bugün
yenile
    1. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      muhteşem bir estetikliğe sahip eylemlilik. düşünce sistemi. ya da düşüncesizlik. evet düşücesizlik. anarşizm düşüncesizliktir. tüm düşüncelerin, ideolojilerin, felsefelerin ve dinlerin bir boka benzemediğini tasdik etme, hepsini hiçe çevirme merasimidir. sırtını hiçlik'e dayar anarşizm. ellerini ise şans kavramına tutundurur. dokunur. gözlerini histerik bir tebessüme kitler. dudaklarını ise varolmanın derisine gömer. ısırırır ısırır ısırır. ta ki ısırdığı düşünceyi, noktayı parçalayana kadar. koparana kadar. ısırır. ya da dişleri kırılana kadar. anarşizm bir duruştur. hafif yan dönük, kafa aşağıda, saçlar öne düşük, bel bükük, kanlı gözlerle hayat kadrajına boktan bir poz verme duruşudur anarşizm. ve bir yok oluştur. hiçbir şey olmayıp da her şey oluştur. şu modern zaman dilimi diye alandırılan saçmalıkta insanlar üzerlerine onlarca ünvan, mezhepsel statü, dinsel rol, toplumsal kimlik giyerken hepsini yırtmaktır. kendi ruhunu yırtıp da aralardan sıyrılmaktır. aralardan sıyrılıp da herkesi ve her şeyi olduğu gibi hazmetme kabiliyetidir. kendine dönmektir. kendi özüne. ilkel kişiliğine. kendine dönerken yaralanmaktır. zira, keskin bir viraja girilirken frene köklemek gerekir. anarşizm; gazı sonuna kadar köklemektir. ve bu dönüşte bir çok kez şarampolden aşağı uçmaktır. hayatın direksiyonunu bırakmaktır. ters şeritte yol alıp hayatını, hayatlara karşı sürmektir. anarşizm estetiktir. hiçbir aklı evvelin anlayamayacağı barok bir asaleti vardır. yine de sığmaz sınfılandırılmalara. sokaklar evidir. duvarlardan nefret eder. gökyüzü tek çatıdır. ve sadece ıspat edildiği gibi dünya yuvarlak değildir anarşizmde. her şey yuvarlaktır. başladığı yere varmak sonundadır her şey. bu yüzden de çok ileri bir teknolojik ve bilimsel çağa geldiğini iddia eden insanlığın varacağı son nokta kendini imha etmektir. kendini imha edip de bir daha aynı berbat işleyişe tanık olmamak için. bir kereliğine herkesin aynı günü yaşamasını dilemektir anarşizm. dilemekle kalmayıp eyleme geçme deliliğidir. akılla işi olmaz. duygularla işi olmaz. hislerle işi olmaz. iç güdülerle hareket eder. benzini iç güdüdür, anarşizm denen eski model bir mustang'in. ite kaka yürümez. marşa bastığın an yerinden fırlamak için bekler. intihar etmenin unutulup cinnet geçirmenin moda olduğu bir yüzyılda anarşizm bir kavram olarak sözlüklerdedir sadece. kendi onuruna ve haysiyetine yaraşır son evlatlarını yaklaşık yarım asır önce dar ağaçlarına gönderdi. kurşunlara dizdirdi. giyotinlerde bıraktı. işte bu yüzden dolayı toprak hesap verecektir bir gün anarşizme. tabiat hesap verecektir. ilk düşünce kıvılcımı beyinlerine düştüğü an yok edilmek zorunda kalınan evren hesap verecektir kendisine.
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      güzel bir romantizme sahip olsa da düzgün değerlendirirsek boş bir inançtır. anarşizmin olabilmesi için insanın kötü düşünceden arınmış olması gerekir. bu insanı kısıtlamadan olabilecek bir şey değil. insanı değiştirmeye çalıştığında bir anlamı kalmaz zaten anarşizmin. neden imkansız? anarşizm ile kurulacak düzen yardımlaşma ve üste çıkmamayı gerektiriyor. bunu kontrol edecek bir mekanizma da yok. ama insan şu dönemde olduğu, eskiden olduğu, ileride olacağı gibi bu duygularla büyüyor. benim şeyim niye pornodakinden küçük diye düşünerek büyüdünüz la imkanı var mı yarış duygusunu bitirmenin?
    3. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eğer bütün dünyaya hakim olabilecek bir sistem varsa o da anarşizm olur. "her insanın ruhunda biraz anarşizm vardır. sadece uyandırılmayı bekler."
      2++++ - yabbozbozucusu 24.01.2016 13:30:33 |#2522717
    4. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ''insan yapımı yasayla kısıtlanmayan bir özgürlüğe dayanan yeni bir sosyal düzenin felsefesi; bütün hükümet biçimlerinin şiddete istinat ettiğini ve bu yüzden gereksiz olduğu kadar yanlış ve zararlı olduğunu söyleyen teori. '' (bkz: emma goldman)
    5. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      türkiye'deki (ve artık dünyadaki) pratiği veganlık-fanzincilik-holiganlık-kadıköy'de punk grubu kurmak gibi halktan izole şekilde gelişmiştir. anarşizan teorisyenlerden murray bookchin bu kafayı social anarchism or lifestyle anarchism (sosyal anarşizm ya da yaşam tarzı anarşizmi, türkçe'ye çevrilmedi henüz heralde) adlı eserde eleştirmiştir. ama tabi pek iplendiği söylenemez.
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      demokrasinin bittiği yerde anarşizm başlar.
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      adaletin bittiği yerde anarşi başlar.
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      türkiye'de anarşizm arabesktir. kim ne derse desin.
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gençlerimizin "kuralsızlık" olarak çok yanlış bir şekilde tanıdıkları görüş. önce okumadığın kitap kalmayacak,sonra anarşist olmaya karar vereceksin. önüne gelen anarşistim diyor.
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      anarşizm insanlar tarafında sıkça kullanılan ama kullanılırken neyi ihtiva ettiği bilinmeyen bu yüzden de anlamının dışında kullanımlara maruz kalan bir kelimedir. anarşizm bir ideolojidir. insan ve toplum üstünde hiç bir baskıyı, hiyerarşiyi, otoriteyi ve baskı oluşturabilecek, bir kalıba oturtabilecek devlet vb. hiç bir aygıtı kabul etmeyen bir yaklaşımdır. bu bağlamda sanırım anarşizmle alakası olmasada bugüne kadar devlete en ufak zararı dokunanlar bile anarşist olarak anılmıştır.
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aynı devrim kelimesi gibi anarşizm de yanlış anlaşılır ülkemizde. ülkemiz insanına göre anarşizm kaos,eli molotoflu,silahlı ya da sopalı insanlar,sokakta çatışmaların olduğu bir şey. ancak durum böyle değil ki. anarşizm ; devletin,duygunun,kuralların olmadığı insanın en ilkel şekilde olduğu gibi yaşamasını düşünen bir fikir akımı. önce okuyup sonra yorumlamak,eleştirmek gerekiyor.
    12. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bireye önem verir ve bireysel iradelerden daha üstün bir otorite tanımaz. bu doğrultuda insan üzerindeki tüm kısıtlama ve zorlamaların kaldırılmasını amaçlayarak otoritesiz bir toplumu savunur.
    13. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      desteklediğim akım.
    14. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      merkezi otoriteye bağlı tüm kurumları ortadan kaldırmayı önerir. tabi buna devlette dahil. belli başlı ilk sözcüsü stoacı okulun kurucusu olan elealı zenon'dur. zenon, platon'un ütopik devletine karşı olarak, devlet yönetimi olmayan özgür bir topluluk düşüncesini ortaya atmıştı. 1793 yılına gelindiğinde de william godwin bir kitap yazdı; political justice (siyasal adalet) kitapta insanlığın ahlakını bozduğu için devlet kurumunun ortadan kaldırılması gerektiğini öne sürdü. toplumun doğal biçimlenişinin en uygun ve verimli biçimleniş olacağı düşüncesi günden güne yayıldı. daha sonra bu fikir pierre joseph proudhon, pyotr kropotkin ve mihail aleksandroviç bakunin gibi kuramcıların elinde bir öğreti olma niteliği kazandı. bu sayede de dünya yeni bir fikirle tanışmaya başladı. "anarşizm" kavramını ise ilk olarak proudhon kullandı. bu düşünceyi ütopik sosyalizm ile harmanladı ve tezini tüm dünyaya sundu. bakunin biraz daha farklı bir yol izledi. fikirlerini daha çok sergey neçayev'in nihilizm'i ile kaynaştırdı. kropotkin ise düşünceyi kuramsal olarak düzenlemeye çalıştı. anarşizmi; "doğal uyumu, yapma kurumlarla zorlamak." olarak tanımladı. bununla da yetinmeyip "anarşizm, düzen yokluğu değil, baskı yokluğudur". diye muhteşem bir söz söylemiştir. marksizm'den alınan bir düşünceye göre devlet; egemen sınıfın çıkarlarını koruyan gereksiz bir kurumdur. ama anarşist felsefe; baskı yerine özgür işbirliği, korku yerine kardeşlik ve sevgi gerçekleştirilmesi gerektiğini savunur. devletin yerini, işbirliğinden doğacak dernekler ve bu derneklerin birleşmesiyle ortaya çıkacak federasyonlar almalıdır. çoğu kişiye göre ütopik bir şey olan bu uyum, bütün bu birleşmelerin doğal dengesiyle gerçekleşecektir. türlü birlikler her an yön ve biçim değiştirerek, en yetkin yönü ve biçimi bulacaklardır. o yüzden devletle birlikte her türlü maddi/manevi baskıcı kurumun yok edilmesi gerektiğini söyler. anarşizm 19. yüzyılın sonlarında yayılarak, çoğu kez şiddete başvurdu. birçok devlet başkanı, anarşistlerin suikastleri sonucu öldürüldü. günümüzde eski önemini büyük ölçüde yitirdi ama etkilerine hala dünyada rastlamak mümkün.
    15. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kendisiyle tanıştığım ilk gün tüylerim diken diken olmuştu. çünkü ben muhafazakar bir toplumda büyüyüp ilk düşüncelerimi o yönde şekillendirmiştim. gel gör içten içe devlet, din, kanunlar, yoksulluk, zenginlik, eşitlik ve adalet gibi birçok konuda hissettiğim, "bir şeyler eksik ve ters" dediğim duyguların gerçekten ters ve eksik olduğunu, hatta ters ve eksik olduğunu geç, hepsinin hatalı olduğunu anarşiyi incelemeye başladığımda bulmuştum. anarşi hakkında onlarca kitap okuyup araştırmalar yaptıkça -ki, hepsi hala devam etmekte- çocukken bir yaz gecesi ailemle gittiğim yaylada herkes uyuduktan sonra sonra uyanıp, çadırdan çıkıp, çimlerin üzerine uzanıp, ellerimi kafamın altına koyup dupduru gökyüzünü izlediğim anı anımsamıştım. benim için anarşi, işte o geceydi. ben nihayet aradığımı bulmuştum. hem de varoluşuma tek bir tutarlı neden bulamayıp gerçekten var mıyım diye her an ve her salise kendimi sorguya çekerken. sonra, yazmaya başladım. kendimi bildim bileli yazdım zaten hep. mesela; ilkokulda, hemen önümde oturan kızın ensesindeki sarı ayvaz tüylere bakıp bir şeyler yazardım. lisede, arkadaşlarımın aşk mektuplarını. üniversitede ise kendimce roman taslakları. anarşiyle tanışmadan evvel bile meğer ben hep anarşiyi yaşamaya çalışıyor ama bir türlü cesaret edemiyormuşum, işte onu gördüm. baskın devlet ve toplum kültürünün sürekli dillendirdiği şekilde ortalığı terörize eden bir ideolojiden ya da yaşam felsefesinden ziyade anarşinin en temele bireyi koyup gerçekten erdemli bir insan olmanın yolunun ise doğaya, insanlara ve hayvanlara saygıdan geçtiğini hissettiğimde irkildim. olması gereken bu olduğu halde. zordu çünkü. bir anda bana giydirilen soyut derilerimden kurtulmam epey zamanımı alacaktı. hem de böyle bir toplumda! ben; aile, okul ve devlet denilen otoriteler tarafından onlarca yıldır tüm ruhuna ve gövdesine her gün yeni bir deri eklenen yılandım. hepsinden küt diye ve kolayca kurtulmam mümkün olmadı. haliyle, her bir deri parçamı bıraktıkça canım acıdı. çünkü hepsi aradan geçen yıllar sonunda fazla kalınlaşmıştı. tüm soyut derilerimi atmayı başardıktan sonra dilim döndüğünce anlattım. anarşiyi. yazdığım ve yazmakta olduğum kitaplarda, tivitırda, dost sohbetlerinde, dövme yaptırmak için gelen müşterilerime... hiçbir zaman anarşi konusunda ümitsizliğe kapılmadan. tamam, bazen gerçekten umudum kırıldı, burnumun direği sızladı ama ben artık eski ben değildim. anarşiyi hiç tanımamış eski ben yani! tek derdi tüketmek olan, ihtiyacından fazlası için yırtınan, bilinçsiz, erdemsiz... anarşi, bana insan olma fırsatı sundu. ama bu süreç kısa bir zaman dilimine sığacak kadar küçük ve düz değildi. anarşiden bahsettiğim eski bir dostuma söylediğim gibi, "anarşi, tüm dünyanın dertlerini kanıksayıp hepsine omuz vermektir. eğer 'ben böyle bir işe girmem, hatta bana göre bu saçmalık diyorsan sakın bulaşma'" cümlelerini alıp kendime yineledim. bu zorlu süreç tam önümde, kapitalizm denen aşağılık sistem de tüm hücrelerimdeyken ben ne kadar anarşist olabilirdim? bireysel anlamda? bilgi, bilinç ve erdem yönünden? soru basit ama cevap veren yoktu. oysa ben daha ben bile olamamıştım. ömrüm, taklit yapmakla geçmişti ve birilerinin kutsallarının gölgesinde yaşamakla. hiçbiri içime sinmemişti ama. zira ilk başta dediğim gibi, "bir şeyler hep ters ve eksikti." imdadıma kitaplar yetişti. belgeseller. makaleler. okudukça beynim eridi. üzüldüm. öfkelendim. içerledim. ümitlendim. tüm insani duyguları aynı anda yaşayıp tarafımı seçme konumuna geldim. ve tarafımı seçtim; "zulüm bizdense, ben bizden değilim" dedim, o güzel kadın gibi. sessizce. anarşi, bana o terslikleri ve eksiklikleri gösterdi. şimdi ne zaman kendisinden sohbet açılsa, ki çoğunu ben açıyorum açıkçası, içim kıpır kıpır oluyor. zira biliyorum, bu zorlu bir süreç. ama gidilecek başka hiçbir yeri kalmadı insanın. sığınacak hiçbir limanı. anarşi artık bir ütopya değil, gereklilik. çünkü tüm ideolojiler ve felsefeler denendi. hepsi, insanlığa acıdan ve yıkımdan başka hiçbir şey vermedi. insanlar binlerce yıldır köle. hiç kimse asla özgürleşmedi. herkesin eylemleri ve söylemleri önceden kodlanmış. her birimiz sadece tüketen koca yığınlarız. acıya, adaletsizliğe ve eşitsizliğe kendi sığ dünyasından bakıp suni vicdan mastürbasyonlarıyla inine çekilen et istifi. küfrede küfrede tüm ayak işlerini yaptığı bu yoz sistemlerin birer dişlisi! anarşi, hepsinin tam zıttı ve tekerine çomak sokan tek düşünce. ideoloji. felsefe... adı her neyse artık. anarşi, vicdanda başlıyor ve bir gün bitecekse yine aynı yerde bitecek. keza, anarşinin motivasyon kaynağı ne mevki, ne makam, ne para, ne cennet ne de başka bir şey. keza, korku yönünden tehdit edileceği bir hapishane ya da cehennem de yok. anarşi, sonsuz özgürlük. sonsuz kuralsızlık. sonsuz iktidarsızlık. hiç kimsenin ihtiyacından fazlasına tamah etmeyip bireyin çıkarının genelin faydasından geçtiğine inanıp o uğurda yaşaması. anarşi, insanlığın insanlık yolculuğunda varacağı son durak. umarım, o durağa bir an önce varırız. çünkü insanlık hiç olmadığı kadar acı çekiyor. sosyal adaletsizlik, gelir ve fırsat eşitsizliği ise ayyuka çıkmış durumda. sırf bu yüzden anarşiyi anlatın. gördüğünüz veya muhatap olduğunuz herkese. asla tepeden bakmadan ve kimseyi hakir görmeden. anarşiyle tanışmadan önceki halinizi düşünerek. unutmayın, o insanların hepsi tam olarak sizin ilk dönemdeki halinizle aynı. binlerce yıldır kodlanan devlet, din ve iktidar gibi kutsallıklarla beyinleri iğdiş edilip düşünceleri kısırlaştırılan bireyler. yol açın hepsine. bir asit damlası gibi düşün beyinlerine. sonra bir bakarız, bir gün o büyük gün gelmiş. insanın insana ettiği eziyet, insanın kendinden daha büyük birçok soyut veya somut güce olan tapınması son bulmuş. insan, kul ve köle seviyesinden insan ve birey mertebesine ulaşmış. o insanın ham motivasyon kaynağı olan cennet veya cehennem manasız kalmış. ve olası bir cennetin veya cehennemin arsasının bu dünya olduğu kabul edilip herkes o yönde mücadele etmeye, yaşamaya başlamış. yenilenebilir enerji ve tarım alanları, insani çalışma koşulları, gönüllü iş paylaşımı, sadece zenginleri koruyan kanunlar ve sınırlar yerine insanların kendi aralarında yaptığı yazılı olan veya olmayan sözleşmeler tüm dünyayı sarıp herkes bir kereliğine gelinen dünyada ortalama 60 yıl insan gibi yaşayıp insan onuruna yaraşır şekilde ölme ihtimaliyle mest olmuş. o büyük günde görüşmek üzere. görüşmesek de dert değil. çünkü anarşi, "arzuladığın değişimin kendisi olmalısın" düsturudan başka bir şey değil. ve insana insan olması için sunulan en muhteşem olgu.
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      + mesela dinde bu kul hakkı olarak geçer, kul hakkını yemiş oluyorsun. felsefede felsf... - ama, ama demokrasi yapmazsak nasıl?.. + anarşi!.. tek yol anarşi... - anarşi ile bi ülke yönetiliyo mu? + ben zaten ülke olacağını söylememiştim... ben ülke olacağını söylememiştim... tek yol anarşi! - e ülke olmazsa nasıl yaşayacağız? + ”ülke olmazsa nasıl yaşayacağız?” mı? - evet... + ben tek bir ülkeden bahsetmiyorum, dünya üzerindeki tüm ülkeler yok edilmeli ve ondan sonrasında topluma bağlı yönetim gerçekleştirilmeli...
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bisküviyi "buradan açınız" yazan yerden değil başka yerden açtım. tutmayın beni.
      1Katkılarından dolayı sana ne kadar teşekkür etsek az. - mrdepresif 25.08.2020 18:03:13 |#3924891
      0yok mu yılın anarşisti ödülü falan, verin bana. - kil donmesi olan kirpi 25.08.2020 18:11:59 |#3924897
      0Var. Şuan listeye alındın. Kasım ayında belli olur birinci. Başarılar dilerim - mrdepresif 25.08.2020 18:13:45 |#3924899
      butun yorumlari goster (8)
    18. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Yunanca kökenlidir. An (olumsuzluk eki) + Archos (yönetici) = Anarchos, yani yöneticisizlik. Bu açıdan baktığımızda kripto sektörünün (Metaverse, NFT, kripto para) anarşist bir oluşum olduğunu söyleyebiliriz (decentralized). Küçük toplumlarda işe yarar bence. Ezbere Yaşayanlar'da ESG hozom çok güzel anlatmış örneklerle. Adamlar itibarlarını kredi olarak kullanıyor. Eğer topluluk kurallarına uymazsa dışlanır, bu kadar basit. Ek bilgi: Paradan önce takas usulü yalnızca yabancılar arası ticarette varmış, tanıdıklar arasında "bugün sen bana, yarın ben sana" şeklinde alışveriş yapılıyormuş.
      1ek bilginin kaynağı nedir? - kıpçak bey 12.05.2022 16:18:46 |#4374508
      0Ezbere Yaşayanlar :) - rakunettin 12.05.2022 16:35:48 |#4374519
      1sjskdjdj böyle kaynak mı olur onlar nerden almış acaba :( - kıpçak bey 12.05.2022 17:55:21 |#4374561
      butun yorumlari goster (5)