bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en yakın arkadaşımla ikimiz takılmak isterdik. peşimize başka çocuklar takılırdı, bazen oyun bitti diye yollardık, biri hiç gitmezdi. hiç unutmam bi gün bahçe duvarında oturuyoruz üçümüz epeyde yüksek, arkadaşım bunu duvardan gelişine güzel bi itti istemiyoruz diye. kız arkasına savruldu tabi, baktık çimenlerin arasından "bu sefer ben marketçi olcam" diyo. orada bıraktık o gün bugündür görmem. marketçi oldu zaar.
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      cocukken cok dislanirdim hic guzel anim yok uzgunum hepsi kotu anlatamiycam uzuluyorum.
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      evlere aşı yapmaya gelen hemşireden korkup dama kaçmıştım. ne deseler inmedim, "gelirsen şeker verecez" dediler. indim aşı yaptılar ama şeker vermediler.
    4. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      henüz 14 yaşındaydım (bkz: crohn) hastalığına yakalandığım da. o gün bu gündür tedaviler ilaçlar devam ediyoruz hayata. hep umudum vardı sözlük geçecek iyileşecem diye ama artık kalmadı umudum. sineye çekemiyorum. kabullenemiyorum ki bu meletin geçeceği de yok hani. uğraşıyoruz işte hayat çok garip vapurlar filan.
    5. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      4 arkadaştık sokaklarda demir toplayıp sonrada demirleri eskiciye satıcaktık gelicek parayla yok şöyle yaparız yok böyle yaparız diye hayal kuruyoduk eskici bize 5 tl vermişti hiç unutmam herkes külah dondurma almıştı.
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      7 yaşında kuzenimin altından halı çekşp kafasını yarmıştım üstüne bide efsane kahkaha patlatmıştım asla unutmam
    7. 22
      +
      -entiri.verilen_downvote
      istanbula geleli 2 sene olmuştu ve maddi durumumuz hiç parlak değildi. 9-10 yaşındayım, ablamla okuldan eve dönüyoruz. o gün yağan yağmurun şiddeti, en son ne zaman tekrarladı bilemiyorum. dediğim gibi maddi durumumuz kötüydü o nedenle ayakkabılarımızın kalitesi de iyi değildi. o yağan yağmurda ayakkabılarımız zarar görmesin, ıslanıp kötü olmasın diye çıkartıp yalın ayak eve gitmiştik. annem bizi o halde görünce kapıda soyup sobanın arkasında kurulmamıştı. o günlerden bu günlere, yine her halimize şükür.
    8. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      1. sınıftayken okulumuz evimize çok yakındı. Abimle beraber yürüyerek giderdik ama hep belli bir zamanı kollayarak giderdik. Beden eğitimi hocamız vardı bi tane Hüseyin hoca. Yakışıklı atletik çok da naif tatlı bi adamdı. Yolumuzun üstündeydi evi ve her sabah okula arabasıyla giderdi. Bikaç kere denk gelmiştik almıştı bizi okula kadar. Arabayla 30 sn felan sürüyodu ama yine de biniyoduk. Hep o zamana denk getiriyoduk 'oo çocuklar atlayın bakalım' deyip okula kadar götürüyodu bizi. Tabi hocanın arabasından inmenin verdiği artisliği havayı siz düşünün..
      1hayal edebiliyorum, buna benzer birkaç şey yaşamıştım.. - amac_tekbirentrygirmek 05.09.2020 21:53:42 |#3939924
    9. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yıl 2008. Türkiye Hırvatistan maçında Semih Şentürk'ün attığı son dakika golünde göğsümün patladığını hissetmiştim. Babam çok yorgun olduğu için dayanamamıştı ve uyuyordu. Ben bağıramadım.. içimde öyle şeyler kopmuştu ki belki bağırsam "gol" diye ağlamaya başlardım. Gol oldu, bir anda ayağa kalktım salon kapısına gittim geri döndüm ve hiçbir ses çıkaramadım ama yerime de oturamadım. Böyle bir anıydı. Halâ içimdedir o sesimi yutup bağıramayışım. Daha da eskiye gidersek 2002'de yüzün yarısına rujla Türk bayrağı çizip maç izleyişimiz aklıma geliyor. O yıllar çok güzelmiş...
      12008deki maçta kardeşim heyecandan ayağa kalkıcam diye sandalyeden düşmüştü... - devrimgibi 05.09.2020 22:48:48 |#3939991
    10. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      4-5 yaşlarında falanım. Erken kalkmışım sözde anneme kahvaltı hazırlayacağım ama daha çok vakit olduğundan önce biraz süsleneyim, sonra kahvaltıyı hazırlarım düşüncesine giriyorum. Annemin odasında ruj sürmeye çalışmalar, kocaman topuklu terlik giymeler falan.. Neyse süslenmem bitti salona geçeceğim. O zamanlarda soğuk gelmesin diye kapının altlarına bez koyarlardı. Sen koşarak gelirken ayağın o beze takılsın ve düş! Bunun sonucunda alnımı kapının tam köşe sivri kısmına çarptım. Kanlar falan nasıl akıyor, annem eline ne geçirse kanı durdurmaya çalışıyordu. Bir şekilde doktora gittik ve 12 dikiş atıldı. Şu an o iz hala alnımda durur..
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ankara batıkent ostim arası bir tarla var. Yaşım 9 falan. Akrabamızda kalmıştım, eve götürecek beni. O tarladan geçiyoruz. Bomboş tarla bir anda köpekle doldu. 15-20 tane köpek bir anda bana saldırmaya başladı. Ben de korkuyorum. Mehmet abi bir kolumdan tutup diğer tarafa atıyor beni, köpekler oraya geliyor. Sonra diğer tarafa, oraya geliyorlar. En son başının üstüne aldı beni. Köpekleri nasıl kovuşturdu en ufak fikrim yok. Yarım saat o tarladan geçmek için uğraştık. Eve gidene kadar tir tir titredim ama belli etmemek için de elimden geleni yaptım. O günden beri köpekleri çok severim, ama uzaktan.
    12. 14
      +
      -entiri.verilen_downvote
      annemle babam tartışırken mutfaktaki bıçakları saklamıştım, şu an aklıma geldi ama hiç unutmadım
    13. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      9-10 yaşlarındaydım sanırım babam bir deneme sınavına girmeden önceydi diye hatırlıyorum moral olsun diye beni at çiftliğine götürmüştü ilk defa. O gün sınavdan önce hayatımda ilk defa ata binmiştim ve babamla ikimizdik sadece. Biraz silik bir anı belki bazı şeyleri kendim eklemişimdir, detayları pek bilmiyorum. En iyi hatırladığım şey beni bir sınavdan önce götürmüştü ve ikimizdik. Benim en mutlu olduğum çocukluk anılarımdan biri sanırım bu. Belki kendisi hatırlamıyordur bile çünkü o at çiftliğine sonrasında çok gittik ailecek ama ben ilk gidişimi ve nasıl mutlu olduğumu hiç unutamam.
      0Sorsana kanka belki hatırlıyordur lan - yalnizbiradam 04.03.2023 21:04:17 |#4518554
    14. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hayatımın en mutlu ve umutlu anısını yazmaya geldim. 15 yaşındaydım. Tek isteğim, hayalim bisikletimin olmasıydı. Çocukluğumdan pek bir şey değişmemiş şimdi de motor da neyse konumuz bu değil :) Babama söyledim çok istediğimi anlattım o da gülerek mahallede hangi kızın bisikleti var. Olmaz dedi. Babamın arabası işi gereği pikaptı. Her gün arabasının sesini duyduğum vakit koşa koşa çıkardım dışarı. Arabaya bakardım almış mı diye. Almadığını görünce hüzünlü hüzünlü dönerdim eve. Bakın günler, haftalar, aylar boyunca sürdü ve ben hiç umudumu yitirmeden her gün aynı heyecanla , umutla giderdim arabaya. Bazen umutsuzca döndüğümde yarın çıkmıycam bakmıycam desem de her gün umutla çıktım. Günler geçerken tekerlere takılan süslerden biriktirmeye başladım. Kimi zaman harçlığımın hepsiyle kimi zaman kuzenlerimden 'Bu benim olsun muuuuu?' başlığı altında koca bir poşet biriktirdim. Neyse bir gün babam hazırlan bisiklet almaya gidiyoruz dedi. Gittik falan. Almadan döndük eve çok pahalı dedi. Nasıl üzüldüğümü anlatamam ama umudum bitmedi her gün arabaya bakmaya devam :) Neyse yaz tatli geldi. Kuzenlerimde kalmaya gittim bir kaç günlüğüne. Eve döndüğümde terasa çık dedi babam. Örtmüşler üstünü örtüyü çıkardım. Biriktirdiğim bütün süsleri tekerlere takmış ablamlar, abim. Ben hayatımda o gün mutlu olduğum kadar hiç bir zaman mutlu olmadım. O gün benim yaşadığım mutluluk nirvanaydı. O kadar çok istemiştim ki 10 dakika için de öğrendim sürmeyi. O gün bugündür ne zaman umutsuzluğa kapılsam bu anımı hatırlarım. Ne zaman arkadaşlarımdan biri umutsuzluğa kapılsa umut olurum. Anlatırım. Her zaman umut vardır. Her zaman..
    15. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Arabanın bagajından bir şey alıyordum, kardeşim de yanımdaydı. Bagaj kapağını kapattığım an kardeşim bağırmaya başladı. Ula senin elinin orada ne işi var?! Parmakları sıkıştı, işin kötü yanı anahtar babamdaydı ve babam baya uzaktaydı. Baba diye bağırıyorum korkuyla, bir koşuşu vardı adam maraton koşucusu sanki maşallah. Çok kızacak diye de korkuyorum bir yandan. Neyse ki pek bir şey olmadı, kardeşimin elinde de bir şey olmadı.
    16. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yaylada mektep yanından abimin unutmuş olduğu oyuncak arabasını almaya giderken inek kakmıştı (boynuzlamıştı). Gökyüzüne doğru uçtuğumu hatırlıyorum. Yere iniş yaptıktan sonra dedem bana kızdıydı.(abimin oyuncak arabasını almaya gittiğim için) sonra da ineğin boynuna dulandıydı(sevmesi). Sonra bana ne mi oldu tabi ki burunum kanadı ve bolca azar işittim..
    17. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Öyle bi düşündüm de hiç öyle aşırı mutlu olduğum heyecanlandığım bi anım yokmuş…
    18. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ben küçükken anneannemlerde kalırdım. Tek bir anı değil belki ama o daha sıcağı bastırmamış, ferah yaz sabahlarını hiç unutmam. Güzel bir kahvaltı sonrası kuş cıvıltılarından başka ses olmayan sakin sokağımıza çıkıp, sıcak ama sabahın ferahlığını içinde barındıran havada yürüyüş yapar, komşuannelere gider, öğleden sonra ise pazara uğrardık. Öğle vakitleri ise diğer komşuannelerinin torunlarıyla bahçede koştururduk hatta bazen pazara hep birlikte gider sonrasında ise parklarda takılırdık. Pazardan ayaküstü alınan o süt mısırın tadı olsun simidin tadı olsun hepsi çok lezizdi. Her hafta olan altın günlerinden bahsetmiyorum bile. Dört gözle beklerdim o altın günlerini.
    19. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bunun farklı bir versiyonu var bende de, ağaç diken görevliler tarafından şakasına kovalanırken kaçmak amaçlı ucu sivri demirlerin üstünden atlamıştım, atlarken şortum takılmıştı ve arka bacağıma o sivri kısım saplanmıştı, izi hala duruyor..