polis

bu adamlara aslında fazla yüklenilmemesi gerekir. onlar da üst rütbelilerden emir alıyor. maalesef simit sat onurlu yaşa sözü çok mantıklı değil. sadece aktif pasifist olabilirsin. mesela biber gazı attığında kalabalığa değil de kimsenin olmadığı yerlere doğru atabilir. ülkenin işsizlik yüzdesi %11 lerdeyken işi bırakmasını bekleyemezsin. adamın evde çoluğu çocuğu var. "emiri kim verdi? ben verdim, ben!" diyene yüklenilmesi lazım. bizi, bize düşman edene kızılması lazım.

hepsi ekmek parası için o işi yapmaktadır. bu ülkede zenginin çocuğu askerlik bile yapmıyor. hatırlatayım dedim. simit sat onurlu yaşa demek boşuna. o derecede ticari zekaları ve imkanları olsa esnaf olurlar zaten.

bi kısmı kafayı yiyip saldırganlk yapıyor gerçekten. diğer kısmı tanıdığım iyi polisler.... iyi polis de kalmadı artık... iç güvenlik paketi sayesinde polislerin vicdanına kaldık artık (bkz: rıza baba nerdesin)

Amcalar, aynasızlar, mavişler

Onur Ünlü'nün mükemmel filmlerinde biri. Murat Cemcir figurandı bu filmde.

Bence film güzel fakat geliştirilebilirdi sanki, senaryodaki aksaklıklar giderilse ve oyuncu seçimleri daha iyi yapılsaydı filmin kalitesi kat be kat artardı. Bir de bazı sahnelerdeki müzik kullanımında sıkıntı var gibiydi neyse yine de seviyoruz onur reyizi. (bkz: musa rami)

acil durumlarda arayın (bkz: 155)

Bu aralar diken üstünde olan bir meslek özellikle muhatabı olduğum istanbul uni de her gün gördüğüm insanlar okulda her gün eylem olduğu için adamlar evlerinden çok bu "ilim yuvası"ndalar onların işi de zor vursan suç vurmasan suç. He aralarında kötü niyetli olanlar var eyvallah. Zaten buna en güzel örnek geçenlerde bir eylem de polis bi abinin ağzından kelimeler şöyle dökülmüştü (bkz: arkadaşlar ben hükümetin değil devletin polisiyim)

saygı duyduğum meslekti. dokuzuncu sınıfta sdp bürosuna gitmiş konuşuyorduk şu bu falan orada polislerle ilgili konuşuldu atıp tutuldu falan ben de "hocam böyle diyorsunuz da bunu yapan da şu şu sebeple yapıyor bunlar da işçi sonuçta" dedim. ben oraya gitmeye, onlarla takılmaya devam ettim. o sırada gezi olayları da oldu fikrim değişmedi. gezi sonrasindaysa hiçbir saygım kalmadı. iktidar hizmetlisi olan (devlet demiyorum) cani bir gruba döndü. bi gün bizim caddede iki polisle bir kadın kavga ediyor. noluyor amk dinleyeyim dedim "-sen bana carptin sadece özür bekledim beni haksız durumuna düşürüyorsun + ben devletin polisiyim ama siz bana ve devlete dusmansiniz bağırın bağırın" kadınla polis arasında geçen konuşmanın ufak kısmı. yani demem o ki bastakilerin sınırsız güç ve yetki ile donatıp (güç herkesi kontrolden çıkarır) tasmali köpeği yaptığı bir grup oldular. he herkes yapmadı mi? yaptı. kenan evren darbesine alkış tutanlar da şu anki gelişmelere alkış tutanlar ile aynı. yarın ibre kendilerine dönerse "lan ben şu çocuk karşı koydu diye onun ölümüne hak verdim" diyip utanirlar mi acaba? cemaat utanıyor görüyoruz başörtülü bacıları nasıl dövdüklerini. demem o ki benim eniştem polis bir kuzenim polis okulunda bir kuzenimle de pazar günü ygs'ye gireceğiz ki o polis olmak istiyor. ben polise zarar vermek istemiyorum ama dikta eder, zulmederse karşılık bulur.

emir kulu unutulmamalıdır gereksiz kin beslemeyin tamam aralarında ipnelik yapanlarıda yok değil ama cidden kin beslemeyin polisimize askerimize

--- spoiler --- -ölmeden önce senden küçücük birşey rica edebilir miyim çok küçük bir şey gerçekten +peki yapıcam -teşekkür ederim.bir kere sadece bir kere seni seviyorum der misin ? +.... -seni seviyorum de +... -seni seviyorum de lan +seni seviyorum -yalan söylüyosun --- spoiler --- buyrun

asıl görevi kamunun canını,malını,namusunu,güvenliğini ve "hak"kını savunmak olan teşkilat. günümüzde olan tm dünya için geçerli maalesef. para babalarını,hükümetleri,bürokratları,iş adamlarını vs vs "vatandaştan koruyan" teşkilat. üzerlerinde taşıdıkları üniformanın anlamını manasını unutmuş "bir çoğu" karakol ve karakollar 1917-1919 da nasıl ve neden kurulmuştur? vatan nasıl kurtarılmıştır o karakol projesiyle bilmiyorlar maalesef. tek bildikleri baştakini korumak. albay kara vazıfın kemikleri sızlıyor mu bilmem. hiç bir zaman yıldızım barışmadı."hakkını arayan normal vatandaşa" karşı tutumları bu şekilde devam ederse hiç bir zamanda barışmayacak teşkilat. keşke herşey olması gerektiği gibi olsa.

saygı duymadığım meslek grubu. saygı duymamanın sebebi içimde olan bir nefret dğeil ancak bu meslek grubuna mensup arkadaşların birçoğu hepsi demiyorum üzgünüm ama cahil ve çocukluğunda ezilmiş ancak gücü,yetkiyi eline alınca sapıtmış kişilik bozukluğu olan tipler ve bende böyle insanları sevmem.

(bkz: lanet olası aynasızlar) diye anılan.

darbe girişiminde askerin itibarsızlaştırılmasıyla çoğu polis kendini halkın ustunde tutmaya başladı. sokakta kendilerine ters gelen bir durumda istedigini yapma yetkisi olduğunu düşünen polis dolu

halkın kahramanıdır polise kalkan her el zor kullanarak indirilmelidir

cok fazla arkadasim vardir. . doguda gorev yaptığı icin bi motorun egzoz patlamasinda bile bizi arkasina almisti birisi. sevip sevilmemeleri o kisinin dusuncesidir elbette ama saygi duymak zorundasin. polise tas molotof atarak hic bisey yapamazsin elde edemezsin.ha diyelim tasi attin o zaman o copu da hissediceksin bi yerlerinde.

antik yunan’da kent devletlerine verilen isim.

şehir anlamına gelir.

kurudu gözde pınarlar, canım içre canım gitti devrildi iri çınarlar, nice gül fidanım gitti bölünmesin diye millet, baki kalsın diye devlet dağlar gibi kemikle et, seller gibi kanım gitti

polisleri sevin beyler onlarda insan robot değil duygusu düşüncesi sevdiği özlediği acısı var evet yüzümüz soğuktur güldüğümüzü pek göremezsiniz fakat bizde insanız 2 yıl yanyana yattığımız insanları kaybettik acımız büyük. yolda görünce selam vermeniz bile nasıl sevindiriyor bizi bilseniz içimizde ki çürük yumurtalar hariç vatan aşkıyla görev yapıyoruz sizin canınız malınîz aileniz sevdiğiniz hepsi bizim için çok değerli sırf sizin için öldüğümüz çok oluyor ama pişman değiliz yine olsa yine ölürüz eleştirin ama sevin. bizim için çok değerlisiniz.

ne yapsa milletine yaranamayan,şehit olunca akıllara gelen insanlar,kahramanlar.

solcunun dik alasıyım. gezi parkı olaylarında 3 gece çevik kuvvetin gazını, copunu, suyunu yedik. her eylemde karşı karşıya geldik. ama içlerinden biri bile ölsün istemedik. onların insan olduğunu, insan hayatının kutsal olduğunu, hepsinin bir ailesi olduğunu unutmadık. kavga etsek de akşamına karşılıklı kadeh tokuşturduk, birlikte içtik. bir insanın ölümüne sevinecek kadar kalleş olmadık.

güzel film. güzel senaryo. sonu güneşin oğlu ile aynı. uzun ama biraz. evet uzun. sıkmak üzereydi ama güzel.

haklarını genişlete genişlete iyice amerikan modeline geçiyoruz. polis düzen savunucusudur, tek yapabileceği suçluyu yakalayıp yargıya teslim etmektir. makamın ona verdiği yetkileri artistlik taslayarak yapmamalı. hele hele onun maaşı benim cebimden çıkıyorsa her daim saygı duymalı bana. suçu ispatlanmadan kimseye suçlu muamelesi de yapamaz arkadaş. bu ülkede sırtını devlete dayayan kendini nimetten saymaya başlıyor ya delleniyorum. edit: e ülke zor yoldan geçiyor toz kondurmayalım, tepki de vermeyelim ağzımıza sıçsınlar. eksileyin canım eksileyin.

diyeceğim tek şey, darbe işe yaradı. akparti destekçisi olmayan bűtűn polisler iftira ile işinden atıldı. şu an torpilli olanlar, zamanında fetőnűn yaptığı gibi beleşten iş sahibi olup alanı ele geçirenlerdir. tek fark o zaman feto, şimdi akparti. bu başıma gelen ilk olay değil, ikinci olay değil. şu an bizimle ilgilenmesi gereken polis ayaklarını banka uzatmış, 50 den benim fordu satacam diyor.

yanlış yapan polisi eleştiriyor diye kimse vatan haini olamaz keza polislere gereğinden fazla saygı gösteren herkes vatanperver değildir. polislik zor meslek hele ki terörün ve suç oranlarının fazla olduğu yerde yapıyorsan kelle koltukta geziyorsun demektir. sinir katsayısı yüksek bir meslek. görevi ise adli makamlara hizmet etmek ve iç güvenliği sağlamaktır. bir devlet yapılanmasında polis'in yetkisi fazla arttırılırsa (zaruri durumlar hariç) ve liyakatli alım yapılmazsa muhakkak polis ve vatandaş arasında sıkıntılar çıkacaktır. polis kimin suçlu kimin suçsuz olduğuna karar veremez. bu yargının işidir. polis'in görevi yargı mercilerine yardımcı olmaktır. ama polis kalkar, devletin gücünü kendi gücü sanıp, suçlu olup olmadığı belli olmayan vatandaşı azarlayıp, dövemez-sövemez. her ne kadar uygulamada problemler olsa da burası bir hukuk devletidir. bir polis yetkisini aşıp devlet gücünü kendi gücü zannederse o onu yapan polis ya da polislerin ve amirlerinin suçudur. bunları eleştirmek vatan hainliği değildir bilakis hukuki bir haktır. kaldı ki aralarında benim de kuzenimin hatta uzaktan akrabalarımın bulunduğu polisler ise normal bir biçimde görevlerini yapmaktadır. sonuçta herkes evine ekmek götürmek zorunda ve toplumda herkese farklı roller düşüyor. daha önceden belirttiğim gibi zor meslek ama bunun sıkıntısı kafaya göre milletten çıkarılmaz. çıkaranlara da yargı yolu ile hesap sorulmalıdır.

"artık ne zaman biri sevgiden bahsetse elim tabancama gidiyor. benden korkmana gerek yok. biliyorum beni kaba buluyorsun. ama benim şiddete mealim vallahi dertten.." t: 2007 yapımı, başrollerinde haluk bilginer ve özgü namal'ın yer aldığı, onur ünlü'nün izleyeni nakavt eden filmi. öncelikle şunu söylemek lazım; şayet bu filmi izlediyseniz, kesinlikle ve kesinlikle güneşin oğlu'nu da izlemeniz -bence- gerekmektedir. keza aynı durum tam tersi için de geçerli. - (#2301116) filmde kullanılan favori şarkılarım; (#2305987) ve (#2306151) hemen hemen her ünlü filmi için aynı şeyi söylüyorum ama, daha iyi bir ifade olmadığından yineliyorum; anlamaktan ziyade hissetmek için izlenmesi gereken filmlerdendir. -çünkü adamın tarzı bu. bak mesela aynı olay zeki demirkubuz filmleri için de geçerli. sen istediğin kadar önce anlamak için izle, adam önce hissetmen için film yapmış. inkara mahal yok..- musa rami gibi bir karakteri sinemamıza kazandırdığı için ünlü'ye minnettarım. filmin içeriği ve barındırdığı etmenler hakkında da şunları söyleyebilirim; --- spoiler --- bence şurada bahsettiğim formül bu filmde de mevcut; (#2084721) yani aslında; tüm olaylar, tüm süreçler, tüm karakterler -kısacası filmdeki her şey-, izleyiciyi o kurban olunası final sahnesine hazırlıyor. çoğu kişinin bu filmin finalinden tatmin olmaması da bu yüzden. çünkü tahmin ettikleri klişe gerçekleşmiyor. aksine taş gibi bir realiteye son sürat tosluyorlar; güzel günlerin ve mutlu sonların sadece masallarda olduğu gerçeği.. "neden finali adam akıllı bir yere bağlanmadı? öyle final mi olur, resmen havada kaldı. neden filmin sonunda musa rami dediği gibi izmitlilerden intikam almadı? ya da neden sevdiğinden karşılık bulamadı?" 1- intikam filmi görmek istiyorsanız gidin kıçı kırık john wick'i izleyin. çünkü bu filme bundan daha iyi bir final yapılamazdı. 2- finaldeki o yarım kalmışlık, düşülen boşluk, köprüden önceki son çıkışın kaçışı; aslında hayatın gerçek yüzü. film boyunca her şeyini yavaş yavaş kaybeden bir adamın, final sahnesinde en çok ve en son istediği şeyin de gerçekleşmeyişi.. bundan daha doğal, gerçek hayatı ele alıp yansıtan daha etkili bir final olamazdı. önce hissedin ahali. "sen de başını alıp gitme ne olur, ne olur tut ellerimi.." denilen o son şeyin de aslında tam kazanılamadan tümden yitirilişini hissedin.. kızın karşısına her geçtiğinde iki tokatlık canı olan, hastalığından ötürü de hayatı günden güne daha çok pamuk ipliğine bağlı olan bir adamdan da bir şey beklemeyin. öyle bir anda matrix kesilip ortalığın amına falan koyamaz yani bu adam. emin olun; bu filme istediğiniz gibi bir intikam finali yapılsaydı filmin tadı kaçardı. filmi değerli kılan finali, finali değerli kılan filmin kendisi.. biri bile böyle olmasaydı, filmin hiçbir manası kalmazdı. dümdüz, bombok, manasız, hiçbir derinliği bulunmayan yavan bir film olurdu. sonra onu en fazla bir defa öylesine izler, sonra da unutur giderdiniz. ama şimdi öyle mi? ne zaman bu film aklıma gelse derinden bir ah ulan çekiyorum.. not: bahsettiğim final sahnesi güneşin oğlu filminin final sahnesiyle aynı. ama onda malum sahneden sonra bir sahne daha var ve daha olumlu bir kapıya çıkıyor o filmin sonu. bunda öyle değil. bu da aynı sahnenin iki farklı türde de ne kadar etkili olduğunun kanıtı.. + beni kırmayıp geldiğin için çok teşekkür ederim funda. - rica ederim musa bey. fakat sizin hastanede olmanız gerekmiyor mu? - son birkaç günümü niye hastanede geçireyim ki, böyle seninle olmak varken? + musa bey rica ediyorum bana böyle şeyler söylemeyin. - ama neden funda? seni seviyorum.. ne olur gitme. benden korkuyorsun dimi? korkuyorsun benden. bir iki ay öncesine kadar herkes beni severdi. allah biliyo' ya ben de onları severdim. en çok da haluk'la seni. sonra yavaş yavaş çocuklarım ölmeye başladı. torunlarım, etrafımdaki herkes öldü. artık ne zaman biri sevgiden bahsetse elim tabancama gidiyor. benden korkmana gerek yok. biliyorum beni kaba buluyorsun. ama benim şiddete mealim vallahi dertten.. ölmeden önce senden, küçücük bir şey rica edebilir miyim? çok küçük bir şey gerçekten. + tamam. peki yapıcam. - teşekkür ederim. bir kere, sadece bir kere "seni seviyorum." der misin? "seni seviyorum." de. "seni seviyorum." de lan! + seni seviyorum.. - yalan söylüyorsun!! --- spoiler ---

Mesleğe ve mesleğe mensup olan insanlara büyük saygım var bunu belirterek küçük bir noktaya değinmek istiyorum Geçrdiğimiz süreçten dolayı belli yaş gruplarına sokağa çıkma yasağı var bunu bir taşşak konusu haline getiren pirinç tanelerinin çocukların üzerinde nasıl bir korku yarattığı ya da etkisinin ne olacağı konusunda bir fikrimiz yok polis korkulası bir insan figürü haline dönüştürülmemeli içerik bu ve bunun gibi bir sürü durum çocuklarda travma yaratabilir Sana ne lan dalyarak diyebilirsiniz başım gözüm üstüne

nezaketsizlikte şu an üst seviyedeler. az önce gezi parkı‘nda oturmuş, güneşleniyordum. milleti çimlerden kaldıran polislerin bir tavrı vardı, midem bulandı. ülkede eline az bir şey yetki geçen kendini rte sanıyor. şaka gibi.

"artık ne zaman biri sevgiden bahsetse elim tabancama gidiyor. benden korkmana gerek yok. biliyorum beni kaba buluyorsun. ama benim şiddete mealim vallahi dertten.." diyen musa rami'nin döktürdüğü onur ünlü filmi. şöyle ki; (#2306858)

küçükken hep polis olmak istredim lakin boyum yetmedi...

antik yunan döneminde şehir anlamına gelmektedir. (bkz: metropolis) (bkz: kozmopolis)

Virüsten dolayı son durum ne olur acaba

çoğunu sevmiyorum.

kutsaldır. link

adalet ve eşitliğin olmadığı ülkelerde meslek olarak yapılıyorsa eğer, sadece ve sadece otoriteye uşaklık edip legal hırsızları korumaktır! bunun emir kulu olmak veya çaresizlikle ise zerre alakası yoktur! çünkü bir insanın rızkından korkması, aşağılıkçadır! zira insan, onur‘u için yaşar. ve sadece kendi vicdan‘ına hesap verir!

Kpss yi kazanmasaydım büyük ihtimal komiser yardımcılığını kazanmış olacaktım. İsyankar halim bu sisteme ne kadar dayanırdı bilemiyorum (meb de olan bitene dayanamıyorum çünkü ) ama iyi ki olmamışım diyorum, çok şükür bir onurum bir vicdanım bir merhametim var, bunları da kaybettikten sonra bana benden ne kalır ki

gereksiz kutsiyet atfetmeye lüzum yok. senin benim paralarımla finanse edilen düz memur,

Dizilerde filan efendim diye hitap ediyorlar vatandaşa komik.

Yazılanları okudumda eskiden polise bakış açınız bu değildi polis/askere asla laf edilmezdi. O da memur evet ama masa başında olan bi memurla aynı değil bazısı bu yolda kendilerini feda ediyorlar. Bence değmeyecek bi çok insan uğruna ama neyse...

Polis olmak ayrı bir şey toplumsal olaylarda polis olmak çok ayrı bir şey. Tamamen bir emir kulu ne derlerse o bazen katıldığı görüşe bile karşı durmak zorunda kalıyo mesleği gereği. Bazen halk nefretle bakıyor bazen hayranlıkla... Belki çoğu polis şu an üniversitenin önünde o ülkenin geleceği olan bireylere saygı duyuyo protestolarına destek veriyo fakat emirlere uymak zorunda olduğu için elinden bir şey gelmiyo. Öğrencilerin içinde amacı dışında hareket edenlerin olduğu gibi polisin içinde de elbette vardır böyle insanlar ama öğrencileri ayırdığımız gibi o polisleri de ayırmak lazım

Dün başıma gelen bir olayı yazmak istiyorum. Her zamanki güzergahımda yürüyordum. Çift şeritli orta refüjü olmayan bir kavşakta karşıdan karşıya geçecektim ve gitmem gereken yere geç kalmıştım. Solumdaki şerite kırmızı yanmışken yolun ortasına kadar geçip geriye kalan yarısını kontrollü bir şekilde geçecektim. Planımı böyle ayarlamıştım. Yola adımımı attığım anda bir ses geldi arkadan. "Hopp nereye gidiyorsun neden ışığı beklemiyorsun? "Diye seslendi bir polis amca. Haklıydı kırmızı yanıyordu bende yola atlamıştım. "Bu kadar da saygısız olunmaz hiçbir şeye saygınız yok bari bizim yanımızda yapmayın yahu "dedi bana. "Haklısın abi dedim hayırlı mesailer" dedim. Yeşil yandı ve koşarak uzaklaştım. Ancak sonrasında düşündüğümde polis amcam benim iyiliğimi düşünerek veya kuralları çiğnediğimi düşünerek yapmamıştı bu konuşmayı. Egosunu tatmin etmek için yapmış olduğunu hissettim. Gün içinde o kadar çok olaya o kadar çok zararlı kişiye sessiz kalmaları göz yummaları beni biraz üzdü açıkcası. Keşke öyle adaletli bir sistemimiz olsaydı polisimiz göründüğünden güçlü ve adaletli olsaydı da dün bana ceza yazsaydı ama hiçbir suçluya göz yummasa idi. Çok mu ütopik böyle bir şey? Neyse ben bu kadar uzun bir şey yazmaya çok alışkın değilim. Anlatım bozukluğu, yazım yanlışı falan varsa affola. Halkın huzuru polisin gururudur. Hepsinin allah yardımcısı olsun.

cuma günü aradım, ekip yönlendiriyoruz dediler. 30 dk gelen giden olmadı, tekrar arayıp kimsenin gelmediğini söyledim yine ekip yönlendiriyoruz dediler ve kimse gelmedi. iki aramada da yönlendirip beklettiler, aynı şeyi toplam 5 farklı kişiye şikayet ettim ona rağmen bir şey olmadı. özür diliyorum kendilerinden rahatsızlık verdim.

Polisi arayınca ilçe emniyete yönlendiriyor vee 15dakikalık bir beklemenin ardından çat diye telefon kapanır.

Herkes dışarda ve sabahtan beri 1 tane polis görmedim. Neyse ben ceza yazayım bari millete. Zaten gizli polis sanıyorlar.

Dün Konya'da gerçekleştirilen ırkçı saldırıda 7 kişinin katledilmesine ilişkin Van’da yapılan açıklamaya polis biber gazı ve tazyikli suyla saldırdı. Saldırıda 5 kişi darp edilerek gözaltına alındı. kaynak

hiçbir şey olamazsak polis oluruz denilen bir meslek. içsel bir savaşları da varmış gibi geliyor.

yine halk'a saldırdılar. uygulanan şiddet sonucu 2 kadın yaralanmış. simit satın onurlu yaşayın. emir kulu adı altında içlerindeki sadisti tatmin ediyorlar. eril sistemin maşası kadın düşmanları. Kaynak link