bugün
yenile
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okurken göz doldurur, insanın içini acıtır, veya aşkla doldurur, garip duygularla karşılaştırır tam bir duygu seline neden olan metinlerdir. ellerine sağlık zargana. (bkz: dayak yiyen çocuğun içini çeke çeke uyuması)
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: asosyal itiraf) başlığı altına yazılan yazılardır. en güzel, en samimi, en dokunaklı ağlamaklı yazılar burada.
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    5. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "bir kadın seni seviyorsa sana aittir. mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının onu kaldırtma! bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla onu susturma! bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez yalnız genç adam kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez bu da kalsın aklında.. bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni,  seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır. ve bir kadın seni seviyorsa sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini onu yanıltma. i̇lk darbede yere çakılma oğlum, i̇lk imtihanda sınıfta kalma! ve asla, ama asla! araya umutsuzluğu sokma. orasıdır kadının şah damarı, umudu.. kesildiği an, vazgeçer kadın. sevmekten, beklemekten, özlemekten, hatta dua etmekten… can havliyle, kaçar. yakalayamazsın. artık o kadını üstüne alınamazsın. sahip çıkamadığın kadına hesapta soramazsın. kadınları bomba gibi düşün genç adam yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sende patlarsın..."
    6. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "bak, ben bitiyorum diyorum. neden duymuyorsun. gel, gel bu sancıyı al üstümden, kıvranmaktan, ağlamaktan, burkulmaktan çok yoruldum. yürüyorum geçmiyor, ağlıyorum geçmiyor, kitap okuyorum geçmiyor, yemek yapıyorum geçmiyor, kendimi dağıtıyorum geçmiyor. derdimi bilmiyorum, dermanımı bilmiyorum. tek bildiğim içimde oluk oluk kanayan bir yara var, bütün vücudumu kaplıyor, zihnimi kaplıyor, geceleri uyutmuyor, gündüzleri güldürmüyor. neye evriliyorum, bilmiyorum. çok korkuyorum, çok korkuyorum. birine yaram şurada diyemiyorum, iyiyim diyorum, sırtlarım birkaç gün daha, birkaç gün daha, birkaç gün daha. ya sonrası. çok kötü bir son hayal ediyorum, devam edemeyeceğim"
    7. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “Apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent?” “Hangisini?” “Otomatik yanan, sensörlü lamba.” “Hayır.” “Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece.” Önüme baktım. “Neden kırdın?” Cevap yok. “Hasta mısın evladım? Söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle…” “Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?” “Lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına koyayım, lamba kim? Yöneticiye de dedim. Lambanızı sikeyim, kaç paraysa veririz. Sen değerlisin benim için.” “Beni görünce yanmıyordu baba.” “Nasıl ya?” “Görmezden geliyordu, yanmıyordu. Kaç sefer yok saydı beni.” “E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor.” “Hadi ya! Sahiden mi?” “Evet. Ucuzundan takmışlar. Bizimle bir alakası yok.” Babama sarıldım yıllar sonra.
    9. 24
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok özledim ama gelmem, gelemem. insan, onu paramparça eden insanın karşısına geçip "bak ben ne haldeyim" diyemiyor. ben sana gelemem. "biliyorum ki kırk kere gelsen, kırkında da kırık bırakırsın sen beni"
      2Doğru çok doğru… - winniethepooh 25.11.2021 09:07:13 |#4278836
    10. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir keresinde, dünyanın gerçekten güzel bir yer olduğuna inanmıştım. İyilerin her zaman kazanacağına, yapılan hiçbir kötülüğün karşılıksız kalmayacağına, mutlu sonlara ve çay bardaklarına. Önce çay bardakları kırıldı, iyiler bir bir kaybetti, tüm kötülükler karşılıksız kaldı ve ben şu yaşıma kadar hiç mutlu biten bir son görmedim. Zaten mutluluk en büyük uyuşturucudur. Kanatlanıp uçtuğunu bile düşünürsün. Ne kadar mutlu olursan o kadar yüksekten uçarsın. Eninde sonunda o kanatların alev alır ve düşmeye başlarsın. Düştükçe daha çok yüzleşirsin gerçeklerle. Ki kendine gelebilmek için yere çakılmaktan daha iyi bir yol yoktur. Ama ne kadar berbat olursa olsun yine de yaşamak vazgeçilmez bir uğraş. Hâlâ her ayrılışta "görüşürüz" diyorum, bile bile bir daha hiç görüşemeyeceğimizi. Yok yok ağız alışkanlığından değil, temenni benimkisi. Görmeyi istediğim, gülüşünü özlediğim, hâlâ yolunu beklediğim o kadar çok insan var ki. Eski bir dostun selamını almak mesela hiç tanımadığın birinden.
    11. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
    12. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
    13. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
    14. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Onu uzun zamandır görmüyorum. Suratını dahi hatırlamıyorum ama hala onu çok seviyorum.
    15. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      öyle bi döneminden geçiyorum ki hayatın hiçbir yanıyla tanıdık değil. Büsbütün yabancılık esir aldı her şeyimi. Kim olduğumu kimin hayatını yaşadığımı sorgular oldum. Yaşayamadığım için yaşayanları izler oldum. Ne yaparsam yapiyim ordalar. Aramızda dağlar var ama ayak uyduranları hayata çok net görebiliyorum. Nasıl yaptıklarını da görebilsem keşke. Nasılı olmadığını bilsem de. Neden bu halde olduğumun cevabının olmayışı gibi. Bilmem gereken şeylerin kıyısından geçemiyorum. Yine de kimse dokunmasın yalnızlığıma. Korkuyorum.
    16. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yaşanan tüm anlara armağan olsun, hatırası olan tüm şarkılar.
    17. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yaralarımızı seviyormuşuz aslında, karşımızdakini değil de onun gözümüze baka baka göğsümüzde açtığı yarayı. sonra nasıl ellerinden tutabilirsin ki. hiç mi ağlamayacaksın, ne göreceksin şu günden başka. nefes al, kapkaranlık oda ve bir tek sen varsın. hayatımda karşısındakine vuramadığı için yumruğunu duvara geçiren insanlar oldu. ben bu hikayedeki duvarım. 
    18. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yakın zamanda elim bir hastalıktan vefat eden kuzenimin geçenlerde denk geldiğim anlamlı ve bir o kadar da acıtan sözlerini aynen aktarıyorum: “ Bir gün bu dünyadan gideceğimi biliyorum; bugün, yarın, bir saat sonra, bir dakika, bir saniye sonra ya da. Son buluyor her şey. Yaşamak için tutunduğumuz küçük Sevinçler, kurduğumuz hayaller her şey son bulacak. En çok düşündüğüm şey de şu ki hırslarımız, birbirimize olan kinimiz düşmanlığımız son bulacak. Hayatın ne kadar da değersiz olduğunu anladığımızda işte o zaman dönüyoruz geçmişe doğru ve yaptıklarımızı sorgulamaya başlıyoruz. İnsanların birbirinin canlarına kolayca kıyabildiği bu dünyada pek de mutluluk aramamak gerek doğrusu. Ama herkes bir amaç için yaşıyor, herkes bir yere varmak için savaşıyor ve gerekirse ölüyor öldürüyor çocuk oyuncağı gibi. Bizim amaçlarımız, bizim hırslarımız, bizim hayallerimiz yine bizi öldüren olgular oluyor. Ölüm sadece bu dünyadan gitmek değildir, bazen bu dünyada kalmak en büyük ölümdür insana. “
    19. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      az önce gördüm bu yazıyı: "Ne kadar çok seversen, o kadar derinleşir yaraların. Çok sevmelerin zamanı değil artık.Sevip kavuşmayı beklemenin devri değil bu devir. Bir selama muhtaç kalmıyor artık kimse ve bir selamla güneş doğmuyor kimsenin yüreğinde. Elle yazılmış mektupların kıymeti kalmadı, saklanmıyor artık kitap sayfalarının arasında mektuplar. Kimsenin ardından yas tutulmuyor, ayrılığın acısı yılları bulmuyor.Şarkılarda aranmıyor, şiirlere yazılmıyor artık kaybedilenler.Dokunmadan sevilmiyor, görmeden taşınmıyor kimse yüreklerde.. Sevdaya dahil değil artık hiçbir şey.Sadık kalınmıyor verilen sözlere, yeminler kolayca bozuluyor artık. Emekle kazanılmıyor artık sevdalar..Kimse bir Cemal Süreya gibi sevmiyor kadınını. Ve kimse bir Piraye kadar gururlu ama sevdasına sadık kalamıyor.Çok sevmelerin devri kapandı. Gidenin hoşça kaldığı gelenin hoşgeldiği devir bu devir.Güzel sevenlerin kendini çirkin hissettiği, çirkin sevenlerin kendini güzel zannettiği zamanı. Gidenin acısını gelenle kapatmanın zamanı…"
    20. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Rahmetli kuzenim, ablamın deftere yazdığı bir yazı vardı. Onunla yaşadığımız güzel günlerin üzerini örten illet gırtlak kanseri onun yemek yemesine, konuşmasına, yutkunmasına engel oldu tam iki yıl. Uzun bir yazı değildi yazdığı ama hiçbir zaman yarası kapanmadı bende. “Karnım aç”