bugün
yenile
    /
    1. 11
      +
      -entiri.verilen_downvote
      -----sadece altını çizmek yetmez, hayat felsefesi de yapmak gerek.------ hiç kimse için çok fazla uğraşma. kim, birinin kendisi için çok uğraştığını görse onu elinin altında zannediyor. unutma, elinin altında görenler hiçbir zaman değer göstermezler. senin için ne kadar çabalıyorsa, sen de o kadar çabala. her şeyin fazlası zarar bu hayatta. yani kimden ne beklediğine dikkat et. sevmeyi bilmeyenden sevilmeyi, iç huzuru olmayandan sana huzur vermesini, kalbinde kötülük barındırandan senin yaptığın iyiliklerin değerini bilmesini bekleme çünkü başımıza ne geliyorsa yanlış insanlardan doğru şeyler beklediğimiz için geliyor.
      0+++++++ - derinlerdebiryerde 01.12.2016 18:39:57 |#2999202
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben tutkularımdan vazgeçerken, iş işten geçti artık.bundan sonra senin nereden geçtiğinin önemi yok. yol yakınken ayrıldım ben, sen devam edebilirsin..
    3. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      büyükler sayılardan hoşlanır. onlara yeni bir dostunuzdan söz açtınız mı, hiçbir zaman size önemli şeyler sormazlar. hiçbir zaman: ” sesi nasıl? hangi oyunu sever? kelebek toplar mı?” diye sormazlar. “kaç yaşındadır? kaç kardeşi var? kaç kilodur? babası kaç para kazanır?” diye sorarlar. ancak o zaman tanıdıklarını sanırlar onu. büyüklere: “pembe kiremitten bir ev gördüm, pencerelerinden sardunyalar, damında güvercinler vardı” derseniz, o evi bir türlü gözlerinin önüne getiremezler. onlara: “yüz bin franklık bir ev gördüm” demeniz gerek. o zaman: “aman ne güzel!” diye bağırırlar.
    4. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      “her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. mutluluğun bedelini öğrenirim. ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. insanın gelenekleri olmalıdır.
      2çünkü küçük prens ❤ - obirtircik 01.12.2016 18:51:49 |#3000129
      0küçük prens ++++++++ - abisininkamili 01.12.2016 22:28:46 |#3013064
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yokluğumun , varlığımdan daha çok hissedildiği bir evim vardı. fark edilmem için var olmam değil , yok olmam lazımdı.
    6. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sözlerin ne kadar etkili olduğunu unutuyorsunuz, zaman geçse de değişen tek şeyin takvim yaprakları olduğunu da.
    7. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      babam, çok hayırsever bir insandı. hayır demeyi çok severdi.
    8. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      allah'ın istemediği tarzda bir hayat yaşadıysa eğer, emin olun bin türlü dert sayacaktır.
    9. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yalvarmak bana göre değildi. bende kaybetmeyi seçtim. bu da benim yenik zaferim işte.
    10. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sonuçta gizem hayatımı mahvetti. haftada bir saat ders anlattı gitti, ben altı gün yirmi üç saat onu bekledim.
    11. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ve insan bir gün anlar ki; çok sevdiği her şey uçup gider, değişir yürekler, biter duygular. geride kalır müzikler, kokular, anılar. suçu olmayan tüm şeyler geride kalır. ama insan gider. çok sevse de gider…
    12. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''nen var zeze?” ”hiç. şarkı söylüyordum.” ”şarkı mı söylüyordun?” ”evet.” ”öyleyse ben sağır olmalıyım.” insanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? bir şey demedim. bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim. — şeker portakalı
    13. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "sevenler birbirlerine yara izlerini gösterirler. ilk önce bunu yaparlar... 'sana ruhumu açmadan önce bil ki incinebilirim' demek için...çünkü en çok sevdiklerin yaralar seni."
    14. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      emeklisiirbaz radyo yayını 'nda denk gelmiştim. sonra kitabı aldım okudum. o sayfayı komple çizdim. --- spoiler --- diyebilirsin ki , bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? haklısın. belki de çok az... o zaman şöyle demeliyim: seni az tanıyorum... az... --- spoiler ---
    15. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''en az yarım beyni olan biri için televizyonda izlemeye değer hiçbir şey yok ki. kuru gürültü ve saçmalıktan başka.'' john verdon
    16. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      henry miller'ın oğlak dönencesi kitabı söyle başlar, "bir kez ruhunu teslim ettin mi, her şey mutlak bir kesinlikle gelişir, kaosun ortasında bile."
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu kitapta bile yazanda sensin okuyanda unutma ki gördüklerin perspektifine bağlıdır.
    18. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      genelde üniversitede hocaların verdiği siyasi kitaplarda sevdiğim ve öğretici bulduğum metinlerin altına yaptığım eylem.
    19. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çünkü tecrübelerime dayanarak söylüyorum ölürken yara izi olmaz. yara izi "ben kurtuldum. " demektir. #küçükarı
    20. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sessizlik kimi zaman olağanüstü bir güçle kendini, duygunun kalıptan dışarı taşmış ruhu olarak benimsettirir. böyle zamanlarda sessizlik sözden daha etkilidir. (bkz: far from the madding crowd)
    21. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "insanlara ne kadar çok muhtaç olursam onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu." sabahattin ali - kürk mantolu madonna (mutlaka okuyun dostlar)
    22. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "ölüm, seyircisi hiçbir zaman eksik olmayan bir rock yıldızı gibiydi ne de olsa." diriliş - tess gerritsen "koridordaki kusmuk kokusu ölüm kokusuyla birleşip burnuna saldırgan bir kokteyl oluşturuyordu." öldürme saati - paul cleave "güneş zirveye çıkıp alçalmaya başlamıştı. umuyordum ki bir gün dünyanın ortasına düşüverecekti." öldürme saati - paul cleave "hayatta her şeyde başarılı olmak için ev ödevinizi iyi yapmalıydınız." temizlikçi - paul cleave "alt dudağından boynuna kadar bir zincir iniyordu. sifonla zihnini akıtabilir miyim diye bu zinciri çekmeyi düşündüm." temizlikçi - paul cleave "belki para için bacakları ve dudaklarıyla erkekleri sarmalamak zorunda kalmayacağı bir dünyayı düşünüyordu." temizlikçi - paul cleave "fahişelerin saygıdeğer olmadığını söylemiyorum - toplumun ihtiyaçlarını karşılıyorlar." temizlikçi - paul cleave "hayat pek çok toprak yolun bağlı olduğu bir otoyoldur." temizlikçi - paul cleave "babamın küllerini yapıştırıp zavallı adama son bir kez daha dırdır etmeye çalışacağını düşünüyordum." temizlikçi - paul cleave "burası beş para etmez kızların bir düzine erkeğe takılıp bir tanesiyle yattıkları bir et pazarıydı." temizlikçi - paul cleave "sessizliği onun bozacağını biliyordum, çünkü kadınlar uzun süre konuşmadan durammazdı." temizlikçi - paul cleave "birbirimize iyi geceler dileyip telefonu kapattık. -hayır önce sen kapat- demesini bekliyordum, ama neyse ki böyle bir şey olmadı." temizlikçi - paul cleave "...o kadar zayıf görünüyordu ki onu kaldırıp karşı duvara fırlatsam binlerce parça halinde yere inecekmiş gibi geliyordu." temizlikçi - paul cleave "cesetlerin göllerden fışkırdığı, tabutların boş cevaplarla dolu olduğu karmakarışık bir dünyada yaşıyorduk" mezarcı - paul cleave "sonunda öfkenin kederi yeneceğini biliyordum." mezarcı - paul cleave "mezarın dışındaki her gün iyi bir gündür." mezarcı - paul cleave "yozlaşmış bir şehirde av ile avcı arasındaki tek fark ödedikleri bedeldir." ‪‎avcı‬ - ‪‎paul cleave‬ "depresyon üzgün adamların oyuncağıdır." koleksiyoncu - paul cleave "demek istediğim, bir fotoğraf binlerce kelimeye bedeldir." koleksiyoncu - paul cleave "üzgün adam kötülüğe yatkın adamdır." koleksiyoncu - paul cleave "kollarında yıllardır temizlik yapmanın verdiği güç olmasa, bu yaşta bunu başaramazdı." buz prenses - camilla läckberg "yoksa her şey sadece bir sonraki alkol kadehine giden yolda bir durak mıydı?" buz prenses - camilla läckberg "ama ölüm görmezden gelinemeyecek kadar tanıdık bir yoldaştı" buz prenses - camilla läckberg "birbirimizin aklını okuyabilseydik, her şey ne kadar kolay olurdu diye düşündü." buz prenses - camilla läckberg "...yakın olduğu birisinin, sandığı gibi biri olmadığını anlamanın verdiği hayal kırıklığı." buz prenses - camilla läckberg "...ölüm uzun süredir birlikte yaşadığım bir dost..." ‪‎buz prenses‬ - ‪‎camilla läckberg "hamileliğinin sekizinci ayındaydı ama hala içinde başka bir canlının yaşadığı gerçeğini kavrayamıyordu." vaiz - ‪‎camilla läckberg "bilinmeyeni beklemenin verdiği dehşettense, acının katiyetiyle baş etmek daha kolaydı." vaiz - camilla läckberg "normalde tavada bir parça eti pişiremeyen adamlar, mangalda pişirme konusunda kendilerini virtüöz gibi görüyorlardı." vaiz - camilla läckberg "ölüm onunla flört etmeye, kulağına acıyı ve eziyeti yok edeceğini fısıldamaya başlamıştı." vaiz - camilla läckberg "bir şey gerçek olamayacak kadar iyi görünüyorsa, muhtemelen gerçek değildir." vaiz - camilla läckberg "erkekler bir ağacın dalındaki elmalar gibiydi, yapması gereken tek şey elini uzatıp almaktı, ..." taş ustası - camilla läckberg "morgan ölümün normal insanlar için neden bu kadar korkutucu bir kavram olduğunu anlamıyordu. bir var olma durumutdu o da, yaşamak gibi." taş ustası - camilla läckberg "agnes hayatta bir şey öğrenmişse o da süprizlerin pek nadiren hoş olduğuydu." taş ustası - camilla läckberg "hayatında yanlış giden işlerin sebebi çatışmaktan korkması, gücün önem kazandığı yerlerde zaaf göstermesiydi." taş ustası - camilla läckberg "umutsuz insanlar korkunç şeyler yaparlar." sakın aşağı bakma - tami hoag "...ağzını ne zaman kapalı tutacağını bilen bir kadın, çenesi düşük bir kadından çok daha iyiydi." yabancı - camilla läckberg "bedeni teselli edilmeye susamıştı. ama o ihtiyacı karşılayacak kimse yoktu." yabancı - camilla läckberg "kimse arkasından yas tutulmadan gömülmeyi hak etmez." yabancı - camilla läckberg "hangisi diğerinden daha korkunç? şeytani ölüm planını hazırlayan kişinin size uzak olması mı, yakın olması mı?" 9. kız - tami hoag "eğer beklentilerin düşükse, hayal kırıklığına uğramazsın." 9. kız - tami hoag "hayat olan yerde ümit de vardır." 9. kız - tami hoag "ve artık ölüm, merak uyandıran farklı durumlar dışında onu hiç heyecanlandırmıyordu..." şah mat - mario mazzanti "bakın, kıyafetinizde uygunsuz hiçbir şey yok ama bedeninizin büyük bir kısmını ortada sergiliyorsunuz ve geceliğinizin altında iç çamaşırı olmadığına bahse girerim... bu gibi durumlara maruz kalan erkekler genellikle düşünme yetilerini biraz kaybederler." şah mat - mario mazzanti "herkesin yarası vardır, ama bazılarınınki daha belirgindir..." sona kalan - tess gerritsen "bazen kanıt olan bir şeydir, bazen de olması gereken bir şeyin eksikliği..." şah mat - mario mazzanti "her zaman bir insan olarak yapmamız gereken şeyi seçemeyiz, yapmak zorunda olduğumuz şeyi yaparız." şah mat - mario mazzanti "...erkeklerin kibir dolu güvenlerinin ve akıllarının onun kötü niyetli seksiliğinin altında acımasızca ezilmesine bayılıyordu." gördüğüne asla inanma - mario mazzanti "manevi zevkler para kazandırmıyordu." gördüğüne asla inanma - mario mazzanti "ve dünyada hiçbir şey ölmek üzere olan bir insandan daha barbar olamazdı." gece yarısından sonra - tess gerritsen "şüphe, güvenin sıcak ve davetkar kıvrımları arasına sızan bir yılandır." gördüğüne asla inanma - mario mazzanti "...hayat hiçbir şeye bu bedene olduğu kadar uzak duramazdı." gördüğüne asla inanma - mario mazzanti "hormonların gücünü hiçbir zaman hafife alma." gece yarısından sonra - tess gerritsen "hayatta bazı şeyler nedenlerini belirsiz bir arzunun, ebedi bir zevkin içinde kalarak buluyorlardı bazen." gördüğüne asla inanma - mario mazzanti "çünkü bu, suçlulara en yüksek şekilde cezalandırılmaları için yavaş bir yanma sağlıyor, yanmış insan eti kokusu halka gözdağı vermek üzere havada daha uzun süre kalıyordu." ölümle randevu - mario mazzanti "...ve ancak ciddi bir bozukluktan bir cinayete varılabilirdi..." ölümle randevu - mario mazzanti "bazen aşk ızdırapta en üstün halini bulur." ölümle randevu - mario mazzanti "keskin bir kılıçla ilk olarak iki kulağını, sonra burnuyla birlikte üst dudağını kestiler. gözlerini oyup, yazı yazan sağ elini kestiler. bu kadarla kalmayıp ona 'bekaret vaazları veriyordun, o zaman şimdi kendin de iffetli ve bakir olacaksın' diyerek erkeklik organını parçaladılar. en sonunda şunları söyleyerek dilini kopardılar: 'din adamlarının ailelerini dağıtan sesini kes.'" ölümle randevu - mario mazzanti "tarihçi dediğin temelde tam bir kütüphane faresidir." ölümle randevu - mario mazzanti "...bu ülkede bir suçlunun hakkı olan cezayı alabilmesinin hiçbir yolu yoktu." ölümle randevu - mario mazzanti "kadının gözleri o kadar derin, kokusu o kadar yumuşak bir okşama gibiyken elbette ki onu dinleyecekti." ölümle randevu - mario mazzanti "sürekli konuşan kişi, sakin kalıp düşünenden hep daha az şey bilir." öldürmek için mükemmel bir gün - mario mazzanti "zevki beklemekten daha güzel ne olabilirdi?" öldürmek için mükemmel bir gün - mario mazzanti "ceketinin tek düğmesini ilikleyebilmişti, o çilekeş düğme de artık pes etmek üzereydi." sesler - arnaldur indriðason "bu misyoner pozisyonu nereden çıkmış acaba? kimin ne misyonu varmış?" sesler - arnaldur indriðason "tatlım ben anaokulu öğretmeniyim.her gün yorucudur benim için. bugün öğrencilerimden biri boya kalemini yedi. diğeri de resim masasına kustu. bir başkası da kum havuzuna kakasını yapıp üstünü kedi gibi kapattı." ölümden daha derin - tami hoag "bir ayaklığın üzerinde, bir çocuk, öğretmeninin işaret parmağını bir okul masasının üzerine monte edilmiş kalem açacağına sokmuştu. çocuk, kalem talaşları yerine et parçalarının döküldüğü şeffaf hazneye bakarken kurban böğürüyordu." ölü ruhlar ormanı - jean-christophe grangé "canlı renklerde bermuda şort ile bir tişört giymiş başka bir çocuk bir kedi yavrusunun gözlerini çay kaşığıyla oyuyordu." ölü ruhlar ormanı - jean-christophe grangé "dört ayaklı bir sehpanın üzerinde, sımsıkı bağlanmış, bacakları ayrık, külotu inik küçük bir kız vardı. onun üzerinde de, diz çökmüş genç bir oğlan, elindeki, geyik boynuzunu andıran koyu turuncu renkli bir havuçla oynuyordu." ölü ruhlar ormanı - jean-christophe grangé "yere oturmuş salopetli bir oğlan çocuğu özenle bir sineğin kanatlarını yoluyordu." "hissettiklerini anlıyorum. kendinden sıkılıyorsun. kendin olacak uyuzdan sıkılıyorsun ve kurtulmanın imkanı da yok." sesler - arnaldur indriðason "kızın göğüslerine bakmamaya çalışıyordu ama işi epey zordu. hayatında bu kadar ince bir bedende bu kadar iri göğüsler görmemişti." sesler - arnaldur indriðason "belki insan her şeyi açıklayamaz ve bazı şeylerin açıklanmaması daha iyidir." sesler - arnaldur indriðason "insan kendine açtığı kovukta hiçbir şey düşünmeden yıllarını geçirebilir. dur durak bilmeden geçer gider yıllar." sesler - arnaldur indriðason "hepimiz bir gün öleceğiz, ama böyle ölmek istemiyorum..." sular çekildiğinde - arnaldur indriðason "ha yani kocasını aldatıyor. evli karı düdüklüyorsun sen de. nasıl bir duygu?" sular çekildiğinde - arnaldur indriðason "güzel bir kadının ölümü hiç kuşkusuz dünyanın en şiirsel konusudur." edgar allan poe "uçurumun başında/ yanan aşk yıldızı/ gecenin karanlığına büründü./ bir kerecik güldü aşk yıldızı/ vadinin dibinde/ yanan genç aşığa." bir izlanda şiiri. sular çekildiğinde - arnaldur indriðason "kitabı bıraktı, onu kenarında oturmakta olduğu yatağa itti ve üstüne çıktı. uzun uzun öpüştüler. tómas'ın hayatının en zevkli doğum günü olacaktı." sular çekildiğinde - arnaldur indriðason "aşık olduğu ve kaybettiği bir kız uğruna yıllardır çektiği acı, yüzünden bir kitap gibi okunuyordu." sular çekildiğinde - arnaldur indriðason "...ve akıl, acıyı kolaylaştıracak her şeye takılılıyordu, sanki durum yine de yoluna sokulabilirmiş gibi. kutup soğuğu - arnaldur indriðason "ben yaşamaya devam eden miyim, yoksa öteki, ölen mi?" (steinn steinarr, bir mezarlıkta) kutup soğuğu - arnaldur indriðason "yumrukların yerine sözcüklerini kullan. şiddet, başvurman gereken ilk araç değil. en sonuncusu." saklı çocuk - camilla läckberg "şehir, tıpkı bir partinin ertesi sabahında dibinde bira ve şarap tortusu kalmış kirli bardakların, köşede duran buruşuk bir pankartın ve başında yana kaykılmış parti şapkasıyla kanepede sızıp kalmış bir misafirin göze çarptığı bir salona benziyordu." saklı çocuk - camilla läckberg "bir ergenin kalbinin kırılması kadar acı verici başka bir şey yoktu." saklı çocuk - camilla läckberg
      4söz demişler sen kitabı atmışsın kardeş - aykirilugat 15.12.2016 07:05:41 |#3002921
      0@aykirilugat hahahahahahha - lili marleen 15.12.2016 11:50:28 |#3018058
      1aq ne okumuşun sen öle bu kitaplar psikolojik kafan mı bozuk bilader - ruhumdeli 15.12.2016 18:17:23 |#2989533
    23. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "dün akşam anladım ki, hayatımdan o kadın çıktıktan sonra, her şey hakikiliğini kaybetmiş; ben onunla beraber, belki de daha evvel, ölmüşüm."
    24. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim. gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda. //tutunamayanlar
    25. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor. oğuz atay
    26. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kimisi bilmem der, bilir; kimisi bilir bilmezlenir. kimisi bilmediğini bilmez, bilirim der; kimisi bildiğini bilmiyor zanneder. bilmemeyi bilmekle, bildiğini bilmemek aynı değildir. iskender pala-od
    27. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "ben senin hayatına muhalif bir rüzgâr gibi girdim."
    28. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir gün üzüntün geçince, beni tanımış olduğuna sevineceksin. küçük prens
    29. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kaç yaşındayım bilmiyorum, kaç yaşındaysam milyonlarca kez daha fazla yorgunum. kaç yaşında olursam olayım, kalbi kırılmış bir kız çocuğuyum. hiçbir mutluluk, acım kadar samimi ve devamlı olamıyor. ki avutmuyor beni, hiç kimsenin sevgisi. hiçbir sevilmek, sevilmemişliklerimin yerini dolduramıyor. bizler, sevinçleri kursağına dizilmiş çocuklarız. ertelendik. hep bizden önce, bizden önemli işleri vardı büyüklerimizin. "uygun olmayan şartlar altında yetiştirildik" annelerimizden terlik değil, hayatlarımızdan tekme yedik.
    30. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "yalan oldugunu bilsen dahi inanacaksin insan oğluna, yani dinleyeceksin onu, niçin yalan söyledigini anlamaya calisacaksin. bazen yalan, insanin özünü gerceklerden daha cok aciga vurur" -bozguncu /maksim gorki
    31. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en çok yarim kalmak yorar insani. gidişine bile yarım...
    32. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ağzımızdan çıkanları kulaklarımız duyunca iğne yemiş çocuk gibi yanıyor değil mi azıcık içim(n)? ama olsun senin sesin, benim ellerim temizliyor başkalarına söylediklerimizi de büyüdük ikimiz de hep başka yerlerde başka şakalar ve mavi bisikletle ben ip atlarken sen kadın sevdin belki de sen ilk sigaranı yakarken ben kül tablası boşalttım misafir gelmiş evlerde ben kitap okudum sen hayat eskitince ve “yapma” dediklerinde sustum hep sen gürültüyle gülünce ne fark etti hayat seni bana ekleyince? seni oldurmuşken beni yormuş kendince sen su koy vermişken ben bir bardak su dökmüşüm yerlere (bkz: çatıdaki çimenler)
    33. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sevgili bayan milena, ...
    34. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "secde ne güzel şey. yere fısıldıyorsun. arş-ı âlâ duyuyor"
    35. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazı şeyler asla unutulmazdı...
    36. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "bugün, öz türkçeye karşı çıkanlar bunu öne sürerler. neymiş efendim, doksan yıl önce yazılmış bir osmanlıca şiiri okuyup anlayamıyormuşuz. çok da umurumdaydı. onu yazan da doldurmayaydı içine bir sürü başka dilden sözcüğü. türkçe yazsaydı. ben orhun anıtlarını okuyup tam anlamı ile anlamakla yükümlüyüm, divan edebiyatından bir şairin şiirini değil. ilk tercihim her zaman orhun'dan, yenisey'den yanadır. elimde koskoca bir divanı lügat-it türk varken, orada türkçe sözcükler yazarken ben başka dilden medet ummam. umanlara da kompleks sahibi türk derim." (bkz: ahmet haldun terzioğlu - aksaçlılar meclisi)
    37. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bilim adamları ve fahişeler zevk aldıkları işi yapma karşılığında para alırlar. (bkz: stephen hawking) (bkz: black holes and baby universes and other essays)
    38. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "özgür... neden bu günah, bu kadar masum geliyor şu an bana?"
      3öfa💕 - uzaydanbiri 22.12.2016 22:12:01 |#2546776
    39. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''iyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.'' "güçlülerin adaleti, adaletin güçsüzlüğüdür" var ama kitaptan bu cümleden etkilendiğim kadar etkilenmemiştim.
    40. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sevmiyorsun. yeterince sevmiyorsun. yeterince sevsen, bütün sevmeyenler adına da severdin beni. çok gayret ettin beni sevmeye ama olmuyor işte. babamı sevmediğin için beni de sevemedin bir türlü. emrah serbes-erken kaybedenler
    41. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "öyle bir yaşta idim ve öyle mizaçta idim ve çocukluğumda o kadar az oyun oynamıştım ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki, yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu; ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. yalana her şey isyan etmelidir. eşya bile: damlardan kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır, camlar kırılmalıdır, hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde bin parçaya ayrılmalıdır filan... zavallı mürahik... nüzhet bana yalan söyledi." (bkz: dokuzuncu hariciye koğuşu)
      1kalbimde derin iz birakan 1 günde bitirdiğim kitap fazla güzel - kedisevenkiz 22.12.2016 20:47:33 |#2537177
      0ben de bir günde bitirmiştim. bende yeri ayrıdır. - nerdenbilicem 22.12.2016 20:48:50 |#2520850
    42. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "sözlerin ne kadar etkili olabileceğini unutuyorsunuz,zaman geçse de değişen tek şeyin takvim yaprakları olduğunu da."
    43. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "ben gölgeleri ortadan kaldırmaya çalışan bir uyurgezerim, ama derin uyuduğumda onların haç üstündeki isa resmi ile meryemlerinin önünde diz çökerim." "bütün çocuklar dölyatağından kırmızı çıkarlar, çünkü anneleri tanrı'yı tanır." "çocukluğun bahçesindeki mezar çukurlarının çevresinde yalancı, ikiyüzlü bir toplum dönüp duruyor." bunlar sadece tek bir kitaptan ve daha bunun gibi bir çok cümle içeren harika kitap, (annem; içimdeki şeytan - kathy acker)
    44. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "ölmüş görüneceğim, gerçekte ölmeyeceğim oysa" (bkz: küçük prens)
    45. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazı kapıları kapayın. gururunuzdan dolayı değil , artık hayatınıza uygun olmadıkları için.( paulo coelho)
    46. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "boğulurken yüzmeyi öğrenmek büyük irade ister, derdi babam. zayıf insan vazgeçer" -küçük siyah elbise
    47. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bir insanın, başka fırsatları olmasına rağmen onları reddedip sürekli aynı kişiyle sevişmek istemesine, bu mutluluk verici duyguya aşk denirdi. (bkz: masumiyet müzesi)
    48. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar daha eşittir hayvan çiftliği / george orwell
    49. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      askerlik bitti general sinsi siyasetçilere sırf üniformalı oldukları için komutanım demem.
    50. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      efendiler! yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz. (bkz: nutuk)
    /