bugün
yenile
    /
    1. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Babam ve annem pozitif olmuşlardı. Ben onları ayrı ayrı odalara alıp bakmaya çalışıyordum. Babam gittikçe kötüleşiyordu. Hastaneye yolladık ambulansla. Nasıl olsa hastanede iyileşirdi, oksijen verirlerdi falan... O sırada ben de test yaptırdım çünkü tat ve koku gitmişti. Ertesi gün, benim de pozitif olduğumu öğrendik. Birkaç saat sonra hastaneden aradılar ve “Başınız sağ olsun.” dediler. Annem de karantinada, ben de. “Ne yapacağız şimdi?” diyebilmiştim sadece, bir damla yaş bile dökemeden. Cenazeye bile gidemedik. Kimse de bize gelemedi. Hayatımın en büyük çaresizliğiydi.
      0başınız sağ olsun sevgili yazar. aynı zamanda çok geçmiş olsun:( - minikpolis 06.03.2021 01:15:34 |#4118609
      1Çok teşekkürler. 🌸 - lunatiksanrilar 06.03.2021 01:18:31 |#4118610
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Umutlarını, hayallerini buruşturup çöpe attığın, atmak zorunda kaldığın anlar
    3. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Düşündüğüm, düşünmem gereken ama asla düşünmekle çözemeyeceğim bir sürü konu var. Düşündükçe kararıyor içim. Üzerine bir de hep karamsar şarkılar çıkıyor. Düzenli olarak konuştuğum bir yol arkadaşına o kadar çok ihtiyacım var ki artık. Bu çukurda olmayan birinden ışık görmeye, bana umut aşılamasına o kadar çok ihtiyacım var ki... Karanlıkta yaşayanları oradan çıkaracağımı söylerken artık kendime bile inanmıyorum çünkü çok uzun zamandır ben de karanlıktayım. Allah’a dua ediyorum. Bana o ışığı göstersin ki herkese yardım edebileyim. Ya da hepimize göstersin. Ufacık bir ışık noktası bile bu kapkaranlık hayatıma nasıl bir neşe katardı kim bilir.
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çaresiz ve şanssızım. sınava üç kişi girdik, üçümüzünde cevapları aynı sadece yerleri farklı. biri 91 diğeri 92 almış bana 75 vermiş. hiç hoş değil
    5. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Geçenlerde bir yerde oturuyorduk arkadaşlarla, ben binalara dönük oturuyordum. Keyfim de yerindeydi Allah biliyor. Derken karşıdaki evlerden birinden bir kadın takıldı gözüme. Balkona çıktı. Elinde mendil gözleri kızarık. Oturdu masaya sakince tek başına. Sonra katıla katıla ağlamaya başladı. Öylece kalakaldım. Hıçkıra hıçkıra ağlarken tanımadığım birini öyle izlemek içimi acıttı. Ne derdi var diye düşünsem de bilemedim. Keyfim kaçtı. Moralim bozuldu. O yüzünü elleriyle kapatmış hıçkırırken sarsılan omuzlarını görmek beni bulunduğum andan kopardı. Nedense bunu görmemin sebepsiz olduğuna inanmadım. Onu görmemin bir anlamı vardı. Ya onun için ya benim için.
    6. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Tuvalete girmişsin işini halletmişsin. Elini tuvalet kağıdına uzattın. O da ne! Bitmiş… Edit: gözyaşım pıt :’)
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Eds kırmızısı. Çaaat diye bi flash,oha lan çok iyi pavyon gibi oldu yol ;)
    8. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çayını almışsın balkona çıkmışsın da, şeker atmayı unutmuşsun...
    9. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Birini ağlarken gördüğümde oluyor
    10. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sevdiğin kişiye kavuşamamak. Sen gitmek istiyorsun olmuyor, o gelmek istiyor olmuyor. Hicbir şey yapamıyorsun. Uzaklara dalıp bu günlerin geçeceğini düşünerek hayallere dalıyorsun.
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yakınının, sevdiğin insan/ların ölümünü görmek. gidenin geri gelmediği, toprağın aldığını vermediğinin aklına, kalbine öylece çakılması, şakasının olmaması. bir daha orada olmayacak olması. tekrarı olmayacak şeyler.. yanında olacağını, elinden tutup her şeyi düzeleceğini hatta seni üzmeyeceğini söyleyen kişinin, hiçbir şey olmamış gibi başkasına gitmesi, senin ise öylece kalakalman. çok kafa açıyor bu ikisi bende.
    12. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Cepte kalan 20 tl ile ayın son günlerini geçirmek
    13. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      öğrencisin ve paran yoktur. ailene dönersin yüksün derler tam o an ki çaresizlik çok kötü. gidecek kapın kalmamış. ailesi tarafından yük olarak görülen kime yük görünmez?
    14. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Gece yarısı duştan çıkarken babayla karşılaşmak
    15. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Şehirler arası otobüs yolculuğunda sıkıştığın andır.
    16. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Gitmek isteyen birisini durdurmaya çalışmak. Hani bilirsin çaresizsindir ama bir şansını denemek istersin
    17. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Birine gidememek onun da gelemeyeceğini bilmek. Düşünsene gitsen gidersin ama gidemiyorsun. Allah daha büyük çaresizlikler vermesin..
    18. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sevdiğin birinin ölümüne şahit olmak. Gözünün önünde ölüyor, artık bu hayatta, seninle, yanında hiç bir zaman olmayacak ama senin elinden ne geliyor, hiç. Kocaman bir hiç. Öyle ki; çaresizlikten ciddi ciddi kafamı duvarlara vurmuşluğum vardır.
      1bunu yazmaya gelmiştim.. - serfun 07.10.2021 13:44:27 |#4257070
    19. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Size dün akşam yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum ama öncesinden bahsetmem gerek biraz. Biz yeni taşındık arkadaşlar eşyalarımız eski olduğu için taşınırken hepsini yenilediler. Tül halı vs dahil. Annemin halıları geleli iki hafta oldu ve geçen hafta çok hastaydım annemlerinde çok yoruldukları bir gündü. Dediler kahve yapta içelim. Geçtim mutfağa kahveyi ocağa koydum. Elimin dokunmasıyla cezvenin ocağın üzerinden intihar etmesi bir oldu. Duvar mutfak dolabı fırın yeni tül :) yeni halı :) annemin gözlerinden ateş fışkırıyordu ama bir şey demedi. Bir haftalık halıyı yıkamaya gönderdik sorun çözüldü. Gelelim dün akşama. Ben bitki çayı çok severim ve her yaptığımda anneme sorarım ister misin diye hayır der. Bende bazen diyorum hatta neden hiç içmiyorsun diye. Neyse dün akşam yapıp odama geçip oturacağım laf olsun diye annemede sordum nasıl olsa hayır diyecek diye bu sefer evet dedi. Ben hazırladım salona getirdim. Orta sehpaya koydum. Güzel güzel içiyoruz. Elimin kupaya çarpmasıyla bütün hibiskus çayı döküldü. Hibiskus kırmızı ve leke yapan bir çaydır bu arada :). O an zaman yavaşladı her şey milisaniyelerde yaşanıyor. O kadar çaresizim ki. Tutma şansım yok. Engel olma şansım yok. Kendimi yere atıp tüm çayı üzerimle silme şansım yok. Lan diyorum ne bok yedin senn şimdi canını nasıl kurtarcann. Annem sinirle koşup gitti deterjan bez falan aldı. Hem söylendi hem sildi hem söylendi hem sildi. Bundan sonra evde su dışında içecek içmem yasaklandı mesela. Lan ben sakar bir insanda değildim bu yaşa kadar. Ne oldu şu on gündür anlamadım
    20. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dünyanın en büyük çaresizliği falan değil ama bugün gerçekten eli kolu bağlı hissettim. senelerdir görüştüğüm kaç psikiyatrist hastaneye yatmam gerektiğini söylemiştir artık sayısını bilemiyorum, başta reşit değildim direkt ebeveyn iznine bakıyordu doktorlar. reşit olduktan sonra iş daha zor oldu, doktor bana gel yat diyor okul var, evdekiler var. ihtiyacım var biliyorum ama kabul edemiyorum. neyse seneler süren tedavi sonrası asıl sorunumun bipolar olduğunu öğrendik, tanıyı koyam doktor bugün bana "pazartesi yatırayım kı seni?" dedi, kabul etmeyi çok istedim ama edemiyorum işte. hastaneye yatarsam elalem ne der diye düşündüğü için evlatlıktan reddeden olmaz olası bir baba var evde çünkü. keşke reddetse de kurtulsam ama daha mezun olmadım 650 tl aylık kyk kredisiyle bir ben bir yavru kedi ne yaparız nereye gideriz.. adamın çocuğuna ve onun sağlığına zerre önem vermemesi mi daha acı yoksa benim kopmak için tek eksiğimin para olması bilmiyorum, ama bir kez daha kendim için evet diyemediğim için mutsuzum gerçekten. bir gün sağlığıma önem verecek kadar değerli hissettiğim bir yerde olmak istiyorum.
    21. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ya belki dünyanın en büyük çaresizliği ama çaresizlik bendeki de 2018de hukuk fakültesinden mezun oldum, avukat olmak isteyenlere de yazıyorum şuan, fransızcam, ingilizcem var, çok ünlü şirketlere danışmanlık verdim, bir ton sözleşme hazırladım. pandemide işten çıkarılıp iş bulamayınca masrafları üstlendim, bir büro açtım. çünkü biliyorum bütün bürolar 2 -3 avukata 25 stajyer alıp 500-1000tl arasında bir ücrete para vermeden çalıştırıyorlar. hiçbir şekilde para kazanamıyorum, çünkü nadiren gelenler ya arkadaşım, ki onlar da para ödemiyor, ya da danışmaya gelip kapıdan çıkıp gidiyorlar. kapı kapı dolaşıp kart dağıtayım batmayayım desem, kapı kapı dolaşmak da mantıksız geliyor. e kamudan ceza davası alıyorum, ordan bir şeyler geliyor senede 1 kez, onda da gördüğüm küçük suçlu çocuklara psikolojik danışmanlık ayarlayayım bir daha yapmasınlar diyorum, e bu da masraf. en son büroyu kapatmak zorunda kalacağım galiba. çok başarısız hissediyorum kendimi, acilen bu yoldan dönmem lazım.
    22. 12
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ailem Malatya'da depremzede. Ben İstanbul'da öğretmenim. Sevdiğim insan hayatımdan çıktı ve ulaşamıyorum. Ne ailem için bir şey yapabiliyorum, gücüm yetiyor. Ne sevdiğim insanla dertleşebiliyorum. Ne kendime yetebiliyorum. Ne çevremdeki arkadaşlarımla konuşabiliyorum. Kendimi anlatamıyorum. Anlatsam anlaşılmıyorum. Hep eksik, hep çaresiz, hep yalnız hissediyorum. Gücüm yetmiyor hiçbir şeyi düzeltmeye.
    23. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sırf biz seni çağırdık gelmedin demek için sende gel denilmesi
    24. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    25. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sayılı buluşmalarımızı sürekli uyumadan aklıma getiriyor(d)um. bilinçaltıma işlesin de gelsin bari bir kez, rüyada da olsa, göreyim diye.
    26. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hastaneden geldikten sonra bi' yorgunluk, bitkinlik vardı üstümde, biraz uzandım. "lavaboya gidiyim de sonra da uyuyayım bari" dedim kendi kendime. yataktan kalktım, terliklerimi giydim. tam ayağa kalkacakken, anestezi etkisinden olacak ki, sol bacağımda hissizlik oldu ve bir adım atamadan olduğum yere düştüm. düşerken kolumu da komodine çarptığımdan üstündeki suyum yere düştü. odada 6 kişi kalıyoruz. kendi kendime "bi kişi de mi bağırmamı duymadı lan" dedim. sonradan gördüm ki odada kimse yokmuş, ki olsaydı da eminim bir kişinin bile gelmeyeceğine. nihayetinde bir gün uykumda yorganımın yere düştüğünü ve donduğumu gördükleri halde kıllarını bile kıpırdatmayıp akşamında, "sen nasıl uyuyosun öyle ya sabah yorganını yere düşürmüşsün hahahaha" diyip utanmadan kahkaha atarak yüzüme gülen insanlar kendileri. zar zor ayağa kalkıp tekrar adım atmaya yeltendim ama yine aynı hissizlik oldu. o kadar çaresiz, yalnız hissettim ki kendimi. olduğum yerde kalıp bağıra bağıra ağlayasım geldi, tuttum kendimi ağlamadım. düştüğümde canım hiç acımadı ama canım cidden çok acıdı.
      1oda arkadaşlarını dövebilir miyim? - patronice 25.11.2023 00:43:33 |#4648027
      1ve çok geçmiş olsunnn - patronice 25.11.2023 00:43:52 |#4648028
      1olur. ckdjxksnxm teşekkür ederiim:')♡ - minikpolis 25.11.2023 00:56:30 |#4648044
      butun yorumlari goster (4)
    27. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Veda anları. Öylece bakmaktan başka bir şey gelmiyor elinden..
    28. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ait hissetmediğin yere ait olman gerektiğinde
    29. 13
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yakın arkadaşımın kollarımda şehit düştüğü andır. Emanetlerini ailesine verdiğim andır. Yaşadığına utanırsın, elin ayağın titrek ağlaman yasaktır güçlü olmak zorundasındır ama gücün yoktur. İnanamazsın, inanmak istemezsin. Birkaç saat önce yanında olan sana türlü piçlikler yapan kardeşim dediğin insanı, gülerek çıktığınız evine ailesine içiniz yana yana teslim ederseniz.
    30. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hayatımın son bir yılı. Koca bir 2023. Ne güzel geldi ne güzel geçti. Koca bir sene neler oldu neler.
    31. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hayalini kurduğun yaşlara gelmiş olmak ama hayalini kurduğun şeylerin çok ötesinde bambaşka bir hayat yaşıyor olmak. Bir de ölümden başka her şeye çare vardır sözünü iliklerine kadar hissedip ölüme gerçekten çarenin olmadığını anlamak. Gidenlerin ger gelmeyecegini bilmek.
    32. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Biraz önce var olanın şimdi olmaması, bir daha ol(a)mayacak olması. Gerçek anlamda yoklukla karşı karşıya kaldığın o an.
    33. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ameliyathane ya da yoğun bakım kapısı önünde beklemek,kapı her açıldığıda acaba ne diyecekler düşüncesi ve elinden hiçbir şey gelmemesi.
    34. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sarılmak istersin. Sadece... Mümkün değildir artık, an o an işte...
    35. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Psikolojik anlamda geçmişe şimdiye ve geleceğe dair kafamın karıştığı anlar. Evet geçmişe dair kafam karışıyor acaba şöyle mi yapmak gerekirdi diye. Hiç mi hiç sağlıklı değil farkındayım ama pek geçmişten kurtulabilen bir insan olmadım hayatım boyunca. Şimdi için zaten hep bir karmaşa oluşuyor. Keza geleceğe dair neler yapmam gerektiği konusunda da. Ama bunlar ayrı ayrı yaşanıyor. Eğer üçü birden birleşerek tek bir başlıkta kafamı karıştıyorsa vay halime. Pek başıma gelmez ama geldiğinde de ne yaptığını bilmeyen ne istediğini kestiremeyen kendisine ya da başkalarına zarar vermekten korkan. Ama korkusuz gibi hareket eden, sonunda ne yaşadığını kestiremeyen birisi oluyorum. Bu dönemlerimde yaşadıklarımı birine anlattığımda ise genelde tepki şey oluyor; “ancak senin başına gelebilecek bir olaydı zaten” şu an yine böyleyim sözlük. Çaresiz bitkin yorgun ne yapacağımı ne istediğimi bilmez bir haldeyim.
    36. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      o an en çok ihtiyacın olan insanla konuşup ona ağlayamamak. üstelik bunu bilerek yaptığını da biliyorsun.
    37. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Dipsiz bir kuyunun içinde yukarı çıkmaya çalıştıkça itildiğini düşünün. Yaktığınız her ışığın döndüğünü. Kazımaktan kırılan mahvolan o tırnaklarınızı. Her tamam ya napalım kabullendim bu durumu dediğinizde önünüze çıkan ateş böceğinin gözlerinizi doldurması mesela. O minicik ateş böceği ile yol almaya çalışırken onun bile yok olduğunu düşünün. Etrafınızdaki herkesin yokmuşsunuz gibi ya da hiçbir işe yaramıyorsunuz gibi davrandığını düşünün mesela. Huzur veren her şeyin uzakta olduğunu. Huzur dair tek bir kıvılcımın olmadığını. Akıp giden suda kocaman bir Kaya olduğunuzu düşünün. Herkesin o güzel hayatında sizin yaşadıklarınızın binde birini yaşamasan yargıladığınızı düşünün. 2023 başladığından beri güzel üç bile beş anınızın beşi bile tamamlayamdığınızı düşünün. Ve bu saplandığınız çamurdan çıkmaya çalıştıkça daha çok gömüldüğünüzü. İyi değil bir şeyler olmuyor da. Hiçbir şey toparlamıyor bir yerden sonra. Yitip giderken insan en sevdiğine yaratıcısına bile gönül koyabiliyor. Hele bu yitip gitme son günlerde iyiden iyiye zorluyorsa.
    38. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İlk nerede çaresiz hissettiğinizi hatırlıyor musunuz? Güzel, o halde çaresiz değildiniz. Çünkü hala onu çözmek için bir sav var elinizde. O başlangıcın bitiş noktasına ulaşırken kendinizle yüzleştikçe o çaresizlikten kurtulursunuz. Kurtulmak. Çaresizlik bir şeylerin yokluğuydu zaten, neyinden kurtulacaktım? Benden kurtulan olgular beni çaresiz bırakmışken. İsmini hatırladığım fakat yazmak istemediğim o kadın, o adam ve ismini cesurca söylemekten asıl çekinmem gereken o varlığı haykırıyorum; Tanrı! Tanrı beni çaresiz bıraktı. Beni yok sayanları yok etmeye çalışırken kendimden mahrum kaldım. O kadar yabancılaştım ki bir aile hayatına, varlıklarını hissettiğim insanların yokluklarında savruldu benliğim. Benim de çözümüm bu. Ben yarım kalmadım anne, baba… …ben kendimi siz olmadan tamamladım… …tamamlayamadım! Derinden derine hissettiğim bu tiksintiden arınıp tabiri caiziyle “tamam” olmam gerekiyor. Hala ismini sayıklayabilme lüksüm olan bu varlık ise beni hep izledi, “Tanrım, beni izlediysen ellerin neredeydi?” Aslında kimse suçlu değil, çünkü ben sıfırdım, sıfır. Donuktum, hep yoktum; ama hiç vardım. Her şeyin açıklaması bir tanı kitabında saklıdır; Tanrı’nın kitabında Cennet’i bulamayıp Cehennem’i avucunuzun içi gibi biliyorsanız; avuçlarınızdaki hayat çizgileriniz kader kaplılarınızdan kor ateşleri hissettiriyorsa her şey… …bir insan ürünü olan kitapta saklıydı.
    /