tasavvuf büyükleri bu ilmi, esasta aynı olmakla beraber, değişik şekillerde tarif etmişlerdir.
faziletin son noktasına kadar vesileye yapışmaktır. (hilyetü'l-evliya, c.1, s.96)
kendisinde haramlık şaibesi olan her şeyden kaçınmak ve dilini boş sözden muhafaza etmektir. ( i.hakkı bursevî, ruhu'l-beyan, c.1, s.301)
kendisine evla olan şeylere vakti sarf etmektir. (reşahat aynü'l-hayat, s.196)
genel olarak tasavvuf kulluğun ihlasla yapılabilmesini teminde, dinin bir hizmetkârı ve yardımcısıdır.
ayrıca manen yaşanıp tatmakla anlaşıldığından layık olduğu şekilde yazılıp anlatılamaz.
tasavvufu sadece yunus emre veya hz. mevlana ile bağlantılandırmak ise yanlıştır.
imam-ı rabbani, ismail hakkı bursevî, imâm-ı azam
ebu hanife, şah nakşibend (k.s) gibi bir çok evliya ve ulema tasavvufa girmiş ve büyük dereceler kat etmişlerdir.