bugün
yenile
    /
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kimseye anlatamadıklarını aslında içindekileri anlatmaya kelimelerin bile yetersiz kaldığını anladığın zaman dertleşiyorsun kendinle ama bazen ne yalan söyliyim oda dinlemiyor bazen cevap veriyor bazen bi ölü gibi tık yok
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazen günlük tutarak gerçekleştirdiğim eylem. yine de bu başlığa yazmak istediğim bir konu var. belki çoğunu gerçekleştiremediğimden.. ama bazı konularda kendime hayal kurmak için izin vermiyorum ya ama ne eksiğim var, beni engelleyen ne var? son zamanlarda karavan ve karavanla gezmek hakkında birçok kişi benimle konuşuyor, sosyal medyada karşıma çıkıyor, hatta karavanla gezeceğini asla düşünmediğim biri böyle bir hayali olduğundan bahsetti. ben bu tarz şeyleri çok seviyorum ama hiç düşünmemişim, planlar yapmamışım bu konuda.. sohbet ederken fark ettim. evet, birçok dış etken var ama en azından hayal kurabilirsin ve zamanı geldiğinde bunun için uğraşabilirsin, bazı konularda kendini kısıtlama lütfennn
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sevmediklerimle dertleşmem.
    4. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Sık sık değil günümün her dakikası böyle geçiyor. Birisi benimle iletişim kurmaya çalışırsa biraz sinirleniyorum ama hemen kendime dönüp dertlenmeye devam ediyorum. Bu durumdan aşırı zevk aldığımıda belirtmek isterim.
    5. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      her gece yürüyüşe çıkarım kendimle. dolup taşan her şeyi kusar, kızarım kendime bir güzel ve ardına da eklerim birkaç küfür. sonra mı? ne olacak, ne bekliyorsunuz sonrasında ki; aynı şeyleri yapmaya devam. ben bir tek babamı sevdim çok güzel anlatmış aslında benekli ayhan"ben babamdan böyle gördüm". gerçekten babamdan böyle gördüm ben. bu hayatta tek dilek hakkım olsa kendimi değiştirmeyi isterdim. onca kazığa, onca kayba rağmen hala böyle umut dolu olmak istemezdim. bu kadar iyi kalpli olmak istemezdim. ben benim amıma koyayım akıllanmadığım için. keşke diyorum keşke piçin, vicdansızın teki olsaydım da böyle olmasaydım. edit: fazla dertleşince kendimle, gelip buraya kusasım geliyor. sarhoş olunca çok konuşmak gibi bir şey. benzer işler.
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
    7. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kendimi geçtim duvardaki müslüm babanın resmiyle dertleşiyorum. Sıkıntı şu cevap veriyo..
    8. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Dertleşiyorsak sorun yok da cevap geliyorsa sıkıntı büyük
    9. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Hangi biriyle?
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yemek yaparken, bulaşık yıkarken çok iyi geliyor
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çokça yaptığım ve hatta kendimle tartıştığım bile oluyor.
    12. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başkasını motive edip sürekli kendine kızmak... nolur sal beni ya artık
    13. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Gece yatağın kenarındaki telefondan gelen hafif müzik, gözlerde buğulanma ve tavanla göz teması eşliğinde " kolay değil biliyoruz ama güzel günler gelecek" mesajını bünyeye vermeye çalışıyorum.
    14. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      En çok keyif aldığım dertleşme şekli. Buna alıştığımdan beri biriyle dertleşmek bana aynı hissi vermez oldu, en çok kendimle dertleşmeyi sever oldum. İstiyorum ki günün belli zamanlarında çevremde kimse bulunmasın. Ben de kendi kendime anlatayım, konuşayım, tez sunayım, çürüteyim, tartışayım.
    15. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben galiba bunu pek sık yapamıyorum çünkü bazı konuları kendime bile açamıyorum
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      insan kendi dışında başkalarıyla dertleşebiliyor mu ki?
    17. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    18. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Derdimi başkasına açıkladığımda genelde suçlanıp laf sokulduğu için kendime anlatıyorum. Çabam görmezden geliniyor ya da benden daha haklı olmak için yarışılıyor. Ben de çareyi kendime anlatıp, dinleyip, çözüm üretmekle buluyorum. Allah böyle ruhsal yalnızlığı kimsenin başına vermesin.
    19. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bu aralar biraz katıyım yine kendime karşı. Dert yanmaya başlasam ağır konuşucam. O yüzden daha ılımlı bir zamanı bekliyorum dertleşmek için.
    20. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Kendime çok üzülüyorum ya. İyi çocuk aslında ama kusurları var. Fazla güveniyor, fazla seviyor falan…
    21. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Asfalt yola saçılmış hızlı adımlarımı topluyorum. Ruhumun çaresizliğini, midemi yavan bir ekmekle besler gibi dünyevi bir zevk; bir motor sesiyle besliyorum. Açlıktan ölmemek tek amacım olsaydı bir parça hamurla doyardım, mideme reva gördüğüm bu yoksulluğu biraz oldun vücuduma da yakıştırsaydım… …pahalı bir makinede öldürmeyi kendimi, tek ihtiyaç olarak duymazdım. Parayla kendimi doyurabilmeyi başarıyor olsaydım çoktan kusardım. Bu aşırılıklar bana yetseydi kustuklarımı yutmazdım! En’in bile en’ini tüketip tükürüklerimi yalamaz; göz yaşlarımı tükürdüklerime, hırsıma bulaştırmazdım! Harmanlamayı bilseydim eğer, üzüntüm ve hırsımdan birini; yıllandıkça bir şarap gibi yıllanan bedenimde, bir tortu olarak bırakırdım! Büyüdükçe sarhoş olmazdım; her birinde ak yuvarlar, koyuluğunda yok olmazdı koyulaşan kanımın. Oysa ne kadar parlaktı gözlerim; çehresi keskin çenemi çepeçevre sarıyordu, elmacıkları yanaklarımın. Güçlü kemiklerim, ince fakat kanatılmaya ramak kalsa da; yırtılması zor bu elastiki derimde bir elma halini almışlardı ben büyüdükçe, tıpkı annem gibi. Şimdiyse o küçülüyordu; üstelik incelmekle kalmıyordu kemikleri, zayıflarken teni; bir beden gibi küçülüyordu bedeninin ta kendisi. Arttıkça sesi açlıktan öldürürcesine yoksun bırakıyorum insanlıktan kendimi. Gözümün önündeki ibre sağa doğru yol aldıkça; gözlerimin önündeki geçmişimi de geleceğimi de yolun en soluna kaydırmak istiyor, tüm hayatım siyah bir film şeridinde kaybolurken kendimi bir beyazlığa bırakmak istiyorum. Tozu dumana bularken Cennet’e gitmek her ne kadar mümkün olmasa da Cehennem’e kadar yolumun olmayacağını bilecek kadar tanıyorum. Tanıyorum, nerede doğduğunu hatırlayamadığım bu bedenin ruhunun Araf’a doğduğunu. Bu yüzden ne beyaz bir toz bulutuna ne de karanlığa hapsolamadım. Tanrı Cennet’e layık görseydi beni, baş kaldırır günahların ateşlerine bulanır yana yakıla Cehennem’i arzulardım ama orada da Şeytan’a isyan çıkarırdım. Ben buydum. Tıpkı dünyadaki gibi, orada da bir evim olmazdı. Ne bir kafir ne bir evliya. Ne Tanrı’sına sığınan üç yanlışı bir doğrusunu götüren bir insan ne de bir doğruyla üç yanlışa sebep olacak seçimler yapmış biri. Küçük bir çocuk, mahşerde ailesini arama hakkına sahip olmayan. Ailesi bile olmayan. Yoksun kandan. Oysa ki kansız değildim, sadece kanım çekilmişti ruhumdan. Öyle soğuk, öyle sıcak. Öyle Araf’ta yaşayan.
    /