üniversite okumadan yapılabilecek meslekler

sosyal medya olmasa insanların yapmayacağı şeyler

ev arkadaşımın bu illet yüzünden 8 ay gibi bir sürede nasıl dibi gördüğüne an be an şahit oldum. şimdi kendisi ''dünyalar dolusu param olsa 50tl ile bile oynamam, ya kazanırsam diye'' diyor.

başlarda 10-20 tl atıyor, 50krş vererek rulet oynuyordu, her seferinde parasını sıfırlayıp bilgisayarı kapatıp güle oynaya hayatına devam ediyordu. neticede onu batıracak bir para değildi. ama zamanla miktarlar yavaş yavaş artmaya başladı. 50tl oldu, 100tl oldu. kendisi tek başına bu paralar ile oynamak yerine haftada bir okuldan bir arkadaşı kafalayıp ortaklaşa girip oynamaya başladılar. arada bir kazanıyor ama bir sonrakinde tekrar kaybediyordu ve oynama sıklığı artmaya başlamıştı. neredeyse hergün oynuyordu.

 ben artık bunun bir sıkıntı olduğunun farkına varmıştım. Bi dur demem gerekiyordu. kendisine bunun işin sonunun sağlıklı gözükmediğini dilim döndüğünce ufak ufak anlattım. ama beni dinlemiyordu. Çok sevdiği sevgilisi ile bu konuda şiddetli şekilde tartışmaya başladılar. ama nafile yine devam ediyordu. bunun bir problem olmadığını, parasının hesabını bildiğini söylüyordu. 

bir gece bi  kaç arkadaşı daha kafalamıştı ve bize geldiler. başta 100'er tl atarak toplam 200 attılar ve kaybettiler. ev arkadaşım tekrar atmak istedi. ama diğerleri istemediler. Bunun üzerine kendisi 200 tl attı ve 5 dk içinde kaybetti. tekrar atmak istedi. engel olmaya çalıştık ama kendisine almanya'dan 100 euro geleceğini söyledi ''param var sıkıntı yok'' dedi. sonuç yine kayıp. 1 günde kaybettiği maksimum miktarı kaybetmişti. ama hala gülüyordu. '' herhangi biriniz kaybetse ağlardınız, biterdiniz ama ben ağlamıyorum, sıkıntı yok'' diyordu.

Asla bu durumun sonu gelmiyordu. Her seferinde yükselte yükselte kredi kartı aldı. toplam 4bin tl borç yaptı. Bu sırada ailesi bu durumu öğrendi. ama miktarını bilmiyorlardı. düşük miktarlarda oynadığını zannedip pek üstüne düşmediler. sonra bir şekilde kumarda kazanarak bu borçlarını ödedi. bu sırada artık çok sevdiği sevgilisi son raddeye geldi ve ayrıldı. işte kafasına dank ettiği zaman bu zaman oldu.

sevgilisi ile barışabilmek için çok uğraşıyor. Her şeyi berbat ettiğinin farkında, çok pişman. Ondan en son duyduğum söz şu '' kumarda para kaybetmek, para kazanmak  kötü, ama en kötüsü insan kaybetmek''

Sigara içtiğim dönemde neredeyse her gün tükettiğim şeker markası. En sevdiklerim sırasıyla; mentol, nane, extra mentol, portakal

İlkokulda okurken yapılması zorunlu olan aktiviteydi. Hala var mı bilmiyorum. Evin ebeveyninin bir göreviydi. Okuldan kitaplar alındıktan sonra o kitaplar 1 hafta içinde kaplanmalıydı. Çok sıkı kaplanırsa o kitap kapanmazdı. Hey gidi günler, bi anda aklıma geldi işte. 

Marmara bölgesinin en yüksek noktasını barındıran 2543 metrelik bir dağ.

Bir gün zirvesini ziyaret edeceğim dağ. 

<a class="external-link" aria-label="Tüm ihtişamıyla karşımda duruyor marmaranın en tepe noktası" target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://hizliresim.com/pfZs1p">Tüm ihtişamıyla karşımda duruyor marmaranın en tepe noktası</a>

Lokasyon Bursa 


[https://hizliresim.com/pfZs1p Tüm ihtişamıyla karşımda duruyor marmaranın en tepe noktası]

Lokasyon Bursa 


birisini sevmek istiyorsanız eğer ona yardım edin. Ben söylemiyorum <a href="/b/Aristo/">Aristo</a> söylüyor, <a href="/b/Montaigne/">Montaigne</a> söylüyor ve daha niceleri söylüyor. 

birisini sevmek istiyorsanız eğer ona yardım edin. Ben söylemiyorum `Aristo` söylüyor, `Montaigne` söylüyor ve daha niceleri söylüyor. 

İnsanın en az bildiği şey, en çok inandığıdır. 

Şöyle bir sözü var:

"Hiçbir şeye hayranlık duymamak, kendine hayranlık duymaktır, kendini beğenmektir." 

Türkçesi "Küçük Prens" olan bu kitap dünyada en çok dile çevrilen kitaptır. Orjinal dili Fransızca olan bu kitap tam 253 farklı dile çevrilmiş. Dünya'da aktif kullanılan dil sayısı yaklaşık 300 civarında. 

Yakın arkadaşımla ağustos ayı gibi gezmeyi düşündüğümüz şehir. Umarım bir aksilik çıkmaz ve gidebiliriz. 

Üniversite okumasam daha iyiydi dedirtir insana. Şükür ki hiç almadım. 30bin tl borçla iş hayatına mı başlanır be

Em yakın arkadaşlarımdan birisi bu bölümü okuyor. Harcanan emek/alınan değer çok yüksek. Yani mimarlık okumaya zaman harcayacağınıza yazılım öğrenin, üniversite sınavına tekrar girin. Mimarlığı sevmeyip para kazanmak için yapacaksanız bunlar geçerli. Yoksa insan sevdiği mesleği yaptığı zaman muhakkak iyi paralar kazanır. 

ortalama meslek maaşlarını öğrenmek için <a href="/b/kariyer.net/">kariyer.net</a>sitesinin <a class="external-link" aria-label="şöyle" target="_blank" rel="noopener noreferrer" href="https://www.kariyer.net/pozisyonlar">şöyle</a> bir hizmeti var. bence gayet faydalı

ortalama meslek maaşlarını öğrenmek için `kariyer.net`sitesinin [https://www.kariyer.net/pozisyonlar şöyle] bir hizmeti var. bence gayet faydalı

Sanırım gerçekten yaşayabildiğim olaylardan birisi. Çocukluğu tüm zevkiyle geçirmiş olabilirim. Biz "cilli" diyoruz, başka yerlerde "misket" diyorlarmış. Çocukluğumun en sevdiğim oyunuydu. Bol bol köktüm insanları. Baş oynardık, lörs oynardık, kuytu oynardık. 

Tabi kart oyunları da var. Futbolcu kartları vardı, bilirsiniz, hala da var zaten. Sırasıyla numarasının son rakamını söyleyerek yere atardık. Aynı sayı arka arkaya gelirse son atan hepsini alırdı. Masum bir kumar oyunu işte ne dersin. Bi de çarpıştırmaca vardı. Oyundan önce, ön ve arka olmak üzere seçim yapardık yere ön düşerse ön diyen, arka düşerse arka diyen kazanırdı.

Belki çok tehlikeli ama bir keresinde süs havuzunda arkadaşlara gizlice yüzmüştük. Yeni yapılan salçanın tadını çok iyi biliyorum. Hala daha her sene yerim yeni yapılan salçalı ekmek :)

Dedemler, büyükannemler köyde yaşarlar. Sık sık da gideriz. Bir çok kez inek sağdım. Kuzu sevdim. Ata bindim. Tavuk besledim. Civcivleri olan tavuğun koruyuculuğa bizzat şahit oldum. Yılan görüp topukları kalçaya vura vura kaçtım :) neredeyse her meyveyi her sebzeyi organik olarak dalından kopardım yedim. Dağa mantar toplamaya çıkıp 1 saatte 2 adet mantar topladığım da oldu 15dk da 2 kilo topladığım da:)

 ve en güzel tarafı bunları hala yapabiliyor olmak

Dünyanın en değerli banknotudur. Sadece bir kağıt parçası olan bu banknot şu an 7000$ değerindedir. Türk lirası olarak 48.000 türk lirası değerindedir. 

Not:yaklaşık değerler kullanılmıştır. 

t:üniversite eğitiminin kazandırdığı öğretiler.

Mevkisini ve dişiliğini kullanan insanların hiç de az olmadığını öğretmiştir bana ve hala da öğretmeye devam ediyor. Özellikle erkek hocalar ya da asistanlar mevkisini kullanarak kız öğrencilere yavşamanın sınırlarını zorluyorlar. Tabi ki dişiliğini kullanan kızlara. Bunların sayısı hiç az değil. Ve belki de bunları yapanlar bile farketmiyor ya da farketmek istemiyor. 

Güzel yazmakla zaman harcamayan insandır. Zira güzel yazmaya çalışan her insan güzel yazabilir. Kimisi 1dk'da kimisi 10 dk'da

Şikayet etmeyi abartan insanlar. 5lt su taşıyınca çok yorulur, 30dk elektrik kesilince sıkıntıdan patlarlar.

keşke 5-10 sene önceki halinde kalsa dediğim sözlüktür. Meşhur olmanın getirdiği değersizliği yaşıyorlar. En çok ziyaret edilen sitelerden biri olunca reklam işi çok önemli bir hale geliyor. para ile reklam entrisi bile giriyorlar artık. Ama hala çok değerli.

sözlük yazarlarının ilginç anıları

Üniversite 1.sınıftayken gece 05:00'da memleketime otobüsüm var. Akşam bavulumu topluyorum, bi anda tuvaletim geldi. Gittim tuvalete işimi hallettim. Ama farkettim biraz cıvık çıkmıştı. işkillendim ama geçer dedim. 5 dakika sonra tekrar geldi. Gittim. Bu sefer kesin teşhisi koydum. İshal. haydaaa. Benim gece otobüsüm var. 6-7 saat otobüs yolculuğu böyle olmaz. ben bunu tedavi edeyim dedim. Leblebi ve gazoz aldım. 1 dk yiyor, 5 dk tuvalate gidiyorum. Yok geçmedi. En iyisi acile gideyim dedim. İğne falan yaparlar geçer. Hastane zaten 5dk yürüme mesafesinde bi koşu gittim doktora. Giderken hissetmiştim aslında bişiler ters gidiyordu. Her neyse doktor dedi şikayetin ne, dedim ishal oldum. Gece otobüsüm var en azından bu gece çıkmaması lazım. Tamam dedi bi kaç test yapalım. Kan aldılar. bir de plastik  kap verip gaita tahlili yapacakları söylediler. aldım kabı gittim tuvalete. Ama bir sorun var. yapamıyorum. gittim doktora ben gaita çıkaramadım dedim. doktor tam çıkaramadı beni başta. sen ne için gelmiştin ya? dedi. ishal dedim. ufak bir sırıttı. sonra dudaklar daha fazla açılmaya başladı. Ama neyseki sesli kahkahaya geçmeden durdu. 10-15 dk daha bekleyelim sonra taburcu ederiz dedi. 10 dk sonra tekrar tuvalete gittim çıkar mı acaba diye. çıkmadı. çok kısa sürede taburcu oldum. Sonunda istediğim olmuştu ve o gece sorunsuz bir şekilde eve gittim.

@egm, sokağa çıkma yasağı olduğu gün açık dövmeci var, acil göreve, bu bir ihbardır. 

Biraz geç geliyor sanırım, ben de öyle olmuştu


büyük taarruz ve başkomutanlık meydan muharebesi

Mustafa kemal paşa sakarya meydan muharebesi'ne de başkomutan sıfatıyla katılımıştır.

kesin konuşabilmek için virüsü iyi tanıyor olabilmek lazım. mesela kızamık da grip kadar hızlı mutasyon geçiren bir virüs. Ancak 1950'lerdeki aşı hala koruyor.

Nickim eksik kalmış "bağımsız belediye başkanı" olacaktı :) 

dostum futbolcunun ismini yanlış yazmışsın sanırım. bi de boyd olduğundan emin miyiz?

sözlüğe giren insanların bulunduğu şehirler

saçın siyah sakalın turuncumsu çıkması

aga sen ben misin, beni niye anlattın ki?? 

atiye başlığı da aynı durumda. sanatçı ve dizi olan aynı başlıkta

londra merkezli finansal kuruluşların türk lirasına saldırısı

valla ben de kendisiyle aynı fikirdeyim. virüs ne kadar kuvvetli olursa olsun, güçlüyseniz bişi yapamaz. ee sorun ne o zaman? neden bizi yıkıyor dış mihraklar

aga be, 4 sene sonra sonunda geldi bu güncelleme, ama paralı :(

bilmiyordum.sağolasın.ama yine de hiç adil değil yıllarca nafaka vermek. hele çocuk yoksa

bunu niye eksilemişler aq. halbuki çok haklı bişi yazmış adam

yaptığımız şey sadece ''2 yada 3 seçenek arasından seçim yapmak''.

belediye baskani kimdir?