bugün
yenile

    güzellik

    2
    +
    -entiri.verilen_downvote
    aslında bir çeşit lanettir. murathan mungan güzellikten ötürü "her türlü güzellik faşistliktir" der. haklı. ancak mungan'ın ıskaladığı bir şey var: güzellik yerine göre de ciddi manada lanettir. çünkü faşistliğini her türlü ayrımdan ve ön kabulden alan güzellik, yerine göre de koca bir lanete dönüşür. örneğin, türkiye'de güzel bir kadın olmak hayatın her alanında sürekli göz önünde olmak ve hep bir baskı altında kalmak demektir. tamam, güzel olmanın avantajları saymakla bitmez ancak dezavantajları da az değildir. çok güzel bir kadın tanımıştım zamanında. sokaklarını hiç bilmediğim bir şehirde karşılıklı şarap içmiştik. yalan yok, ben görüşmeye ortalama üstü bir hatun gelecek sanırken, karşımda dünyalar güzeli bir hatun görmüştüm. upuzun bacaklı, bedenen fit, saçları gür, teninden sağlık fışkıran bir beden! hatunla bir mekana oturur oturmaz ne yapacağımdan öyle emindim ki, tabii onun bundan zerre haberi yoktu. çünkü onun hayatındaki en büyük eksikliği ve içgüdülerini biliyordum. sohbet ilerledikçe de doğru yolda olduğumu hissettim. çünkü sırf dış görünüşünden ötürü her türlü işe anında kabul edilen bu kadın, mevzu sevgiye ve saygıya geldiğinde hiç kimseden içtenlik bulamıyordu. sohbet sohbeti açtığında geceyarısını çoktan geçmiştik. hatta mekanın kapanacağını garson çocuklar söylediğinde hemen sahile gidip çimlerin üzerinde oturmuştuk. o dünyalar güzeli kadın "başımı omzuna koyabilir miyim?" dediğinde ben "tamam" demiştim. ve onun başı omzumdayken kendisine karşı hiçbir cinsel çekim hissetmemiştim. çünkü bir insanın duygularını manipüle etmeyi hayatım boyunca sevmedim. ben her şeyimi gerçek yaşadım. benim sevgim de gerçekti öfkem de. o geceden yıllar sonra aradan geçen süre sonunda geriye dönüp baktığımda hala aynı hayata devam ettiğini görmüştüm o güzel kadının. irtibat halinde olduğumuz süreçte kendisine hiçbir şey demedim. ama o gece yaptığımız sohbetin tadı ve keyfi damağımda kaldı. zira abartmıyorum, o gece, o güzel kadınla sokakta yan yana yürürken ve o benim koluma girmişken, tüm şehir bize bakıyordu. çünkü hatun nereden baksan benden en aşağı 6-7 santim uzundu. bir de topuklu ayakkabılarını sayarsak bu fark 10-12 santime çıkıyordu. bir de zamanında profesyonel spor yaptığından kalıplı olduğu için yanımda kocaman duruyordu. ama o gece her şey eşitti. ve belki de hayatım boyunca ilk defa bir kadın bana karşı dürüst olmuştu. güzellik işte. medeni olmayan toplumlarda cidden lanettir. çünkü toplum o kadar açtır ki güzelliğe, karşısındaki bir bedende o güzelliği gördüğü an ya hemen ona sahip olmak ya da onu bozmak için uğraşıp durur. tamam, yerine göre ben de sevmem bu tarz ayrıcalıklı insanları, ki hayatım boyunca da sevmedim. hatta o kız bana "akşama birer bira içer miyiz?" demeseydi, hayatım boyunca ben ona yazmazdım (bunun nedeni özgüvensizlik değil, ben hayatım boyunca hiçbir kadınla tanışmak için önce davranmadım. hep onlar tanışmak istemiştir) ama yine de en derininde yaşadığı yalnızlığı ve görmediği gerçek değeri az da olsa ona sunmuştum. o da kendinden hiç beklenmeyecek derecede bana dürüst olmuştu. üç-dört saatliğine muazzam zaman geçirmiştik. şimdi o kadın ne yapıyor, hiçbir fikrim yok. hala topluma başka, kendine başka bir gerçek mi sunuyor, bilmiyorum. ancak bildiğim tek bir şey var; güzellik yerine göre koca bir ayrıcalık, yerine göre de koca bir lanettir.
    ... diğer entiriler ...