bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu başlık altında sözlükte kıyıda köşede kalmış, vaktiyle sol frameden bir yıldız gibi kaymış ancak kimsenin ruhunun bile duymamış olduğu hikayelerimizi bkz olarak verelim diyorum. yenilerini yazdıkça buraya atalım. hem uplamış oluruz, hem de isteyen paylaşmış olur, hikaye okumak isteyene de kısayol olur diye düşünüyorum. dipnot: eğer sözlükte zaten böyle bir ortam varsa ve ben bilmeyip böyle bir başlık açmışsam söyleyin tamam mı? siftah (bkz: bear grylls'in kameramanı)
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir tane arkadaşım vardı annesi ve babası ayrı yaşıyordu. o gün babasının iş için seyehate çıkması gerekiyormuş ama buse nin evde tek kalmasını istememiş. buse nin annesi bir adamla yaşadığı için buse annesinde kalmak istemiyormuş. babasıda ona bakması için halasını çağırmış. buse nin babasının iş seyehati 1 hafta sürecekmiş. buse nin halası eve gelmiş buse halası onlara geldiğinde bize gelmişti 3 harflilerden falan konuşuyorduk sonra telefon çalmıştı. arayan busenin halasıydı, buseyi eve çağırmıştı. buse eve gitti. 3 gün falan sonra ankesörlü telefondan birisi beni aradı. arayan buseydi ağlıyordu hemen onu bulunduğu yerden almaya gittim. olanları bana anlattığında bende şok olmuştum. buse 3 gündür halasıyla birlikte yaşıyordu. 3. günün akşamı halası duşa girmiş tam o sırada telefon çalmış ve halasının bir trafik kazasında öldüğünü öğrenmiş. duştaki kadın çıkınca buse ayaklarının ters oldugunu görmüş ama bişey olmasın diye anladığını belli etmemiş. hemen dışarı çıkmış sonra beni aradı zaten bende ilk anlattığında dalga geçtiğini sandım ama halasının ölüm haberini babasından da duydum ve buse pisikolojik yardım alıyor ama artık daha iyi... 
      0okurken korktum - delii 28.10.2017 00:02:01 |#3508970
    3. -3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir hikaye
    4. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      anlatsam anlamıcanız
      2sen anlat da sorun bizde olsun. - psikolojisi bozuk 15.09.2016 04:31:26 |#3147176
      1şimdi iki yılı buraya nasıl yazayım kardeşim ben bile kendi derdimi kelimelere dökemem hikayenin sonu güzel değil sal gitsin - degisikbiri 15.09.2016 04:34:42 |#3333369
      1o zaman yeni hikaye yaz sonu güzel olsun. - psikolojisi bozuk 15.09.2016 04:35:45 |#3344091
    5. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      merhaba asosyal sözlük yazarları 🙋 buraya aşık olup olmadıgımdan emin olamadığım bir adamı yazmaya geldim. ona ve baska hic kimseye söyleyemediğim seyleri burada yazacağım. bana iyi gelen tek insana aşık olup olmadığımı bilmiyorum aşık olmaktan da korkuyorum açıkçası. öyle kötü birşey yaşadım ki, hayatıma yeni bir insan alacak cesareti bulamıyorum kendimde. neyse ben emin olamıyorum demistim? aşk, sizce nedir, var mıdır, varsa asık oldugunuzu nasil anlarsınız ? yorumlara beklerim...
      0sen ben misin :d bende aynı durumdayım geçmişte kazığın alasını yedim şimdi kendimi soyutluyorum bakarken bile sakınarak korkarak bakıyorum birine - no diggty 14.10.2016 22:31:43 |#2836107
      0yanlış anlamada bu sorunun cevabını senden başka bi insan bilemez aşk tarif edilemez ki . hatta aşık olmakla olmamak arasında kaldıysan hangisinin fazla olduğunu bilmiyosan havaya bozuk para at klasik olan şeyi söylemicem merak etme at ve o sıra her insan da olan şey olur bi tarafın ağır basmasını istersin elinde olmadan . işte sonra ne olduğunu anlamış olursun - nikokakola 18.02.2017 02:43:18 |#3074870
      0gerçi böyle bi durumda para atma olayının ne kadar işe yarıcanı bilmiyom ama - nikokakola 18.02.2017 02:43:49 |#3074803
    6. -5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bi gün karınca cok calısırken ağustos böceği yatıp şarkı söylüyomuş. karınca '' ulan ibne sen niye çalışmıyosun'' demiş. ağustos böceği'de bu sert ithamlara yanıtını basın toplantısında vermiş''karınca'yı ciddiye almıyorum cünkü o bir ibnedir '' karınca bu söze cok sinirlenmiş ve ağustos böceğini bıcaklayarak öldürmüş. o gün bu gündür ingilterenin büyük bir bölgesinde ağustos ayında kimse çalışmaz ve ağustos böceğinin kabrini ziyaret eder. #kahpeağustos edit:ağustos böceğinin katline sevinen insanlar eksilemeye başlamış bile,yılmayacağız. yaşasın tam bağımsız ağustos böcekleri
      0kardeş çok komikmiş nerden buldun ya - cicekligozluk 22.10.2016 01:38:25 |#2848023
      0ağustos böceğinin babası anlattı. bizzat birinci kaynaktan dinledim - noliyyy 22.10.2016 01:38:58 |#3041623
      0tamam - cicekligozluk 22.10.2016 01:40:48 |#2848024
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bi gün karınca çok çalısırken ağustos böceği yatıp şarkı söylüyomuş. karınca ağustos böceğine ''sen niye çalışmıyosun'' demiş. ağustos böceği'de demiş ki 'senin ananı sikerim.'
      0bu hikaye yalan insanları kandırma - noliyyy 22.10.2016 01:58:04 |#3311296
      0doğru olduğunu kim dedi ki😄 - siyahgiyeniyi 22.10.2016 02:02:54 |#2848122
      0ben burda delillerle konusuyorum. lütfen haddinizi bilin - noliyyy 22.10.2016 02:04:06 |#3041612
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hava buz gibiydi eve geri döndüm
    9. -2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çirkin bi kızdı kapattım kapıyı yüzüne
    10. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kahve yapıp balkona çıktım. elime bi kitap aldım foto çekinmek için sümüğüm dondu içeri girdim.
    12. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      türbansız kız kitabı bana geri fırlattı sağolsun
    13. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ne bok beyinli biriyim diye geçirdim içimden
    14. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şaşırmıştım napıyon lan dedim geri çekildim
    15. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sonra bi uyandım alarm yine rüyamla aramaya girmiş lanet okuyarak yataktan çıktım
    16. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bizimki olsa olsa masal olur aq
    17. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ıste anlattım ruyamı, dedıkı kaldıgın yerden devm edebılırız
    18. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      vıze cıkısı eve gıttık ruyayı yaşamak ıcın
    19. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ve kıza silahımı doğrultup ateşledim
    20. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başlıktaki ilk entry başlığın formatını belirlemiş o nedenle ayrı başlık açtım. (bkz: müjgan'ın hikayesi)
    21. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayat sad story
    22. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      nasıl giriş yapılırdı bir konuya bilmiyordum. direkt olarak üzerinde düşünülen konu hakkında giriş yapmak, muhattabını rahatsız edeceği yargısındaydım. "bak öykü aslında ben araştırdım da, türkiye hollanda arasındaki mesafe bir hayli fazla. yaklaşık olarak 3.500 kilometre. havaalanından yerleşim birimi arasında da 40 kilometre varmış, gitmemen sence de, hayat standartlarımız göz önüne alınınca, daha makul bir seçenek olarak durmuyor mu?" konuya bu şekilde yaklaşmam onu ürkütebilir, daha çabuk gitmesini tetikleyebilirdi. genellikle, değineceğim konuya, günlük yaşamın içindeki meseleler üzerinden, konudan konuya atlayarak varabilirdim. bu konuda usta olduğum söylenemezdi fakat varmak istediğim konuya, daha gelmeden, konunun vahametinin yol açacağı yaralayıcı olaylar yüzünden, konuşmamdaki tekleme, yapılan konuşmanın en başından itibaren, ulaşılacak konuyu, doğrudan muhattabına hissettirebilmek gibi meziyetlere sahiptim. "bak öykü biliyorsun, bu işi yapmam gerekli. sonunda mustafa abinin oğlanları gibi ortada kalmaktan korkuyorum. geçenlerde lafladık, oğlanların vaziyetinden endişe duyuyor ama ne yazık ki hastalığından dolayı yardımcı olamıyordu. onu da bu alkole karşı tutkusu bitiriyordu. damar tıkanıklığından dolayı yürümekte zorluk çekmesine rağmen karısından gizli dışarı çıkıp sevmediği fakat tutkuyla bağlı olduğu alkole gidiyordu. görünüşe göre pek mutlu sayılmazdı. sence onu, mutsuz kılan şey sevdiğinden gizli iş yapması mı, yoksa sevmediği yere gitmesi mi?" evet böyle girebilirdim konuya, deneyebilirdim. uzun zamandır bunu düşünür olmuştum, allah kahretsin düşünürken başka bir şeye konsantre olamıyor, konsantrasyonun düşünce yollarının önünü keseceğini, düşüncenin ancak boş bir zemin üzerinde istediği gibi hareket etmesi halinde, amacına hizmet edeceğine inanıyordum. önümde differansiyel problemi duruyordu. i̇ki gündür çözememiş, üç sayfa dolusu çözüm bir sonuca ulaşmamıştı. çözememek sinirlendiriyor çözemedikçe kafamdaki problemden uzaklaşıyordum. i̇şime gelmiyor değildi. differansiyel denklemde esas olan sezgiydi ve soruyu basitleştirmekten öte komplike hale sokmaktı. basit bir problemde odak tek noktaya dayandığından kilitlenebilinir lakin karmaşık hale gelmiş bir soru perspektif genişletir, uzak yoldan en rahat çözüme ulaştırırdı. öykü gelmişti odaya farkında değildim. onu gördüğümde kitaplığın önünde duruyordu. tutunamayanlar'ı eline aldı, bir sayfasını açtı, hangi sayfada olduğunu biliyordum genellikle hep aynı sayfasını açardı. hiçbir kitabı en başından okumazdı. ortalarından bir sayfa açar akışa kendini bırakırdı. hayatta böyleydi, bir işe başladığını bilmez, zaman geçtikçe bir olayın içinde bulurdu kendini. okumaya başladı: "hepsinin eli, ayağı, başı var, selim gibi. ne olur bu el, ayak, baş bir araya gelse de sadece bir tanecik selim ışık çıkarsalar aralarından; ne olur bir tane selim olsa. elimi sallar çağırırım: koca budala derim, nereye gidiyorsun gene dalgın dalgın?..." soruyla ilgilendiğimi göstermek istiyordum fakat soruya bakarak ezberimdekini söyledim: " neymiş efendim? hiçbir işin sonunu getirmemişim. siz başlamayı bile göze alamadınız. benimle içinizden gelerek hangi yaşantıma katıldınız? benimle yaşanmazmış. ne biliyorsunuz? ben bile kendimle yaşayamamışım. " "arama beni. istemem. şu koşullar altında dert bile layığından gelmeli.. zaten bir arar iki arar arazi olursun, bu kadar ederim sende.. iyi ki de böyle belki de.. en güzeli de böyle belki de.. bat dünya bat, iki gözün kör olsun da piyango bileti sat! " -"belki de ben gitmeliyim ve sen bir kadının kasıklarına gömülmelisin" dedi öykü. aramızda 15 yaşında ölmüş bir his vardı çok yıldır. gitmesini istiyor muydum? çok iyi bir dinleyiciydi, anlattığım en uçuk şeyleri bile büyük bir ciddiyetle dinler, yapabileceğime inandırırdı. bulaşıkları da yıkıyordu hem. mantar çorbasını da süt oranını tutturduğunda lezzetli yapıyordu. yaşça büyük olmasına rağmen beni büyük bir erkek gibi hissettiriyordu. böyle olmasına rağmen aramızda cinsel çekim yoktu. kahrol kahrol hastalıklı düşünce hemen git! özgür'e ihanet etmiş gibi hissediyordum bu anlarda. -"biliyor musun?" dedim "belki de başka zaman konuşuruz bunu şuan çok önemli bir işim var da."
    23. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      değmez insanlar uğruna çürüyüp giden bi hayat..
    24. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      olay çok be dayı anlatsam değiştiremeyeceğim geçmişe sahip olmak bitiriyo beni
    25. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      uçurumun kenarında gökyüzüne attığın son bakış, işte bu her şeyi anlatıyor. hayatın gözlerinin önünde bir dram filmi gibi hüzünlü bir müzik eşliğinde sona eriyor. ve sen hiç inanmadığın o tanrı'dan lütuf bekliyorsun. doğru ya senin adın umut... hayaller kurarken elinde olan hayatını kaybediyor, arkana bakarken önüne gelenler yıkıp geçiyor bedenini. zamanın geçtiğini unutup ruhunun tatmin oluşuna kanıyor, bitiyorsun. saat 22.00 ve ben günün ağırlığını üstümden atamamış; rüzgar tenimi okşarken içten içe küfürler savuşturuyorum. neden mi? hayatın tüm karanlığını bir nefeste içime çekmiş gibi gözlerimden çıkan şualarla insanlara eziyet verdiğim gerçeğinden kaçamıyorum. ben, insanlık kavramına ağır darbe vurmuş mahluklardan sadece biriyim. düşüncelerim beni yakıp kül ederken, bir anda evimin önünde buluverdim kendimi. beynimi kurcalayan o kadar düşünce vardı ki kapının önünde dakikalarca beklediğimin farkına varmamıştım. hızla içeri atıldıktan sonra merdivenlere doğru yöneldim. elimdekileri odama bıraktığım gibi balkonun kapısını araladım. daha balkona çıkar çıkmaz yan dairenin önündeki eşyalar dikkatimi çekti. mahallemize yeni birileri taşınıyor olması az da olsa merak uyandırdı. aşağıya merak dolu gözlerle bakarken bir anda kapı açıldı. az geri çekilerek bakmaya devam ettim. orta yaşlarda bir kadın, düşünceli olduğu dalgınlığından belli. ayakta zor duruyor, omuzları öne düşmüş yorgun hali ile önünde duran büyük kolinin üzerine salıverdi kendini. anladığım kadarıyla çok yardım edeni olmamış, eşyaları içeriye götürmeye çalışıyordu. sanki onu hiç görmemiş gibi önüme döndüm. her zamanki gibi yıldızları seyrediyor, çıkmaz sokaklara girmiş hayatımın kurtuluşunu arıyordum. aniden aşağıdan bir ses geldi... (eğer buraya kadar okuduysanız çok sıkmadan heyecanlı olan yerde keseyim dedim. devamını yarın müsait bir zamanımda yine yazacağım.)
    26. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
    27. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "rüya günlüğü" başlığını görünce başlıktan esinlenerek yazdım bir saat önce falan. :) hayır elim boş falan da değildi amk. neyin gazına geldiysem laskdjasd buyrunuz... rüya günlüğü: (#2157407)
      1okumadım ama emek var artıladım - asosyalolanyazar 27.12.2017 00:18:14 |#3601796
    28. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Oda Adından başka hiçbir şeyi hatırlamıyordu. Çok sade bir odaydı burası. Tavanda asılı bir ampul, bir masa ve sandalye. Masanın üzerinde bir kalem ve defter. Bir de uyandığı yatak. Odanın kapısı bile yoktu. Sanki bir kare kutunun içindeydi. Kapıyı uzun süre aradıktan sonra bu odaya teslim oldu ve sandalyeye oturdu. Masajın üzerindeki defteri inceledi. Defterin ilk birkaç sayfası yırtılmıştı ve sağlam sayfaların ilkinde sadece "Oda" başlıklı bir yazı vardı. Okudukça şaşırıyordu çünkü bu yazı tamamen onu tarif ediyordu. Yazıyı okuyabileceği en yavaş hızda okudu çünkü yapacak başka bir şeyi yoktu. Sonra tekrar okudu, tekrar ve tekrar okudu. Defterde başka bir yazı yoktu. Yazıyı ezberledi. Sonra bu sayfaya artık gerek olmadığını düşündü. Düşündüğü gibi de o sayfayı yırtıp yedi. Yemekten sonra bir ağırlık çöktü ve yatağına yatıp derin bir uykuya daldı. Uyandığında nerede olduğunu hatırladı. Tekrar sandalyeye oturdu. Defterin ilk birkaç sayfası yırtıktı. İçine derin bir yazma isteği doğdu. Kalemi eline alıp defterin kalan sayfalarından ilkine bir yazı yazmaya başladı. Yazı aynen şöyle başlıyordu: "Adından başka hiçbir şeyi hatırlamıyordu."