tarih

candır. tarih bilinmelidir, ot gibi yaşamayınız efendim.

geçmişe mazi tıreleybus niyazi derler. şimdi hiç yalan konuşmayalım herkes anladı ne olduğunu içi fesatlar sizi gidi.

intikam alınacak yer değil, cesaret alınacak yerdir.

küçüklükten beri aşırı ilgi duyduğum fakat meslek yok diye okumadığım, daha doğrusu okutulmadığım bölümdür.

çoğunluğu tevarih olan ibranice kökenli arapça sözcük.

''çekiç olmak istemeyen, tarihin örsü olacaktır.'' (bkz: adolf hitler)

unutmaz. biz unuturuz tarih unutmaz. kim haklı kim haksız ortaya er ya da geç çıkarır. (bkz: zulüm ebedi olamaz kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır)

en harika bilim dalıdır görüşüme göre. uçsuz bucaksız bir denizdir biz insanoğluna. hiçkimse tarih hakkında bir şeyi biliyorum diyemez, yaşayan bile... diğer bilim dallarında da bu var ama tarihte kastedilen mana başkadır. güzeldir tarih. bize bizi hatırlatır bizden olanlar hatırlamak istemese de.

insanın yorum kabiliyetini geliştiren, düşündüren, ders almasını sağlayan güzide bir alandır. ancak metodolojiye bağlı kalınmadan yorumlanması sıkıntı doğurur. realiteyle uyuşmaz. aynı olay üzerine çok uç görüşlerin ortaya çıkmasının nedeni budur. okuyunuz efenim, okutunuz. yalnız, tarih ilminin doğasına bağlı kalarak yorumlayınız.

eğer insan olsaydı, tekerrür fetişi olan mizahi yanı kuvvetli biri olurdu. marjinal değil klas bir tip olurdu.

tabii herkesin zevki kendine de, sevmeyenini, ilglenmeyenini anlayamadığım (belki de dünyanın en güzel) bilimi. ülkem ve güzel insanları sağ olsun, tarihle pek ilgilenmediği gibi tarihle ilgilenen ve hatta üniversitede bu bölümü okuyan insanlara boka bakar gibi bakarlar. seveni ve okuyanı ise genellikle "işsizlik kalırsın" serzenişleri bekler. çünkü ülkemizde ülkemizde üniversit = paralı meslektir. bünyeye kattığı kültürel birikimin hiçbir önemi yoktur. zira toplumumuzda, daha "herkes" yazmasını beceremeyen, kendi dilinden ve tarihinden bihaber bir doktor, sırf "doktor" olduğu için birikimli bir tarihçiden daha değerlidir. hayat işte... konuya dönecek olursak, tarih aşktır. ilgilenin, okuyun ve okutturun. ayrıca buradan, tarih okumak istediğini söyleyen arkadaşıma "salak mısın" diyen herkese sevgiler. bi bitin artık da, meydan tarihçilere kalsın.

örgü örmek gibi bir şey. her şey ilmek ilmek gidiyor ve bir ilmek kaçıran görmek ve yapmak istediğinin zerresine bile ulaşamıyor. (bkz: osmanlı devleti)

çok sevdiğim alan. keşke içerisinde osmanlıca diye bir şey barındırmasa.

14.09.2016

kazananlar yazar.

tekerrürden ibarettir. (bkz: başlığı entiri ile tamamlamak) (bkz: sözlük formatı) (bkz: ben yapmadım kuzenim yaptı)

bilinmeden siyasi analiz yapılmaması gereken bilim dalı.

lise öğretmenim sayesinde öğrenmeye aşkla yandığım şeydir başka milletlerin tarihini savaşlardaki başarı ve yenilgilerini intikamlarını öğrendikçe tarihin tekerrürden ibaret olduğunu anlıyosunuz ve eğer gerçek bilgiye ulaşırsanız mustafa kemal atatürk' ü çok seviyosunuz

tekerrürden ibarettir.

geçmişe dönük gerçeğe yaklaşma sanatı. elde edilen her bir kayıt, veri, belge, bulgu gerçek olana biraz daha yaklaşmaya yarar. mutlak bir gerçekten bahsedilmemelidir. -tarihi severim ama gerçeği daha çok severim.

insanların bi bok bilmeden konuştuğu konu adam 1 tane kitap okumamış kulaktan duyduğu 2 cümleyle bişeylerı savunmaya çalışıyor köşeye sıkıştığında ise ne biliyim bende birinden duymuştum kelimesiyle sıyrılmaya çalışıyor

az önce 8. testini bitirip bıraktığım ders. ilk uygarlıklar bitsin direkt osmanlı tarihine atlayacağım. en zevklisi osmanlı tarihi bee.

okullarda öğretilen tarih asla gerçek tarih değildir. çünkü hiçbiri objektif değildir. "aslanlar yazı yazmayı öğrenene kadar tüm hikayeler avcıyı yüceltecektir."

ne işimize yarayacak diyen andavallar görüyorum çevremde malesef çevremde bolca. adam daha çanakkale zaferi'nin 1.dünya savaşında mı yoksa kurtuluş savaşında mı olduğunu bilmiyor ve bu andavalları bolca bulabilirsiniz çevrenizde. (bkz: geçmişini bilmeyen bugününü anlayamaz ve yarınını kuramaz )

tarih, edebiyat, matematik, güzel sanatlar bu bölümler o kadar güzel ki ama işte maalesef iş imkanları korkusundan seçmeyi tercih etmiyorsunuz lise zamanı, gerçekten öğrenmek için (ki üniversite bunun içindir zaten) bu bölümleri keyfi okumak isterdim.

baz alınan dönemin değerleri dikkate alındıktan ve anlaşıldıktan sonra yorumlanması makbuldür. bu her dönem için geçerlidir. misalen; osmanlı'da bazı özel günlerde padişah tarafından halka ballı baklava dağıtılırmış. şimdi bunu ilk duyduğumuzda balın günümüzdeki değerini hesaba katmamamız gerekir. yani "oha padişaha bak, adam paraya kıymış da halkına en pahalısından şekerli yerine ballı baklava dağıttırmış." dememeliyiz. zira o dönem; halk nezdinde bala olan erişim fazla, şekere olan erişim az olduğundan, balın fiyatı ucuz ama şekerin fiyatı pahalıymış. malum günlerde de halka ballı baklava dağıtılırken, saray ahalisine şekerli baklava dağıtılırmış :d velhasıl; fevri hüküm vermemek lazım.

"tarih, belki de hiç kimsenin eseri değildir. o, kendi örgüsünü kendi tezgahında, kendisi dokur. insanlar, fikirler ve devletler bu tezgahın örgüsünde, onun kanuniyetlerine göre işlenir dururlar. eğer bu kanuniyetler içinde bir yerimiz, bir misyonumuz varsa ve onu kullanmayı başarabilirsek, tarihin örgüsüne renk, şekil veririz. bu örgüye damgamızı vururuz. fakat kader, eğer bizi yanlış seçmişse, tarihin örgüsünde bıraktığımız iz, nihayet kanlı bir gölgeden başka bir şey olamaz."

t: aspova ve hayki'nin birlikte yaptığı hoş şarkı. "artık sahte olan yüzler. (yüzler) bilmediğim derinlikte yüzmem. (yüzmem) yokuşu görmez, ona "düz" der. sonra; "aspo, lüftfen..." az ve öz, tam da bu yüzden." tarih --- spoiler --- nakarat: "tarih yazcam." derken tosladım hep bariyere. çarptığım duvarlar yansır yansır kariyere. "yazım-turam belli belli." dedim, yaz bir yere. yaz bir yere, yaz, yaz bir yere. aspova verse 1: kapüşonu çek, sokağa çık. sonra kapüşonu çek. (çek) havada kara bulutlar olursa keyfime keyf. (ey) cebimizde sinyale çıkmışız cebimizde. kulaklarımda hep old-school rap. genellikle de hayki, da poet. ne günlere geldin aspova. bu günler hayalin aspova. çalış, çalış, çalış, çalış dur. karış, karış, karış, karış gez. harıl, harıl çalışkanım pek. sona kalan dona kalır hep. para-mara değil dilimde, bi' gün gelir yeriz birlikte. yarınlarım var bu yüzden. (bu yüzden) elbet ol'caktı pürüzler. (pürüzler) çocuk gibi artık üzmez beni, düşmek üzmez, kalkarım lan küsmem hiçbir şeye. artık sahte olan yüzler. (yüzler) bilmediğim derinlikte yüzmem. (yüzmem) yokuşu görmez, ona "düz" der. sonra; "aspo, lüftfen..." az ve öz, tam da bu yüzden. nakarat: "tarih yazcam." derken tosladım hep bariyere. çarptığım duvarlar yansır yansır kariyere. "yazım-turam belli belli." dedim, yaz bir yere. yaz bir yere, yaz, yaz bir yere. hayki verse 2: elinden geleni yap. (yap) elinden geleni yap. (yap) bu kentin bütün fakir çocuklarıyla zirveye tırmanıca'z. dediler; "hepsi rüya." (ya) dediler; "hepsi rüya." (ya) onlara gerçeği parayla satıp, keyifden öksürüce'm. atari'deki çocuk. istasyondaki sucu. bizim mahallede boyacı. karakolun önünde tokacı. tek oyuncağım topaçım. kirliyim ve çok açım. sen ağlama anacım. dilemem havaya el açıp. (ov) kendi omzuma çıkınca yükselirim. kalırsam olduğum gibi alamam almam gerekeni. unutmam ustamın tokadına sarılıp uyuduğum o geceleri. kendimi kitleyip tuvalete "delirmedim." diye heceledim. sokakta, okulda, işte şiddet. sistemi sikece'm ille. büyütüp yüzümde bi' kilo kirle, içim doldu kinle. sanırım sonu cinnet. karala duvarı, deftere iyileş. benim bi' numara illet. mut-mutlusun ama bana gülme. nakarat: "tarih yazcam." derken tosladım hep bariyere. çarptığım duvarlar yansır yansır kariyere. "yazım-turam belli belli." dedim, yaz bir yere. yaz bir yere, yaz, yaz bir yere. --- spoiler ---

Sözlükte entri girerek tekrarını yaptığım,Ramazan hocadan öğrendiklerimi yazarlarımıza aktarmaya çalıştığım,KPSS'de 25 sorusu bulunan,öğrendikçe şaşırtan ve ufku genişleten bir ders.Küçükken öğretmenimin dediği:"Geçmişini bilmeyen geleceğini bilemez." lafını şimdi çok daha iyi anlıyorum.

sıkıntılıdır. (#4077257) ayrıca; (bkz: tarih mezunu olmak)

gorsel

kötü yönetimleri vs diğer olayları tarihten ne zaman okusam şey diye düşünürdüm " o zaman ki insanlar buna nasıl göz yummuş, nasıl ellerinden bir şey gelmemiş". ileride bu zamanları okuyan ve benim gibi düşünen torunlarımız olursa inşallah bu durumu tecrübe etmek zorunda kalmazlar.

Historiai (tarih) sözcüğü, İyon lehçesinde “bildirme", "haber alma yoluyla bilgi edinme” anlamlarında kullanılmıştır. Attika lehçesinde ise sözcüğün "görerek, tanık olarak bilme" anlamlarının yanı sıra fizik, coğrafya, astronomi, bitki, hayvan ve doğa bilgisi'ni kapsayacak biçimde kullanıldığı görülür. Sözcüğü, yalnızca "doğal olaylara ilişkin birikim bilgisi” olarak sınırlamadan, "insanların ve insan topluluklarının başından geçenleri kaydetme yoluyla edinilen bilgi" anlamında ilk kez kullanan Herodot'tur.

Tarih kelimesi, Arapça “v-r-h” kökünden gelen bir kelimedir. Bu kökün İbranice’deki karşılığı “yâreah” olup “ay” anlamına gelmektedir. Yâreah'ını bilen geleceğine yön verir.

sürekli gözlerim doluyor gururlanıyorum. bu yüzden dersi dinleyemiyorum...

çok severim. genel olarak okumayı, öğrenmeyi sevdiğim için olsa gerek, tarih okumayı aşırı seviyorum. ara ara bazı dönemlere takık olup o zamanların içine dalacak kadar araştırma yapıyorum kendi kendime. mesela son birkaç aydır 1920ler'e takığım. o dönemin müziği, sineması, olayları, gazete arşivleri falan fıstık.

Kpss'ye girerken tarihe hiç çalışmamıştım. Sonra iptal olup bir buçuk ay ötelenince iki defterlik not çıkardım. Okumaya vaktim bile kalmadı. Sıfırdan 17 doğruya çıkarttı o da beni. Keşke aynı şey matematik için de geçerli olsaydı. Demem o ki, dağlar gibi konu var gibi görünse de bir yerden başlamak fena olmuyor

kurdun dişine kan değdiren konularda bugün; link

gerçeğini ve yalanını öğrenemeyeceğiniz geçmiş ve gelecekteki olay örgüsü