bende bir tane var, dünya tatlısı. canını yerim onun. mert, dürüst, cesur ve onurlu bir adam. şu pandemi sürecinde ikinci oğlu bilmeden az bir şey kalbini kırmış, geçen haftalarda bana tel’de anlattı. o an tek bir şey dedim kuzene; “amcamı üzersen ağzına sıçarım senin.” kuzen de benden 6-7 yaş büyük.
amca iyidir. çoğu erkek
dayılarını daha çok sever ama ben amcama hayranım. müthiş adam. en sevdiğim yönüyse cesur olması. bir insan hiçbir şeyden ve hiç kimseden korkmaz mı? o korkmadı. çünkü hep haklıydı. haklı insan hiçbir şeyden ve hiç kimseden korkmaz!
amcam koca bir çınar ve biz onun dalları altında serinledik. huzur bulduk. bir ömür. güneşinden sundu bize. ışığını paylaştı. sağolsun.
az önce kendisiyle her zamanki gibi yine tel’de uzun uzun konuştuk. o anlattı, ben dinledim. ben anlattım, o dinledi. bu dünyaya bel bağlamamanın ve insanlara karşı beklentiyi en alt seviyede tutmanın mutluluk için yeterli olduğu kanısına varıp vedalaştık.
benim bir amcam var. kendisi eski
pehlivan. cesur, onurlu ve dürüst bir adam. ve ben onu gerçekten çok seviyorum. umarım şu pandemi süreci bir an önce her anlamda biter de kendisiyle yüz yüze görüşüp şöyle uzun uzun sohbet ederiz. eskiden yaptığımız gibi kolkola yürüyüşe çıkarız, köy yolunda. ona anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki. anneme, babama veya bir başkasına asla söyleyemediğim. belki de söylemek istemediğim. ciğerlerimi kusana kadar anlatmak istiyorum hepsini. amcama. ve onu çok ama çok seviyorum. çünkü o benim
güneşim.