bugün
yenile
    /
    1. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “bazılarımız şiirlere tutunuyor,bazılarımız şarkılara. bazılarımız filmlere tutunuyor,bazılarımız kitaplara. sanırım artık insan, tutunamıyor insana.”
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. olmayınca da, anormal dediler. ben de kendimi anlamadım: bütün hayatım boyunca normal bir adam olmaya çalıştım." bana okumayı sevdiren, yaşayınca değeri bilinmeyip ergenler tarafından sözleri suistimal edilen adam iyi ki doğmuşsun
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      oğuz atay gibi yalnızlıktan ölüp gideceğin bu dünyadan. cesedimin kokusuna uyanacak mahalle ve ancak o zaman anlayacaklar var olduğumu. ancak o zaman bir iz bırakacağım bir hafta boyunca çıkmayan çürük et kokumla.
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      oğuz atay'a bir gece sadece bir gece oturup bakmak isterdim sana. birkaç kelime söylemeyi içim alırsa konuşurdum da belki. bana kızardın, belki zavallıca bulurdun beni, kim bilir belki de severdin. bilmiyorum ne olurdu ama isterdim ki kendi içinde seni bunaltan dünyan, 7 yıldır eş bulduğum dünyamla bir kerecik yanyana dursun.
      0https://www.instagram.com/p/bxuo04jlr_e/?utm_source=ig_web_copy_link :) - sevdigimezaralti 11.05.2019 12:00:40 |#3753543
    5. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir gün bütün hassasiyetlerimi ihlal edip yarım kalmış romanını ve kendisinin günlüğünü okuyacağım sonunda. şimdilik hala yediremiyorum kendime. bu sene içerisinde bir ara kitaplarını baştan sona tekrar okuyacağım. buna ihtiyacım olduğunu biliyorum. biraz daha büyümüş, biraz daha dayak yemiş olarak oğuz atay külliyatını okumam gerektiğini düşünmeye başladım sadece. o sıra günlük’ü de okuyacağım. i̇stemeye istemeye de olsa bunu bu sefer yapacağım. ardından kendi günlüğümde oğuz atay’a bir mektup yazacağım. yapacağım bunu. i̇rrasyonel, romantik ve yersiz hassasiyetleri olan bir salak yapabilir bu beni. mühim değil. oğuz atay külliyatı ile geçirdiğim uzun bir zamanın ardından günlüğümde yazacağım ona. çünkü oğuz atay’la mantıklı bir düzlemde karşılıklı konuşabilmenin tek yolu bu gibi görünüyor. herkesi duyamazsın, herkesle konuşamazsın, herkesi göremezsin. ama şanslıysan bazılarını okuyabilir, onlara karşılık yazabilirsin.
    6. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayatı tanımlamak için çok uygun bir kelime bulmuş bence: "oyun" tıpkı bir tiyatro oyunu gibi. çoğu insan rolünü bilir, nasıl oynayacağını, nerede hangi repliği söylemesi gerektiğini bilir ama bazılarının bu hayatta eli ayağına dolaşır. mesela ben bu dünyada ne yapılır bilmiyorum. neden çıktım bu sahneye? doğaçlama oynamaya çalışıyorum. hepsinin bir oyundan ibaret olduğunu görebiliyorum ama hafife almıyorum oyunları. oyunlar ciddi, hatta vahim olabilir, insanların hayatı söz konusu olabilir; oynayanlar da kendilerini ölesiye ciddi hissedebilirler; fakat bir oyun, gerçek yaşantının, gerçek ilişkinin yokluğunda onun yerine geçen bir şeydir. sınırlamalar, çekinmeler oldukça bu gerçek işlerin varlığı tehlikededir (sevgi dolu yaratış eksikliği). bütün kötü oyunlar, iyi düzenlenemeyen zamanın yol açtığı can sıkıntısının sonucudur. bu doğaçlama beni yormaya başladı. belki de ben de hikmet gibi her şeyi belirlemeliyim kafamda. en ince ayrıntısına kadar planlar yapıp hepsine de sadık kalmalıyım.
    7. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok büyük adam çok. türk romanında böyle bir adamın var olmuş olmasını bazen aklım almıyor. hadi var oldu diyelim. bir şekilde çok geniş bir kitle tarafından kabul görmüş olması mucizevi geliyor bana hala. gerçi bugün yaşasa, isminin bu noktaya gelmesini garipser ama nihayetinde daha keyfini çatamadan yazdığı çoğu şeyin hiçbir amaca hizmet etmediğini, tam aksine eleştirdiği, yakındığı isyan ettiği her şeyin yeni metası olduğunu fark edip kahkahayı basardı gibi geliyor bana. bazen oğuz atay'ın tüm piyasada sadece "oğuz atay" isminden ibaret olduğunu düşünüyorum. oğuz atay'ın ne'liği hakkında fikir sahibi insanların çok ama çok az olduğundan o kadar eminim ki... bana deseler ki "kalan hayatının sonuna kadar sadece tek bir türk romancısı okuyacaksın kimi seçiyorsun?" oğuz atay çok iyi bir seçenek olurdu kesin. ben hayatım boyunca kendisini dönüp dönüp okumaktan rahatsız olmam galiba ya. sadece oğuz atay'a bu payeyi vermiş olmak bile beni gururlandırmaya yetiyor açıkçası. oğuz atay kısa yazın hayatı boyunca kuyuya bir taş atıyor sadece. bütün yaptığı bu. bakalım bu dibi görünmeyen kuyudan ne zaman ses gelecek, ne şekilde gelecek, ne kadar derinden gelecek ve kaç kere yankı yapacak, sorularının cevabı merak ediyor sadece. oğuz atay kendisinde olanı ortaya sererek bir merakın ve sitemlerinin cevabını arıyor. i̇roni dolu bir ayna tutarsam birileri buna ne tepki verir diye soruyor. okurla, hedefe aldığı kitleyle ve eleştirdiği zihniyetle kimilerine göre sorunlu görülen etkileşiminin altında bu var. bir ihtimal... sadece bir ihtimalin değerlendirmesi olarak bakabiliriz tutunamayanlar'ın ilk basıldığı yıldan bugüne kadar gelişen tüm her şeye. ben ise sadece oğuz atay'ın günlüğünde "meçhul asker" diye söz ettiği çocukların arasında mıyım yoksa değil miyim bunun peşindeyim. aynı yani. bir ihtimal... sadece bir ihtimalin değerlendirmesi bu. var olmasını umduğu insanlar arasına girebildim mi diye soruyorum sadece. çünkü bu sorunun cevabıyla oğuz atay diye birisinin var olmasının sebepleri arasında olmak gibi bir lütuf ortaya çıkacak. aşağıya bir pasaj bırakıyorum. okurken cümlelerin altını çizmekten, yanlarına notlar ve işaretler koymaktan helak olduğum bir anatomi. türk romancılığı için söylediklerini bütünüyle türk entelektüeli şeklinde okuyun lütfen. çok bir şey değişmiyor. --- spoiler --- ahmaklar her ülkede var -yani her ülkenin edebiyatını bilenler arasında var. yabancı kitapları kapışıyorlar. benden haberleri bile yok. ben de sözüm ona, bu adamlardan kurulu bir okuyucu kalabalığı bekliyorum. çok aptallık.(...) bütün bunları bildikten sonra ve anlatamadıktan sonra, yazmanın ne önemi var? tatsız bir mücadele. düşman bile yok. herkese de karşı olamazsın ya. olunmuyor. konur, benden türk romanının sorunu gibi bir şey sormuş. türk romanının sorunu kişiliktir. i̇nsanımızın kişilik kazanma savaşının önemini henüz kavramamışş olmasıdır. kendisiyle hesaplaşma diye bir kavramın varlığından habersiz oluşundandır. bunun için romanımız düzmecedir. diyalektik gibi gerçekten büyük kavramların gerisine sığınan cüceler ordusu oluşundandır. "köylünün sefil yaşayışı" olgusu büyük roman yazmayı gerektirmez. buna benzer sözler söyleyenlerin de aslında sözlerinin anlamını kavramamaları da daha acıklı bir durumdur. halka büyük doğrular adına yalan söylemekten kurtulamamaktır sorunlardan biri. kültürsüzlüktür. ve en önemlisi ne kendini ne gerçeği sezememektir. sezgisizliktir. duyarsızlıktır. kültür kopukluğudur. kendilerinden yirmi yıl önce yaşamış bir romancıdan yirmi yıl ileride olduğunu düşünme yanılgısıdır. bir iki toplumsal gerçeği bir yerden duyan insanın başka şeyleri duyamamasından ileri gelen bir cahillik coşkunluğudur. (...) derinlikten, derinliğe ilerlemekten korkmanın böcekçe korkusudur. havuz edebiyatıdır. yüzeyde çırpınmanın verdiği korkunun edebiyat heyecanı sanılmasıdır, böcek yanılgısıdır. öyle bir çıkmazdır ki düzenden yana olanın da, düzene karşı olanın da aynı sularda çırpınmasıdır. haksız olana karşı çıkanın da haksız olduğu bir ortamdır. bunları yazmanın da bir yararı yoktur aslında. kişilik kazanmamış bir yarı aydınlar ortamında kimsenin yarım yamalak düşünce ve duygu 'müktesebatı'nı irdelemeye, kendi edinimleriyle hesaplaşmaya niyeti yoktur çünkü. herkes kendinden o kadar memnundur ki, bütün endişesi esnaflığını nasıl sürdürebileceğidir, dükkanda mallar eksik olmasın, reklam da iyi yapılsın yeter. bu mal; köylünün sefaleti, işçinin direnmesi, ya da küçük burjuva aydının bunalımı olabilir fark etmez. esnaf ve tezgahtar için bütün mallar satılabildiği ölçüde makbuldür. köy romanı piyasasında bir durgunluk mu var, biz de şehre taşınırız olur biter. esnaf için, yani mal üretmeyen için, yani acıyı, sevinci, duyarlılığı, insan derinliğini yaşamayan için hepsi birdir. esnaf için bu sözlerin sarsıcı bir etkisinin olacağını sanmıyorum. ancak henüz çetelerin şartlamadığı gençler varsa, yaşı ne olursa olsun, kafası yüreği genç kalmış olanlar varsa belki bu sorunlar üzerinde düşünür diye umuyorum. belki henüz gerçekleri okuyarak düşünerek kendi bilinci ile sezecek insanlar vardır bu ülkede. belki -bir dostumun dediği gibi- kitabı karşısına alıp, araya hiç bir bezirgan sokmadan, kitapla tek başına hesaplaşacak insanlar vardır. sahte eleştirmenlerin koltuk değneklerine dayanarak yürüyenlerin, edebiyat reklam ajanslarının gürültüsüne kapılarak şartlananların dışında kalanların varlığına inanmak istediğim için yazıyorum bunları. belki -kemal tahir'in dediği gibi- günde 24 saat romancı olmanın geriğini duyanlar ya da duyacak olanlar vardır. halit ziya'nın, tanrpınar'ın(hatta peyami safa'nın) roman diye bir gerçeği birçok gürültücüden daha çok hissettiğim, kemal tahir'in çok başka yoldan aynı gerçeği yaşattığını, daha doğrusu nasıl yaşattığı üzerinde düşünecek "meçhul asker'lerin varlığına inanarak yazabilir insan ancak. bu da kemal tahir'in dediği gibi kültür işidir, yani sadece bazı şeyleri bilmek değil, yeni deyimiyle özümseme işidir. yani çok fırın ekmek işidir. küçük kafa ve beden yaşantılarıyla büyük fırtınalar koparılamayacağını sezmektir. romanın bir ömür tüketmek işi olduğunu kavramaktır. şu ya da bu formüle yaslanmak işi değildir. köyden şehire, şehirden köye taşınmak işi değildir. 30 ocak 1976 oğuz atay --- spoiler ---
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Nasıl unuttular ama seni? Ne güzel kullanıp harcadılar. Son 5 senede türk popüler kültüründe ismin üzerindeki hareketliliği keşke görseydin. Beraber çok eğlenirdik.
    9. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Senin mezar taşına şunu yapan insanlardan tiksiniyorum. Sen yaşasaydın benden daha büyük bir olgunlukla karşılardın tüm bunları. Olanları büyük bir merakla izlerdin. İnsan ölümünün nasıl karşılanacağını göz ucu ile görmek istiyor. Benim sinirlendiğim şeylere sen hiç tepki vermezdin. Sonra gider sessiz sessiz kendini öldürürdün.
      6Amına koduklarım sorsan türbelere çaput bağlayanlara laf ederler yauv bunlar eğitilmezdir yauv - capcup 13.09.2020 01:43:10 |#3950469
      1Aynen öyle. Bir hevesti geçti işte. O zamanlar herkes albayım, albayım diye dolaşırdı. Derinliği anlamadılar çünkü her şeyleri tastamamdı. Eksik bir yanları yoktu. O yüzden anlamadılar. - helgendeejderhagordum 13.09.2020 01:45:25 |#3950473
    10. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      86 yıl önce bugün. iyi ki doğdun güzel insan.
    11. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ah Oğuzcum Atay ben senin sayende sevdiğim adama ilk adımı atmıştım o yüzden yerin ayrı. Ona bir kitap hediye etmiştim ve içine sana ait olan "Ben seni görür görmez anlamıştım: Bütün kaygısız görünüşünün altında; duygulu, içine kapanık bir insan olduğunu. Bunu beğendim işte." sözlerini yazmıştım. Şimdi sevdiğim adam hayatımda değil ama sen hâlâ hayatımın bir parçasısın.
      0 bana da hediye edilmişti, ben anlamamışım demek ki. - lebowski 12.10.2020 09:42:15 |#3986204
      0Olabilir - kendimettimkendimbuldum 12.10.2020 10:03:58 |#3986216
    12. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: Oğuz Atay) 12 Ekim 1934 yılında dünyaya gelmiş 13 Aralık 1977'de hayatını kaybetmiş öykü ve roman yazarımızdır. Ölümünden sonra büyük ilgi gören Atay,postmodernist roman kategorisinde eser veren ilk Türk yazardır.
    13. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Depresyondayken, kitaplarının okunmaması gereken yazardır... *yararlıbilgi.com
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      benim de herkes gibi kaygısız, sevinç dolu bir yaşantıya hakkım yok mu ? diye soruyorum. ben de herkes gibi günlük sevinçlerin, heyecanların akışına kapılıp gidemez miyim? neden olaylar benim üzerim de silinmez izler bırakıyor?“ (tutunamayanlar) ruhu şad olsun. bugün kendisinin ölüm yıl dönümü. ve hakan günday'ın az adlı romanında geçen bir oğuz atay bölümünü de bırakıyorum sizlere. "burada ne yazıyor, biliyor musun? bak, bütün bu kitapta ne yazıyor?bu adamı öldürmüşler! oğuz atay'ın beyninde tümör çıkmış ya? sonra da gencecik yaşta ölüp gitmiş. i̇şte, o tümör denilen bok her neyse, bu söylediğin bütün herifler o tümör! adam üzüntüden ölmüş! anlamıyor musun hala? bak, yazıyor burada! öyle kalkıp küfür falan da etmemişler. ne yapmışlar, biliyor musun? hiç! hiçbir şey yapmamışlar! böyle, sanki önlerinden köpek geçmiş gibi, dönüp de bakmamışlar bile! onun için ölmüş bu adam. kimse dönüp de bakmadı, diye. yapılır mı lan bu? sen söyle! vicdanı olan bunu yapar mı, amına koyayım! göz göre göre gitmiş adam!" İçimi acıtan bir paragraftır bu da.
    15. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Oğuz Atay’ı okumak için öncesinde belli bir donanımım olması gerektiğini düşünüyorum. Bir deha ve anlaşılması çok zor bir insan. Çağından daha farklı bir zamanda,daha farklı düşünce yapılarına sahip birisi. O yüzden hala okumaya cesaret edemedim
    16. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      az önce 4. kitabını bitirdim ve tamamen emin oldum; kendisini okuyabilenler ve okuyamayanlar var. kendisine dizilen övgüler okumaya katlanabilenlerin okumayanlara üstünlük taslama gayretinden mütevellit. afedersiniz ama buna harcadığım ömrümden giden saatleri s..eyim.
      1ben 2 kitabını okudum. maalesef ben de okuyamayan kitlede yer alıyor ve son cümleye katılıyorum :( - dengesiz terazi 19.12.2020 17:57:49 |#4056451
    17. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    18. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Biraz düşündüm de dönem dönem bir tık hayatımı sikmiş olabilir kendisi ama olsun anamla babamla bu kadar muhatap olmadım ben. Oğuz Atay benim dünyamın 5 temel mihenk taşından biridir.
    19. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Aklımdan çıkmıyor, aklım çıkıyor. O çıkmıyor!.. Sevgi, özlem ve rahmetle..
    20. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bana nereye ait olduğumu fısıldadı. parmak uçlarıma dokundu. 50 sene öteden dokundu hem de. düşündürdü, deli etti beni. benim kafamın içindekileri bana ait olmayan sözlerle anlattı. keşke tanısaydım seni. keşke beraber ölseydik.
    21. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Oğuz Atay okuyan insanın üslubu bile değişiyor. Bunu bu başlığa yazan kişilerden anlayabilirsiniz. Hepimiz biraz Hikmet'leştik sanki. Hikmet ben oldum ben de Hikmet. Sanki hepimiz otobüste Selim'in oynadığı (yoksa Turgut mu?) o zaman geçirme oyununu oynamış gibiyiz. Şu anda da farkında olmadan devam ediyoruz o oyuna. Saat ile oynuyoruz. 24-0 gerideyim şu an ama bunun farkı Selim, kazanınca tekrar en geriye düşmek oluyor. Bütün her şey yine birbirine karıştı. Gidiyorum ben.
    22. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      severiz. şu leziz skeçte bahsi geçen abimizdir; link
    23. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ben iç dünyama dönüyorum, orada hayal kırıklığına yer yok.
    24. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir bilim adamının hayatı adlı kitabın yazarıdır. Öğrencisi olduğu Mustafa İnan’ın hayatını, bilime olan sevdasını, ülkemize getirdiği yenilikleri akıcı bir dille anlatmıştır. Kitabı okurken sürekli şaşırmış ve böyle bir bilim insanını nasıl bilmeyiz, tanımayız diye üzülmüştüm.
    25. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kendisini geç keşfettiğimi/tanıdığımı düşündüğüm ve bundan çok utandığım zamanlar olmuştu ama bir taraftan da "oğuz atay'ı anlamak" diye bir kavrama inandım, onu anlamak için bazı şeyleri yaşamak ya da düşünebiliyor olmak gerekiyor. ben de artık anlayabileceğimi düşündüğüm bir vakitte ilk kez tehlikeli oyunlar'ı okumuştum. altı çizili cümlelerim doldu, ne zaman tekrar açsam sayfaları, yeni cümleler keşfediyorum kaç kere okumama rağmen. zihninin nasıl çalıştığını asla anlayamadığım, büyük hayranlık duyduğum yazar, sanatçı, deli. canım oğuz abim. "şu anda sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim. yine de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek; seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda." edit: imla
    26. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Oğuz Atay okumayı ve yazdıklarını anlamaya çalışmayı seviyorum. Başka seven insanların da belki hoşuna gider diye bir tavsiye ile geldim :) Bilgisine, üslubuna, bakış açısına hayran olduğum ve dinlemeyi çok sevdiğim bir hocam dün gece sohbet tadında Oğuz Atay'ın Demiryolu Hikâyecileri'ni konu alarak bir canlı yayın yaptı. İzlemek isterseniz diye Oğuz Atay Demiryolu Hikâyecileri linkini bırakıyorum. Umarım ilgilisinin hoşuna gider :) Eğer bu tarz yayınlar ilginizi çekiyorsa ve sahura kadar oyalanacak bir şeyler arıyorsanız ramazan boyunca bazı günlerde başka yazarlar ve metinler üzerinden yine yayınlar yapmayı düşündüğünü söyledi hoca.
    27. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "Yalnızlığı çok seversek, bir gün o da çekip gider mi?" Oğuz Atay'ı ölüm yıl dönümünde saygıyla anıyoruz.
    28. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.” Hayatımın bir evresinde “ama bu adamı çok üzmüşler öyle böyle değil, hiç anlaşılamamış. Çevresindeki hiç kimse anlamamış” diyen derdâ (bkz: Az ) gibi onun için oturup ağlamışlığım bile var. Koca bir ömür, bu şekilde ilerlemiş. Ölüm yıl dönümünde saygıyla.
    29. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ormana giden bir grup arkadaşın hikayesini anlatmasıyla bilinen adam. oğuz atay yaa
      0MEMEK!? - louis froziel 13.12.2022 18:08:46 |#4493903
    30. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir sözü gece gece içime oturmuş yazardır. "İfade edemediğim bir eksiklik var içimde, sanki her şey başka türlü olabilirdi."
    31. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Mezarı başında kederlendiğim, orada bile ne kadar yalnız diye düşünüp dertlendiğim canım Oğuzcum Atay. Nasıl olurdu seninle oturup ağlamak ve anlatmak ?
    32. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Oğuz Atay'ın ismini duyduğum an, aklıma tutunamayanlar geliyor. Okuyunuz, okutturunuz. Her Okuduğunuz da farklı bir detayı fark etmeniz muhtemeldir.
    33. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Benim ilham kaynağım. Ayrıca yazdığım senaryonun da ilham perisi ( oğuz atay okuyor tadı alacaksınız) keşke babam olsaydı dediğim tek insan.
    34. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      keşke dayım olsaydı dediğim ender insanlardan biridir.
      0Demek ki iyi bir babaya, kötü bir dayıya sahipsin - intibah_surmenaj 08.04.2024 16:38:04 |#4691800
      0hala ve teyze yönünden şanslı olduğum doğrudur - ifrit 08.04.2024 18:37:06 |#4691814
      0En azından şanslısın :) - intibah_surmenaj 08.04.2024 21:06:11 |#4691844
      butun yorumlari goster (11)
    /