bugün
yenile

    teşebbüs

    8
    +
    -entiri.verilen_downvote
    i̇nsan olduğunu anımsamakla doğrudan ya da dolaylı olarak yoğun bir etkileşiminin olduğuna inanıyorum. evet, insan insan olduğunun farkına ancak böyle varabilir. herkesin hayatlarının doğal akışı vardır ve bu teşebbüs olayını ciddiye almadığımız sürece o doğal akış yanılmaz. teşebbüs fiilini ciddiyetle masaya yatırmadığınız sürece kader, iradenin önüne geçer. sonucu sürüklenmektir. bir hayvan gibi yani. tehlikeyi fark edip daldan dala çığlıklar atarak ilerleyen bir şempanze gibi yani. i̇lkel güdüleriyle yol alan bir canlı gibi yani. doğaya bütünüyle sorgusuz sualsiz boyun eğmektir bu. tamam kabul ediyorum hayatının tamamı aslında teşebbüslerden ibarettir ancak benim bahsettiğim teşebbüs bu değil. farkında olmaktan bahsediyorum. hamle yapmaktan bahsediyorum. kaderi şaşırtmaktan bahsediyorum. basite indirgeyerek bir örnek vereyim. her gün aynı otobüs hattına binerek okula ya da işe gidersin. bu hayatın doğal akışında beklenen bir durumdur. sabah uyandığında bir işinin olduğunu hatırlar bu motivasyonla hazırlık yapar ve her zamanki gibi o durakta beklersin. hayat seni sürüklemiştir. bir takım etkenler seni tetiklemiştir ve akışa uygun hareket edersin ve her sabah yaptığın gibi aynı durakta sıranın gelmesini ve rolünü oynamayı beklersin. bütün dünya senden neyi bekliyorsa aynen onu yaparsın. ama bir gün... ama bir gün farklı bir şekilde uyanır ve okula yürüyerek gitmeye teşebbüste bulunursan işler tamamen değişir. tam manasıyla kaderi şaşırtmış olursun. bir gün gittiğin yolu doğal akıştan farklı bir şekilde kullanırsan işte o zaman gerçekten yolunu kendinin çizdiğinin farkında olursun. ya da bir sabah okula gitmemek için esaslı bir neden üretirsen ya da okula gitmek için esaslı bir neden... eylemlerinin üzerinde düşünerek hareket etmek yani. teşebbüste bulunmak... çünkü hayat çoğu zaman rölantede akar aslında. sen bu rölanteye alınmış akışın farkına varırsan, o tekere bir kerecik de olsun çomak sokmaya karar verirsen, işte o zaman bir hayvan ya da kurulmuş bir android olmadığın hissine kapılırsın. tamam kabul her ne yaparsan yap her zaman bir takım etkenlerin etkisiyle akışa uymuş olarak yoluna devam edeceksin. belki buradaki cümleler yarın yolunu değiştirmene sebep olacak ama bu yine akışa uygun olacak teoride değişen bir şey olmayacak ama pratikte kocaman bir farkındalık yaşamış olacaksın. derin düşünmek en basit eylemlerle başlar aslında. yaşamı ciddiye almak böyle böyle olur. bir gün sokağın başında bir arkadaşımla ismail diye birini bekliyorduk. karşından bize doğru geldiğini gördüğümde yanımdakine bak şimdi yanımıza geldiğinde şu cümleleri kuracak diye önden bir tahminde bulunmuştum arkadaşıma ve inanmazsınız kelimesi kelimesine cümlelerin tonlamasına kadar aynı tepkiyle geldi yanımıza. gülüştük falan o sıra. sonra sonra ayıktım ben olaya. i̇smail'i o kadar iyi tanıyordum ki geldiğinde ne gibi bir tepki vereceğini aynen bilebilmiştim. çünkü ismail o anda tamamen kendini bırakmış, zerre düşünmeden hareket ediyordu. tamamen ondan beklenen neyse onu yapıyordu. akışa kaptırmış direksiyona zerre hamle yapmıyordu. klişeleşmiş bir biyolojik topluluk vardı karşımızda. o an için ismail'in farkında olduğundan ya da her hangi bir yaşam emaresi gösterdiğinden nasıl emin olabiliriz ki? her hangi bir teşebbüste bulunmadığı sürece sırasını bekleyen bir figürandan ne gibi bir farkı vardı ki? i̇şte çoğumuzun hayatı da tam olarak bu. o yüzden insanların büyük bir çoğunluğu aynı yollardan geçiyor, aynı şarkıları dinliyor, aynı ergenlik buhranlarını yaşıyor, aynı kötü şiirleri yazıyor, aynı kitaplardan aynı hislere kapılıyor, aynı kadınlara aşık olup aynı acıları çekiyor, aynı şeylerden para kazanıp aynı şeylere harcıyor. okul, askerlik, iş, evlilik, çocuk, emeklilik zincirinin bu derece yaygınlaşmış bir ritüele dönüşmesinin esas sebebi teşebbüste bulunmuyor oluşumuz. o an için çevresel faktörler neyi istiyorsa onu yapıyoruz. burada esaslı bir teşebbüs yok. i̇lkel bir güdü var sadece. çevresel faktörlerin itici gücü yok. bu noktada olduğum anları yaşamdan sayamam ben. çünkü ruhun ya da benliğin ne olduğu hakkında bir fikrimiz yok. teşebbüsün ne anlama geldiği hakkında bir yargımız yok. derin düşünmek ve hissederek yaşamak ne demek bir farkındalığımız yok. o an dünya ya da doğa bizden ne istiyorsa onu yapıyoruz sadece. geçen yıl sırf çocukken hayalini kurduğum için eve uçakla değil de trenle gitmeye karar vermem bir teşebbüs iken ayağına patik giyip, fesleğen ve mum eşliğinde kırmızı şarap içerek tren yolculuğu yapan instaboy ve instagirl'lerin yaptığı maalesef bir teşebbüs değildi. onlar biraz da bulundukları çevresel koşulların etkisi altındaydı sadece. birileri gitmişti, birileri git demişti bunlar da gittiler. tren seyahati hakkında esaslı bir şekilde düşünmeden, bir teşebbüste bulunmadan, gerçek bir iradede söz konusu olmadan. basit örnekler veriyorum ki rahat kavransın. yoksa yaşamın tamamından bahsediyorum. her sabah uyandığında "bugün ne için ne yapacağım?" sorusu hakkında kafa yormaktan bahsediyorum. belki yine aynı hamleyi yapacaksın. akışı bozmayacaksın. teşebbüs üzere düşünsen de aynı sonuca varacaksın hiç sorun değil. teşebbüs bir metafor. esas mesela farkında olmak. yürürken ayağını bastığın parke taşının bile parke taşı olduğunu bilmek. teşebbüs önemli yani anlayacağınız. hamle yapmak, derin düşünmek ve akışı bozmak. tekere çomak sokmak. kadere meydan okumak. birileri istedi diye değil, "ben" denilen şey esaslıca fark etti diye hareket etmek. özgür irade böyle bir şey. i̇nsan olmak böyle bir şey. yaşamak böyle bir şey. yarın evinize yürüyerek gidin. bir bisiklet kiralayıp başka bir şehri ziyaret edin. seneye okulu bırakın. yaza safariye çıkın olmadı bir yerde kamp kurun. direksiyon sizdeyse ne olursa olsun problem değil. i̇şe takım elbiseyle değil şortunuzla gidin ya da sabah dükkanınızı açarken o gün istediniz diye kravat takın. çıplak ayaklarınızla sokakları dolaşın. ya da her sabah bindiğiniz dolmuşa binmek için bir sebep üretin. her gün yaptığınız için, alıştığınız için, herkes öyle yaptığı için değil kendinize has bir gerekçeniz olduğu için yapın dün yaptığınız şeylerin aynısını. eylemler mühim değil. yeter ki teşebbüste bulunun. bence güzel olur. bu noktaya sürüklendim demek yerine sorumluluk almış olursunuz. en kötü yerde olsanız bile mağrur bir ifadeniz olur ve "ben yaptım" diyebilirsiniz.
    ... diğer entiriler ...