bugün
yenile
    /
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Duvarlarında üstümüze geldiği anlar.
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kahvaltı masası
    3. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yenilerde evden ayrıldım. Memuriyet hayatının başlamasıyla birlikte ağır gelen iş hayatı ve annemin yanimdan gitmesiyle koltukta uyuyakalıp gece 3 te uyandığımda üstüm açık kaldığında dedim ki kizim senin üstün tabi açık kalır
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en yakınından darbe yediğin andır. O zaman anlarsın ne kadar yalnız olduğunu gözlerin dolu dolu sindirmeye çalışırsın ama yediremezsin kendine oturup ağlayınca da geçmez kolay kolay
    5. 16
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir derdin ağırlaştığı zaman
    6. 15
      +
      -entiri.verilen_downvote
      benim için tam şu an. gün içinde meşguliyetlerim olmuş derslerime katılmışım, kitaplarımı okumuşum kısacası gayet verimli bi gün geçirmişim, günün sonunda "bugün naptın" diye soracak bir kimsemin olmadığını fark ettim. 3-5 kişiye yazdım cevap alamadım 1-2 kişiyi aradım kimse açmadı haber dahi vermediler. iyi günleri olduğu için böyle olabilirler diye düşünüyorum, rabbim kötü gün vermesin ne diyebilirim ki başka
    7. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      En çok da mutlu olduğum anlar. Bir başarın olmuştur, bir müjdeli haber almışsındır... Mutluluğun bile buruk olur, içinde kalır.
    8. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yüzlerce kişiyle dolu rehberde kimseyi arayamamak, aramaya değer gördüklerinin mutlaka telefonu açmaması, ağlayınca teselli edecek kimsenin olmaması, çok sevince sarılacak, yorulunca dinlenecek kimsenin olmaması. Varlığınızı dehşetli bir korkuyla fazlalık hissetmek, rüzgarda savrulan yaprak, ve yaklaştığınız her şeyin size çok uzak olduğu anlar.. Sevmeye bile korkmak, bir insanı, hayvanı. Alışılagelmiş tek akşam yemekleri, aç karnına uyumalar.. Tokluktan değil, kimsesizlikten. Hastane koridorlarında acı bekleyiş, tutacak bir el bulamamak, yaşanacak bir ömrün yarı zamanlı hikayesi.. Ve oturduğunuz yerden sizi rahatsız eden aşırı sessizlik.. Korkusuzluk. Hüzün ve hüzün ve hüzün..
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Çok güzel giden bir ilişkin biter, aradan zaman geçer hayatına odaklanırsın. Her şey güzel gidiyordur fakat bir gün karşında çok mutlu bir çift görürsün... Yaşadıkların, o güzel anılar gelir aklına, durduk yere depresyona girersin, her şey güzel giderken bir anda mahvolur sanki. Yalnızlığın acı gerçeği özlem yüzüne tokat gibi vurur. O çok övündüğün, çok sevdiğin, her fırsatta iyi yönlerini arkadaşlarına anlattığın yalnızlık artık ağır gelmeye başlar.
    10. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sağ ayak bileğimin ve sol el bileğimin kemiği yerinden çıktı. Zor bela da olsa iyi bir çıkıkçı buldum ve dün iş çıkışı gidip ayağımı ve elimi çektirdim. Uzak bi mesafede değildim ama sadece otobüs param vardı. Ve maalesef ki aktarma yapıp iki otobüsle gitmem gerekiyordu. Durağa kadar seke seke gittim otobüse bindim ondan indim aktarma yapacağım durağa kadar da yarım saat seke seke gittim. 30 dakikalık yol bana neredeyse 2 saate mâl oldu, çok fazla yoruldum, zıplamaktan bacağım uyuştu. Zoruma giden kısım yorulmam değil babamın arabası olduğu halde arayıp gel beni al diyemiyor olmam. Bu saatte seni hastaneye götüremem yarın kendin git dediği gün babam öldü, allah rahmet eylesin. Eve geldiğimde yemek yoktu üstelik annemler de yoktu. El gibi arayp geçmiş olsun bile demediler ve bugün öğle yemeği + kahve yapmadığım için annemden laf yedim. Allah rahmet eylesin, annem de öldü. Ben onlar için yokmuşum zaten. Olsaydım annenin vicdanı sızlamaz mıydı? Ya da babam kızım yolun ortasında kalma gelip seni alayım demez miydi? Olsaydım derdi. Olsun yine boşvereyim ben, bitti zaten... Naçizane özetlemek istiyorum; yardım edebilecekken, kimse benim için elini taşın altına koymuyor, başkası olduğu zaman bir saniye düşünmeden herkes beni harcıyor. Hoş istesem de kimse benim için elini taşın altına koymaz zaten. (bkz: yaralı parmağa işememek)
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hastayken kalkıp kendine çorba yaptığın, tek başına hastaneye gitmek zorunda olduğunda, yeni bir şey aldığında hevesle kimseye göstermediğinde, her akşam sadece televizyonun karşında ya da önünde telefon açıkken yemek yediğinde, mutlu olduğunda anlatacak kimsen olmadığını fark ettiğinde
    /