menzil

adıyaman menşeili bir tarikat. kelime anlamı ise hedef. amaç. eskiden tanıdığım üç-beş müptezel vardı. hapı esrarı bıraktıktan sonra paso "menzil'e gittik" diye kafa ütülerlerdi. bir gün bunlardan birine "ya şehmuz abi, bizim de bi abimiz var. geceleri leyleğe binip gökyüzünde geziyormuş" dedim. bir anda celallenip küfretti; "onun amına koyim ben, leylek bir insanı nasıl taşısın!" herif leylekle gökyüzünde uçmaya inanıyor ama leyleğin bir insanı taşıyamayacağına inanmıyor.

adıyaman'da bir köy. şuanda fethullahçılar diye nitelendirdiğimiz grubun yerine geçiyorlar devlet kademesinde.

kelime anlamı inilen, konaklanan yer, ev, mesken, duraktır.

tövbe alma diye diye bir gelenekleri vardır. adıyaman'da okuyan bir arkadaşım anlatmıştı. şeyhlerini ortaya alıp halka şeklinde toplanırlarmış. şeyh, çevresini saran kalabalığa kendine bağladığı ipleri uzatır. herkes o iplere tutunup şeyhe bağlanırlarmış. tabi bu merasimin devamı da var fakat buraya kadar olan kısmı bile şirk kokmaktadır. ne zaman bu cemaatle ilgili bişey duysam aklıma pek yakında filmi gelir. şeyh: sen avatarı izledin mi ? mürit: evet abi. şeyh: orda bi ağaç vardır. herkes ona bağlanır ondan enerji alır. büyük ağaç. doğru mu ? mürit: doğru şeyhim. şeyh: o ağaç benim !

din adı altında toplanıp, mevcut iktidarında desteğiyle devlette yapılanma yapmış mollo topluluğu. İki zikir edip, sabaha kadar tütün içerler.