bugün
yenile

    aylak adam

    3
    +
    -entiri.verilen_downvote
    (#2247809) bitti az önce. sevdim ben baya bu aylakçı adamı. gerçi aylaktan ziyade aykırı adam demek daha doğru olacak. başta sinirleniyor insan kitaba. çünkü postmodernizmin hakkını baya baya vermiş bir kitap. zor kitap. devam etmek biraz sabır istiyor. sinirinizi ve sabrınızı zorluyor. ama mesajlar on numara. gerçek hayatta aylak adam gibi hissedenler için tam bir ruh ikizi bu kitap. alışılmış ve sıradanlığa karşı müthiş bir irade ve bilinç sergiliyor kahramanımız. şu (#2227013) entirideki basit teşebbüs örneklerinin somutlaştırılmış halini kitapta bulabilirsiniz yani. entiri kitapla paralel genel ve yüzeysel bir deneme gibi olmuş hatta. aslında birçok yönden hoşuma gitti konuşmak istediğim çok şey var kitap hakkında ama az önce yazdığım onca şey kaydedilmedi ve şu an aklıma gelenleri üstünkörü yazmak durumundayım:/ mesela şey çok dikkatimi çekmişti, adamın en dizginlenemez hallerinde bile samimiyet arayan; zorla, korkarak ya da inat uğruna yapılacak her şeye karşı dik durabilmesi, kendini frenlemesi müthiş bilinç ve irade örnekleriydi. i̇şte bu! dedim okurken. hatta en çok kitabın bu kısmında kendimden bi şeyler buldum. bir de yazar içinde bulunduğu toplumun tabusundan yürümüş, örtmeye çalıştığımız utandığımız yerleri baya kurcalamış ve bununda psikolojik sebeplerini anlatıyor daha sonra, bu biraz kalkan olmuş bence içeriğe :) bir de yazarın toplumsal baskı meselesine bu kadar eğilmesi bana durkheim'in intihar teorisini hatırlattı. onu doğrular nitelikteydi çünkü c.'nin yakındığı mesele. yani o teorinin hikayeleştirilmiş hali gibi olmuş bu kitap. velhasıl gerçekten türk eserleri arasında böyle başarılı kitaplar olması mutlu etti beni. ama öyle şiddetle tavsiye ederim falan diyemicem, çünkü gerçekten kalbur üstü bir kitap. herkesin sevebileceği, verileni alabileceği bir kitap değil. başlayan 3 kişiden ikisinin sıkılıp bırakması çok muhtemel bence:) şurdan da beğendiğim pasajlardan bırakıp, gidiyorum... (yani gideyim bi zahmet artık :d) --- spoiler --- "ya insanlar? onların yaşamasında her şey ayrıntı. önemli olan yemek değil yenecek yemeğin çeşididir; giysi değil giysinin çeşidi; ayakkabının çeşidi. günlerin adı bile.. belli günlerde belli yaşamaları vardır. pazar günleri pazarlık yaşamalarını kuşanırlar, çarşambaları çarşambalık! hep ayrıntılar!" *** dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. tramvaylardaki tutamaklar gibi. uzanır tutunurlar. kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. çocuklarına tutunanlar vardır. gülünçlüğünü fark etmez. kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. herkesin, "veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur.' demesini isterdi.daha da gülünçleri vardır. ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: gerçek sevgiyi! bir kadın. birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın! *** bütün ağaçların trajedisi bu, ku-ya-ra; 'kumda yatma rahatlığı.' a-da-ko; 'ağaç dalı kompleksi.' kuyara alışılmış tatların sürüp gitmesindeki rahatlıktır. düşünmeden uyuyuvermek. biteviye geçen günlerin kolaylığı. ya adako? ağaç dalındaki, gövdeden ayrılma eğilimini fark ettin mi bilmem? hep öteye öteye uzar. gövdenin toprağa kök salmış rahatlığından bir kaçıştır bu. özgürlüğe susamışlıktır. buna ben 'ağaç dalı kompleksi' diyorum. genç hastalığıdır. çoğunlukla kuyara dişidir. adako erkek. ağaç dalı kompleksine tutulmuş kişi tedirgindir. i̇nsanların ağaç dallarını budayıp gövdeye yaklaştırdıkları gibi, yakınları onun içindeki bu adako'yu da budarlar. onu gövdeden ayırmamak için ellerinden geleni yaparlar. kimi insana ne yapılsa yararı olmaz. asi daldır o. ayrılır. balta işlemez ona. --- spoiler --- not: zaten kitabın üçte birini bırakmış kadar oldum galiba :/ ashkjsks
    ... diğer entiriler ...