hayatınızın merkezi.

bende 6 tane var. 5 tane erkek oldu 6.sı kız. annem "5 dikenin içinde bir gül bitti" diye seviyo son yeğenimi.

ya bu sıpa beni çok duygulandırdı bugün. normalde bana bazen sinir krizi geçirtir bazen de sevgi ama bugün başkaydı. üniversite için il dışına çıkacağım ve aileden ilk defa biri üniversite için il dışına gidiyor. şimdiden kendimi ve ailemi hazırlıyorum. son bir ayımın tadını çıkarmaya çalışıyorum, doğal olarak hep ön plandayım. her isteğim yapılıyor ve nisyan'ın istekleri üzerine hareket edilince ister istemez dillerde adım dolanıyor. bugün wp'a girdim, baktım mesaj atmış. şunları demiş: "ilk önce tebrikler küçücük teyzem. annem hep senle konuşuyor zaten de seni orta bir sanarlar yurtta filan. dalga geçiyorum ama bir yandan da üzülüyorum, şimdi kimle dalga geçeceğim?" ya sen kendine gelsene, ben 5 yaşımda piremses edasıyla insanları parmağımda oynatırken kıskandın koşa koşa milyonlarca spermi geçtin geldin hayatımın en orta yerine. neydi şimdi bu? sen benim hiç sevmediğim ve kıskandığım yeğenimken nasıl oldu da böyle sevdirdin kendini? ah be..

yeğenim (6,kız) mortal kombat x'de annesini dövdü.

daha bir buçuk yaşında ama eli o kadar lezzetli ki... 19 yaşındayım ve çay konusunda seçici biriyimdir. her çayı içmem, beğenmem ama gelin görün ki yeğenimin bana hazırladığı o hayali çayın lezzeti hiçbir yerde yok. yeğenim bana o müthiş gülümsemesi aromalı, minik pembe fincanları ile çay versin; ben hayatım boyunca çay içmemeye razıyım. çok seviliyor, çok sevdiriyor kendini sıpa.

milletin yeğeni küçük tatlı olur. benim yeğenim de işte benden uzun, vurdu mu oturtturur, yakışıklı bir şey. edit: şu zor ergenlik döneminden sonra yakışıklı olacak yani

üç tane var. benimle kaldıklarında o an olması mümkün olmayan bir şey istediklerinde izin vermiyorum. hemen “o zaman annemden izin alırız” diyorlar. bende iki kez “hayır” diyip her seferinde iğrenç espirimi yapıyorum. i̇yiki varlar.

üç yaşında ve hâlâ işerken pipisini tutmuyor haliyle sağa sola savruluyor. o yüzden tuvalete her götürdüğümde ben tutuyorum pipisini, la tut şu pipini diyorum tutmam diyor. büyünce şöyle 18/20 yaşlarına gelince “tutuyordum pipinden seni ben işetiyordum len ne ara koca herif oldun” diyip basacam kahkahayı shsjsjjsdjdd

eniştem sürekli "bu çocuğa napıyorsun da senin kopyan oldu hala anlamıyorum" diyor ajshsj pişmaniye yiyoruz. daha önce yemiş ama adının pişmaniye olduğunu yeni öğrenmiş diyor ki "bunu pişmanlar mı yiyor?" (espri değil gayet ciddili) ondan önceki gün de yemek yedik. hunharca yemekteyiz izlediğimiz için "hadi ceycey yorumla bakalım yemekleri" dedik bu başladı heycanlı heycanlı "şunun tuzu eksik ama kıvamını beğendim, bunun tadı güzel, şu da fena değil onun için size puanıım, size puanıııımmm reklamlaar anıı tuur anıı tuur" ahagahaah bir insan benzemek için neden beni seçer gerçekten tek bir fikrim yok yanlış kişiyi seçtiğinin farkında değil kuzum ahaha

bir ay sonra bir tanesi daha kucağımda olacak 😂 heyecanla bekliyorum

okulda yeni oyun öğrenmiş heyecanlı heyecanlı annesine, bana, kuzenine oyunu anlatırken "bak sen şunu yap, anne sen de şurda dur oyunu oynuycaz" gibi şeyler söyleyip herkese görevini veriyodu. annesine söyledi, kuzenine söyledi bana dönüp "halacım sen çok güzelsin" diyip sarıldı :d hayatımda bir erkekten aldığım en güzel iltifat kesinlikle bu :d bir keresinde de "kıymetlim" diyip sarılmıştı :d hayatımda ki mükemmel detayım..

ana sınıfına giden 6 yaşındaki erkek yeğenim bileklik yapmış bana. etkinlik için öğretmenleri boncuk ve lastikler getirmiş. hepsinden bileklik, kolye tarzı şeyler yapmasını istemiş. kuzum bana bileklik yapmış. bir yerde görsem kafamı çevirip bakmayacağım kadar çirkin olan bir bileklik gözüme nasıl bu kadar güzel gelebiliyor inanın anlamıyorum. cırtlak pembeler, kırmızılar, maviler, yeşiller :d 3 gündür -gece yatarken dahil- bileğimden çıkaramıyorum. bir de diyor ki "halacım sen fenerbahçelisin biliyorum ama ben galatasaraylıyım diye kırmızı boncuk da koydum ama en güzeli bir tane de altın ekledim senin için(altın sarısı bir boncuk ve onu gerçekten altın sanması :d) geçen gün hayatımda bir erkekten aldığım en mükemmel iltifatı ettiğini söylemiştim. (#2185893) 3 gün önce de bir erkekten aldığım en güzel, en anlamlı hediyeyi verdi bana.

hâlâ işerken pipisini tutmamakta ısrar ediyor haliyle ortalığı batırıyor

reklamlardaki 2-3 yaşındaki bebekleri görünce "bebik bebik" diye heyecanla bağıran, bol bol ısırılan ve öpülen 1 yaşındaki yanaklı ve 2 dişli canlı.

bizim alt kattalar, bazen marketten malzeme alıp gidiyorum puding çikolata vs. abisi olan iki öküz (13),(10) prensesimin abur çuburlarından otlanıyorlar. ulan sığır kadar oldunuz ibneler bıraksanıza prensesime.

her teyze dediğinde onu yemek bitirmek istiyorum

ramiz karaeski'nin (genelde) haz ettiği kişilere ettiği hitap. haz etmediklerine de (genelde) kardeş der.

12 yaşında sanırım ama tam bir fırlama oldu. biraz daha büyüyünce napacağız bilmiyorum. "teyze bağdat caddesinde de kızlar kızlar :)))" "kadiköyde çok güzel kızlar var yiiaa" "teyze bana voleybol oynamayı öğret. yoksa nasıl kız bulacağım?!" ay hoşt ulan eşek sıpası, daha dün kucağımda gezdirirken omzuma kusuyordun. daha dün 2 yaşındaydın da sokaktan geçen güzel kızlara göz kırpıyordun. çocuk diye güldük, konu nerelere geldi.

dün beni görüntülü aradı annesi şey dedi anne başka birisini arayalim çok üzüldüm onla oyun oynayan teyzesi sadece benim bu cocuklar nankör

2 yaşında, bıcır bıcır, tatlı dilli dünya mucizesi. kıskandı beni başka bir bebekten. sarıldı boynuma. annesinin saçına bile dokunmaya tahammül edemeyen yavrum saçımı okşamaya başladı. sonra karıştırdı saçımı. "bozma saçımı teyzecim" dedim gülerek. "şaçını bojmuyorum kiii şaçını şeviyorum" dedi. ağzını yüzünü burnunu yesem olmayacak, pamuklara sarsam zarar görecek pamuk teni. en iyisi içime sokmak. tüm saçlarım düğüm olsun ama sen hep beni böyle sev. kuzum.

şu an ayağımda sallayıp uyuttuğum için kalkıp iftarımı açamıyorum. i̇lerde en çok beni sevmezse gebertirim. aha bu da burda kalsın.

hayatının ilk arkadaş darbesinden sonra yanıma gelip "gerçekten benim en yakın arkadaşım senmişsin" diyerek beni duygusal jelibona çeviren dünyanın en güzel varlığı :)

az önce evin kapısı minik yumruklarla tıklatıldı. annem kapıyı açmaya gitti, babam kimin geldiğini anlayıp gülmeye başladı, ben de içeriye dolacak sesi beklemeye başladım. i̇çeriye minicik biri girdi, sırtında çantası ile. annemin yüzüne bile bakmadan "nisyan teyzem neredeee" diye evi aramaya başlamıştı ki karşısında kollarını iki yana açmış onu bekleyen nisyan teyzesini gördü. koştu geldi sarıldı. hala bebek, hala bebek gibi kokuyor. sarıldım, kulağına "seni çok seviyorum" diye fılsıldadım. her seferinde şımarıp "ne?" dedi. belki 10 kere söyletti bana ve sonra kikirdeyip "ben de seni çok seviyorum" diye fısıldadı kulağıma. arkadaşlar yüreği erimiş bir teyzeyim. senin ağzını, yüzünü, gözünü, kaşını yerim çocuk. buz devri izlemeyi en çok senle sevdim. not: bunu yazarken de "izlesene nisyan teyze" diye elimi tuttu. ellerim soğukmuş, şimdi ısıtıyor. ah kalbiimm.

ben daha çok hırpalayarak yaklaşıyorum erkek yeğenlerime sığır kadar oldukları için. mesela dün ikisinin kulağından tutup birkaç tarih suali yönelttim, bilemediler tabi. aksi gibi benim elimden dayak yemeyi seviyorlar veya beni sinir etmeyi seviyorlar bilemiyorum.