lise anıları

Efenim ben malını aşırı düzgün kullanan biriyimdir. İlk okuldayken aldığımız ilk uçlu kalemim bile bugün sapasağlamdır, o derece. Hatta arkasındaki silgiyi bir kere bile kullanmadım, özenli olmak bunu gerektirir. Lise sonda, geometri sınavındayız. Ben çalışmışım sınava, çıkan soruları ciddiyetle çözüyordum; bir adet kalem, bir adet arkasını kullanmadığım mavi silgi ve bir adet soruların cevap kısmına ben olmasam soruyu aynen yazacak olan sıra arkadaşı ile. Arkadaşın biri kıpırdanmaya başlayınca hoca ne istediğini sordu, silgisi yokmuş (bkz: kendini de unutsaydın). Hoca şöyle bir etrafı süzdükten sonra harika bir çözüm yolu buldu ve benim silgimi alıp ikiye bölmek suretiyle ikimize pay etti. Arkasını dahi kullanmadığım yol arkadaşımın yarısı (ki o kısmı da arkasıydı) sınıftan bir arkadaşımın sınav yoldaşı olmuştu. Kısa bir South Park sessizliğinin ardından kahkaha atmaya başladım sınavın ortasında. "Gülmek bulaşıcıdır" demişler; önce sıra arkadaşım, sonra yan sıradaki arkadaşlar derken sınava kısa bir gülme arası verdik. Hoca anlam verememekle birlikte, beni sevdiğinden müdahale etmedi. Hem niye etsin ki, gülüyoruz şurada. "Allah daha çok güldürsün" denir. Suratım gülmekten Zeljko Obradovic gibi kızardıktan sonra ciddiyetle sınava geri döndüm ve konu kapandı. Sınavdan da 100 almıştım bu arada :)

Okuldan bir çocuk , eğilerek yere düşen bir şeyi yerden almaya çalışan öğretmeni arkadaşı zannederek arkadan uçan tekme atmak suretiyle yere sermişti .Bunu asla unutamıyorum.

yavaş yavaş silindiklerini fark ettim başlık sayesinde

sınıfta çok büyük bi kavga çıkmıştı. öyle ki hocanın geldiğini bile görmediler. ben, iki arkadaşım ve hoca yemek yiyip kavgayı izlemeye başlamıştık.

bana küs olan çocuğun götünü ellemiştim. Utanıyorum.

Son senedeyiz ve herkesler rapor alıp ders çalışıyor, biz de sınıfta 5 6 kişiyiz rapor almayan.. İngilizce sınavının önceki günü, ben sınıfa ilk gelen kişiyim (genelde de böyle olurdu djdjdj) cam kenarında hoca kitabını unutmuş. İçinde de cevap anahtarı.. Benim gözler ateş gibi parladı hehe. Aldim hemen kitabı çantama attım, kankim gelince hemen durumu paylaştım ve basladik cevapları ezberlemeye. Sonra sınıftaki diğer arkadaşlarıma da dağıttım cevapları hep beraber ezberledik. O gün hocanın kitabını eve getirdim delilleri yok ettim :D sınav oldu bitti, sınıfta nerdeyse herkes 100 aldı (biri hariç çünkü yerleri karıştırmış zeka küpü ndndndnd) hoca beklemiyor tabi böyle bir sonuç :D bize dedi ki bir şeyler döndü ama kanıtım yok :D hocam dedik biz bir şey görmedik bdndndnd yapacak bir şey yok o zaman dedi :))) Hocam affedin kitabınız bendeydi ama bunu itiraf da edemezdim <3

Sınıfın zekisi olarak en önde otururken, arka sıramdaki arkadaşımın soru soracağı zaman sürekli sırtıma kalem batırması gjskgkskg.

Lise 1 okulun ilk günleriydi. Kızıl ve beyaz tenli olduğum için gözüme rimel bile sürsem çok belli ediyordu. Ağzımıza sıçmak için eğitilmiş kadın bir beden eğitimi öğretmeni vardı. Sırada beni görüp müdür yardımcısına ötmüştü işi buydu nasıl olsa ya. Adı Talip, bıyıklı, herşeyle dalga geçebilecek düzeysizlikte, iğrenç bir adamdı. Odasına gittiğimde sanki fuhuştan gözaltına alınmış gibi hakaretler etmişti. Aynı şeyleri şimdi duysam belki de içimde tutamaz karşılık verir okuldan atılırdım. Sana hakkımı helal etmiyorum yıllar geçti o hissettiklerim hala aklımda .

Herkesin mutlaka sevmediği bir hocası sürekli hocam ödevim vardı diyen bir zeki arkadaş (şuan nerdeleer acaba) Ağalar ile boş derslerde DC oynadığımız güzel bir ortam

O kadar güzel anım var ki hangi birisini anlatayım bilmiyorum, son sınıfta kamyon arkasında gidip sıra taşımamızın bile ayrı tadı vardı aljghaskghklasjfg

samimi olduğumuz hocaların derslerini sabote etmek için sınıfın kapısını sökerdik. şimdi düşününce ne cesaretle yaparmışız merak konusu :d

okulumu değiştiriyorum ve ortaokuldaki erkek kankama rastlıyorum bir koridorda. koridorun ortasında durup sohbet ediyoruz. yanımıza sürü sürü kızların gelip gidip selam vermesi mi dersiniz uzaktan izleyip sırıtanlar mı dersiniz ruhsuz gibi bakanlar mı dersininiz artık ne derseniz deyin. ulan diyorum. ne oldu böyle birden. herhalde altımıza sıçmış olmamız gerekiyor ki bu tepkileri alalım. kankam da acayip yakışıklı bir çocuk. döndüm sınıfa herkes yanıma toplaştı. meğer kankam okulun popüler çocuğuymuş ve okul başkanı da kankamın peşindeymiş. yaşadığım saçmalıklara bakar mısınız? nasıl bu yaşıma kadar sağ gelebilmişim şoktayım.

Öğlen arası sıraları birleştirip altın günü yapardık.kısır,sarma,poğaça,börek, kurabiye ve olmazsa olmaz çay 😋 sonra da halay açıp sıraların aralarında halay çeker, horon teperdik. hey gidi günler hey

9. Sınıfım liseye yeni geçmişim sınıfta bi çocuk vardı sulak alanda yetişmiş mübarek çok uzun boyluydu sürekli uğraşır dururdu benimle. Ne yaptıysa o gün de çok sinirlenmişim elimdeki su şişesini aldım kafasına doğru fırlattım, yani ben ona fırlattığımı sanıyordum. Sınıfa hoca girmiş masasına oturmuş defter imzalıyor. Ama hiç sınıfta hoca var gibi değil herkes ayakta bağırış çağırış falan neyse işte şişe hint dizisindeki kadınlar misali süzüle süzüle hocanın kafasında patladı. Ciddiyim patladı... Kadın ağlamaya başladı sınıf defteri ıslandı. Sınıftaki ses bi anda kesildi. Hoca sınıftan çıkınca bende gittim peşinden tabii hoca ağlıyor, ben ağlıyorum sonra hoca disipline falan vermedi allahtan ama üç ders güneşte sınıf defteri kuruttum onu biliyorum .d

akıllı tahtaları tamir ederken yazılım yükleyip kendi bilgisayarıma bağladım hepsini sonra kapayıp açıyordum aynı anda öğretmenler elektrikler gitti sanıyordu

Hangisini anlatsam diye düşündüm çok güzel anılarmış tekrar gitsem diyeceğim hiç aklıma gelmemişti hepsi benim için o kadar değerli ki… :)

bir gün biz de kaçıyoruz okuldan(okuldan çok kaçan insanlar değildik, çünkü okul inanılmaz eğlenceliydi bizler için) çantaları demirlerden fırlattık, tek tek atlıyoruz demirlerden. Güvenlik kaçtığımızı fark edince peşimize verdi.Kaçmanın verdiği heyecanın üstüne bir de güvenliğin kovalaması eklenince kalbim yerinden fırlayacak neredeyse ama nasıl eğleniyoruz. Neyse karşıda bir araba bekliyor,biriyle konuşuyor ama inanılmaz tanıdık, nasıl tanıdık gelmesin babam! alternatif güzergahım olmadığı için ya koşa koşa babama gidecektim ya da gerisin geriye güvenlikle ıssız adam buluşması gerçekleştirecektim. geri döndüm koşuyorum, bir yandan da güvenliğe bağırıyorum "kovalama tamam tamam okula geliyorum" :) idarede bir süre misafir edildim, inek olduğum için velim aranmadı,bunun olacağını biliyordum zaten :)

Lisenin son günü okuldaki etkinlikten sonra mezuniyet partisi var, hazırlanmışım takım elbise giyilmiş saç baş yapılmış her şey 10 numara. Hayatta 1 defa yaşanacak bir etkinlik olmasına rağmen kız arkadaştan gelen çok hastayım mesajı ile her şeyi bırakıp yanına gittim, acile götürdüm. Bende takım elbise kız arkadaşımda pijama, iğneden korktuğu için serumu bitene kadar elini tutup başında bekledim... Hayatımda bir kere olacak bir şeyi bir mesaja düşünmeden bıraktım. Sonrası mı sonrası klasik bir (bkz: nankörlük) hikayesi.

10 yıl önce lisede 2 kızla kesişti yollarımız ve 3 kişilik bir arkadaş grubumuz oldu. Bu kadar uzun süreceğini düşünür müydük hayır. Bugün o kızlardan biri kendi evinde iftara davet etti bizi. Biri evlendi diğeri nişanlı eşler kaynaşsın istedik. Artık 5 kişilik bi arkadaş grubu olduk ve o masada bu gece lise yıllarımızdan bahsettik. Bi yandan üzse de bi yandan güzel şey beraber büyümek :)

Ah ah ne anılarımız var. Üniversitedeyim lisede ki arkadaşlarımla eğlendiğim kadar eğlenemedim hiçbir zaman. Lisedeki arkadaşlarınla aranızdaki saf sevgiyi kimsede bulamazsın.Lise gerçekten çok kıymetli çok özlüyorum arkadaşlarımı hocalarımı

lise 1, hızlı zamanlar, sınıfa girdim, herkes kendi halinde kimisi arkadas bulmus kimisi tek takılıyor. bu ve bundan sonraki yıllarda da olmak üzere oturacak oldugum duvarkenarı en arkaya geçtim. o zamanlar adının bile ne oldugunu bilmediğim anksiyetem yüzünden kimseyle konuşmadım sadece derse katılmam gerektiğinde derse katılırdım onun dışında kimseyle konuşmaz, gelir giderdim. matematik dersimiz çok eğlenceliydi Ahmet isminde bir öğretmenimiz vardı. bilgisi akademisyen düzeyindeydi ama üniversitelerle uğraşmamak için basit bir liseye gelmişti. onun dersinde inanılmaz eğleniyordum ve çok atiftim. ilk sınav haftası geldi sınavlarımızı olduk. tüm okulda matematik sınavıyla ilgili söylentiler dönüyordu herkes dökülmüştü anlaşılan. halbuki ben sınavımın iyi geçtiğini düşünmüştüm. sorular ve cevaplarına bakma gereği bile duymadım, umursamadım pek fazla. belkide ben yanlış yapmıştım, notum düşüktü ve iyi gectiğini sanmıştım. aradan 1 hafta geçti sınavların açıklanma vakti gelmişti. A şubesi olduğumuz için haftanın ilk matematik dersi bizeydi ve ilk sınav notlarını öğrenen öğrenciler biz olacaktık. ahmet hocam usulca içeri girdi masasına oturdu yoklama defterini doldururken (kafasını nile kaldırmadan) "madcaaa 100 aldın evladıım" dedi. ben dahil tüm sınıf şok olmuştu. tamam sınavım iyi geçmişti ama 100 de beklemiyordum. herkes etrafıma toplandı. okulda matematik profesörü ilan edildiğim ve yapılamayan soruların bana danışılacağı günlerin ilkiydi bu, garip olan benden sonra 9. sınıflarda en yüksek not 30 falandı yani açık ara birinciydim. notlar o kadar kötüydü ki öğretmenimiz herkese 10'ar puan eklemeye karar verdi. ben de bunu duyunca sağlam bi kahkaha atmıstım. 110 alamadığıma üzülmüstüm :). 2. sınavlarımızı olduk ben 80 almıştım, sınav kritiği cart curt hatalarıma çalışıyorken bir ara nasıl olduysa e okula girdim ve matematik 2. sınav notumu gördüm. evet notum 90 dı ahmet hocam kıyagını gecmisti ve bunu hickimse bilmedi ikimizden baska hâlâ öğretmenimle görüşürüm ve hâlâ bunun goygoyu döner aramızda. ah ulan lise neler yasattın :))

zaman zaman öğle aralarında gün gibi bir şey yapardık. herkes yaptığı yemekleri tatlıları getirirdi. her seferinde belirli hocalar seçip onları çağırırdık. fazla kişi gelmesin diye öğretmenler odasına girip hocam bir gelir misiniz sınıfa bir olay var... falan derdik bir gün biri karpuz getirmek istedi. güvenlik izin vermez diye montunun içine saklayıp öyle geldi. 40 kilo kız şişme montu ve içindeki karpuzuyla sumo güreşçisi gibi girdi sınıfa

Sınıflar arası basket turnuvası yapılıyordu. Biz de 4 arkadaş gittik kayıt olduk. Öğle arasında maçlar tek pota şeklinde oynanacak. Hoca çağırdı maç başlayacak neyse biz gittik maça başladık. Karsilikli basketler geliyor mac dengede gidiyor. Arkadaş pası biraz kötü attı uzağa gidince almaya koştum, o sırada rakip ile tartışmaya girmis bizimkilerden biri. Gitmiş kafa atmış cocuga :D Hoca topu istedi, noldu hocam diyorum. Maç bitti diskalifiye oldunuz dedi :D turnuvada 3 basket atarak veda ettik :DDD

seneee 2009 diye hatırlıyorum, turnuva finaline çıktık. maç penaltılara gitti. solak olarak iyi penaltı kullanırım genelde ve kaçırdığım penaltı da olmamıştı. benim penaltımı kaleci kurtaramaz falan diye de saçma sapan konuşuyorum. neyse topun başına geçtim, kaleci tanıyordu beni ve kalenin sağ köşesine yaklaşıp sol köşeyi bilerek boş bıraktı. açtığı sol köşeye vurdum ve kaleci gerçekten de kurtaramadı ama direkte patladı top. eskiyi konuştuğumuzda ara sıra o gün kaçırdığım penaltı geliyor akıllara tabi onu da boş geçmiyoruz.

Lisenin başlarındayız daha 9. Sınıf. Sevgilimden ayrıldım 1 hafta doktor raporu aldım okula gitmedim. Okula geldim benim bir arkadaş tayfası var ben artık bu okulda duramam okul değiştiricem dedim. En yakın arkadaşım da bak gör o kızdan nasıl intikam alıyorum dedi. Olum saçmalama ayrıldık bitti dedim. Yok sen bak gör ben bunu bu kızın yanına bırakmam senin gibi adama bu yapılır mı falan filan dedi.3 ay önce düğün fotoğraflarını gördüm.

Lise son din sınavındayız. Kağıdı verdim arkadaşa bakıyorum bitirdi mi diye. Hoca da dön önüne diyor ulan sanki din dersinden adama kopya vericem. Neyse zil çaldı arkadaş sordu hoca sana niye öyle yaptı diye. Sınıfa bakındım hoca yok, dedim ki:"ne bileyim, orospu çocuğu." Sol köşeden şşt sus sesleri yükseldi döndüğüm an hocayla göz göze geldik kör gözüm koca hocayı sınıfta görememiş mlsf..

Lise zamanı dersteyiz. Alevi bir arkadaşım vardı konu da alevilikten falan açıldı. Nasıl oluyor, ne gibi şeyler var onları anlatıyor. O sırada başka bir kız arkadaşım da bizi dinliyor. Durdu durdu en sonunda dedi ki "Ne yani siz hazreti Ali'ye mi inanıyorsunuz?" Nasıl kahkaha attığımı anlatamam aklıma geldikçe gülüyorum.

Yıl 2016-17. Arkadaşımla iddiaya girdik. Sınıfın ortasında sigara yakamazsın dedim, yakarım dedi. Yakarsan paket paran benden dedim. Bir paket için kendimi yakmam, iki pakete yakarım dedi. 20 Lirayı vurdum masaya. Cebinden çıkardığı Camel kapaklıyı yaktı. Ders İngilizce. Kadın hocamız vardı. Şoka girdi. Sınıf şoka girdi. Ölüm sessizliği hakim sınıfa. Arkadaşımın kolundan tutan hoca soluğu idarede aldı. 1 hafta uzaklaştırma ve tutanak, idari para cezası aldı. İki paket sigara için çoğundan oldu.