aristoteles

insanlık tarihinde bilinen ilk faşist. "birilerinin gerçekten özgür olması için birilerinin köle olması lazım" deme sığlığındadır.

"ok firlatildiginda havada ona hicbir guc uygulanmamasina ragmen neden gitmeye devam eder?" sorusuna -okun ucu havayi yararak ilerler, okun yardigi hava, okun arkasina toplanip oku itmeye baslar, ne var ki hava da tipki diger tum canlilar gibi bi sure sonra yorulur ve ok yere duser" diye cevaplamis kisidir kendileri :O

kendisi tam bir dumbuktur. ortacag kilisesi bunun yarisindan cogu sacmalik olan ogretilerini benimseyip ortacag bilim tarihine bir karabulut gibi cokmustur. ama gel gor ki modern bilimi kuran, sanayi devrimini yapan, her turlu teknolojiyi ve bilimsel bilgiyi ureten yine avrupa olmustur. ozamanlar osmanli refah ve zenginlik icindeydi. islam dunyadaki zirveyi yasiyordu okumakta tesvik ediliyordu fakat bilimdeki modern devrimi neden ilim ve refah sahibi muslumanlar degilde medeniyetten yoksun ve skolastigin egemen oldugu avrupanin baslatmis oldugu sorulmasi gereken bir sorudur

en sağlam bilgi edinme yolunun deneyim olduğunu söyler. islam dünyasında bile aristoteles için muallim-i evvel yani ilk öğretici denir bunun en büyük sebebi de geniş alana yayılmış parçalanmış bilgileri mükemmel şekilde düzenlemesidir. antik yunan'da felsefe tarihinin tartışmaları aristoteles ve platon'un arabuluculuğu yani önderliğiyle kapanmıştır. hegel ve marx bile aristoteles'in ekmeğini yemiş ustalardır.

adı çok yakışıklı

bana yalnızca arkadaşlarım, aristo der. -aristoteles-

--- spoiler --- erdem, akla başvurarak tanımlanan ortanın içinde yer almakla ve seçimlerle ilgili bir karakter durumudur. biri aşırılık, diğeri eksiklik olan iki kötülük arasındaki bir ortadır bu. bir ortadır, çünkü kötülükler tutkularda ve eylemlerde doğru olana ya kısa, ya uzak düşerler. oysa erdem arada olanı hem bulur hem de seçer. --- spoiler ---

içinde aris olduğu için sevmiyorum.

kendisinden kaynaklanan bir ayrıma göre adalet (bkz: dağıtıcı adalet) ve (bkz: denkleştirici adalet) olarak ikiye ayrılır.

zaman var olan şeyler sınıfına mı aittir, yoksa var olmayan şeyler sınıfına mı? m,ö 350 yılında sorduğu soru hayla yanıtlanmaya çalışıyor. büyük adam

"zayıf, hep adalet ve eşitlik ister... oysa bunlar, güçlünün umurunda bile değildir."

"kalbi eğitmeden aklı eğitmek eğitim değildir, vicdan olmadan bilgi sahibi olmak tehlikelidir."

bu adam yuzunden felsefe dersinden kalacagim. amma sozu ammada düşüncesi varmis. git başka yerde düşün.

“kendini bilmek, tüm bilgeliğin başlangıcıdır.” der, bunu biraz irdeleyip üzerine düşününce mevlana’nın neyi arıyor isen o’sundur düşüncesine bağlıyorum gibi

vücudun en soğuk organının beyin olduğunu söylemiş, eflatun'un öğrencisi olan filozof. beyni, aşkın merkezi olarak görmesini de ayrıca enteresan bulmuşumdur. sırf yaşadığı dönem için değil, günümüz için bile bu söylemler gayet marjinal. zaten kendisinin farkı da -diğer tüm filozof gibi- bu. fikirleriyle çağları aşmış, aşan ve aşacak olması..

"insan doğası bakımından politik hayvandır. "

(bkz: aristotales) diye hep karıştırılır. antik yunan filozofudur ..platondan sonra en önemli düşünürdür

Şöyle bir sözü var: "Hiçbir şeye hayranlık duymamak, kendine hayranlık duymaktır, kendini beğenmektir."

Şahsen en sevdiğim yanı 'İdeal Devlet'(ki bunun hakkında en çok yazan kişi o dönemlerde hocası Platon) sorusu yerine 'Mevcut koşullarda en iyi devlet anlayışı' üzerine yoğunlaşmış olmasıdır.Ben hocası ile konuyu ele alış tarzında temelde böyle bir farklılık olduğunu geç anlamış ve anladığımda çok hoşuma gitmişti bu.Ardından bende bu konu hakkında fikirlerimi ikiye ayırdım hayallerimde var olan ve fazlasıyla toz pembe olan sadece devletten ibarette değil tam bir dünya düzeni bir de eldeki durumla olabilecekler.