Ey
sersem nefsim! Acaba şu
vazife-i ubudiyet neticesiz midir, ücreti az mıdır ki, sana
usanç veriyor? Halbuki bir adam sana birkaç para verse veyahut seni korkutsa, akşama kadar seni çalıştırır ve
fütursuz çalışırsın. Acaba bu
misafirhane-i dünyada
âciz ve
fakir kalbine
kut ve
gına ve elbette bir
menzilin olan
kabrinde gıda ve ziya ve herhalde mahkemen olan
Mahşer'de sened ve
berat ve ister istemez üstünden geçilecek
Sırat Köprüsü'nde nur ve burak olacak bir namaz, neticesiz midir veyahut ücreti az mıdır?
Bir adam sana yüz liralık bir hediye va'detse, yüz gün seni çalıştırır.
Hulf-ül va'd edebilir o adama
itimad edersin, fütursuz işlersin. Acaba hulf-ül va'd hakkında muhal olan bir zât,
Cennet gibi bir ücreti ve
saadet-i ebediye gibi bir hediyeyi sana va'd etse, pek az bir zamanda, pek güzel bir vazifede seni
istihdam etse; sen hizmet etmezsen veya isteksiz,
suhre gibi veya usançla, yarım yamalak hizmetinle onu va'dinde
ittiham ve hediyesini
istihfaf etsen, pek şiddetli bir
te'dibe ve dehşetli bir
tazibe
müstehak olacağını düşünmüyor musun? Dünyada hapsin korkusundan en ağır işlerde fütursuz hizmet ettiğin halde;
Cehennem gibi bir
haps-i ebedînin
havfı, en hafif ve latif bir hizmet için sana gayret vermiyor mu?
Sözler Kitabı - 271.Sayfa