bırakalım şuraya belki dinleyen olur: link Mod: Hayatına bir şeyler katmaya çalışan birisi diyebilir miyiz? Bu arada bu müzik fena değilmiş, aslında pek anlamam ama hoş geldi bana. Waldeinsamkeit: valla' istemesek de hayat katıyor, bari doğru düzgün bir şeyler katayım diye çabalıyorum diyelim. misalen sigara içmeye başlayacaktım: "kendimi zehirleyeceksem bari doğru düzgün bir şeyle zehirleyeyim" deyip puro içmeye başladım. duygularımı katmaya çalışıyorum yaptığım eserlerime, belki de ondan hoş gelmiştir. beğenmenize sevindim. Mod: Çok iyi anladım :D. Bizleri kırmayıp, bizler ile söyleşi yaptığınız için teşekkürlerimi iletiyorum. Söyleşimiz bitmiştir :D. Waldeinsamkeit: ben de teşekkür ederim, iyi çalışmalar.

Eyyy sayın Gugle... Bir zamanlar böyle bir formatın vardı, keyifli oluyordu falan, hatırlatmak isterim... ;)))

Başlığı görünce bir an yazıldı sanıp mutlu olmuştum..

Akşam yayındayız minnoşlar.

Ee,hadi arkadaş, nerde? akşam dediniz yatsı oldu

Bu yılın ilk programı ile karşınızdayız. Biliyorum bizleri çok özlediniz ama ekonomik kriz bizleri de vurdu. Neyse neyse, bu ekonomi konularına pek girmek istemiyorum. Çayınızı, kahvenizi, papatya çayınızı alıp gelin. Güzelce okuyun. Fazla uzatmadan hemen konuya gireyim. Bugünkü konuğumuz sevgili yazar @her kuyuya taş atan deli. Bizleri kırmayıp bu başlığa teşrif ettiği için Kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Mod: 1yazar~3soru programına hoş geldin :D. Heyecan var mı? Her kuyuya taş atan deli: Hoş bulduum :)) evet, bir tık heyecanlıyım guglecim koskoca sözlük uzun zamandır programı bekliyor olsun bu kadar heyecan. Mod: Ya genelde herkes heyecanlı oluyor ama ikinci soruda hiç bir şeyin kalmaz :D Her kuyuya taş atan deli: İşinin ehli bir moderatör var karşımda o öyle diyorsa öyledir herhalde Mod: İlk sorumuz gelsin o zaman Her kuyuya taş atan deli: Haydi bismillah gelsin. Ay geç cevap verirsem şey etme ben çok kararsız bi insanım 50 defa yazar silerim hsjzjsjjsıwıs. Mod: İlk sorumuz, Her kuyuya taş atan deli için asosyal sözlük ne ifade ediyor? Her kuyuya taş atan deli: Sözlük benim için bir terapi gibi. Sözlüğe girdiğim an dış dünyadan kısa süreli de olsa soyutlanıyorum ve o an yaşadığım gevşeme tarifsiz, hele yorucu bir gün geçirdiysem ve gün içinde sözlüğe girmeye vakit bulamayıp gece turluyorsam sözlükte amaaan tadından yenmez :) Ben sözlüğü günlük olarak kullananlardan değilim, ruh halime bağlı olarak bazen çok uzun süre entry girmem bazen 7-24 entry girerim. Böyle de bir deliyim sağım solum belli olmaz. Ayrıca ben ciddi anlamda çok uzun zamandır sözlüğü takip ediyorum, siteyi keşfettiğim zaman alımlar kapalı olmasına rağmen ben büyülenmiş gibi bağlıydım sözlüğe, her gün muhakkak girer kim ne yazdıysa okurdum. 16 yaşımda falan oldu bu keşif ve sözlüğün benim olgunlaşmamda, düşüncelerimin oturmasında çok fazla etkisi var. 16 yaşındaki bir ergen için dünya sadece kendi ekseninde döner ama ben sözlük sayesinde o yaşımda bi aydınlandım, farklı bakış açıları kazandım, olaylara daha geniş perspektifle yaklaşmayı öğrendim. Önemli bir etkisi de insanlar konusunda oldu çünkü ben yeni insan ilişkileri kurma konusunda çok başarısızım. Burdan reele taşıdığım ilişkiler bana çok şey kattı, bazı şeyler eksiltti tabii ama her şey iyi ki yaşandı diyorum. Çok konuştum ama sorunun cevabını verememiş gibi hissettim bi an kısaca şöyle toparlayayım sözlük benim için tecrübelerle, yaşanmışlıklarla dolu bir kitap gibi (bazı sayfaları okumadan geçiyorum ama dllelzls bkz: asosyal itiraf) ve ben bu kitapta çok şeyin altını çiziyorum. Mod: Sözlük senin için rehber olmuş bence :D Her kuyuya taş atan deli: Evet evet öyle de denebilir. Hatta tam olarak öyle denir :)) Mod: İkinci sorumuza gelelim. Her kuyuya taş atan deli kimdir?, neler yapar?, hayata bakışı nasıldır? Her kuyuya taş atan deli: Sayın moderatörüm çok özür dilerim beklettiğim için, yurtta kendi imkanlarımızla iftar sofrası hazırlamaya çalışıyorduk. Şimdi geldim yeniden sorry. Güzel sorular efenim bunlar, soruları hep sen sorcan dimi böyle.d Keşke deli de bilse kim olduğunu.. Her kuyuya taş atan deli gerçekten de birçok kuyuya yanlış olduğunu bile bile taş atan, attığı taşlardan pişman olmayan, yerine göre çok akıllı yerine göre çok deli olabilen ve henüz kendini tam olarak tanıyamamış biridir, umarım bir gün taş attığı kuyulara düşmez diyelim :) Ben tam zamanlı öğrenciyim (ek olarak overthinker bir bireyim). Şu sıralar sadece akademik hayatıma odaklıyım bu yüzden neler yapar sorusuna kafamda verdiğim ilk cevap şu oldu: sadece ders çalışır xlwşzşwzşs. Ders programım fazla yoğun olduğu için okul dışında hiçbir şeyle meşgul olmuyorum daha doğrusu olamıyorum, bu nedenle sosyal yaşantım çok aksıyor :'( Vaktim olunca bol bol gezerim. Gezmeye, yeni yerler görmeye aşık biriyim ve İstanbul bu aşkım için mükemmel bir fırsat. Daha daha neler yaparım diye sordum kendime şu an hemen de cevapladım maşallah diyelim 🧿. Benim dinlemeyi çok seven bir yapım var; müzik dinlemeye, dert dinlemeye, sessizliği dinlemeye bayılırım. Bu özelliğimden dolayı vaktimin çoğunu sevdiklerime ayırıyorum, onlar anlatır bense dinlerim. Umarım cevabım ikinci sorunun ikinci öncülünü yeterince açıklamıştır :) Gelelim üçüncü öncüle. Hayata bakışım son zamanlarda çok değişti. Eskiden hayata negatif ve karamsar bakardım, istediğim her şey pat diye gerçekleşsin de ben hiç emek vermeyeyim isterdim. Ama şükür ki bu huyumdan kurtuldum. Artık hayata neşe dolu bakıyorum. Her şey mükemmel olmak zorunda değil elimde olan imkanlarla en iyiyi gerçekleştirmeye çalışıyorum. Bu bakış açısı hayattan zevk almamı sağlıyor. Ayyh ne uzun soruydu ya, yaktın beni gugle. Mod: Hiç önemli değil deliciğim ya, estağfurullah. Afiyet olsun :Dd. Anladığım kadarıyla hayatı seviyorsun veya sevmek istiyorsun? Her kuyuya taş atan deli: Hayatı sevmeyi çok istiyorum sadece isteyerek bir yere varamayacağımı anlayınca çabalamaya başladım. Çabalarım sonuç veriyor, artık hayatı seviyorum. Vallahi de beni tanıyan herkes şaşırıyor "bu sen misin?" diyorlar hahjdjwzjw alışık değiller. Ama bundan sonra böyle inşallah. Mod: Gerçekten mükemmel bir enerjin var. Umarım seyircilerimize yansır. Her kuyuya taş atan deli: Yaaa teşekkür ederim <33 ey ahali dobarlanın gendinize gelin. Mod: Son sorumuza geçecek olursak. Dünyada bir şeyi değiştirmek isteseydin bu ne olurdu? Her kuyuya taş atan deli: Eğitimdeki fırsat eşitsizliğini değiştirmek isterdim. "Doğru" bir eğitimle her şeyin düzelebileceğine inanıyorum. Her birey eşit koşullarda eğitim görse birçok sorun ortadan kalkar. Ancak ne yazık ki eğitim bile göremeyen o kadar fazla insan var ki... Bu durum çok üzücü, ben sadece güneydoğu özelinde okul diye bir şeyin varlığından haberi olmayan bir sürü çocuk tanıdım ve maalesef bu durumu değiştirmek adına elimden bir şey gelmiyor. Yani bir şey değiştirme hakkım olsa bu durumu değiştirmek isterdim.

Az sonra yayındayız

Asosyal sözlüğün tek magazin programı olan "1yazar~3soru" bugün yine sizlerle. Ekip olarak çok yoğun olduğumuz için çok sık yapamıyoruz, ekipte bulanan herkes ek iş yapıyor. Fukarayız yani. Aslında bu programı ilerleyen günlerde yapacaktık ama bir sponsor bulunca yapma kararı aldık. Oradan bakınca masrafsız bir program gibi gözüküyor ama inan öyle değil ilknurum. Neyse konuyu fazla uzatmayayım, sonra adımız "paracı gugle" oluyor. Bugünkü konuğumuzu nick olarak birçok kişi tanıyor, zaten kendisi arada bir sözlüğe gelip entry girip kaçıyor. Tamam tamam hadi uzatmıyorum, bugünkü konuğumuz @borcam2023_2. Programımıza teşrif ettiği için Kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz. •Mod: asosyal sözlüğün en güncel programı olan, 1yazar~3soru programına hoş geldiniz (alkış sesleri). borcam2023_2: Hoş bulduk efendim :) biraz kendimiz zorla davet ettirmiş gibi oldum ama beni kırmadığınız için teşekkürlerimi tekrardan iletmek istiyorum size :) •Mod: Rica ederim borcam, sen sürpriz konuksun :d. heyecan var mı? borcam2023_2: Yok dersem yalan söylemiş olurum. İlk defa böyle bir deneyimim olacağı için heyecanlıyım tabi ki :) •Mod: o heyecan herkeste oluyor, ilk sorudan sonra geçer ama :D. E hadi o zaman ilk sorumuza geçelim. asosyal sözlük senin için ne ifade ediyor. bizlere iyisi ve kötüsüyle asosyal sözlüğün tanımını yapar mısın? borcam2023_2: Asosyal sözlük benim herkesten gizli tuttuğum bir günlük gibiydi ilk başlarda. Kimseye anlatamadıklarımı buraya yazmaya çalışıyordum. Anonimliğimi kaybettikçe hesaplarımı kapatık her defasında yenisi açtım. Bir süre sonra burayı günlük olarak kullanmak beni rahatsız etmeye başladı. Hatırlamak istemediğim anılarım hiç istemediğim zamanlarda karşıma çıkmaya başlayınca tamamen eğlence amacıyla kullanmaya başladım. Bu sayede kendimi daha rahat ifade ettiğimi görünce aynı şekilde devam ettim hep.ilk ve tek yazarlık yaptığım yer burası olduğu için ben de ki yeri çok farklı buranın. En sevdiğim yanı ise ufak bir topluluk olarak kalabiliyoruz, hep biz bizeyiz. Kalabalığın içinde kaybolmuyoruz hiçbir zaman. Kötü yanına gelicek olursam eğer bazen gerçekten çok sinir bozucu yazarlarla karşılaşabiliyoruz ama belli bir zamandan sonra buna da alışılıyor :) •Mod: küçük bir mahalle diyebilir miyiz sözlüğe veya köy? borcam2023_2: Çok güzel bir benzetme olur. Kesinlikle diyebiliriz •Mod: şahsen aşağı yukarı aynı düşünüyorum seninle :Dddd. fazla uzatmadan ikinci sorumuza gelelim, "borcam2023_2" kimdir, hobileri ve hayata bakış açısı nasıldır?. kısacası sen kimsin? borcam2023_2: Bu soruyu yıllardır ben de düşünüyorum kendi içimde. Her defasında farklı bir cevap bulunca aslında bir "hiç" olduğunu anlıyor insan. Geçmiş ve gelecek arasında nefes almaya çalışan bir canlı olarak tanımlayabilirim kendimi. Hayat kavramıyla çok içli dışlı olmayı sevmiyorum. Realist bir bakış açısıyla bakınca bazen çok fazla can sıkıcı olabiliyor o yüzden kendi ütopyamı kurup orada yaşamak daha hoş geliyor bana. Biraz polyanacılık oynayıp gerçek hayattan soyutlamaya çalışıyorum kendimi. Bunun dışında en büyük hobim ve stres atma kaynağım futbol. Çok basit bir cevap olabilir belki ama kendimi en konforlu hissettiğim zamanlar genellikle topla uğraştığım zamanlar oluyor. Borcam'ın kim olduğunu açıkcası ben de tam anlamıyla bilmiyorum. Dünya üzerinde ki bütün canlıların mutluluğunu isteyen bir birey diye kısa ve öz bir cevap verebilirim belki :) •Mod: borcam kendini arıyor, umarım en kısa sürede kendini bulur. gerçi bu muallak durum birçok kişide var. ama en sevdiğin işi yapmanın seni rahatlatması güzel bir şey. umarım ilerleyen zamanlarda her şey gönlünce olur, tabi biraz sabır gerekiyor ;D borcam2023_2: Umarım hepimizin istediği şeyler gönlümüzce olur :) •Mod: umarım, en azından ummak isteyelim ;d. Evet gelelim son sorumuza, biraz hayal kuralım değil mi ama. hayalsiz olmaz. şimdi diyelim ki, senin eline bir mikrofon verdiler. Ve dediler ki, "borcam bu mikrofona konuştuğunu bütün insanlar duyuyor, bu mikrofondan insanlara ne söylemek isterdin?". ne söylemek isterdin? borcam2023_2: Hiç beklemediğim yerden geldi bu soru :D Biraz hayal gücümü zorlamam gerekecek bunun için. İlk cümlem "Hayal kurmaktan vazgeçmeyin" olurdu büyük ihtimalle. Özellikle son zamanlarda buna insanlık olarak çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Hayal kuramıyoruz ve kusursuz işleyen bir kaosun içinde kayboluyoruz. Biz robot değiliz, hayallerimizle varız. Daha sonra herkesin yanında ki insana sarılmasını isterdim büyük ihtimalle. Son olarak " Mansur Yavaş Bey lütfen 2023'te aday olun" diyip mikrofonu bırakırdım :D •Mod: sayın okurlar borcam'ı duydunuz, hayal kurmaktan vazgeçmeyin diyor. Mansur bey artık bu arkadaş ile iletişime geçersiniz, sürekli okuyup okuyup kaçmak yok öyle ;d borcam2023_2: Mansur bey iletişime geçmeyip aday olsa da yeterli benim için :). Bu tamamen benim düşüncem sayın okurlar, dipnot olarak bunu da eklersek sevinirim :D