bugün
yenile

    kuyucaklı yusuf

    5
    +
    -entiri.verilen_downvote
    Sabahattin Ali nin büyülü betimlemeleri arasında kaybolduğum roman. Hikayede kendini bulmak derler ya bunu çok kere hissetim. Bazı hisleri o gerçekçi anlatmış ki utanmasam pıt pıt gözyaşı dökecektim. Tabi Beyefendinin romancılığını tartışmak haddime değil :) --- alıntı --- Muazzez onu hiç bu kadar güzel görmemişti. Uzun uzun baktı ve sonra sessiz sessiz ağlamaya başladı. Elini yüzüne kapatıyor ve yaşlarını avuçlarına akıtıyordu. Yusuf onun ağladığını görmemeliydi. Bu kadar büyük bir saadeti onu verene göstermek doğru değildi. Bunu, kendine de izah edemeyerek, hissediyordu. --- alıntı --- --- alıntı --- “Saadet, hayatı olduğu gibi kabul etmektir…” demiş. Ne doğru söz! Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli, ne de ondan bir şey eksiltmeli… --- alıntı --- --- alıntı --- İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti. --- alıntı --- Son alıntı kitabın son kısmından. Romanın son sayfaları otobüs yolculuğuma denk geldi. Kaşlarımı çatıp kafamı eğdim ve yeri izlemeye başladım. Toparlanıp kitabı çantama koyarken karşımdaki genç bana “sonunda ne oldu acaba” der gibi bakıyordu.
    ... diğer entiriler ...