bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      geceleri çok oluyor bu. film bitene kadar geç olur diyip filmi izlemiyorum ama uyumam daha geç oluyor.
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bugün sözlüğe gelişimin 1. yılı olduğunu görünce tekrar farkettiğim hadise. dile kolay 1 yıl. ama su gibi akıp gidiyor zaman. (bkz: zamanın değil ömrün geçmesi) (bkz: 03 nisan 2015 ciddigibiyim'in sözlüğe gelişi)
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tam 1 sene önce şu sıralar muhtemelen uyuyordum, sabah 6da kalkıp fabrikaya çalışmaya gideceğim çünkü. herneyse sabah servise binip işe gidiyoruz. sonra twitterdan bi abimin attığı mesajla sarsılıyorum, mesaj saati 11:37, mesaj ise "kadir abicim gazinin durumu iyi değilmiş haberin var mı" bi anlık duraksamadan sonra haberimin olmadığını yazıyorum. kendisi kuzenim olduğu için annemi arayıp durmunun nasıl olduğunu soruyorum. yoğun bakımda olduğundan haberim var ama o kadar kötü mü durumu bilmiyorum. annem telefonu açar açmaz arkadan ağlama sesleri geldiğinden durumu kolayca idrak ediyorum ve hastanenin yerini öğreniyorum. fabrikadan bi taksi isteyip, beni istanbula götürmelerini istiyorum, yoldayken telefonun çalmaması ve bana "oğlum gerek yok artık gelmene" denmemesi için ettiğim duaların haddi hesabı yoktur. her telefon çalışında açmamak için direniyorum, hayatımda ilk kez telefonun acı acı çaldığını o zaman görmüştüm. herneyse 1 saat içinde hastaneye varıyorum. oraya gidince içimde olan umut oradakileri görünce tamamen bitiyor. bi üst katta teyzemin perişan durumu beni iyice perişan ediyor. annem bana "git bi gör istersen son kez" demesi üzerine kafam allak bullak şekilde, yanımda bi abiyle onun yattığı yere giriyorum. korktum. gözleri açık olup beni görememesinden, bilincinin kapalı olmasından ve durumundan korktum. yanımdaki abi bu işleri az çok anladığından "1-2 saate ölür" demesiyşe bambaşka bir şok yaşadım. o hala hayattayken ona son kez bakıp dışarı çıktım. çok kötü olmuştum, çıktım bahçeye bi köşeye oturdum. konuşmuyorduk biz, ne kadar aptalca bi konu yüzünden konuşmadığımızı düşündüm, iyice perişan oldum. bi vakit oturduktan sonra içeri gidip o kötğ haberi beklemeye başladım. bi vakit sonra kapı açıldı, aynı dizilerdeki gibi millet başına üşüştü doktorun. 10 saniye geçti/geçmedi ağlamalar yükseldi. kuzenim ölmüştü. yaşı daha 25ti, organ yetmezliğine bağlı safra kesesinin zehirlemesi üzerine öldü. çok kötü bi durumdu, hastaneden çıkarken hastaneye kuzenimi öldürdükleri için bi ton para bayıldık ve cenazeyi aldık. normalde kimsenin mezarına kürek sallamazdım ama ona salladım, bilmiyorum neden salladım ama onun üzerine toprak örtmek çok can yakıyordu. keşke geçen sene değilde bu sene ölseydi diyorum ama o sene beşiktaştan çok umudu vardı. gomezi çok merak ediyordu. her sene olduğu gibi o sene de "biz şampiyonuz olum bu sene" diye tweet atmıştı. fakat bu senenin ertesi senelerden farkı vardı. beşiktaş bu sene şampiyon olmuştu, keşke görebilseydi o kupayı ama göremedi, yeni stadı görseydi ama göremedi. tam 1 yıl oldu. 1 yıl önce bugün bi çınar toprağa girdi, mekanın cennet olsun. seni çok özlüyorum.
    4. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sen gideli aylar olmuş ben bi kaç günü uyanıktım.
      0rap sözüymüş gibi bir imajı var bu sözün - mumyax 05.06.2017 02:22:13 |#3579502
      1tuğkan-aylar olmuş - samaritan 05.06.2017 02:22:55 |#3579505
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      saatler dakikalar geçmezken aylar yıllar geçmiş insanoğlu hala bekliyor
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      zaman ivme kazanarak ilerliyor.
    7. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
    8. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben daha dün finallerin bitişi içün çılgın ve amaçsız araplar gibi dans ediyordum, ne ara 2 ay geçti amk :/ bu durum mütüşük ruhumu biraz incitmekte...
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    10. 0masa 6 yı 50 kuruşluk uzatabilir miyiz - quaresmaninsolayagi 11.11.2017 01:42:29 |#3575641
      0erkan çocuğun masayı uzatıverin - geceucanpirasa 11.11.2017 01:45:10 |#3575927
    11. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "nasıl oluyor; vakit bir türlü geçmezken yıllar, hayatlar geçiyor? " bu konu benim de çok zoruma giden bir durum. teoman doğru bir tespitte bulunmuş. özellikle yıllar geçtikçe, yaşadığın zaman dilimi genişledikçe yani artık yavaş yavaş arkana baktığında elle tutulur bir mazin oluşmaya başlayınca zaman kavramı tövbe estağfurullahlık bir şeye dönüşüyor. ne zaman duruyor bu enteresanlık bilmiyorum ama modern çağda pek de duracağını sanmıyorum. lisenin ilk dönemi bittiğinde arkadaşlara "ulan lisenin daha 8'de 1'i bitti daha böyle 7 tane daha var." demiştim. o zaman çok zorumuza gitmişti bu durum. sonra bu lafı lise sona kadar her dönem yad etmiştik. şimdi bırak lise 1'i lise'nin üstünde yeller esiyor amına koyim. zaman neden hızlı geçiyor oğlum? hani artık yıllar birden geçivermiş hissi de kalmadı. artık günler bile çok hızlı tükeniyor. 16-18 saat gibi müthiş uzun olabilecek bir günlük süre bile bazen nasıl oldu ya yatıcam mı şimdi ben hissini doğuruyor? zaten sırf bu yatma vakti geldi hadi siktir git hissini kabul edemediğim için yıllardır uyku düzenim hiçbir zaman oturmadı. ben daha 1 hafta üst üste aynı saatte yatabildiğimi hatırlamıyorum lan. neden? neden amına koyim? hani bazı günler vardır. çok yoğundur, sabah bir şey, öğlen başka bir şey, ikindin başka bir şey, akşam başka bir şey yaparsın. sürekli meşgale ve uğraş değiştirirsin gün içinde. gün sonunda sabah yaptığın şeyler sanki bugüne değil de evvelsi güne aitmiş gibi hissedersin. o kadar uzaklaşmışsındır sabahtan. ben bayılıyorum bu hisse. ama modern dünyada bu his mantıksız bir şekilde her geçen gün biraz daha kayboluyor. yok oluyor. o sabah yapılan şeyin bir önceki güne ait olduğu yanılgısının sebebinin hızlı ve yoğun yaşamakla alakalı olduğunu zannediyordum. yanılmışım. yoğun olduğu doğru ama hızla bir alakası yok bunun. hız aksine zamanı daraltan bir kavram gibi geliyor artık. zamanın yavaşlaması için sanki önce bizim yavaşlamamız gerekiyor. ama bu fiziki bir yavaşlık değil. zihnen bir yavaşlıktan bahsediyorum. lan oğlum çok hızlı yaşıyoruz ondan oluyor bence bu. ders dinlerken twitter akışını takip etmeye çalışan, yemek yerken dizi izleyen, arkadaşlarıyla buluştuğunda instagramdan foto layklayan, ders çalışırken müzik dinleyen, otobüsle giderken film izleyen, gezilip görülecek yerlere gittiğinde aynı zamanda selfi çeken, kitap okurken hayal kuran garip bir modernizm kobayına dönüştük bence. i̇şte buna hızlı yaşamak deniyor. oysa hayal kurmak ciddi bir iştir. kitap okurken yapılacak kadar savsaklanmamalı. müzik dinlemek 100 yıl önce insanların eşiyle gittiği, smokinle girilebildiği mekanlarda yapılabilen bir işti mesela. müzelere, sergilere, turistik yerlere gidip resim çekmek yerine resmini çizmeye çalışan insanlar var mesela. sosyal medyayı yakalama telaşına düşmeden anın tadını yoğun bir şekilde çıkarabilen insanlar var mesela. gelecek tek tek bunları elimizden aldı, alıyor, alacak. ne kadar ilkeli, ne kadar marjinal, ne kadar dik durursan dur. gelecek kazanacak galiba. zaman bu yüzden hızlı geçiyor. hayatımızda hiçbir şeyi sadece o şey ile yaşamıyoruz. bir şeyi tek başına yoğun bir şekilde yapamıyoruz. yapsak zamanımız genişler aslında yanılıyoruz. hayat o kadar hızlı ki yetişmek için bir şeyleri bir şeylerle beraber yapıyoruz. böyle olunca da lan ne ara akşam oldu, ne ara 2018 oldu, ne ara 30 yaşına geldim, ne ara öldük deyip gideceğiz anlaşılan. hızlı yaşıyoruz, genç ölmeyeceğiz.
    12. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sınava yaklaşıyorum gün geçtikçe ve çok konu eksiğim var biri zamanın dur düğmesine bassın ağlayacağım
    13. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      nolur zaman çabuk geçsin
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bana göre de yaşarken yavaş, yaşandıktan sonra hızlı geçmiş gibi olur. zaman çok değişik bir şey.
    15. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hızla doğru orantılıdır. hız arttıkça zaman daha çabuk geçer. (bkz: görelilik kuramı)
    16. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tutamıyorum zamanı...
    17. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      zamanı neye harcadığımızla alâkalı durum. biz daha haftaya girememişken hafta bitti bile.
    18. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      21 yaşına gelmişim, 21 yıl, 252 ay, 1197 hafta, 7665 gün, 183.960 saat, 11.037.600 dakika geçmiş hayatımdan. dönüp baktın mı şöyle bir hayatıma bu kadar zaman hangi ara geçti diyorum. detaylıca düşününce toplasam sanki 3-4 yıl anca yaşamışım gibi geliyor. (bkz: işsiz galiba.) (bkz: iyi de amk bundan bize ne ? )
    19. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      mezuna bıraktığımda on ay nasıl geçer diye kendimi yiyordum. çalışmalar için ağustos sonunda başlamıştım. üç dolu ay geçti, nasıl geçtiğini cidden anlamadım. haftanın altı günü dershaneye gidiyorum, bir bakıyorum ki yeniden pazartesi olmuş ve tatil günümdeyim. şaka gibi geçen üç aylık süreç ciddi ciddi üç hafta gibi hissettiriyor. o kadar çok şey yaşadım, onlarca insan kaybettim, hayatıma çok iyi insanlar girdi ama olanların hiçbiri üç ayda olmuş gibi değil. yetişemiyorum.
    20. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir gece zaman karşısında şaşkınlığa uğramıştım. tanıdığımız ortak bir arkadaşın ölüm haberini aldığım bir gece, nutkum tutulmuştu. uyuyana kadar, o çocuğu tanıyalı en az 8-9 sene geçmiş olmasına, 3-4 sene önce çocuk ölmüşken, hiç yoksa 6-7 senedir kendisinden bihaber olduğuma şaşmış kalmıştım. dünyaya gözlerini yeni açmış bir çocuğun şaşkınlığıyla gece vakti aldığım haberi hazmetmeye çalışmıştım. nasıl abi, o kadar sene oldu mu sorusu bütün gece kafamda çınlamıştı.