bugün
yenile

    gelecek kaygısı

    6
    +
    -entiri.verilen_downvote
    yüksek müsaadenizle bu konuda 1-2 kelam etmek istiyorum. azıcık uzun olabilir o yüzden şimdiden sorry. 2016 yılında üniversiteyi kazandım ben. aile dinamiğim yüzünden zaten sürekli bi başarılı olmalıyım, annemin gurur kaynağı olmalıyım, onun yüzünü güldürmeliyim diye düşünürdüm. hayalimdeki mesleği yapmama vesile olabilecek tüm iletişim bölümlerini tek tek sıraladım listede. tabii isteğim en iyi devlet üniversitesine yerleşebilmek. ama olmadı. yine iyi bir üniversiteye yerleştim ama istediğim değildi. çünkü kafamda ''şu üniversitelerden birisine girersen zaten başarılı olursun'' gibi saçma bir düşünce vardı. nitekim onlardan birine yerleşemeyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü. o sonuç belgesini gördüğüm andan itibaren ağlamaya başladım. hayır lise 1'deyken evrene nasıl bir ege üniversitesi diye enerji gönderdiysem sonraki isteklerimi yok sayıp o dileğimi kabul etti. (bkz: ne dilediğine dikkat et) izmir'e gitme zamanım yaklaştıkça benim kafa iyice ekmekle dibini sıyırmaya başladı. geceleri friends izleyip rachel bile garsonluk yaparak mutlu olabiliyorsa ben de olabilirim. oradan da bir yerlere yükselebilirim diye kendimi motive etmeye çalışıyordum. (bkz: kafanı sikeyim) sonra izmir'e gittim. olanolmuszaten bilir yurt odasına girip direkt annemi arayıp ağlamaya devam ettim. abi 1 yıl boyunca aralıksız ağlamış olabilirim sanırım. ah canım hermonim az katlanmadı bana aşk kadıın <3<3 içimde -isteyerek yazdığım bir bölüm olsa bile- zerre derslere girme isteği yok. bırak fakülteye gitmeyi yataktan çıkasım gelmiyor. 2-3 günde 1 babamı arayıp ''baba ben mezun olunca ne yapıcam'' diye ağlıyordum. kızım daha başlayalı yarım dönem olmamış ne mezuniyeti? bu nasıl bir göt tutuşması?? sağ olsun babam o 4 yıl boyunca yılmadan bana destek oldu. sağ olsun dememin sebebi şu entiride anlaşılabilir. çünkü adam bir noktada bana katlanmak zorunda değil. (#4334738) öyle bir döneme girdim ki... 1 yıl boyunca yataktan çıkmıyorum, zorunlu olmadıkça derslere gitmiyorum, sosyalleşmiyorum. ranzanın üst katında olduğum için paso duvara bakıp ağlıyorum. neyse daha fazla uzatmayayım. o korkuyla ben açıktan farklı bir bölüm okumaya başladım, yandal yaptım. çünkü işin içine girince okuduğum bölümden bir baltaya sap olamayacağının farkına vardım. (bkz: türkiye'de gazeteci olmak) en azından bana göre. o koca 4 yıl boyunca sorunlarımı hep ötelemeye, bastırmaya çalıştım. profesyonel destek almamayı tercih ettim. BÜYÜK SALAKLIK! öyle bir hale geldim ki hatırladıkça tüylerim ürperiyor. en yakın arkadaşlarımla görüşmek istemiyordum, sebepsiz yere saatlerce ağlıyordum, 95 kiloya kadar çıktım, 1 ay boyunca markete bile çıkamadım. hiç unutmuyorum bir ara o dönemde en yakın arkadaşımla plan yaptık ''söz gelicem'' dedim. hazırlandım ama kapıdan dışarı çıkamadım. bazı kişiler tarafından önemsenmeyen/küçümsenen o gelecek kaygısının nereye kadar gidebileceğini görmüş olduk. en son 2 yıl önce dedim böyle olmuyor profesyonel destek almaya başladım. (bkz: antidepresan) (bkz: terapi) şimdi dönüp bakıyorum kendime o eski halimden eser yok şiiiiimdiiiii :) elbette izleri duruyor arada bir yokluyor ama şükür başladığım noktada değilim.
    ... diğer entiriler ...