sahiplendiğim başlıklardan. aynen devam edelim.
kudretli ayasofya;
gorsel
gorsel
gorsel
gorsel
.
diyeceğim o ki; bu başlığın ilk cümlesinde yazdığım ibare tekrar tekrar gözden geçirilmeli.
"insanlara bilim eşliğinde yeni yapılar tasarlayıp, yeni yaşam alanları sunma sanatı."
mimari her şeyden önce sanattır. neden her geçen gün bunu es geçiyoruz?
belçika'da neler neler yapıyor millet
ben kadıköy'deki enişte apartmanıyla yetinmek istemiyorum. yeni enişte apartmanları görmek istiyorum.
gorsel
gorsel
şu fotoğraftaki yapıyı beğenirsiniz beğenmezsiniz o ayrı konu. fakat görünce hiç değilse bakmadan edemezsiniz, kendini has oluşuna saygı duyarsınız, kendine hoş gelen bir yapıda oturan o insanlara imrenirsiniz. yaygınlaşması gereken budur. böyle söyleyince micro ihtiyaç olarak görülebiliyor ama gayet macro etkileri olan bir unsur bu. huzurlu toplum içine sinen, ferah, güzel yapılarda yaşar.
bir zamanlar bağdat'tan;
gorsel
sengtırâşî-haccârî... şimdi bana iyi de iktisadi olarak betona muhtacız eleştirisi yapanlar olabilir. tamam da güzel kardeşim siz betona sarılırken geçmişten bugüne biriktirdiğimiz tüm estetik anlayışı çöpe atıyorsunuz. kaldı ki iktisadi anlamda çözülmesi gereken tek mesele bu değil ülkede, genel bir çözümsüzlük var. iktisadi açığı bahane edip herkesten sanatsal feragat bekleyemezsiniz, kimseye betonu dayatamazsınız. ekonomi özelinde her şeye isyan edip, bu konuya gelince "ama ekonomik şartlar böyle, susalım." demek en hafif tabiriyle sahtekarlık.