(bkz: derste arama yapılması) başlığını görünce aklıma geldi bir tane.
Teneffüs bittikten sonra sınıfta top oynamaya devam ettik. Ben gelen topu Kevin de Bruynevari bir şekilde arkadaşıma gönderecekken tepemdeki florasanı indirdim aşağı. Şansıma kırılmamıştı ama hocanın gelmesi de yakındı. Ders bitince takarım düşüncesiyle duvar tarafına, duvara bitişik kolonun arkasına sakladık florasanı.
Ders işlenirken iki müdür yardımcısı ve bir öğretmen girdi sınıfa, arama yapacaklarmış
(bkz: çölde bi kutup ayısı gördüm sanki). Arama esnasında müdür yardımcılarından biri florasanın önündeki sıraya bir yaslandı... Beklenmedik bir patlama sesi, irkilen bir müdür yardımcısı, sınıftaki herkesin olay yerine güneş görmüş ayçiçeği gibi dönmesi ve arkadaşlarımın ardından bana bakıp gülmemek için kendilerini zor tutmaları, Obradovic gibi kıpkırmızı olmuş bir ben...
Daha birinci sınıfta idare ile karşı karşıya kalmak pek de isteyeceğim bir durum değil tahmin edeceğiniz üzere. Fakat kaderimde varsa yapabileceğim çok da bir şey yoktu. Müdür yardımcılarının sinirli insanlar oldukları söylenmişti bize bir de. Kafamda deli senaryolar (
Not: Sonradan gördüm ki sinirli insanlar değillermiş, gayet de güzel insanlarmış. Haylazlık yapıp pışpışlanmayı bekleyen üst sınıfların uydurmasıymış).
Müdür yardımcısı "florasan ne arıyor burada ya, neyse sağlık olsun" deyip geçti. Adam kendini kusurlu buldu ya la hahahahahah. Demedi "florasan ne arıyor burada ya, kim koydu bunu buraya?" diye.
Sorunsuz bir şekilde arama tamamlandıktan sonra nasıl rahatladım anlatamam. Çok sıkışıp tuvaletini yaptığın andaki rahatlama gibiydi ama daha rahattı. Bir de hoca yaklaşık beş dakika derse dönemedi sınıfta kopan kahkahadan.