hayal kırıklığı

birilerini ifşa ettim sanıp mal durumuna düşmek buna dahil midir hakim bey ajabshshsjshsjsbsbsbsbsb (bkz: komiksiniz ibneler)

(bkz: the guy on fire) löl

üzer. insanın yaşam enerjisini alır.

telefona çocuksu bir heyecanla kaydettiğimiz o numarayı, yetişkin gözyaşlarıyla silmektir hayal kırıklığı

senin onu sevdiğini düşünürken onun sevmediğini ögrenip, 389 günlük yaşanan herseyin yalan olduğunu anlayıp, koskoca ömründen 389 günün silinmesi demektir

birinden bir şey beklersin ve olmaz ya... ama sen o şeyi çok istersin, cok beklersin, ha oldu ha olacak dersin ve bir anda kayıp gider ya... resmen ellerimden kayıp gitti diye düşünürsün, ne ağlarsın ne de gülebilirsin öylece kalakalırsın bir şeylere sabit bakarken. sonra gözünden hatta tek bir gözünden aniden yanağına düşen tomurcuk bir damla gelir ve sen ne yapacağını bilemezsin ya... işte o hayal kırıklığı. avucunda bir tutam hüzün, yüreğinde yarım kalan bir şey...

başlı başına ben.

--- spoiler --- hayalleri çok büyük olanların, hayal kırıklıkları da o kadar gürültülü olur. --- spoiler ---

abi ilk okul 4 e gidiyorum kız kardesimde 2 ye bir gun babam bizi cikista almaya geldi okuldan evde sizi bir supruz bekliyor filan dedi. bende kız kardesimle tahminler yapıyoruz. yok bilgisayar almıstir. yok yeni kıyafet filan. eve girmek uzereyken babam beğendiniz mi dedi. biz bi afalladık tabi. neyi dedik. ee evin dısını boyadim ya dedi. kiz kardesim bunu duyunca aglarak eve koşmustu. buda hayatın bana ilk darbesiydi lan. etkisinden cıkamamıstım. :d

insanları geride bırakmanız için gerekli yegane şey.

hayatım da çokca yaşadığım olay. daha da yaşıycam olay. acaba çok mu imkansız hayallerim var.

hayal kırıklığı en dizginleyici tedavi benim için diyen virginia woolf a katılmak zorunda kaldığım bir gece. keşke tedavi bu kadar canımızı acıtmak zorunda olmasa.

sanki görünmez, çelikten yapılmış bir el kaburga kemiklerinizi kıracak kadar sertçe bastırıyor; sizi umutsuzluğa mıhlıyor. yanan tüm ışıkları söndürüyor ve o ezici his ile zifiri karanlıkta başbaşa kalıyorsunuz. içinizde yaralı da olsa sağ kalmış bir umut kırıntısı varsa belki mum yakabilirsiniz kanamanız durunca. ama çok zor.

(bkz: :()

aslında tüm duygulardan daha kuvvetli, daha yıkıcı olduğunu düşünürüm kimi zaman. hayal kırıklığı denen şey, hiç ihtimal vermediğiniz insandan, zamandan, olaydan vuku bulduğunda iliklerine kadar acı çekmenin ve hayatına istemediğin yoldan devam etmenin olgunluğuna erişmek zorunda bırakır. bu aşk acısı da olabilir, eğitim engeli, mesleki sıkıntı ve ölüm de olabilir. sizin hayalleriniz ve ilerlemek istediğiniz bir düzen vardır, ama hepsi yerle bir olur. ne kötü.

buraya yazmışım önceden de "hayatımda çok yaşadığım ve daha da yaşayacağım olay sanırım" demişim. ya nasıl da hissetmişim yaşayacaklarımı. yine kendi kendimi haksız çıkarmadım. yine hayaller kırık buruk. napalım benimkide böyle bi hayat.

hayallere balyoz yeme sonucu oluşacak durumdur. yaşadığınız her gün yeni bir kırığınız olacak ama üzülmeyin hiçbiri ilki kadar acımayacak. alışacaksınız kırık dökük bir yaşamı sürdürmeye. çok mutluymuş gibi insanlara gülücükler dağıtmaya. anlayacağınız hiçbir şey olmamış gibi devam edeceksiniz. bazen bir mesaj olacak bu hayal kırıklığı bazen bi bakış bazen bi' fotoğraf yada çok başka şeyler. ama mutlaka olacak. birisi gelecek ve hayalinizi başınıza yıkıp hayatınızı ikiye bölecek (bkz: kaçınılmaz son) .

''insanoğlunun yalancı mantık yaldızlarıyla süslü iç yüzünü eşelemeye gelmez. gerçekten kim olduğumuzu bilmek istersek hayal kırıklığına uğrarız.'' (bkz: hüseyin rahmi gürpınar)

arkadaşlarının kaşar dediği kızı savunduktan 2gün sonra kızın sana sakso çekmek istyorum diye mesaj atması.... üzgünüm..

annemin özenle baktığı menekşeleri var. konuşur onlarla sularken, "oy benim canlarım" diye sever menekşelerini. üzerine titrer her birinin, biri zarar verince asar suratını. bugün yine suladı çiçeklerini. elinde bir şeyler uzattı "al at" diye. baktım ki menekşelerin çiçekleri. annem özendi, büyüttü, sonra buruşturup attı. solmuşlar, yitmişler. elime aldım o çiçekleri. aklıma hayallerim geldi. bende bir çoğundan vazgeçmiştim hayallerimin. hayallerimi güzelce yaşattım, mutlu oldum. sonra tek bir hamleyle hepsini yok saydım. evet annemin verdiği o çiçekleri aldım ve hiç düşünmeden attım toprağa "toprak olsunlar" diyerek. kırık, yitik hayallerimizden bile hala ümit ediyoruz galiba.

her gün yaşadığım şey.

beklenilen,.düşlenilen şeyin bir anda başınıza yıkılması. boyle kalbinizi birinin alıp minciklaya minciklaya parçalaması.

seni seviyorum itirafını yaptıktan sonra ben seni arkadaş olarak görüyordum cevabını duymak off ülkemizin tüm hayel kırıklığı ihtiyacını karşılayıp bu da yetmez diyip ihracata başlanır dolar da bu olaylardan etkilenip utanır düşer..

canina cam kirigi batiyomus gibi oluyo ama korkmayin oldurmuyor, surunduruyor

umut kırılması, sevincin solması, istebilen bir şeyin gerçekleşmemesi, ideallerini başkalarının gerçekleştirmesi, terkedilmek, anlaşılmamak, sevmek sevilmemek... hangisini almak istersin bende bir sürü var seç beğen al.

bir gün bile sekmeden yaşadığım durum.

tedavisi imkansız olan kırıktır

hangisini yazsam ki bilemedim

hangisini yazmalı ?

"13'ünde dünyayı değiştirecek planlar yaparken, büyüdükçe odanı dahi değişiremeyeceğini anlamak."

hayallerin ne kadar büyük olursa, hayal kırıklığı da o kadar gürültülü olur. (bkz: leyla ile mecnun )

yapmaz dediğin kişinin her boku yapması

emek verip karşılığında hiçbir şey alamamak.

hayak kırıklıklarını müzikle bastırmaya çalışan bir avuç insanız..

o an hissettiğim üzüntünün tarifi yok ne dilimde ne yüreğimde

çocukken bir yilbasinin ertesi günü balkonda yeni bir oyuncak araba bulmuştum,ailem noel baba hediye getirmiş demişti,bende buna inanmıştım bı mutluydum bir mutluydum hayatımın en mutlu anı diyebilirim,sonra gerçeği öğrendim :(

hayal kırıklığına uğradığımı anladığım an uyuma isteği geliyor ve uyuyamıyorum

aylarca beklenen kişinin siz onu beklerken onun sevgilisiyle gezip tozduğunu öğrendiğiniz anın kahreden tanımıdır

fenerbahçe.

insan bazen hayallerinin, umutlarının ne kadar iyimser ve imkansız olduğunu anlıyor. bu, güzel bir rüyadan uyanmak gibi. rüyayı görürken her şey çok mümkün geliyor, insan sahteliğini hiç anlamıyor, ta ki uyanana kadar. uykudan uyanınca o kadar ağırına gitmiyor ''neyse rüyaymış'' diyor, yine de bir nebze mutlu oluyor insan. ama hayattan uyanınca mesele daha da derinleşiyor. ''bunca zaman düşündüğüm, yaptığım, yaşadığım her şey yalan mıydı?'' sorusu aklın en baş köşesine oturuyor. hayal kırıklıkları içe bile sığmıyor, uyutmuyor. boş geliyor her şey, bomboş şeyler. bakıyorsun ama görmüyorsun, kulağına bir şeyler değiyor ama aklına girmiyor, yağmur yağıyor ama ıslanmıyorsun. hissetmiyorsun. üzülüyor da insan, aptal gibi o kadar hayal kurmuşum diyor. hayata mavi gözlüklerle bakmak hayatı maviye boyamıyor. hayat siyahlığından asla vazgeçmiyor. ''en tehlikeli kelime nedir olric? -ama’dır efendim bana göre -neden olric? -önceden söylenen her söylemi veya kelimeyi öldürür!'' hayal kırıklığı da böyle bir şey işte. ondan önce yaşanan tüm güzellikleri bir anda yok ediyor; insanın kalbini, zihnini, bedenini mahvediyor. boğaza bir düğüm oluyor, nefes bile aldırmıyor. ''kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun?'' insanın hayalleri kırılınca aklı acıyor, bir insanın düşünceleri can yakar mı? yakıyor. bir yığın hayal kırıklığının ardından insan düşünmeye bile korkuyor. hayata ışıksız, boş gözlerle bakarak yaşayabildiği kadar yaşamaya devam ediyor.

o kadar çok yaşadım ki acaba nerede yıkılcam diye bekliyorum

"o" benim hayal kırıklığım. nedensizce sevdiğim hayal kırıklığım. beni ne kadar beğenmese de yine sevdiğim hayal kırıklığım. işte bana bunları yazdıran hayal kırıklığım...

hayal kırıklığı yaaşamktan bıktım yeminle yeter artık

hiç beklemediğimiz insanlardan beklemediğimiz davranışları görünce karşılaştığımız durum. kimseye fazla değer vermemek gerekiyor-muş-.

sol memenizin altında bi ürperti yoksa pek de hayal kırıklığı yaşamış sayılmazsınıs. siktir edin.

yüz yüze konuşalım dediğinde gözünün içine bakıp güzel şeyler söylemesini beklersin... (hadi bitemez böyle bir şeyler söyle) o ise bittiğini bakışlarıyla anlatıp konuşmaz bile...

sevildiğini sanmak