tüm bu olan biteni pahalılık veya başka bir bok sanıyorsunuz değil mi? inanın bana, değil. bu biraz da bizim insanımızın nasıl bir dalyarak olduğuyla alakalı. çünkü o kafe sahiplerinin hiçbiri ne çalışanlarına doğru düzgün maaş verir ne de fiş kesip vergi öder. yetmez, böyle sikikliklerle kendine muhtaç olan sıradan vatandaşı sikmeye çalışır.
bakın, ben tam 12 yıldır
istanbul'un en iyi (hızlı & kabalalık) iki yerinde yaşadım-yaşıyorum. biri
kadıköy, diğeri ise
taksim. her ikisinde de bizim esnaf kendilerine muhtaç olmadığınızı hissettiğinde götünüzde dolanır. ama ne zaman ona muhtaç olduğunuzu az bir şey hisseder, anında sikmeye çalışır. bu şark kurnazları da o hesap. çünkü biliyorlar. artık insanların sosyalleşmek için bir kafeteryaya gidip bir bardak çay-kahve içmekten başka seçeneklerinin olmadığını. bu yüzden sikelim sikebileceğimiz kadar diyorlar ve sikiyorlar.
inşallah hepsi tez zamanda hepsi batar bu piçlerin. ki batacaklar da. yavşak oğlu yavşaklar, yıllarca milleti söğüşleyip zaten hayvani servetler elde ettiniz, bari şu yokluk döneminde az bir şey garibanın yanında olun lan! neyiniz eksilir orospu çocukları!