bugün
yenile
    1. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      5 yıldır mezarına gidiyorum
    2. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      anneannemin evi en çokda dedem gidimce soğudu. buz oldu. özledim be dedem özledim hemde o kada çok özledim ki bak ninemde geldi yanına geçtiğimiz perşembe güne ona abilerime dayıma iyi bak olur mu mekanın cennet olsun benim can dedem.. mekanınız cennet olsun ninem, abilerim, dayım.
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sevmediğim bir evdir ne zaman gitsem canım sıkılır ya da baban hakkında saçma sapan yorumlar duyarım ve bu beni sinirlendirir. bu yüzden gitmemeye özen gösteriyorum.
    4. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aklıma sadece çılgınlar gibi yemek yemek geliyor
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kendi evim hariç, ayakkabıları çıkardıktan sonra çorabın delik olduğunu fark edip umursamadığım tek ev.
    6. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hiç anneannem olmadı. dolayısıyla anneanne evi de. şuan arkadan "eksik bir şey mi var?" çalması da çok manidar oldu benim için.
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      karabük safranbolu'ya gitmek için en önemli sebeplerinden. o sıcak aile ortamı,kurulan yer sofraları, hep beraber yenilen yemekler, divanın en rahat yatak olması.. ne biliyim huzur iste.
    9. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      o evin eski kokusunun huzuru bambaskadir tarif edilemez
    10. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      evin hoş bir nizamı vardır.bahçesinde gülleri eksik olmaz. bir tarafta taze sogan, domat, biber bir tarafta ismini bile bilmediğim cicekler... tepede koruklar... çatıda, duvarda dolaşan kediler... odun sobası olmazsa olmasıdır tabi... yaş ilerleyince sadece görüntüde kaldı tabi o soba. her haftasonu orada toplanılır gürültü, kahkaha eksik olmazdı. simdilerde ses seda yok oralarda. sessizlik hakim... sizin oralarının anneanne evlerinin sesi bol olsun sağlıcakla kalın...
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bahçesinden çiçekleri dolabından tarihi geçmiş bisküvileri asla eksik olmaz
    12. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      genelde anneanne ve dede memlekete gidince boş olduğu için kız atılan evdir.
    13. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hep en güzel yemeklerin yapıldığı evdir.
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir yerden sonra hüzün kokar...
    15. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      rahmetli anneannem dondurmayi mi seviyordu yoksa ben seviyorum diyemidir nedir dolabi algida dolabi gibi olurdu iyi insandi be garip gelicek ama iyi arkadaşti allah rahmet eylesin mekani cennet olsun.
    16. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yer döşeği
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      her gidişinizde en sevdiğiniz yemek yapılır. baş üstünde kafanız okşanır. anneanneniz ölünce gidesiniz gelmez.
    18. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatta en huzurlu olduğum yerlerden biri galiba sürekli eski güzel günleri de hatırlıyorum masadan birileri eksilince nası oluyomuş öğrenmek istemezdim ama hayat
    19. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ben anneannemi hiç tanımadım. Arkadaşlarım hep anneannelerinin evlerine gitmekten, hazırlanan yemeklerin oynanan oyunların güzelliğinden bahsederdi. Çok yabancı gelirdi bize. Sonra annem anneanne oldu, çocukların koşa koşa gelmesinden, annemin etrafında dolanmalarından, annemin onlar gelmeden sevdikleri şeyleri hazırlamasından hissettim sıcaklığını. Şimdiyse korkuyorum, en küçük benim evde ve daha evlilik planım da yok. Çocuklarım olduğu zaman annem hayatta olmazsa ve çocuklarım da ben gibi bu güzel duyguların eksikliğini yaşarsa diye. Allah, annelerimizi başımızdan eksik etmesin.
      1Entryi ben yazdım sandım bir an. İçimden geçenleri yazmışsın. - nisyan 22.08.2020 16:24:09 |#3920358
    20. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Artık öyle bir ev yok. Neredeyse her gün o evdeydim ama yine de diyorum ki keşke daha fazla gitseydim, anneannemin dizlerine yatsaydım, daha çok öpseydim.
    21. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Dedem varken , buzdolabından kek, kıyafet dolaplarının üst raflarindan ve TV dolabından çikolata çıkardı. Anneannem değil parayı harcamak, harçlık vermesini bile bilmiyor... Bizden geçti ama küçük torunlarin gönlünü yapabilmek önemli.. Üstelik basit figürler bunlar, harçlık falan...
    22. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bu entiriyi kendim için yazıyorum. O evi unutmamak için. Şurada (#1757594) kısaca bahsetmişim ama aklımda daha çok detay kalsın istiyorum. Çünkü anneannemin evi şimdiye kadar gördüğüm en huzurlu ev ve çocukluğuma dair en güzel detaylardan biridir. Yeteneğim olsa o evi çizmek de isterdim. Elimden gelen tek şey yazarak anlatmak. Bununla yetineceğim. Çoğu eski ev gibi kerpiçten yapılma dönemine göre büyük ve hatta lüks bir evdi. Malzemesinden ötürü yazın serin kışın sıcacık olurdu. Dedemin de büyükleri tarafından yapılmış olmasına rağmen 2 oda 1 mutfak 1 kilerden oluşan, hatta o dönemlere göre doğru düzgün bir banyosu olan asırlık tarihi bir yapı. Durumları iyiymiş dedemlerin kendi zamanlarına göre, kocaman bahçeli, önünde 3 ayrı ev harici yapıları da içinde barındıran genişçe bir alan. Bu damlardan birisi ekmek yapmak için birisi hayvanlar için birisi de malzeme koymak için kullanılıyordu benim bildiğim kadarıyla. Kapıdan girişte büyükçe bir odaya girmiş oluyorsunuz direkt. Her yerde tabi ki kilim ya da el dokuması kalın halılar. Sobanın yanında, soba boyunda içi suyla dolu kocaman toprak küp. Sadece 3 odalı evde yaklaşık 7-8 tane ayna. Aynalar birbirinden güzel. İçlerinden bazısının çerçevesi el yapması. Büyük aynalardan birini en büyük dayım yapmış. Ananem süsüne çok düşkün bir kadındı. Yine köşelerde üzerlikten yapılma süsler. Duvarda yine birinin yapmış olduğu mavi kumaştan, kocaman güllü kalınca bir seccade asılı. Ananem hep onda namaz kılardı yamuk yumuk dikkat çeken bir görüntüsü vardı. Seccadenin hemen yanında asılı küçük heybeler. Hatta bir tanesinin içinde tuz vardı. Evet ananemin tuzluğu el dokuması küçük bir torbaydı :) Bir tuz torbası insanın burnunun direğini sızlatabiliyormuş. O heybelerden ikisini alıp annemle yeniden kulp yaptık çanta olarak kullanmak için. Anne ve anneanne eli değmeli 3 kuşaktan geçecek ve belki de benden sonrasına devredecek olan çantalar.   Adına Küçük Hayat denilen bir iç odaya giriyoruz. Benim en sevdiğim yer olur kendisi. Kapının hemen yanında, sandıkların üzerinde döşeklerin bulunduğu bir yüklük. Bu yüklük çiçekli bir perde ile kapalı. Tavanda büyüklü küçüklü sepetler asılı. Yıllardır kimsenin kafasına düşmedi. :) İçlerinde ne olduğunu anneannemin yaşadığı süre boyunca hiç bilemedik biz. Dediğim dedik bir kadındı aynı zamanda. Otoriter kişiliği yüzünden tüm çocukları titrerdi karşısında ve o sepetlerin indirilmesi ananem tarafından kesin bir emirle yasaklanmıştı. Küçük Hayat'ın duvarlarında oymalı tahta raflar, rafların üzerinde renkli eski derin çanaklar, onların da üzerinde işlemeli yastıklar. Çanakların bazılarının içinde esanslar, köstekli saatler, tesbihler ve çeşitli kokular vardı. Bu kokuların karışımından olsa gerek o odanın kendine has kokusu olurdu. Duvarlarında dedemin kardeşleriyle ve oğullarıyla çerçeveletilmiş resimleri vardı. Ayrıca duvarlarda, zincirli kocaman uzun anahtarlarla kilitlenmiş küçük gömme tahta dolaplar vardı. Bu dolaplar her daim kilitli olur anahtarlar ananemde dururdu ve bizim asla karıştırmamızı istemezdi. Küçük Hayat'ın tek ve küçük penceresinin hemen yanında küçük bir kitaplık. Dedemin cilt cilt kitapları bir de kalemleri olurdu. Şimdi o kitaplık bende, getirdim kendi kitaplarımı koydum. Kendisini hiçbir zaman atmayı düşünmüyorum. Galiba bu kitaplığı da dayılarımdan biri yapmıştı. Küçük Hayat'tan çıktık, mutfağa gidiyoruz. Tavanı alçak kısa bir koridor, mutfağa giden yolda çanaklık denilen tahta raf, hemen yanında buz dolabı, onun da yanında tel dolap, tel dolabın üzerinde küçük bir çiti bakır ile - yanlış hatırlamıyorsam içinde mandallar vardı- dedemin ayakkabı tamiri için kullandığı, içinde adını bilmediğim bir sürü alet olan ve küçükken kurcalamaya bayıldığım malzeme kutusu. Allahtan bu kutu dedeme aitti. Anneannemin karışmadığı tek şey :) Koca tahta kapılı mutfaktayız, mutfak kapısı mutfağın içine doğru açılıyor ve o kapı açılınca kilerin girişi kapanıyor. Özelikle göstermezsen kilerin girişini göremez insan. Mutfakta işlemeli tahta dolaplar, eski oyma ocaklıkta 2li ocak, asma tavan tahtadan, üzerinde koca leğenler büyük tencereler var, duvarda yine kaşıklık ve ayna asılı. Mutfaktaki o yuvarlak ayna şimdi benim odamda,  ben bu entriyi yazarken o da bana bakıyor. Duvara gömülü kilitli dolaplar burada da var. Mutfak tavanında gökyüzüne açılan kare şeklinde büyük bir delik. Pencere değil cam yok. Muşamba gibi bir şeyle örtülü ama şeffaf, gökyüzünü görüyorsun. Mutfak kapısını içerden kapatınca kilerin girişi açılıyor. Kilere girilen yer daracık. 2 kişi arka arkaya ve eğilerek yürümek zorunda hatta çok kilolu biri sığamaz. Karanlık ve dar. Kiler girişinin hemen sağında bir banyo. Dar geçitten geçip eşyaların olduğu yere gelince alan genişliyor ama yine de küçücük bir odaya çıkmış oluyorsun. İçeride antika sayılabilecek bir sürü ev eşyası ve bir sürü malzeme. Dedem kardeşlerinin en büyükleriydi. Bayramlarda diğer kardeşleri çocukları ve torunlarıyla gelince evin fotoğraflarını çeker evi müze gibi gezerlerdi. Antika eve gidelim diye tuttururmuş torunları, öyle anlatırlardı. Kimsenin evi, o ev kadar eski o ev kadar görülmeye değer değildi. Sıradan bir ev değildi. En azından bizim için değildi. Bayramlara da gerek yoktu, o ev her zaman önemli kararların alındığı bizim için kutsal bir yer, bir buluşma alanıydı. Birlik beraberliğin en çok hissedildiği baba ocağıydı. Dedemin 7 çocuğu ve torunları o evde toplanınca adım atacak yer kalmaz, kapı eşiklerinde yatılırdı. Geniş aile denince hala o günler geliyor aklıma, sadece o ev canlanıyor gözümde. Tüten ocak demekti benim için orası. 7 yıldır o evi görmüyorum. Evimi unutmamak için bunları yazıyorum.
      0sen insanı üzersin.. - 2023 22.05.2021 22:07:57 |#4171943
      2Öyle bir niyetimiz yoktu kendi kendime üzülüyordum ben :) - kizilotesii 22.05.2021 22:15:07 |#4171948
    23. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Büyülü olduğunu düşündüğüm bir yer. Buraya geldiğim gibi çocuk oluyorum. Küçükken de anneanne evi benim için eğlence + sınırsız abur cubur ve sevgi demekti. Hala öyle. Tek eksik dedem... Artık anneannem yaşlandığı için kıyamıyorum geldiğimde ben hazırlık yapmaya çalışıyorum. Özellikle ben geldiğimde tam anlamıyla her şeyi yapmak istiyor :") Dizisi varmış mısır patlattı şu an kucağımızda kaselerle oturduk televizyon izliyoruz. Tokum diye yiyemiyorum arada bakıp mısırını bitir diye uyarıyor jdkjrk. Kaç tabak yemek yedim bilmiyorum. Yediğim tatlının çikolatanın hesabı yok. Dayın şundan almış, teyzenin arkadaşı şuradan şunu getirmiş diye bulduğunu önüme getirdi. Rafine şekerden haz etmeyen annem elleme çocuğa fırçası yememek için karışamıyor en güzel yanı bu :) Anneanne evinde şımarmayan var mı gerçekten? Yaşasın anneanneler ve evleri ^^
      1Ne güzel sıcacık ortam içimiz ısındı cidden :) - sessizbirkimse 02.02.2024 20:05:56 |#4672031
      1Babaanneden yana şanslı olanlara özenirim ben de hep. Açığı anneannemle kapatıyoruz. İyi ki varlar :) - poncik_panda 03.02.2024 13:14:02 |#4672245
    24. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      soğuk ve böcekli tuvalet :/
    25. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ya anneannemin evinde onun elinden yediğim ekmek kızartmasının bile tadı bir başka, muhteşem bir olay
    26. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ekstra ilgi , başka hiçbir yerde bulamayacağın lezzetli yemekler
    27. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      köye gitme isteğimi arşa çıkartan bir yerdi. depremde hasar aldığından dolayı geçen aylarda yıkıldı. o evle birlikte çocukluğum gitti, köye olan hasretim arttı. ilk önce babaannemin evinin hasretiyle başladı, sonra hepsi teker teker yıkılmaya başladı. bazıları soyut olarak gitti, bazıları somut olarak. geriye ne koşturduğum küçük bahçeler kaldı, ne de çocukluğumdaki hatıralar. evlerim teker teker gidiyor ve ben kendimi yeniden kaybediyorum. sanırım iyileşmek için köy evlerindeki ağır yorganların altında uyumaya ihtiyacım var. (#4276226)