bugün
yenile

    mimari

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    memleketimizde mimarinin ve estetiğin önemi çok küçümseniyor bence. güzellikten yoksun kutu kutu blokları basıyoruz boş bulduğumuz her yere, adına da şehir diyoruz. her gün gördüğümüz caddeler sokaklar hepsi de insana ilham ve yaşama arzusu vermekten yoksun. mesela vitruvius mimariyi açıklarken üç prensipten bahseder utilitas, firmitas, venustas. yani işlevsellik, sağlamlık ve güzellik. tamam ilk ikisini de karşılayabildiğimzi iddia edemem ama venustas ilkesini sürekli göz ardı ediyoruz. oysa şehrin algısı insanın iç dünyasını da şekillendiriyor. sovyet rusyası örneklerini hatırlayın, ne kadar da karamsar hissettiriyorlar insanı. anadolunun birçok yerinde de benzer görüntüler var. hocamız anlatmıştı zamanında, bir anne ve baba yeni doğacak çocukları için iç mimardan oda tasarlamasını istiyorlar. iç mimar da anne rahmini ilham alarak yumurta (yuvarlak) şekilde bir oda tasarlıyor. bir süre sonra çocukta mekan ve biçim algısının gelişmesinde yaşanan zayıflığın bu odanın biçiminden kaynaklandığını fark ediyorlar ve mimarı dava ediyorlar. çocuğun zihni hacimleri birbirinden ayırt edemiyor, işte mimarinin gücü buraya kadar varabiliyor. bu bir çocuk olmak zorunda da değil, her gün gördüğümüz kentler bizim de zihnimizi şekillendirmeye devam ediyor. keşke bu bilinçle tasarım yapılsa, hatta belediyeler proje onaylarken bunlara da dikkat etse. bi söz vardı kimin hatırlamıyorum çok haklı buluyorum. "biz şehirleri (mimariyi) yaratırız şehirler de bizi."
    ... diğer entiriler ...